Teresa Medeiros - Unutulmaz Öpücük | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Teresa Mederios
Kitap Adı: Unutulmaz Öpücük 
Özgün Adı:  A Kiss To Remember
Seri Sıralaması: Fairleigh Sisters Series #1
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Yayın Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 371
Kitaba Puanım: 5/5
Tek solukta rahatça okunan bit kitap Unutulmaz Öpücük. Mizahı tadında, romantikliği kararında kitapta ön planda hep bir duygusallık vardı, o da karakterlerin hikayelerinde saklıydı. Hikayenin sonlarına doğru yüzümde gülümseme bırakan, eritip duran duygusallığın ve romantizmin zirveye tırmandığı sahneler vardı. Temposu yukarı doğru ivme kazanan yavaştan artan bir havadaydı ve kitap gerçekten güzeldi, oldukça beğendim.

Baş  karakterlerimiz özellikle etkiledi beni. Çoğu sefer onların yerinde olsaydım ne hissederim, ben nasıl hareket ederdim diye düşünürken buldum kendimi. Sayfaları çevirdikçe hak verdiğim çok yer oldu. Ben de işte böyle yapardım işte diyip durdum.

Laura Fairleigh, anne ve babasının kaybı sonrasında hayatının geri kalan dönemini Elanor Harlow'un koruması altında geçirir. Ona ve kardeşlerine bir yuva haline gelen Arden Malikanesini elinde tutabilmesi için evlenmesi gerekir. Ne yapacağını düşünürken sevgili Elenor'un ölümüyle her şey karmaşık bir hale dönecektir. Kadının oğluna bir mektup yazar ve annesinin öldüğünden bahseder. Elbette ki onu kınamaktan ve paylamaktan da geri durmaz. Düşünmediği şey hemen olacaktır ve Devonbrooke Dükü Sterling Harlow'un malikane ile ilgilenmesiyle işler değişir.



Sevgi dolu bir çocukken büyüdükçe o güzel yüreği nasıl olur da taşa dönüşür? 

Sterling Harlow, çocukluğunda unvanı olmayan sıradan bir ailenin tek oğludur. Babasının kumar borcu karşılığı varisi olmayan amcasına yapılan anlaşmayla verilmesi, Sterling'in hayatını değiştirir. Yedi yaşındayken, para için gözlerini kırpmadan başkasına veren anne ve babasını görmeyi reddeder. Hatta düzenli bir şekilde annesi tarafından ona yazılıp ulaştırılan mektupların hiçbirini okumaz bile. -ki ben de onun yerinde olsaydım aynısını yapardım, beni istemeyen baba ve verilmemi umursamayan ya da tek laf etmeyen anneyi sonradan neden görüp bana ulaşmalarına izin vereyim.-

Zengin bir asilzade oluşuyla tabi ki sahip olduğu avantajların tüm nimetlerinden faydalanır. Sevgisizliğini bastırma şeklidir bu ve kendince başarılı olduğunu da düşünür. Takındığı maskelerle idare eder; alaycılık, taş kalplilik bunlardan biridir. Bir de ona divane olan kadınların kalplerini çalan bir zamparadır.

Merhametsiz amcasının elinde büyüyen Sterling, geçen uzun yıllarda ailesine karşı duyduğu öfkeyle katılaşır. Amcasının ölümü, yaşadıklarının bütünü onu Devonbrooke Şeytan'na dönüştürür. Orduda geçen yılardan sonra evine döndüğünde aldığı mektupla sinirleri zıplıyor. Annesinin yardımcısı Bayan Fairleigh tarafından yazılan mektupta onu payladığını saklamadan annesinin öldüğünün haberini veriyor. Sterling de bu haber karşısında hisleri birbirine giriyor ve mektubu yazan kadına olan kızgınlığına sığınarak Bayan Fairleigh'te haddini bildirmek için yola koyulur. 

Çocukluğunun geçtiği Arden Malikanesi'ne gitmeye koyulan Sterling elbette yolda kaza yapacağını, dahası hafızasını kaybedebileceğini bilmiyordur. Malikaneyi elinde tutması için evlenmesi gereken Laura ise hayatında bir ilki yaşar. Birini ilk defa kendisi için istiyordur. O da kim midir? Okuyup da kendiniz görün. 

