Sevgili Venom - Parker S. Huntington | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Darling Venom
Kitap Adı : Sevgili Venom
Yazar Adı : Parker S. Huntington
Çevirmeni : Doğa Şarlayan
Sayfa Sayısı : 640
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2023
Kitaba Puanım : 5/5 ⭐
Sevgililer Günü’nde o çatıda olmamalıydım. Okulun tescilli ucubesi Kellan Marchetti de olmamalıydı.

Onunla hayatlarımıza son vermenin eşiğindeyken tanışmıştık ve her nasılsa trajedilerimizin paramparça ipleri birbirine dolanarak bizi alışılagelmedik bir şekilde bağlamıştı.

O gün kendimizi öldürmemeye ve okul bitene kadar her Sevgililer Günü’nde birbirimizi kontrol etmeye karar verdik.

Aynı saatte.
O çatıda.
İki huzursuz ruh.

Sözümüzü üç yıl boyunca tuttuk. Dördüncü yıl Kellan bir karar aldı ve sonuçlarıyla yüzleşmem için beni arkasında bıraktı. Tam hikâyemizin bittiğini düşünürken bir yenisi başladı.
Her aşk hikâyesinin aynı oldugunu ama farklı bir tat verdigini söylerler. Benimki zehirliydi, zarafetsizdi  ve kan kırmızı yara izleriyle tenime kazınmıstı.

Benim adım Charlotte Richards. Ama siz bana Venom diyebilirsiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
Tamir edilecek bir şey kalmayıncaya kadar, insan ne kadar kırılabilir? Yalnızlık etrafı sarıp da çiğ çiğ yerken ruhu, insan buna ne kadar dayanabilir? Peki ya bir yürek yanıp külden başka bir şey kalmazken geride, yeniden yeşertebilir mi insan?

İtiraf etmem gerekirse kitabı bitirdiğim andan itibaren hislerimi anlatacak kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. O boğaz düğümlemeler, gözlere dolan yaşlar, çekilen burunlar ve ağlamalardan sonra... *derin bir nefes alır* Söyleyeceğim her kelime sanki hissedileni tam olarak yansımayacakmış gibi geliyor. Kitapta anlatılanlar anlam bakımından o kadar doluydu ki, onlar tarafından tamamen tüketildiğimi ve eeee öyle işte. 👉🏻👈🏻 *soluklanma*

Kitabın temelini oluşturan keder, bağışlama, kendinle yüzleşme olguları yazar tarafından çok iyi işlenmişti.

Suçluluk, balçıkla kaplı berbat bir duygudur. İnsana kendini çoğu zaman yetersiz hissettirir, öyle olmasa bile kimseye bir faydan yokmuş gibi kendini değersiz hissettirir. Sevgili Venom kitabıyla birlikte yazar, gerçekleri, görmemek için başımızı çevirmelerimizi gözlerimize sokmaya çalışmış. Tabi umut kısmını da es geçmemiş; çıkılan en yükseklerden çakılan en alçaklara kadar olan her şeyin ortasında her zaman bir umut vardır, fikrini de satır aralarında serpiştirmiş.

Hayatın akışında bazen etrafımızda ne olup bitiyor fark edemiyoruz, tıpkı Tate gibi... Kendi hislerimizi duyurma gücü bulamıyor çıkış yolunu kaçırmış olabiliyoruz, tıpkı Kellan gibi... Her şeye rağmen ayakta kalıp da yaşamak için neden görmeye çalışıyoruz, Charlie gibi...
Etrafımızda fark etmediğimiz Charlie'ler vardır kim bilir, güzelliği acısı, sevgisi ve zehiri de kendine saklayan.  Kellan da vardır kuşkusuz, yalnız olmadıklarını fark etmelerini dilerken Tate gibi olanlari basta dövmek sonra da sevmek istiyorum. Sebebi kitapta... 😉

İnsanın bir nedene ihtiyacı var, sevmek yaşamak var olmak için. Bu kitap ile o kadar çok duyguları bir arada hissettim ki, sonunda mutlu bir hikaye okuyup kapağı kapattığım için mutluyum. Kitaptan çok fazla detay anlatmamak için kendimi tutarken bahsedeceğim en fazla yorumum bu kadar olur. 🙈 Kitabı okumanız gerekiyor, okuyup da anlamak çok gerekiyor. Kapağından çevirisine edisyonuna emek veren herkesin ellerine sağlık derken beni bu kadar zırlatan yazarımıza da sevgiler gönderiyorum.


