Aramızda - Cora Carmack | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Aramızda
Özgün Adı: Finding It
Seri Sıralaması: Losing It #3
Yazar Adı: Cora Carmack
Çeviri: İmge Tan
Yayınevi: Pena Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 320
Kitaba Puanım: 2/5
İlk iki kitap sonrasında serinin bizde çıkan son kitabını da okudum. Hislerimde yanılmadığımı görmek beni şaşırtmadı. Kelsey karakteri en başından beri beni iten bir karakter oldu, ona karşı hoş şeyler hissetmiyorum. Bu hisler kitabı okurken de değişmedi. Kitabı beğenmedim. Aslında başlarında biraz olsun içim ısınsın diye bekledim, okurken beğenip beğenmeme konusunda da kararsız kalırım diye umudum ama nanay, olmadı yani. Yok arkadaş konudan mı kurgudan mi yoksa karakterden mi bilmem ben sevmedim. Bir heyecan yok, bir atraksiyon yok, bir yerden sonra sıkılmaya başladım. Sayfaların sonu bir türlü gelmiyor beni içine çekemiyordu, kopukluk hat safhada. Bir de kısır döngü gibi başa sarıp duruyor aynı şeyler dönüyor hissi çok kuvvetli. Kelsey ile Hunt karşılaştı karşılaşalı birbirlerini yanlış anlamak için yer arıyor sürmeli larak kavga ediyor v akabinde barışıyorlardı? Bizdeki gündüz kuşağı Türk dizileri gibi, hani sonu gelmeyecekmiş gibi olup bin küsur bölümleri olan ama aynı konuyu sil baştan yeniden işleyen dizilerden. İşte ondandı, net. Yazarın anlatımına alıştım, sanırım. Anlatımı beğendim, sanırım. Beni itmeyen tek nokta orası. Güzeldi yani, ama kurgu basit. Bu da kitabın ilerlemesini önlüyor. Yani klişe ve basit kurtularak çok daha iyi işler çıkaran yazarları okudum. Çok sevdiğim beğendiğim basit kurgusu olan klişe kitaplarım da var ama bu kitap olmamış, zorlama şekilde ilerliyor. Kitabın en heyecan pompalanmaya çalışılan aksiyon sahneleri sona saklanmış. Bitmeye yakın elli sayfada küçük de olsa aksiyon vardı. Kitapta dikkatimi çekmeyi beceren Hunt karakreriydi ve geçmiş hikayesini merak etmemi başardı. Dediğim gibi kitap genel olarak sıkıcıydı.

Kelsey’in aksine aklı başında ne istediğini bilen kendinden emin ve kararlı bir karakterdi Hunt ve kendini bana sevdirmeyi başardı. Aferin sana çocuk! Gizemli hâli cezbetti yalan yok ama Kelsey, yok anam sevmedim seni hem de hiç sevmedim! Neden sevmediğime gelecek olursam ben kendini bir halt sanan tipleri sevmem, özellikle dünyanın merkezinde olduğunu düşünen, parası olup nerede akşam orada sabah takılan, şımarık tiplerden biriydi ve onu sevmemem için yeterli bir sebep vermişti elime. Eh, geçmişler ola.


Kitabın konusuna gelecek olursam;
Çocukken kötü bir olay yaşayan Kelsey, yaşadığı olaya ailesini inandıramamıştır.  İlgi çekmek için böyle şeyler uydurduğunu söyleyerek kızlarına sırt çevirmişlerdir. Yaşadıklarından sonra ders çıkarmıştır bizimki, ailesinin dahi ona güvenmeyeceğini görmek içten içe kırmıştır. Güven eksikliği ile büyüyen Kelsey, kendine bir maske edinmiştir. Kırıklığını üzüntüsünü hüznünü bu neşe timsali maskenin ardına saklanmış asıl Kelsey’in kimsenin görmesine izin vermemiştir.

Üniversiteden mezun olduktan sonra kendini bulma adına çıktığı Avrupa turunda bir amacı edinmiştir. Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi düşünmeden geçeceği bir yılı vardır. Acılarını gömecek, onu üzen düşüncelerinden arınacak, kafayı bulup ve mutlu olacaktır. Ailesinden uzakta geçireceği bir yılda ona dayatılan ‘mükemmel ve uslu kız’ olmaktan kurtulacaktır. Ama hayaller ve hayatlar gerçeği vardır. Avrupa tatili umduğu gibi geçmeyecektir. Eğlenecektir de ama kafasının içindeki sesleri bir türlü susturamaz. Geçmişi gerisinde bırakamamıştır ve yakasını bir türlü bırakmıyordur. Tam da o esnada hayatına Hunt girmiştir. Hunt, ona hayatın yalnızca partilerden ibaret olmayacağını gösterecektir. Kelsey’e gerçek dünyayı göstermeye kararlıdır, hatta peşine takılarak birlikte seyahat ederler. Yalnız bir sorun vardır, Kelsey gerçek adını bilmediği bir adama ne kadar güvenecektir?

