Yazar: Sümeyye Akarçay 

Kitap Adı: Hayatın Ruhu

Seri Sıralaması: Rehine Serisi #3

Yayınevi: İndigo Kitap

Sayfa Sayısı: 566

Kitaba Puanım: 5/5

Satın Almak İçin: D&R | Okuoku

Bu gün benim doğum günüm!

Evet, bir yaş daha yaşlanmak ile birlikte çeyrek ömrü bitirdim. Düdüğü dudağında bekleyen hakem maçın ilk çeyreğini geçtiğimi söylüyor :-) Evet! 26 oldum! Patlatın konfetileri :P

Hayatın Ruhu benim için çok özel bir kitap. Hal böyle iken çıkış tarihini iple çekmiş, hele de turunu almışken en özel günüme yorum sırası bende olsun istedim. İyi oldu, çok çok güzel oldu :-)

Herkese merhaba, nasılsınız?

Ben bir parça da olsa iyiyim. Kitabın heyecanından mıdır tansiyonum oynadı fakat iyiyim! Bu gün size kitap karakterlerinin tanıtırkenbaya bir gevezelik edeceğim. Eh bilen bilir, çenesi düşük bir kızım ben ^_^

...

İç ses; "Düşündüm olanı biteni enine boyuna..."

Nurhayat; Ooo iç ses, uzun zaman oldu göremeyeli seni, nasılsın?

İç ses; "Biraz dinlen kalbim dedim..."

Nurhayat; Taksaydın barı beni, iyiydi!

İç ses; "Ne şanslı derlerdi, sığmazdım ele avuca..."

Nurhayat; İç ses?!

İç ses; "Oysa şanstan bir haberim. Sonra sen çıka geldin uzun cümlelerdin, doyulmazdı tadına.."

Nurhayat; Kime bana mı?  Aiyy ^^

Ömer; Ne sanası, Hayat'tan bahsediyor! Şarkı ona ≥.≤

Nurhayat; Ama ama..

Ömer; Susar mısın?

Nurhayat; Peki!?

...

Ne iç sesmiş be! Kimin yanında olduğu belli değil, sözde benim sesimi -_-

Şarkıda ki gibi, doyulmaz sohbetimin tadına :P

Efendim sizlere karakterlerimizi anlatayım!

Bu arada kitabı satın almak için yan taraftaki mavi yaziyi tıklayın ;) --> D&R - HAYATIN RUHU

Yazar: Selvi Atıcı

Kitap Adı: Gitme

Seri Sıralaması: Kayıp Şehir Serisi #3

Yayınevi: Nemesis Kitap

Sayfa Sayısı: 496

Kitaba Puanım: 5/5

Satın Almak İçin: D&R | Okuoku

"Bu gün sana âşık oldum."

Nefret ve aşk arasındaki mesafe ne kadardır?
Kilometrelerce mi?
Belki bir adım kadar yakındırlar birbirlerine?

Belki de aralarında zerre kadar dahi uzaklık yoktur. Üstelik birbirlerine dönüşmeleri öyle hızlı gerçekleşir ki, hiçbir kalp nasıl sevdiğinden bir anda nefret ettiğini, sonra onu yeniden nasıl sevdiğini anlayamaz.

Sırılsıklam âşık olan bir kadın… Tek gecelik ilişkilerin adamı olan bir erkek… Ve geçirilen tek geceden sonra birbirinden nefret eden ya da belki tamamen âşık olan iki insan... Gerçekte hissettikleri şeyin ne olduğunu keşfetmeleri ise hiç kolay değil… Gitme, aşkın ve nefretin sınırlarında dolanmanıza neden olacak.
(Tanıtım Bülteninden)

Yazar: Dawn O’porter

Kitap Adı: Kağıttan Uçaklar 

Özgün Adı: Paper Aeroplanes

 Seri Sıralaması: Paper Aeroplanes #1

Yayınevi: Novella Dinamik

Çeviren: Irmak Taştan

Sayfa Sayısı: 288

Baskı Yılı:  2016

Dawn O'Porter, yazarlığın yani sıra televizyoncu ve gazete muhabiridir. Eşi Chris, kedisi Lilu ve köpeği Patates ile Londra'da yaşıyor. Çok eşlilik, doğum, geyşalar, vücut şekilleri, göğüs kanseri ve Dirty Dancing filmi gibi pek çok konuda belgeseli var.