Altın Küller - J. Elle | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Asher of Gold
Kitap Adı : Altın Küller
Yazar Adı : J. Elle
Seri Bilgisi : Wings of Ebony #2
Çevirmeni : Özge Nur Küskün
Sayfa Sayısı : 416
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2023
Kitaba Puanım : 4/5
Rue, gözlerini yer altındaki bir zindanda açar. Sihirli güçleri yoktur, acılar içindedir ve hiçbir şey hatırlayamaz. Yine de kendini bırakmaz ve mücadeleye devam eder. Çünkü büyüdüğü mahalle ona, asla pes etmemeyi öğretmiştir. Fakat hapsedildiği yerden çıkıp arkadaşlarını bulmak, Rue’nun mücadelesinin yalnızca bir kısmıdır.

Genç Rue, dostlarına yeniden kavuştuğunda Şansölye’nin babasının halkından çaldığı sihir gücünü geri alacağına söz vermiştir.  Ne var ki Houston’da doğup büyümüş, yarı insan yarı tanrı bir genç olarak kendisinin, halkının mücadelesine liderlik edebilecek özelliklere sahip olduğundan şüphe duymaktadır.

Ancak bir ihanet onu çıkmaza sürüklediğinde Rue, kime güveneceğine karar veremez. Artık çaresiz halkına liderlik etmesi gerekmektedir çünkü bunu yapamadığı takdirde yalnızca Yiyo Tepesi ve halkı değil kendisi de yok olacaktır.

(Tanıtım Bülteninden)
Abanoz Kanatlar serisi, Altın Küller kaldığı yerden heyecanla devam ederken ben de sizlere tüm gevezeliğimi zapt ederek yorumumu paylaşacağım.

Altın Küller kitabı aksiyonu, entrikası ve verilen büyük mücadeleyle ilerliyor. Rue, ondan çalınan büyüyü geri almaya çalışırken zaman zaman başarısızlıklarla karşılaşınca geri düştüğü oluyor ama bir şekilde kalkıp silkelenip kendini buluyor. Uğradığı ihanetlerle kimseye güvenmiyor, kendini kaybolmuş ve yalnız hissediyor. Gerçekler gün yüzüne çıkarken güvenebileceği yalnızca bir avuç kişi olduğunun da farkına varıyor. Yolculuğu boyunca Rue, savaşı, ırkçılığı, sosyal eşitsizliği ilk elden deneyimleyerek görüyor. Tüm bunlarla birlikte dengeyi geri getirmekteki şiddetli olan kararlılığı daha da sarılıyor.

Seri boyunca sanırım en sevdiğim kısmı karakterin kim olduğunu öğrenmesi, kendine daha çok güvenmeyi öğrenmesi oldu. Rue kesinlikle yabana atılacak biri değil. Öyle büyük bir kalbi ve kararlılığı var ki, halkına yardım etmeye, sihri geri getirmeye ve Şansölye'yi yenmeye kararlı.

İki kitaplık bir serinin sonu için sonu tatmin ediciydi. İlk kitapla bir, genele bakacak olursam da fantastik türü için okuyabileceğiniz keyifli bir kitap. Bu arada kapak konusunda bir iki laf etmek istiyorum, kesinlikle bizdeki kapaklar on numara beş yıldız. Çeviriden edisyona emeği geçen herkesin ellerine sağlık, güzel bir serüvendi. 💐

☆☆☆

Wings of Ebony Serisi;
#2 Asher of Gold / Altın Küller


Bodyguard - Jennifer L. Armentrout | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Tempting the Bodyguard
Kitap Adı : Bodyguard
Yazar Adı : Jennifer L. Armentrout
Seri Bilgisi : Gamble Brothers #3
Çevirmeni : Talin Ataman
Sayfa Sayısı : 252
Yayınevi : Dex Kitap 
Baskı Yılı : 2016
Kitaba Puanım : 3/5
Gamble Kardeşler serisi devam ediyor! Onu kendisi hariç herkesten koruyabilirdi. Büyük bir tehlike, Alana Gore'un peşinde. İşinden ödün vermeyen, başarılı bir halkla ilişkiler uzmanı olarak, yıllar içinde kaçınılmaz biçimde birkaç düşman edindi ama bu seferki çok farklı… Alana da nereden geleceği belli olmayan bir tehlikeye karşı alınacak ilk önlemi alıp kendisine bir bodyguard tuttu. Ama ne bodyguard! İşinin ehli olmasının yanı sıra hem inanılmaz seksi hem de pek çapkın!

