İngiliz Gelin Annabel - Lynsay Sands || Kitap Yorumu

Yazar: Lynsay Sands
Kitap Adı: İngiliz Gelin Annabel
Özgün Adı: An English Bride In Scotland
Seri Sıralaması: An English Bride In Scotland #1
Yayınevi: Olimpos Kitap
Çeviren: Belgin Selen Haktanır
Sayfa Sayısı: 328
Baskı Yılı: 2015
Kitaba Puanım: 4
Asla evleneceğini düşünmemişti. Annesi ansızın onu manastırdan alıp eve götürmek için geldiğinde, Annabel bir rahibe olmak için yemin etmek üzereydi... Böylece, evden kaçan ablasının nişanlısı olan İskoç lorduyla evlenebilecekti!

Bir eş olmakla, bir ev idare etmekle ve özellikle gerdek gecesiyle ilgili hiçbir şey bilmiyordu. Asla âşık olacağını düşünmemişti. Ross MacKay, Annabel'i gördüğü andan itibaren, utangaç ve tatlı müstakbel eşine vurulmuştu...

Annabel'in bedeninin kıvrımlarının da ayrı bir lütuf olduğunu düşünmüştü. Ancak, bir düşman Annabel'in hayatını tehdit edince, Ross onu İskoçya'ya götürdü. Annabel evlenmeyi planladığı kadın olmasa da, arzuladığı tek kadındı.
(Tanıtım Bülteninden)



Lynsay Sands adını son zamanlarda birkaç kez duydum fakat kitabı alıp okumayı hep sonraya erteledim.
Tarihi aşk romanlarına karşı ayrı bir zaaf ve sempatim olduğunu dile getirmem gerek. Kapaktannda zaten İskoç hikayesi olduğu ortada ve benim konuyu zaten kafadan seveceğim de olası.
Yazarı duymama rağmen -okuyan çoğu kişinin beğenisini almıştı- bu kadar geç okumuş olmam ise benim için bir nebze kayıp, çünkü gerçek anlamda eğlendiğim bir kitap oldu. Fazla iz bırakan bir kitap olmasa da sevdiğim kitaplar arasında yerini aldı. Yazarı takip eder miyim? Çıkacak olan kitaplarını -ki eğer çıkacaksa- alıp okur muyum bilmem ama anlatımı ve yazımı sevdim.

Bilindiği gibi kitapta İskoçlar anlatılmış. Esas kızımız Annabel manastırda yaşayan, rahibe yemini etmeye hazırlanan bir İngiliz. Her ne kadar rahibeliğe hiç uygun olmasa da çaba sarf etmesi ortada. Bütün çabaları aldığı cezaların birikimi ile kırbaç olarak geri dönüyor olsa da durumunu kabullenmekten başka şansının olmadığının bilincinde biri. Ön dört senesini manastırda geçirmiş olmasıyla sesini de pek fazla çıkaramıyor. Uykudan uyandığı sıradan bir günün hayatını değiştireceğini düşünmez. Apar topar bir şekilde annesinin 
manastıra gelerek Annabel'e evleneceği haberini verene kadar her şey alıştığı düzende ilerliyordu. Annabel'in rahibe olmaması manastırdan ayrılmasına bir sorun teşkil etmez. Evleneceği kişinin kim olduğunu merak eden kızımız yanıtını kısa zaman içinde alacaktır da. Bir İskoç olan Ross ile evlendirilmek isteniyordur.
Fazla ipucu vermemek adına kitap hakkında bu kadarına değinebilirim, yoksa anlatmaya devam edersem kitabın tamamını anlatarak büyüyü bozarım :)
Elbette ki kötü adamlar, düşmanlar da vardı kitapta. Aslında en ortada olan bu kötülükler, kitap sonuna doğru netleşerek anlam kazanıyor.
Karakterleri çok sevdim ben, gayet eğlendim okurken. Sinirimi bozan karakterler de yok değildi. Genel olarak hoş vakit geçirdiğim bir kitaptı. Tarihi romans sevenlerin bu kitaba bakmalarını, dahası bir şans vermelerini öneririm :)




0 comments:

Yorum Gönder