O'Porter, Grazia ve Stylist dahil pek çok İngiliz gazetesine ve dergisine yazılar yazmıştır. Londra'da yaşasa da vaktinin büyük bölümünü Los Angeles'ta geçiriyor. Seyahat etmeyi çok seviyor. Kendisine, elindeki tekeri kırık iki büyük pembe valiz ve Siyam kedisi Lilu'nun kutusuyla havaalanında rastlarsanız şaşırmayın. Bir ara yeni bir valiz almak, Dawn'ın planları arasında.

 

Yazar: Dawn O’porter

Kitap Adı: Kağıttan Uçaklar 

Özgün Adı: Paper Aeroplanes

 Seri Sıralaması: Paper Aeroplanes #1

Yayınevi: Novella Dinamik

Çeviren: Irmak Taştan

Sayfa Sayısı: 288

Baskı Yılı:  2016

Kitaba Puanım: 3,5-4

Satın Almak İçin: D&R | OKUOKU

Bu kitap sayesinde unuttuğum kâğıttan uçak yapımını hatırladım. Neyse ki tamamen unutmamışım ve de uçağımı yapabildim :)

Kitap hakkında düşüncelerime gelmeden önce, tasarımı ile alakalı bir kaç şey söylemek istiyorum. Kapağa iç tasarıma ve baskıya ba-yıl-dım! Gökyüzü gibi masmavi bir kitap karşıladı u sefer bizleri. Sert kapağın uçak detaylarına ise ayrıca çok sevdim. İçi - dışı insanı okumak için kendine çekiyor :)

Gelelim kitaba;

Sanırım ilk defa bir yorum yazarken bu kadar düşünmüşümdür. Kâğıttan Uçaklar kitabı beni bayağı bir etkiledi. İlk kitabı ve yazımı oldukça sade, bir günde bitebilen bir kitap. Anlatımı akıcı ve sizi kendine bağlıyor . İçinde aşk aramayın, zaten yok. Ama sapına kadar dostluk kavramını sorgulayan bir roman. İki farklı karakter olan Flo ve Rénee'nin bu kısa ama düşündürücü hikayesi sizi kendine gerçekten bağlıyor .

Yalan yok, başta okurken bir hareketlilik yok diye sıkıldım fakat ilerleyen sayfalarda bir solukta okudum. Beğendim mi? Evet, bayağı bir beğendim. O kadar gerçekçi ve o kadar bizden bir hikâyeydi ki okuduğum satırlarda anlatılanlar, duraksamamı sağladı . Ve dostluk kavramını düşündürttü. Sahi dostluk neydi? Her dediğini harfiyen yerine getirmek zorunda bulunmasını istediğin kişi mi? Yoksa en zor anında sana destek olup omuzlayan kişi mi?

Her iki karakterinizin de ailevi olabilmeleri var. Mutsuzluklarını kendi içlerinde yaşayıp dış dünyaya sorun yok-muş gibi davranıyorlar . Ortak acıları var, ortak mutlulukları. Sizlere şu kadarını söylemeliyim ki kafanızı dağıtacak düşünmenizi sağlayacak bir kitap arıyorsanız Kâğıttan Uçaklar doğru adres.

Ben ipucu vermeden gidip kitabı alın ve okuyun :)

Yazar: Nur Ötken

Kitap Adı: Seher Vakti 

Seri Sıralaması: -

Yayınevi: Postiga Yayınları

Sayfa Sayısı: 494

Kitaba Puanım: 3,5/4

Satın Almak İçin: D&R | Okuoku

Yazarın ilk kitabını okumayı çok istememe rağmen ikinci kitabı okumak nasip oldu. Kendi gibi naif bir kitap okumuş oldum. Konu ile bağlantısı olan kapak tasarımı çok sevdim. Hele ki ayracı, zaten benim gibi ayraç delisi bir okur için altın değerinde bir şeydi. Özellikle bölüm başlarında ki kırlangıçlarla beraber alıntılar çok hoştu, bayıldım.