Alana kadar Chandler Gamble da tam bir profesyonel ve "yatmak istediği kimseyi korumamak" gibi kesin bir kuralı var. Ama Alana karşısında mesleği ile gittikçe şiddetlenen cinsel içgüdüsü arasında bir yerde azap çekiyor. Öte yandan, Alana'nın onun yardımına gerçekten ihtiyaç duyduğunun da farkında. Alana korunmaya, Chandler tatmin olmaya muhtaç ve çizgi aşıldığında kıyamet kopacak! Tüm bu gerilimin ortasında sizi, nefes nefese bir Bodyguard hikâyesiyle baş başa bırakıyoruz…

(Tanıtım Bülteninden)
Gamble kardeşlerin en büyüğü olan Chandler ile sonunda kaynaştık. Diğer iki kardeşe kıyasla fena değildi, yani sevdim ama hikayeye adapte olabildim mi o kısma henüz cevap bulamadım.

Alana, halkla ilişkiler işinden dolayı büyük bir üne sahip ve Gamble kardeşler tarafından pek sevilmeyen biridir. Ancak Chandler ile ilk karşılaştığı an itibariyle elemanın zihnini ele geçirir ve o andan beri Chandler onu düşünmekten vazgeçmez. Onları bir araya getiren de ruh hastası bir takipçinin ciddi dereceki hayati tehdittir. Alana aldığı tehdit sonrasında yardım almak için soluğu Chandler'da alır. Tabi bizimkinin güvenlik şirketi var, beyimiz olayları araştırır ve hatunu da koruyacağını bildirir.

Aralarındaki ilişkiler çok geçmeden kızışmaya başlar ve çok geçmeden de sınırlar geçilmeye başlar. Tam bu esnada kızımızın geçmiş travmaları el sallar, beyimize güvenmesini hatta bazi duyguları hissetmesine izin vermez. Yani bir süre. 👉🏻👈🏻 Alana inatsa, Chandler ondan daha inattır ve döküntüleri toparlar kalbinin etrafını saran duvarları yıkar ve beraberce aşka koşarlar.

Herkesin kötü olarak bildiği esasen kendini ve kalbini koruyan bir kadının, ona güvenmeyi ve sevmeyi öğreten adamın hikâyesini kısacık bir hâlde okuyoruz. Daha incelikli daha uzun yazılmış olsaydı *diğer iki kitaba oranla bir tık farkı olsa da* daha severdim kitabı. Hızlı geçilmiş hızlı anlatılmış eksikler kalmış hissiyatı fazlasıyla vardı. Klişe bir konu ve hikaye olsa da yeteri kadar önem verilmemiş gibiydi.

Chandler'ı sevdim.  Ateşli bir bey olan arkadaşımız tatlıydı, ne istediğini biliyordu ve bunu itiraf etmekten çekinmiyordu. Alana ise daha çekinik olan taraftı. Serinin son kitabı olmasından dolayı ben daha farklı beklentiye girmiştim, bu da beni hayal kırıklığına uğrattı. Daha uzun bir sonsöz gerekirdi seri vedasında. Tüm çiftleri ne bileyim görseydik iyiydi. Kapak için yorum yapmayacağım. 🙊

Gamble Brothers Serisi;
#3 Tempting the Bodyguard / Bodyguard

Oyuncu - Jennifer L. Armentrout | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Tempting the Player
Kitap Adı : Oyuncu
Yazar Adı : Jennifer L. Armentrout
Seri Bilgisi : Gamble Brothers #2
Çevirmeni : Talin Ataman
Sayfa Sayısı : 208
Yayınevi : Dex Kitap
Baskı Yılı : 2016
Kitaba Puanım : 4/5
LUX serisi, Kış Güneşi ve Saplantı kitaplarının dünyaca ünlü yazarı Jennifer L. Armentrout'tan tutku dolu bir hikâye… Gamble Kardeşler serisi devam ediyor! Bridget Rodgers'ın yolu ünlü Gamble kardeşlerden biriyle kesişiyor. Hem de tüm dünyanın tanıdığı yıldız beyzbol oyuncusu Chad Gamble ile.

