Bendeki Sen - Dilek Taygun | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Bendeki Sen
Seri Sıralaması: -
Yazar: Dilek Taygun
Yayınevi: Mortena Yayınları
Baskı Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 376
Kitaba Puanım: 5/5
Basit bir yalan, Yanlış bir numara, Kaderin yollarını kesiştirdiği iki farklı insan. Baran Solmaz'ın hedeflerine ulaşmasına küçük bir adım kalmıştı ve yakında çalıştığı şirkette istediği konuma gelmiş olacaktı. Lakin küçük bir sorunu vardı; işe girerken nişanlı olduğunu söylemişti ve şimdi sevgili nişanlısı ile patronunu tanıştırması gerekiyordu. Tabii gerçekten nişanlı olsaydı. Ezgi Değerli, küçük dünyası, çalıştığı lokantası ve kutu kadar olan evinde mutluydu aslında. Büyük şeylerde asla gözü olmamıştı. Ama ansızın gelen bir telefon ve teklif edilen paranın da çok cezp edici olduğunu kabul etmeliydi. Belki de şansı dönüyordu. Tabii hâlâ yanlış kişiyi aradıklarından emin olmasaydı... Birbirlerinden Tamamen Farklı Olduklarını Düşündükleri Anda, Tamamen Birbirlerine Benzediklerini Fark Edeceklerdi!
(Tanıtım Bülteninden)


Her insanın hayalleri farklı olurdu kuşkusuz. Baran’nın hayalleri işindeki konumunu korumak hatta terfi almaktı; Ezgi'nin hayalleri günü kurtarmak ve yarını garantiye almaktı. İki farklı insanın hayatlarının kesişmesi ise bir yanlış numaradan olurdu.

Ezgi, alışık olduğumuz karakterlerden biri değil. Naif, sakin, kimsenin işine karışmayan anca kendi işinde​ gücünde olan bir karakter. Kimsesizliğinin kırıklığını kalbinde yaşayan biri. Yetiştirme yurdunda büyümüş ve reşit olunca da ayrılılıp kendine bir hayat kurmuş.  Bir lokantada bulaşıkçı olarak çalışıyor ve evi dar deyim yerindeyse kutu kadar bir alana sahip ama o ona yetiyor. Asla da fazlasında gözü yok, kanaat etmeyi biliyor ve şükür ediyor bu durumuna da.

Telefonu çalıyor, bilmediği bir numara ve o numara bir teklifte bulunuyor, Ezgi ise sırf merakından ve teklifin cazip oluşundan tamam diyor. Hikaye de orada başlıyor. Kitap dans eden çiftmizle başlıyor aslında o dans, Ezgi'nin rüyası. Nereden bilsin gerçek olacağını?

Baran, esas adamımız. Çalışkan, zehir gibi bir adam. Tek kusuru beyaz bir yalan söylemiş olması. Patronuna söylediği o yalan ayaklarına dolanacağını elbette kestiremez ve olacakların da önüne geçemez. Dilek Taygun’un anlatımını seviyorum ben. Yalın, çok fazla zorlamayan, sayfalar birbiri ardına akıp giden kitaplar yazıyor. Ve bu kitap yazdığı diğer kitaplardan da bir tık farklı gerek konusu gerek karakterleri bu kitapta daha farklı. Okursanız fark edeceksiniz. 

Gerek olsun kitap konusu, kapağı, iç tasarımları ile beğenimi fazlasıyla kazandı. Çok kısa zamanda bitebilen, duygusal yönü fazla ve keyfi bol bir kitap okudum. 

Geçmişte kalanlar ise oyunadıkları oyunda, yaşadıkları masumane birlikteliği ne kadar etkileyecekti? Merak ediyorsanız kitabı okumaya başlayabilirsiniz ✋
Şimdiden keyifli okumalar ❤

0 comments:

Yorum Gönder