Kitap hakkında söyleyeceklerim, sanırım bu kadar. Klâsik bir tema işlenmeye çalışılmış, geçmişin üzücü olayların güvenmeyen ebeveynler ve bu duruma katlanamayan karakter bir gün gitmeye karar verir ve hayatının aşkıyla bir yolculukta karşılaşır. Mutlu son. Vakit geçirmek için okunulabilir ama büyük beklentiler içine girmemenizi tavsiye ederim.
Bazen kendinizi bulmadan önce kaybetmeniz gerekir. Mezun olduktan sonra Avrupa turuna çıkmak; hem de sorumluluk yok, anne baba yok, kredi kartı limiti yok! Bu, çoğu kızın hayali, tabii Kelsey Summers'ın da. Avrupa turuna çıkan Kelsey, güzel zaman geçirdiğini düşünür ama bu pek de doğru değildir. Kendini bulma yolculuğunda yalnız hisseder ve bulacaklarından korkar. Arayışındaki yalnızlığı içki ve dans geçiremezken Jackson Hunt'la tanışır. Jackson içkinin yerine macerayı koyar, her yeni şehirle Kelsey'ye ne istediğini, hayallerini bulmasında yardımcı olur. Ama Kelsey kendini tanıdıkça Jason'ı ne kadar az tanıdığını fark eder.

"Daha fazla Cora Cormack istiyorum!" 
-Sophie Jordan, yazar-

"Kimse mizah ve romantizmi Cora Cormack gibi yazamaz!" 
-Jennifer L. Armentrout, yazar-

"Kahkaha+kalp kırıklığı+heyecan=mükemmel Cora Cormack kitabı."
-Monica Murphy, yazar-

"Tutku, mizah, aşk ve kalp kırıklığının mükemmel karışımı."
-K.A. Tucker, yazar-
(Tanıtım Bülteninden)

***
Seri sırası:
1. İlk Defa / Losing It
2. Aslında / Faking It
3. Aramızda / Finding It





Aslında - Cora Carmack | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Aslında
Özgün Adı: Faking It
Seri Sıralaması: Losing It #2
Yazar Adı: Cora Carmack
Çeviri: İmge Tan
Yayınevi: Pena Yayınları
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 320
Kitaba Puanım: 4/5
Uzun bir süre internetim olmadı, ben de bu esnada boş durmadım ve birçok kitap okudum. İlk Defa serisi de okuduğum kitaplara katılmış üçleme. Türü fark etmeksizin okuyup sevdiğim sevmediğim her kitabı teker teker yorumlayacağım. Serinin ilk kitabını ikincisi kadar sevemedim, ikinci kitabın tek temposu duyguları bana daha gerçekçi ve hissedilir geldi. Kitaba gelecek olursam;

Max ailesinin olmasını istediği kişiliğin tam zıttı bir karaktere sahiptir. Anne ve babasına asıl olduğu kişiyi göstermeye cesareti yoktur. Arkadaşlık ettiği kişileri ya da hayatında olan erkekleri tanıştırmayı de istemez. Ailesinin onayını alamayacağını bilir. Birgün annesinin aramasına cevap verdiğinde aynı şehirde olduklarını onu görmeye geldiklerini söyler. O esnada sevgilisi de yanındadır ve annesi sesini duyar. Bulundukları cafeye gelmelerini söylerken kendini bulur. Korkusundan dolayı paniklerken gözüne karşı masada kendi hâlinde oturan düzgün giyimli bir adam ilişir ve dikkatini çeker. Yapacağı pek bir şey yoktur ve hızlı karar vermesi gerekir. Adımları yabancının yanına taşırken onu, hikayelerine de başlangıç yaptığını bilmez.

Cade’u ümitsiz aşık olarak buluyoruz bu kitapta. Serinin ilk kitabını, adamımızın Bliss’e olan duygularını açmasının üzerine bir karşılık alamayacağını öğrenmesi, aralarındaki dostluk ilişkilerinin sonuna ulaşmasıyla noktalamıştık. Aslında kitabı ise yine melankoli takılan Cade’u görüyor hayatını nasıl sürdüreceğini merak ederek sayfaları çeviriyoruz. Derken ‘onunla’ tanışıyor. Zor durumda olan birine yardım etmek erdemli bir davranıştır ve her centilmen bu erdeme sahiptir. Tıpkı Cade gibi... Peki Max’in masum yalanına ortak olup oyununa katılırken onları neler bekliyordur? İşte burada kitabı edinip okuyarak öğrenebilirsiniz.