Chad sadece beyzbol alanında değil, kadınlar konusunda da bir oyuncu. Tüm gazetelerin hem spor hem de dedikodu sayfaları Chad Gamble'ın çapkınlık maceralarıyla dolup taşıyor. Ta ki bu maceralar Chad'in kariyerini tehdit etmeye başlayana kadar… Chad'in menajeri, oyuncunun imajının düzelmesi ve kulüple sözleşmesinin yenilenebilmesi için bir çözüm öneriyor: Aklı başında bir kadınla düzenli bir ilişki. Peki ama kim olacak bu kadın?

(Tanıtım Bülteninden)
Jennifer L. Armentrout, fantastik kurgularda daha iyi olduğunu biliyoruz, çünkü bu bir gerçek. Romantizm kitaplarında da ortalama ve ortalama üstünde kitapları var. Belkide çok önce yazılmış olan kitaplardan olduğu için böyle de düşünüyor olabilirim ama neyse...

Gamble kardeşler serisinin ikinci kitabı, ilkinden çok daha güzeldi. Kısa yazılmıştı gereksiz uzatna yoktu, ilk kitaptakinden aksine acelecilik de yoktu. Tadında kesilmiş anlatılıp geçilmiş bir kitaptı ve şey, Chase için sevilesi bir bey diye düşünmüşrüm ama bu kitaptaki Chad unsuru o düşünceyi ezdi geçti. Arkadaşlar 👉🏻👈🏻 Eleman baya iyiydi.

Chad, National'ın beyzbol takımının yıldız atıcısıdır ve her zaman ilgi odağı halindedir. Kendisi için deli olan kadıların ilgisinden de son derece hoşnuttur. Medyanın yansıttığı gibi 'kötü çocuk' olmayan adamımız kendi hayatında kendi kurallarıyla ve eğlence anlayışıyla - 😈 - yaşamaktan keyiflidir. Menejerinin imajını düzeltmesi konusunda ısrarı üzerine sahte bir ilişki içerisinde kendini bulur.

Bridget sıradan hayatında kendi halinde bir kadındır. Chad Gamble'ın hayatıyla kendi hayatı bir mil kadar uzaktır. İkisinin bir araya gelebileceği ortak bir an yoktur. Ancak talihsiz koşullar bu beklenmedik ikiliyi bir araya getirdiğindeyse kıvılcımlar uçuşur, koca bir yangın başlatmış olur. Birlikte geçirebilecekleri yalnızca bir ayları varsa, sonunda neler olur? Birbirlerine duydukları çekimle bu bir ay sonrasında onları bekleyen son nasıl olur?

Chad'in oynadıkları sahte ilişki karşısında şaşkına dönmesini okumak keyifliydi. Bridget'in güvensizliği aldığı her kararı etkilerken Chad'in baştan çıkarıcı davranışlarına daha fazla kayıtsız kalamamasına ve sonunda kendini onun kollarında bulmasına aşırı yükseldim. Birbirlerini başta yanlış değerlendirip daha sonea anladıklarında daha fazla kapılmaları kararında ve iyiydi. Tabi gönül isterdi ki kitap uzun olsundu. Yazar sayfadan tasarruf etmiş ama keşke bonkor olsaydı. Bir sonraki kitap da yine incecik bir kitap. Serinin en iyi yani bitmiş olup peşi sıra okuyabiliyor olmamız. En kötü yanı ise kapaklar, arkadaş kapak seçimi böyle mi olmalıydı. Orjinale bakınca da yani hangisinin daha kötü olduğuna karar veremiyorum.
Yazarı seviyorsanız, bu seriyi de J.L.A. rafına ekleyin derim. Benden tam puan almasa da düşük bir not almadığı kesin.