Laura ve Sterling, olması gerekenin dışında bir karşılaşma yaşamalarına rağmen olması gerektiği gibi bir aşk yaşarlar mı sorusu kitapta.

 Yazarı daha önce duymayan ve kitabı okumayan var diye çok fazla detaya girip tat kaçırmak istemem. Buraya kadar okuduğunuz yorumumda eğer ki merak ettiyseniz kitabı satın almalısınız. Zaten türü seven okurların da yazarı kaçıracağını sanmıyorum.

Masum bir öpücük şeytanı meleğe çevirebilir mi?

Laura Fairleigh, kardeşlerinin bir evi olabilmesi için yirmi bir yaşına basmadan önce koca bulmalıdır. Ormanda baygın yatan, melek yüzlü, muhteşem vücutlu ve hafızasını kaybetmiş bir yabancı bulunca onu sahiplenmeye karar verir. Ancak cennetten düşmüş gibi görünen bu meleğin tam bir şeytan olduğundan habersizdir.

“Devonbrooke Şeytanı” olarak tanınan çapkın Sterling Harlow onun, uzun zamandır kayıp nişanlısı olduğunu iddia eden genç kızın büyülü öpücüğüyle uyanır. Kız onun bir beyefendi olduğu konusunda güvence verirken Sterling hafızasıyla birlikte aklını da kaybettiğinden şüphelenmeye başlar, zira bu kadar çekici bir genç kızın ufak öpücükleriyle yetinecek biri olmadığından emindir!
Genç adam düğün gecelerinden önce gerçeği açığa çıkarmaya uğraşırken, unutulmaz bir öpücük ikisinin de aklından çıkmayacak
bir tutkuyu ateşleyecektir...

“Medeiros, karşı konulması imkânsız bir başka romantik masal kaleme almış.”
—Booklist

“Komik ve yer yer dokunaklı… Teresa Medeiros’un okuma deneyimini katıksız bir zevke dönüştüren akıcı ve süslü tarzına hayranım.”
—All About Romance

Kayıp Çocuklar, Eğiva'nın Çocukları #1 - Özge Özdemir | Kitap Yorumu


 Yazar Adı: Özge Özdemir 
Kitap Adı: Kayıp Çocuklar 
Özgün Adı:  *
Seri Sıralaması: Eğiva'nın Çocukları #1
Yayınevi: Herdem Kitap
Yayın Yılı: 2019
Sayfa Sayısı: 390
Kitaba Puanım: 5/5
Bir Türk yazar, isterse çok da güzel fantastik kitap yazar. Bunlardan bir örneği de Özge Özdemir. Kaleminden keyif aldığım okurken beni sürükleyen fantastik kurgu yazarlarından biri. Eğiva'nın Çocukları serisi ile hayatımıza dahil olurken  bu sürükleyici serüvene ortak ediyor bizi. Serinin ilk kitabı ise Kayıp Çocuklar.

Özel Sırça Çocuk Yurdu sınırları içerisinde yaşanan olağan dışı olaylarla hikaye başlıyor.

Kırk sekiz çocuğun koruyucusu olan Işık, şimdiye kadar ki en güçlü Eğiva büyüsünü yapıyor ama ne varki onların tamamını korumaya yetmiyor. Dört çocuğunun kaybı sonrasında işin içinden tek başına çıkamayacağını anlayarak yardım alıyor. Bu kişiler ise büyü dışı insanlar... Karşı karşıya kaldıkları güçlerle birlikte üstesinden gelmek ve de kaydolan çocukları bulmak asıl amaç. Kaybolan dört çocuğu ararken tedbiri elden bırakmayacak, geriye kalanları da kötü güçlerden zorundalar. Bu arada, çocukları da özel kılan bir sebep var. Onlara bahsedilmiş olan yetenekleri, zaten bundan sebep kötü ruhların hedefindeler, ihtiyaç duydukları tek şey ise çocukların enerjisi...