Max’in ailesiyle arasındaki gerilim, geçmiş sorunlara verdiği tepkileri okurken üzüldüm, ailesinin üzerindeki baskıyla kendi asıl kimliğini saklamasına içerlerdim. Elbette her aile çocuğunun üzerine titrer ama kendini bulması için de bu kadar baskı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Max geçmişte yaşadığı tek olaya bağlantılı yaşadığı sorunlar ve hayatına Cade girdikten sonra her anında yanında olan birinin varlığı ile duygusal bağlılık yaşıyor ve bu onu korkutuyor. Cade’u, yaşadığı değişimi okurken daha çok sevdim. O mutsuz ve umutsuz adam gidiyor yerine eğlenceli gülen ve seven adam geliyor. Kendine güvenen hâli öyle güzel ki, okurken içim eridi. Ve gerçekten mutluluğu hak eden bir karakter olduğunu söyleyebilirim.

Kitap gerçekten güzeldi. İlk kitapla kıyaslamadan edemiyorum ama ilkinden çok çok daha iyiydi. Kitaba bir şans vermenizi isterim. Bu kitabı okumanızı isterim, tavsiyemdir.
New York Times ve USA Today'in en çok satanlar listesinde yer alan Cora Carmack'ın ikinci kitabı "Aslında"

Mackenzie "Max" Miller'in bir sorunu var. Ailesi ona sürpriz bir ziyarete geliyordur ve eğer onun boyalı saçlarını, dövme ve piercinglerini görür­lerse onu evlat­lıktan reddedebilirler. Daha da kötüsü ailesi, erkek arkadaşı olarak Mace gibi boynunda dövmesi olan ve bir müzik grubunda çalan biriyle tanışmayı kesinlikle istemez. Max, tüm yalanları bir bir dökülmek üzereyken Cade'le tanışır. Cade Philadelphia'ya Teksas'taki sorunlarını geride bırakmak için gelmiştir. Sorunlarıyla ilgilenmek istemiyordur. Max bir kafede ondan erkek arkadaşıymış gibi davranmasını istediğinde bu oyunu oynayabileceğini düşünür ve kabul eder. Yalnız rolünü o kadar iyi oynuyordur ki oyunun sonu bir türlü gelmez...

"Olağanüstü. İlk Defa'dan sonraki favori kitabım Aslında. Kesinlikle okunmalı." 
- Jennifer L. Armentrout, yazar-

"Aslında'da istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Erotik gerilim, kırık kalpler ve muhteşem karakterler Cora Carmack'in eğlenceli dilinde bir araya geliyor."
- Colleen Hoover, yazar -

"Bir kitaptan bekleyebileceğim her şey burada. Yaşamdan bir dilim gibi. Daha fazla Cora Carmack istiyorum."
- Sophie Jordan, yazar-
(Tanıtım Bülteninden)

 Bir ekleme yapmam gerekirse, seri ana kitaplar olarak üç kitaptan oluşuyor. Novella kitaplarla da seri altı kitaba çıkıyor. Bizde ana kitapların çevrilip basıldığını da söyleyeyim. Belki bir gün, sevgili Pena serinin ek kitaplarını da çevirip biz okurlarına sunar.

Seri sırası:
1. İlk Defa / Losing It
1.5. Keeping Her
2. Aslında / Faking It
2.5 Inking Him
3. Aramızda / Finding It
3.5. Seeking Her

İlk Defa - Cora Carmack | Kitap Yorumu

Kitap Adı: İlk Defa
Özgün Adı: Losing It
Seri Sıralaması: Losing It #1
Yazar Adı: Cora Carmack
Çeviri: İmge Tan
Yayınevi: Pena Yayınları
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 278
Kitaba Puanım: 3/5
Kitap hakkında söylemek istediğim çok var esasında, düşüncelerimi toparlarsam her birini yorumda dile getireceğim. İlk çıktığı dönem almış, kitaba başlamış ama bir nedenden ötürü yarım bırakmıştım. Aradan uzun zaman geçtikten sonra yeniden şans vermek istedim. Bir kere konunun nereye bağlanacağını merak ettiğim için devam ettiğimi söyleyeyim. Anlatımı fena değildi, okurken güçlük çekmedim ama çok hızlı ilerledi. Kitabın hızına ayak uydurmak için de epey çaba sarf ettim. Anlam veremediğim, kızdığım, üzüldüğüm ve kahkaha attığım yerler oldu. Kitabı sevmekle sevmemek arasında bir yere sıkıştım diyebilirim.