Ölü Tanrı'nın Şarkısı - Dilara Özçelik | Kitap Yorumu


Kitap Adı : Ölü Tanrı'nın Şarkısı 
Yazar Adı : Dilara Özçelik
Seri Bilgisi : Bilinmeyen Tanrılar Serisi #1
Sayfa Sayısı : 448
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2023
Kitaba Puanım : 5/5
Üç kutsal bakire, üç kutsal gelin.
Güneş, yalnızca birinin üzerine doğacak Ve onun gelini olacak. İnançsız Mara, hayatı boyunca hazırlanmak zorunda bırakıldığı o önemli gün geldiğinde seçilmeyeceğini ve hep özlemini çektiği gibi sade bir hayatı olacağını hayal ediyordu. Sevdiği adamla evlenerek yaşadığı her şeyi geride bırakacaktı. Ta ki üzerine doğan Güneş, tüm hayallerini yakıp kül edene kadar. 

Apollon’un Gelini olarak tapınağa gönderildiğinde, kanını ve tüm geleceğini inanmadığı bir Tanrı’ya sunmaktan başka şansı yoktu. Ve onu çağırdı. Ancak gelen, karanlığın içinde karşısında dikilen Tanrı, Apollon değildi. Apollon’un ikiz kardeşi Rae’ydi. Kehanet Tanrısı Rae. Troya’nın Tanrısı Rae. Ölü Tanrı…

“Konuş,” dedi ölümsüz sesiyle. Sesi damarlarımda akan kan kadar akışkan ve sıcaktı. “Bana sunduğun şey nedir?” Mara’nın ona sunduğu şey Troya’nın geleceğiydi.

(Tanıtım Bülteninden)
Mitoloji sever misiniz? Fantastik kitapları hele de? Sizin için önereceğim şahane bir kitap var. Uzun zamandır profilimde gördüğünüz o kitap, Ölü Tanrı'nın Şarkısı, okuyup da çok sevdiğim kitap. Türk yazarlarımızdan fantastik kitap okumayı çok seviyorum. Özellikle ülkemiz topraklarında geçen mitolojiyi de içine katarak yazılan kitaplar benim oldukça ilgimi çekiyor. Apollon'u Zeus'u vs hep yabancı yazarlardan okurken bizden birinin kaleme alarak hakkını verip yazması takdire şayan. Dilara'nın kaleminin methini çok duydum fakat okumak basılı halinde nasip oldu. İyi ki de okudum diyorum.

Gel gelelim kitaba;

Ailenizden koparıldığınızı düşünün ve her üç genç kızdan birinin adanılan Tanrısı'nın gelini olmak için küçük yaştan itibaren yetiştirildiğinizi düşünün. Kısıtlı haklar, gözetim altında bir hayat, seçme şansı olmamak ve aşık olmayı düşünemeyecek bir şekilde yetiştirilmek. Mara tamamen bunları yaşadı. O ve arkadaşları seçilmiş kişilerdi ve aralarından biri Apollon'un gelini olacaktı.

Mara inanç sahibi biri değildir fakat zorlandığı bu ritüele boyun eğer, o kutlu günde yüzüne vuran güneşle esas seçilmiş kişinin kendi olduğu belirlenir. Süslendirilir, püslendirilir tapınağa yollanır ki Apollon gelsin gelinini alsın.  Seslenişte her şey normaldir de bizim kız isimde bir karışıklık yaşar, derken en olmaması gereken o kişiyi çağırır. Gelen kişi Apollon değildir, onun ikizi Kehanet Tanrısı Rae şakkadanak çıkıverir. Geldiği gibi aralarında sürtüşme olur ama bu gizemli tanrı da bir şeyler vardır. Bölümler ilerledikçe Zeus da görünüp kurgudaki kilit noktayı bomba misali okurun eline verince aaaaa oluyoruz. Savaş kapıda, Rae ve onun 'arsız ölümlü' Mara'sı beraber birçok badire atlatır, epey tanıdık simalar görürüz haklarında mini hikayeler sıkıştırılmış içersinde vs vs. Savaş demişken savaşmayın sevişin yani sevin birbirinizi feryadım sonuç buldu finale doğru vuslatı gördük de yetmedi be kuzum. Ve o son. Bakalım ikinci kitapta bizi neler bekleyecek.

Sıradan bir aşk masalı okumuyoruz kitapta, daha ince işlenmiş güçlü kurgulanmış bir kitap esasen seri. Giriş kitap olarak beklentimi karşıladı benim ve merak ettiğim ikinci kitap ve devamında olacaklar. Karakterleri çok sevdim, Mara oldukça eğlenceli dik kafalı hazır cevap kimseye eyvallahı yok, aşırı kafa kız. Rae ise offf...