İhtiyaç duyulan güç, kayıp olan çocuklar, iyilik ve kötülüğün çetin savaşı, cadılar ve büyüler derken büyülü bir dünyaya adım atmış oluyorsunuz. Kayıp Çocuklar kitabı sizi merak içinde bırakıyor. Sürükleyici bir hikaye, akıcı bir anlatım ve doyum olmayan bir kurgu. Çok bir detay vererek tadını kaçırmak istemiyorum. Onun yerine size; Aksiyonun bitmediği, sırlarla dolu bu serüvene siz de ortak olun diyorum.
Eğer fantasik kitap seviyorsanız, tavsiyemdir.
Bir koruyucu...
Kayıp Çocuklar...
Ve uyanan kötü ruhlar...

Kırk sekiz çocuğun koruyuculuğunu üstlenen Işık Kanlıca, gelmiş geçmiş en güçlü Eğiva büyüsünü yapmış ancak onları korumayı başaramamıştı. Kaybolan dört çocuğunun ardından, yardım aldığı büyü dışı insanlarla birlikte muazzam büyüklükte bir güçle karşı karşıya geldi. Kötü ruhların ihtiyaç duyduğu enerji, özel çocukların yeteneklerinde gizliydi. Şimdi kaybolan çocuklarını ararken, diğerlerini de doğan karanlıktan korumak zorundaydı.

İyilik ve kötülük daha önce hiç bu denli iç içe olmamıştı. Nefret, öfke, aşk ve sevgi iliklerinize kadar işleyecek. Eğiva'nın dünyasına hoş geldiniz.
' Sevgi gerçek bir büyüdür.'

(Tanıtım Bülteninden)

Kalbim Sende Kaldı - Judith McNaught | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Judith McNaught
Kitap Adı: Kalbim Sende Kaldı
Özgün Adı:  Double Standards
Seri Sıralaması: *
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Yayın Yılı: 2010
Sayfa Sayısı: 304
Kitaba Puanım: 5/5
Judith McNaught, kendi hakkında söylenen övgü dolu sözleri sonuna kadar hak eden bir yazar. Öyle methiyeler dizmeme de gerek yok bence, çünkü zaten ne denli güçlü bir anlatıma şahsına münhasır bir kaleme sahip olduğu örnek alınarak yazılmasından belli diye düşünüyorum. Zaten sevenleri tarafından defalarca kez okunan kitaplardır, her ne kadar canım Epsilon Yayınevi yazarın telif haklarını elinde bulunduruyor olsa da baskı yenilemesi yapmayıp yeni okuyacak okurları bu kalemden ve tattan mahrum bırakabiliyor.
Taşımı da attığıma göre yoruma devam edebilirim.
Gel gelelim kitaba. Başta her şey gerçek anlamda çok güzeldi. Kızımız iş bulma umuduyla kasıntı akrabalarına gidiyor, iş buluyor ve seviniyor. Çünkü artık evine para yollayabilecek ve babasına yük olmaktan çıkacak. Hayaller böyle, evdeki hesap da böyle, iş çarşıya çıkınca durumun şekil değiştirmesi. Çok detaya girip kitabın tadını kaçıracak değilim. İpucu yok, asla yok 🤣🤣