Gelelim kitabın konusuna;
Kitap, Bliss ve yakın arkadaşı Kelsey'in konuşmasıyla başlıyor. Daha çok Bliss’in bakire oluşunu sorun eden Kelsey’in direktifleriyle başlıyor kısaca. Bu hayati konuya bir çözüm bulmak için akşam bara gitmeye karar verirler. Öyle özel biri olmasına gerek yok, karşılarına çıkan ilk düzgün adamla Bliss işi pişirmeli. Hazırlık evresi, bara gitme, yanlış birini bulma korkusu, içerek cesaret toplama derken Bliss izin isteyip bar tuvaletine gitmeye karar veriyor, sonra esas adamla karşılaşıyor. Daha sakin ve az gürültülü yerde kitap okuyan yakışıklı bir adam. Garrick de ilk bakışta kıza içi gidiyor. Adamın aksanı olsun,  sarışınlılığı olsun, delici bakan mavi gözleri olsun Bliss’in en çok dikkatini çeken özelliği, bir de okuduğu kitap Hamlet, üstüne üstlük adam safkan İngiliz. Eee daha ne olsun!


Karşılaşmalarının ardından aranan adamın bu sarışın olduğuna karar veren Bliss elemanı eve çağırıyor, elemanın motoru var ve kızımız kapri giydiği için motorun ısınan borusuna değip bacağını yakıyor. Oysa hayaller başkayken hayatlar başka oluyor. Elemanı eve atıp tek gecelik ilişki yaşadıktan -doğal olarak bekâretini kaybettikten sonra- hayatına kaldığı yerden devam etmeyi planlıyordu. Bu talihsiz kazadan sonra planına sadık kalsa da son anda korkup hayali bir hayvan uydurarak kendini evinde adamı yarı çıplak bırakarak kaçıyor. Asıl hikaye bundan sonra başlıyor tabi...

Unutmadan ekleyeyim, Bliss üniversite öğrencisi, son sınıfta okuyor ve mezun olduktan sonra oyuncu olacak. Bu bilgiyi verdikten sonra yoruma kaldığım yerden devam edeyim. Garrick öğretmenlerinden biri olarak karşısına çıkınca büyük bir şok yaşıyor. Sonrasında olaylar silsilesi patlak veriyor.

Bir yandan Garrick ile olan garip durumu bir yandan en yakın arkadaşlarından saydığı Cade ile ilişkileri raydan çıkmaya müsait. Cade karakterine üzüldüğümü söylemem gerek. Elbette ki esas karakter olmadığı için kalbi kırık şekilde kendi yoluna gidiyor. Onun kitabı da serinin devamı olan ikinci kitapta hikâyesini okuyacağız. Gelelim esas karakterlere, Bliss ile Garrick’e... Aralarındaki ilişkiye nasıl bir yön verecekler, yasakların ve sorunların üzerinden gelip birlikte olmayı başaracaklar mı kitabı okuyarak öğrenebilirsiniz. 
Üniversitenin tek bakiresi olarak mezun olmak istemeyen Bliss hızlıca birini bulup bu işi çözmeye karar verir. Mümkün olduğunca çabuk... Tek gecelik bir ilişki... Bliss o kişiyi bulur ancak gerçekten gülünç bir bahaneyle onu yatakta bırakarak kaçar. Ertesi gün sınıfa giren yeni tiyatro öğretmeni ona çok tanıdık geliyordur. Bliss tam sekiz saat önce onu yatakta bırakmıştır... Yalnız... Çıplak...

(Tanıtım Bülteninden)

Ömür Boyu Sürecek - Sabrina Jeffries | Kitap Yorumu


 Kitap Adı: Ömür Boyu Sürecek
Özgün Adı: One Night with a Prince
Seri Sıralaması: Royal Brotherhood #3
Yazar Adı: Sabrina Jeffries
Çeviri: Nur Çakmakkaya
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Baskı Yılı: 2009
Sayfa Sayısı: 376
Kitaba Puanım: 5/5


“Kraliyet Kardeşleri” serisinin son kitabı Ömür Boyu Sürecek ile veda ederken içim buruk. Seriye sanırım veda etmeye hazır olmadığımı fark ettim, böylece.  Beni kendine bağlayan, bir solukta okuduğum bir kitaptı Ömür Boyu Sürecek. Serinin ilk kitaplarından tanıdığımız karakterleri yeniden görerek maceralarına dair hatırlatmakar da mevcut, üstelik karakterleri yeniden görmek evliliklerinde mutlu olduklarını okumak da eski dostla karşılaşıp ayak üstü sohbet etmek gibi bir his bıraktı.