Yorumuma şöyle bir son vermek istiyorum. (Daha anlatmaya devam edersem ki kitaptan çok şey bahsedeceğim.) Alışık olunan düzenin esasen bir yanılsama olması ve kendini bulma hikayesi içindeki karakterin yolculuğuna ortak olmak isterseniz, kitabı size gönül rahatlığı ile tavsiye ederim.


Büyük Kavuşma - Meghan Qyinn | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Büyük Kavuşma
Kitap Adı : The Reunion
Yazar Adı : Meghan Quinn
Çevirmeni : Zeynep Yurt
Sayfa Sayısı : 464
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2023
Kitaba Puanım : 4/5
Martin ve Peggy Chance aşkın bir ömür boyu sürmesi gerektiğine inanıyorlardı. Ellinci evlilik yıldönümleri yaklaşırken, üç yetişkin çocukları için güzel bir ilişki modeli oluşturduklarına inansalar da ne yazık ki bu pek işe yaramamıştı. Üç kardeş de kendi hayatlarında bir türlü aşkı bulamamıştı.

En büyükleri Ford, kendini işine adamış ve romantizme karşı dirençliydi… ya da öyle olduğunu iddia ediyordu diyelim. Ortanca çocuk Cooper, geçmişinden gelen, alıngan bir fırıncıyla yeniden bağlantı kurana kadar boşanmasını atlatamayacaktı. Ailenin bebeği Palmer, kendini her zaman yakışıklı bir kasaba aile doktorundan başka biriyle hayal etmiş, özgür ruhlu bir dünya gezginiydi.

Chance kardeşler, ebeveynleri için büyük bir yıldönümü partisi planlamak üzere bir araya geldiklerinde, romantik karışıklıklar, kardeş rekabetleri ve çocukluklarının kesin sonu ile başa çıkmak zorunda kalacaklardı.

(Tanıtım Bülteninden)
Meghan Quinn'den şimdiye kadar romantik komedi okuduk, bu kitapla birlikte  duygusal ve dokunaklı bir hikaye yelken açtık. Yine güldürdü tabi yine kalbe dokundu fakat bu sefer daha değişikti dokunuşu. Büyük Kavuşma  hassasiyet, duygusal karmaşıklıkla doludu. Aile olmanın önemi, zaman içinde yaşanan zorlukları, acı ve sevginin ortak deneyimini, insan olmanın derinlikleri sayfalara nakışlamış yazar ve biz okurlara sunduğu hikayeden keyif almayı sağlamış.

Anne ve babasının evliliğinin yıldönümünü kutlamak için bir araya gelen, görüşmeyen üç kardeşin ve onların partnerlerinin acılarını ve zaferlerini keşfederken altı farklı bakış açısı karşılıyor bizleri. Bu onların -ailenin- yeniden bir araya geldiği büyük buluşma. Ford, Cooper ve Palmer. Her birinin kendine özgü hikayeleri, kendi karakter yolculukları vardı ama genel olarak onları bir aile olarak görüyoruz.

Bu kadar çok bakış açısına sahip bir hikaye hakkında ne hissedeceğimden emin değildim. Kitabın içeriği ve çok sayıda karakter göz önüne aldığım zaman her birinin hikayesiyle gerçek anlamda bağlantı kuramayacağımdan endişelendim. Ama öyle olmadı, yazarın anlatımı hikayeye çekişi benim kitabı büyük bir keyifle okumamı sağladı. Karakterlerin her birinde bağlanacağım noktalar oldu, hepsinin parlayan bir anları vardı ve beni o ana alıp sakladı. Ford'un Larkin'le birlikte yolunu bulmasını okumak keyifliydi. Cooper için beklediğim Meghan mizahını hikayesine renk kattı. Sanırım okumayı en çok sevdiğim kişi o oldu. Ve son olarak en yürek burkan ve kalbimde yer edinen hikayesi olan Palmer var; karakterin yolculuğunda tüm duygulara hitap ediyordu.