Lauren ile Nick'in karşılaşmaları, aralarında geçen sohbetler, birbirlerine takılmaları öyle güzeldi kiii nasıl desem.. Hani çok sevdiğiniz bitter çikolatanın ambalajını açıp kokusunu içine çekerek yemeye başlamak vardır ya... Ahaa işte aynen bu kitap onun gibiydi! Ağzınızda bıraktığı tat enfes bir tat.. Keşke erken bitmese, her okuyuşta birkaç sayfa artsa mucize olsa demekten kendinizi alamazsınız. Bir gün gibi kısa bir sürede bitirilebilecek, bittiğinde de neden bitti dedirtebilecek bir kitap, Kalbim Sende Kaldı.
Nick karakteri başlı başına bambaşka bir hikaye. Her insanın yaşadığı hayat kendine göre zordur ve hamur misali insani yoğuran kimi zaman yumuşatıp kimi zaman da kati hale getiren de hayattır. Nick tam manasıyla ikili ilişkilerde pamuk ipliğine bağladığı güveni kaybetmeye yaklaştığında son derece katı bir adam olabiliyor. Ki haklı sebepleri de yok değil. Düşünün, babanızı kaybetmişsiniz üzerine de anneniz sizi terk etmiş, hayat zaten zor güvenin kırıntısı yok, kendinizi korumaya alıyorsunuz ve zor zar bağ kurup güvenecekken tersi durumla karşılaşıyorsunuz. Katı olmayacaksınız de ne olacak, nasıl ayakta kalacaksınız ki, değil mi ama...
Bir de her okuduğum kitapta ille de kitap içindeki ailelere değinmekteyim ya, bu kitapta da bir kere daha değinmek isterim. Ailenin önemi bambaşka bir olgu. Her şeyin başlangıcı aile, her duyguyu ilk olarak ailede öğrenir insan. Eğer ki o kadın bırakıp gitmeseydi, terk etmemiş olsaydı, Nick duygusuz bir adam olmazdı. Tabi her olumsuzluğu kendi hayatımızda olumlu hâle getirmek, kendi elimizde. Nick de öyle yaptı. Annesinin ardından güçlü olmak için çok çalışıp  başarılı bir iş adamı oldu. Onca çektiklerine rağmen kendinden emin, ayakları yere sağlam basan bir adam haline geldi.


Nick'in işini baltalmaya çalışan dahili ve harici düşmanları kızımızı bir şekilde ikna etmeye çalışacak ve hikaye de orada başlayacaktır. Kader ağlarını örerken ikilimizi neler beklemektedir. Kitapta böyle eridiğim bir sahne var, Nick ile karşılaşmaları Sindirella masalına atıfta bulunmaları, yakışıklı prensin yaptığı gibi  kızımıza ayakkabisını giydirmesi, allah'ım dedim, sen biliyorsun içimi 🙈🙈
Kitap gerek konusu gerek karakterleri gerek anlatımı kısacası her şeyiyile mükemmeldi. Aşk varsa hayatta sayfanın sonunda ille de karakterleri bulurdu. Diyerek yorumuma son veriyor sıradaki kitabıma geçiyorum. Yazarı ve kitapları şiddetle öneririm. Elinize geçerse mutlaka bir şans verip okuyun.

Gece Fısıltıları, Cennet, Kusursuz, Mutluluk, Sen Gelmeden Önce, Aldığım Her Nefeste, Düşler Krallığı, Sonsuza Kadar, Seni Beklerken, İçinde Aşk Saklı, Sana İhtiyacım Var adlı kitaplarıyla okurlarının beğenisini kazanan Judith McNaught'tan...

Yüreğinin Kraliçesinin Beklenen Romanı Gönlünüzü Fethedecek Kaderi Olan Adamı Bulduğuna İnanan Bir Kadın... Saf Mutluluğun Acı Gerçekler Karşısında Boyun Eğdiğini Bilen Bir Adam... Tutku Uçurumunun Geri Dönüşü Olmayan Derinliklerine Sürüklenen Duıygu Yüklü Bir Aşk Hikayesi...

Global Endüstri'nin yakışıklı genel müdürü Nick Sinclair işini nasıl idare ediyorsa kadınları da aynı şekilde idare ediyordur... Büyüleyerek, meydan okuyarak ve acımasızca kendisine hâkim olarak. Her şeyin en iyisine alışık bir adam olan Nick, Lauren Danner'ı işe aldığında bu mağrur güzelin kendisi için sıradan, yeni bir zafer olacağını düşünür. Fakat Lauren'ın parlak zekâsı ve nadir rastlanan azmi gözlerini kamaştırır, dahası kendisine karşı koymada ustalıkla yol alan bu cezbedici güzele âşık olur.

Ama Lauren'ın bir yalan üstüne kuruludur ve bu oyun her geçen dakika daha da tehlikeli bir hal almaktadır. Sırrı, Nick'in ona olan hassas güvenini ve o ana dek tanıdığı en güçlü adamla gelecekte birlikte olma umudunu tamamen yok edecek midir?