Beni bilen bilir, diyerek yorumuma devam edeyim. Sabrina Jeffries gerek kalemini olsun, gerekse tarzını çok beğendiğim bir yazardır. Aşk dolu romanlarındaki o kurnaz manevralar, zeki ve eğlenceli diyaloglar İngiliz aristokrasisiyle yoğurunca ortaya çıkan tat, muazzam bir lezzet oluyor. Karakterlerinde en hoşuma gideni ise mış gibi yapmaları. Sevgilisiymiş, nişanlısıymış gibi durum kurgunun temelinde yatıyor, bu da hikayeyi daha eğlenceli kılarken okumaktan keyif aldığım şekle sokuyor.

İflah olmaz bir çapkın ve aynı zamanda kumarbaz olan Gavin Byrne, kardeşleriyle bir toplantı yaparken karşılaşıyoruz kitabın başında. Ondan istenen Prens babalarının aradığı şeyi bulması için bir hanımefendiye eşlik etmesi. Hikayeyi ilgi çekici bulan Byrne, eşlik etmesini istedikleri hanımın kim olduğunu öğrenmesiyle hem reddeder hem de meraka düşer. Haversham Markizi Lady Christabel dul bir hanımdır ve Byrne ile tatsız bir karşılaşma yaşadıkları geçmişe sahiptir. Christabel’in aradığı şeyler ise Prensi'n itibarını zedeleyecek sırları taşıyan mektuplardır ve onları ne pahasına olursa olsun bulmalıdır. Bu uğurda itibarını ve en önemlisi kalbini tehlikeye atmaktan asla çekinmez.


Kitap dolu doluydu, kağıt oyununa dair birçok bilgiye de sahip. Dönemi iyi analiz eden, unsurları barındırdığını da düşünüyorum. Asilzadelerin çarpık ilişkilerine de ufak dokunuşları da vardı. Karakterler arasındaki çekim, oluşan atmosfer ve zıtlaşıp atışmaları en çok keyif aldığım kısımdı. Ortaya çıkan diyaloglar da çoğu kez kahkahalara boğuldum. Ama en çok içime oturan ve kalbime dokunan sahne, Christable'nin Byrne'in annesiyle karşılaştıkları o sahne. İkili arasındaki konuşma çok duygusaldı. Her iki kadının da sevgisi ve endişesi tek bir adamaydı; Gavin Byrne’ye...

Uzun lafın kısası kitabı bulmanızı almanızı ve okumanızı çok isterim. Yazarın çıkmış bütün kitaplarını almanızı okumanızı isterim. Her biri bir öncekini aratmayacak kadar güzeller.
Haversham Markizi Leydi Christabel’in, onu mahvedebilecek bazı mektupları geri alması gerekmektedir. O kadar çaresizdir ki, bu mektuplara ulaşmak için, ünlü kumar kulübü sahibi Gavin Byrne’ın metresiymiş gibi davranarak onunla birlikte rezil bir ev partisine gitmeyi kabul eder. Ve Byrne’la, ondan gerçek bir metresin davranışları hakkında ders almak konusunda anlaşır ama bu derslerin sonradan ne kadar tehlikeli bir hal alabileceğini tahmin edemez.

Gavin da, kendi çıkarı için, gizlice mektupların peşine düşer. Amacı, henüz ufacık bir çocukken onu Londra’nın en kötü kenar mahallelerinde yaşamaya terk eden asil babasından intikam almaktır. Bu intikam planının yanı sıra, metres derslerinin başarılı ilerleyişinden de aşırı bir zevk almaktadır. Çok geçmeden bu güzel genç dulu yatağa atacağından şüphesi yoktur. Ama Gavin, birdenbire kendini Christabel’in baştan çıkarıcılığına hapsolmuş bir halde bulur. Genç adamı zorlu bir karar beklemektedir. Ya hayatı boyunca planladığı intikamı almaktan vazgeçecek ya da kendini, bir intikamdan daha çok ihtiyaç duyduğu kadını korumaya adayacaktır.


Kraliyet Kardeşliği Seri Siralamasi:
#1 Aşk Hırsızı
#2 Bir Prense Aşık Oldum
#3 Ömür Boyu Sürecek