Meghan Quinn bu kitabından diğer okuduğumuz iki kitabındaki haylazlıklar yoktu, o kuduruklu *bu kelime bence tam uyuyor* neşeli ve tuhaf derecede komik bir roman değildi. Ama bu diğer ikisinin gölgesinde asla kalmadı diyebilirim. Bir yazardan beklediğim her şey var hatunda, tek bir türe bir kalıba kendini sıkıştırıp bırakmıyor ve geliştiriyor kalemini kurgusunu. Daha dingin bir hava hakimdi kitapta, bu da başka bir güzellik katmıştı, ben seviyorum. 

En iyi ailelerin bile kendilerine sakladıkları vardır, hani herkes bilir. O kırılma noktaları, göğüs gerilen zorlukları ve verilen mücadeleleri... Sonuç olarak toplanıp bir bütünü oluşturur, hayatın bir parçası da budur. Kusurlar ve tamamı. Yazardan daha çok kitaplar okumayı isterim. Orijinal kapak olması detayı da beni çok mutlu etmişti. Çevirisinden edisyonuna kapağına bütün emekler için ayrıca da teşekkür ederim. Güzel, keyifli bir okumaydı.


Kasım'da Neler Yaptım?


#ayınözeti bilançosu ile geldim, merhaba.
Kasım ayı okuma acısından ortalama geçerken izleme açısından epey verilmi oldu diyebilirim.
 

Beş kitap bitirirken, devam eden seriler harici üç webtoon daha okudum. Biri uzuuun zamandır beklediğim ikinci serisi geldi, diğeri gelse de olur gelmese de olur dediğim bir seri, bir de yeni başladığım bebek serim. 😍

Okuduğum kitaplar konusunda beklentimi karşılayıp epey sevdiğim kitaplardan oldu.

• Kırgın Fısıltılar 4/5

Serinin ilk kitabını okuyanlar bilir, bir aşk acısı uğuruna büyük bir savaş başlattı Roman, bunun da bir getirisi olacaktı. Ruslar ve İtalyanlar arasındaki gerilimi dengeleyecek tek nokta yapılacak bir anlaşmalı evlilik. Bunun için seçilen kişiler ise Bianca ve Mikhail.

• Juniper Tepesi 5/5

Edens Serisinde sular durulur mu? Mümkün değil, ilk kitap sonunda yeni bir karakter kilidi açıldı ve bonusu olarak da hanım kızımızın kucağında bebek oluşuydu. Bu ikili bir dağ evine yerleşti, huysuz bir adam yardım etmeye zorlandı derken kıvılcım ateşe dönerken harlandı harlandı.

• Sağdıç 3/5

Ağabeyinin düğününe davet edilen kızımız abisinin arkadaşına uzun yıllardır aşıktır ve bunu kimseye belli etmediğini sanır. Olaylar olaylar.

• Abanoz Kanatlar 4/5

Annesinin ölümü sonrasında hayatında sorgulayacağı çok şey olan kızımız kardeşini korumak isterken kendini amansız bir serüven ortasında bulur. Irkçılık yasadışı olaylar gibi birçok önemli noktalara değinmişti yazar.

• Ölü Tanrı'nın Şarkısı 5/5

Favori kitabım diyebilirim. Güneş Tanrısı olan Apollon'a gelin olarak seçilen kızlardan biri Mara ve Apollon da onu seçiyor. Tapınakta bizimki güneş yerine kehanet Tanrısı gelsin derken olaylar başlıyor. Mitoloji - fantastik şahane bir kitaptı. Türk yazarlarımızdan, bizim topraklardaki mitolojik hikayeleri barındıran kitaplar okumak ayrı bir keyif.

Okuduğum manhwa/webtoonlar.

• Frost Will Always Fall 2/5

Kızımız lise zamanından tanıdığı arkadaşına yardım için evine davet eder ve beraber yaşamaya başlarlar. Onların bir de geçmiş bağlantısı vardır, kızın büyükannesi de şamandır. Ruhlar geçmişi vs görür anlatır. Hikaye güzeldi fakat kadın karakterin seks düşkünlüğü beni boğdu öğ dedirtti, sevmedim. 👎🏻

