Kitap Adı : Oyuncak Müzesi
Yazar Adı : Emre Gül
Seri Bilgisi : Oyuncak #1
Sayfa Sayısı : 480
Yayınevi : Guardian Yayınları
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4/5
Yazardan okuyacağım ilk kitap değildi Oyuncak Müzesi ve son olmayacağını da biliyorum. Kalemindeki gelişim ve her kitabında bir öncekinden ileriye gitmesini izlemek de başka bir keyif.
Oyuncak Müzesi ile beklentiye girdim. Okuduğum yorumlarla birlikte epey bir beklenti oldu bende ve son sayfayı çevirip kitap bitince o beklentiyi karşıladığını söyleyebilirim. Gerilimi güzel vermişti, gizemi ilgi çekici katili merak uyandırıcıydı.
Huzurlu ve küçük bir kasaba olan Ravebelg kasabasında, kasabaya gelen ve yerleşen kurbanlarını seçen ve seri cinayetler işleyerek huzuru yok edilen bir hikayeyi okuyoruz kitapta. Bir katilin bir de kasabada yaşayan bir kadının ağzından anlatılıyor hikaye. Katil olan kişi, ruhsal açıdan ciddi sorunu olan biri ile karşı karşıyayız. Kendini beğenmiş bir kişilik ve son derece de manipülatif biri. İlk kurbanında kıza yaklaşması kızın anne problemi ile yalnız kalması ile beynine girmesi onu hayatının sonuna götürmesi kısmında bu manipülasyonu görüyoruz. Her yaptığı için kendini doğru görüyor, her şeyi o biliyor mükemmel biri yaptığı işi de hak ettiklerini kasabanın huzurunun kaçması gerektiğini savunarak yapıyor. Tehlikeli biri. Okurken rahatsız eden pek çok sahne vardi ve kurbanları ile olan iletişiminde ağına düşürürken müdahale edebilmeyi gerçekten istedim. İşlediği cinayetleri kendi imzası olsun diye geride bıraktığı noktalar belirgin detaylar insanı tedirgin edecek cinstendi. Kısaca katil için oluşturulan karakter çok rahatsız edici bir karakterdi ve psikolojik sorunlar güzel yansıtılmıştı.
Bir diğer anlatıcı olan karakterimiz, Noa. Geçmişte kalan büyük bir kaybın ağırlığı altında eziliyor. Bu kaybın sorumluluğunu da kendinde buluyor, bundan sebep de ölmek istiyor ve katilin radarına giriyor. İlişkileri ne şekle evriliyor ve ne oluyor onu kitapta görüyoruz.
Eleştiri olarak gördüğüm bir iki nokta haricindeki gerçekten hisler olarak kurgu olarak karakter olarak beklentimi karşılayan bir kitaptı. Kasabadaki güvenlik açıkları, kameraların olmaması bence bir eksiklikti, her ne kadar ufak bir kasaba da, az da olsa bir kamera bir şey olurdu. Bu ufak görünen ama önemli olduğunu düşündüğüm detaylar işlenmiş olsaydı kitap on numara olurdu. Genele bakıp bütün olarak düşünürsek kitabı eksik yönleriyle birlikte sevdim. Ben serinin nasıl bir yerde noktalanacağı kısmını merak ederken ikincisini okumak için çoktan kolları sıvadım.
Tetikleyici unsurlar var, belli bir yaş altı okura hitap etmeyeceği detayını da iliştirerek gizem gerilim katil kitapları sevenlere okuyabilecekleri bir kitap olarak Oyuncak Müzesi'ni öneririm
BUGÜNE KADAR TÜM CİNAYET HİKÂYELERİ KURBANIN AĞZINDAN ANLATILDI. BU KEZ HİKÂYEYİ KATİLDEN DİNLEMEYE NE DERSİNİZ?
Bir ölümle başladı her şey. Bir başka ölüm onu izledi. Ve bir diğeri...
İnsan ne dilediğine dikkat etmeli, zira kalbinden geçen hiçbir dilek gerçekleşmeden peşini bırakmaz, derler. Ben ölüm diledim. Ravebelg Kasabası ve içinde yaşayanlar için. Bu kasaba, benim oyun evim ve içinde yaşayanlar da koleksiyonuma saklayacağım oyuncaklarım olacak. Tüm bunlara şahit olmak isterseniz bunun geri dönüşü olmayacak.
İnsanın şahit olduğu her şeyden sorumlu olduğu söylenir. Sizler de benim hikâyemin tamamına şahit olmak üzeresiniz. Eğer neler olduğunu öğrenmek istiyorsanız sırrıma ortak olacaksınız. Bu da sizi suç ortağım yapacak. İstediğiniz şeyin bu olduğunu sanmıyorum.
GİDİN BURADAN, SADECE GİDİN.
BUNDAN SONRA YALNIZCA SIRRIM DEĞİL... HİÇBİRİNİZ GÜVENDE OLMAYACAKSINIZ. HİÇBİRİNİZ.
(Tanıtım Bülteninden)








0 comments:
Yorum Gönder