Kitap Adı: Leyla Gibi
Kitap Yazarı: Vefa Enver
Yayınevi: Goa Yayıncılık
Baskı Yılı: 2010
Sayfa Sayısı: 384
Kitaba Puanım: 4/5
Vefa Enver'in birbirinden farklı renkte karakterleri var. Her bir kitapta farklı bir renk ile karşılaşıyoruz. Leyla Gibi yazarın yazmış olup benim okuduğum en parlak renge sahip karakterin olduğu bir kitaptı. Bir kere Leyla şimdiye kadar okuduğum en farklı karakterdi. Genel olarak erkeklerde her çiçekten bal alma merakı bu kitapta bir kadındaydı. Her gördüğü yakışıklıya kapılan ve aşık olduğunu sanan bir karakteri okudum. Ve en sonunda sancılı bir dönem bitiminde gerçekten aşık olduğunu da farkına varıyor.
Kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda Leyla için düşünebileceğiniz ilk şey şımarık bir kadın olması. Hangi kadın az da olsa şımarık değildir ki Leyla olmasın ama onda bir tık abartı var. Sığ bir yönü de var, kendini çok fazla düşünüyor ve hayatın aslında dünyanın merkezinde kendinin olduğuna çok inanmış durumda. Böyle dedim diye sakın önyargı yapmayın, Leyla da diğer herkes gibi yaşadıklarından ders çıkarıp büyüyor.
Leyla, yirmi sekiz yaşında olmasına rağmen çocuk ruhlu bir kadın. Arkadaşlarıyla beraber yaşıyor, birçok ilişki olmuş yine de aradığı aşkı bulamayan, fazla da kararsız biri. Mutlu olmasını yine biliyor, tabii depresyona girmemişse.
Engin bir polis. Sert mizaca sahip, kaba davranmaktan çekinmeyen (Leyla gibi bir kadına tahammül edemiyorken en başta) gülmek nedir bilmeyen bir adam. Özünde aşkan korkması büyük etken aslında bu davranışların.
Arkadaşları ile dışarı çıkan Leyla, o gece başını belaya sokuşu ve esas adam Engin'le karşılaşıp tanışmaları, başta birbirinden haz etmeyip birbirine çekilmeleri öyle güzel anlatılmıştı ki yer yer kahkahalarımı tutamadım.
Leyla ve Engin'in gel gitlerle dolu aşkının önünde engeller elbette ki vardı. Ve bu engelleri teker teker aşmalarına şahit olurken Leyla'nın olgunlaşmasını da okuyoruz satırlarda. (Ki bu engellerin oluşmasında Leyla'nın payı büyük.)
Kitapta birçok duygu vardı. Sadece aşk kitabı değildi üstelik. İçinde dostluk kavramını da barındırıyordu. Pişmanlıkları vardı her karakterin farklı farklı ve sonunda bir şekilde kaplerinin sesini dinleyerek doğru seçimi de yapıyorlar.
Leyla, Engin ile her karşılaşmaları farklı duygulara sarılmış olsa da hayatına dahil ettiği bir adam daha vardı ki ciddi bir rakipti. Ömer, güçlü kendinden emin ve sevecen bir adam. Leyla'nın yanında çalışması ve aralarında oluşan o ilişki nedense benim sinirimi bozdu. Tamam adam her kadının istediği türde bir adam ama ben kafayı Engin'e taktığım için Ömer hep ikinci planda kaldı. Leyla ise ikilem arasında gidip geliyordu. Bir kalp birçok kişiyi severdi ama yalnızca birine aşık olurdu. Ki öyle, Leyla seviyordu, aşık olduğunu sanmayı daha çok aşka aşık olmayı seviyordu. Ömer'i sevdi ama aşık olduğu adam Engin’di.
Onların hikayesi alışılmışın dışında, kah güldürüp kah ağlatan bir hikaye üstelik. Ve siz kendinizi Leyla'nın yerine koyunca aynı ikilemde kalacağınıza bahse girerim.
Bir yanda hayallerini süsleyen adamı - Ömer - bulmuş Leyla, diğer yanda bir süredir ilişkide olduğu kadınla - Çağla - mutlu olduğunu düşünen Engin, gerçeği fark edip mutlu olabilecek mi?
Leyla...
Şaşkın, kararsız ve sakar... Bir o kadar da sevimli ve karşı konulmaz. İnsanlar onda ne mi buluyor? Elbette içtenlik Erkekler ile ilgili tüm çevirdiği dolaplara ve şıpsevdiliğine rağmen, Leyla'nın kalbinin derinliklerinde dokunulmamış bir saflık var. O, kariyer başarısının peşinden kendi stilinde koşarken ve aslında daha önceden hiç âşık olmadığını keşfederken sizi çok güldürecek. Hata yapmamak için her çabalayışında, hatalar zincirine bir halka daha eklenip, hayatının domino taşları bir bir devrilecek.
Sonunda geriye kalan enkazı toparlamaya çalışırken kim bilir belki biraz olsun akıllanacak, ya da belki de hiç değişmeyerek hep aklı bir karış havada kalacak. Ne olursa olsun, kendisi başından geçenleri anlatırken, onun sürükleyici aşk hikâyesine ve kendini bulma yolculuğuna kapılıp gitmenize engel olamayacaksınız.
Ne dersiniz? Leyla'nın pembe dünyasına adım atmaya hazır mısınız?
Şaşkın, kararsız ve sakar... Bir o kadar da sevimli ve karşı konulmaz. İnsanlar onda ne mi buluyor? Elbette içtenlik Erkekler ile ilgili tüm çevirdiği dolaplara ve şıpsevdiliğine rağmen, Leyla'nın kalbinin derinliklerinde dokunulmamış bir saflık var. O, kariyer başarısının peşinden kendi stilinde koşarken ve aslında daha önceden hiç âşık olmadığını keşfederken sizi çok güldürecek. Hata yapmamak için her çabalayışında, hatalar zincirine bir halka daha eklenip, hayatının domino taşları bir bir devrilecek.
Sonunda geriye kalan enkazı toparlamaya çalışırken kim bilir belki biraz olsun akıllanacak, ya da belki de hiç değişmeyerek hep aklı bir karış havada kalacak. Ne olursa olsun, kendisi başından geçenleri anlatırken, onun sürükleyici aşk hikâyesine ve kendini bulma yolculuğuna kapılıp gitmenize engel olamayacaksınız.
Ne dersiniz? Leyla'nın pembe dünyasına adım atmaya hazır mısınız?
...
Kitap hakkındaki görüşlerinizi aşağıya yorum olarak yazabilir, beni Instagram hesabım olan @sonsayfasihayat 'tan takip edebilirsiniz ❤
...
...
0 comments:
Yorum Gönder