• Totem Realm 4/5

Uzuuuun zamandır serinin devamını bekliyordum desem yeridir. Esas kadın kahraman iş gezisi için gittiği yerde, gezerken adada garip bir zaman döngüsü içine düşer ve kendi bulunduğu zaman diliminde olmayan bir uygarlık kabileler sihir dolu evrende hayatta kalma savaşı içinde kalır. Bir tanrıca ile ruhen bağlanan kadın karakterimizi neler beklemektedir?
*detaylı yorumu girmezsem çatlarım*

• Yırtıcı Evillik ▪︎Yeni▪︎

Ben buna bayıldım. Summertoon ekibinin çevirisi ve benim keşfettiğim yeni site ve serim. Kızımız bir prenses ve zorla evlendiriliyor fakat kız bu durumdan memnun değil. Siyasi evlilik ve konumu itibariyle nasılsa öldüreceğim diyerek bir delilik yapıyor, tanımadığı bir adamla bir gece geçiriyor. Derken o adamı başka bir krallığın kralı olarak karşısında bulmuyor mu? Umarım bir an önce seri finali görürüz ve okuruz.


İzlediğim diziler konusunda epey verimli oldu. 🤭 çok övülen bir seriyi bitirdim misal ve yani bu kadar mıydı demedim değil. İlk önce film kısmından laf etmek istiyorum. Bihter filmi, o kadar pohpohlamaya değmeyen şişirme saçma bir filmdi. Yani esere, hikayeye en yakını dendi ama bana çok saçma geldi. The Witcher serisini sezonlarca izledim. 🤭 Henry harici beğendiğim bir şey yoktu. Bu arada animesini de izledim, Vesemir'in hikayesiydi ve sey ortalamaydı. Bilmiyorum belki kitap serisini okusam ya da oyununu oynasam daha otururdu bazı şeyler. Castevania serisi de muazzam esas onu şiddetle tavsiye ederim, mük seriydi. Dracula'nin başlattığı bir eylem kocaman bir kasırgaya dönüşürken vampirler mi dünyanin hakimi olacak insanlar mı?

• Bihter 2/5

Aşk-I Memnu için orjinale uygun dedikleri film o kadar sıkıcı ve saçmaydı ki kitabı almam ve yeniden okumam gerek fikrini uyandirdi bende. Okuyacağım ve muhtemelen yeniden öğ film ne kötüydü diyeceğim. Bizim için Bihter 2008 versiyonu olan, Beren Saat'in canlandırdığıdır. nokta. Dndndn

• The Witcher 3/5

O kadar abarttılar o kadar abarttılar ki diziyi merak etsemde yediğim spoilerle erteledim de erteledim. Bir yerden sonra seride esas karakterin yan role geçmesinden sebep dedim Henry aşkım boşuna diziden çekilmedi. Bu arada adam hırlayarak konuşuyordu yav, çok iyiydi. 3 puan verme nedenim görsel açıdan emek verenler. Kostümden makyaja görsel efektlere emek edenler esasen daha yüksek puan verme isteği barındırıyor. Yine de sevmedim diziyi, 4. Sezonu muhtemelen izlemem.

• The Witcher : Nightmare of the Wolf 2/5

Animesi, eh, idare eder...

• Dota : Dragon's Blood 3/5

Lan o nasıl sondu, şerefsizler! Bu serinin de bir oyun uyarlaması olduğunu biliyorum, kitabı var mı emin değilim yalan olmasın şimdi. Ejderha savaşçısı elemanı bulan prenses görevini yerine getirebilecek mi derseniz izleyin derim. Fantastik doyurucu sahneleri olan bir seri ama o FİNAL YAKIŞTI MU PUŞT HERİFLER.

• Blood Zeus 3/5

Zeus işte, uçkuruna sahip çıkamayıp çocuk peydahlayıp hera'nın radarına takılınca aman ya anlatirken sıkıldım. İzlene bilir ama izlemeseniz de olur, yani 3 ortalama bir sey aslında sevmedim ama olsundu.

• Castevania 4/5

Bu serinin oyununu biliyorum fakat oynamak kısmet olmadı. Bu seriye aşık oldum bayıldım bittim, dataylı yorum gelecek. ⭐⭐⭐⭐

• Castevania : Nocturne 5/5

Bu da dahil, yukarıda söylediklerime.


Müzikte de öyle, takıldım durdum 🤭
Bu arada ergenken Enrique Iglasias aşığı olduğumdan size bahsetmiş miydim? Onu bir ara anlatırım 😁