Daha ilk satırlarından kendine bağlayan bir kurguya sahip, Seher Vakti. Anlatımı akıcı idi. Satırlar birbiri ardına geçip giderken Seher'in yürege işleyen hikayesi hüzün bulutlarını toplarken, her şeye inat dikdik ayakta kalması, cesareti, lafını sakınması tebessüm etmemi sağladı. Seher'i sevdim esasında fakat dengesiz halleri beni yordu. Yaşadıkları ciddi derece zorlu ve kötü elbette anlayış gösterebilirim fakat bazı yerlerde fena halde saçmaladı. Kendini korumak istemesini de anlıyorum fakat mantıklı davranmasını beklerdim.

Nasuh ise farklı bir adam. Hissettiğim duygular karışık ona karşı. Ne tam sevdim, ne de sevemedim. Karmaşık duygular içerisindeyim.   Onun da ruhunda taşıdığı yaralar var, o da geçmişin ağır yüklerine rağmen ayakları üzerinde duruyor, Seher gibi.

İkilinin bir araya gelmesi için küçük bir kızın sevimli halleri neden oldu. Nasuh'un yeğeni Nisa tüm sevimliliği ile içimi ısıtan karakterlerden oldu. Gülümsediğim yerlerden çok burnumu sızlatan, gözlerimi dolduran birçok sahne vardı.

Genel anlamda yazarın yazım tarzını beğendim. Böyle bol betimlemeler satırlar severim ama devrik cümlelerin çoğunlukta olması beni bazen okuma akışından kopardı. Aynı satırları bir kaç kere okuduğum da oldu. Kitap genel anlamda iyiydi, ummadığım anda beni şaşırtan olayların olması kitabi keyifle okumanı sağladı.

Özetle, Seher Vakti severek okuduğum bir kitaptı.

İmkânınız varsa almanızı ve okumanızı öneririm

Şimdiden keyifli okumalar.

Geveze Kalemler ekibi olarak Postiga Yayınları'ndan çıkan Seher Vakti kitabını oluyoruz.

Yazarımızın basılı olan iki kitabı, Bir Yalnız Günebakan ve Seher Vakti kitaplarıyla beğenimizi kazanmışken, kendine has uslubu ve yazımıyla Wattpad'de yayınladığı diğer hikayelerle de beğeni toplamaya devam ediyor.

Kullanıcı adı Asosyal_Kitapkurdu olan Nur Ökten'in profiline bakmak için; "Tık Tık"

Yazar: Selvi Atıcı

Kitap Adı: Pinokyo'nun Rüyası

Seri Sıralaması: Kayıp Şehir Serisi #2

Yayınevi: Nemesis Kitap

Sayfa Sayısı: 464

Kitaba Puanım: 5/5

Satın Almak İçin: D&R | Okuoku

Gecenin karanlığı üzerine en derin koyuluğuyla çöktüğünde Gazel, bir binanın en üst katındaydı. Ve o binadan canlı çıkması imkânsızdı. Hayatta tek bir kez bile olsa, geleceğiyle ilgili bir kararı kendisi verebilmek istedi. Nasıl öleceğini seçebilmek istedi. Onu kovalayan adamlar çoktan o binaya girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Birazdan yakalanacaktı. Ve yine, birilerinin onun adına verdiği kararları uygulamak zorunda kalacaktı. Başkalarının elinde oyuncak olmaktansa, ölmeyi tercih etti. Ve kendini boşluğa bıraktı.

Aynı gece, Ömer'in üzerine de kopkoyu bir karanlıkla çökmüştü. Bütün gün hastalarıyla ilgilenmiş ve ameliyattan ameliyata koşturmuştu. Trafikten kurtulmak için girdiği ara yolda ilerlerken aklından geçen karmakarışık düşünceler, büyük bir gürültü ve sarsıntıyla bölündü. Pat!

Arabasının üzerine bir şey düşmüştü. İlk anda ne olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra ön camına doğru uzanan bir kadın eliyle karşı karşıya kaldı. O el Ömer'e, 'beni tut' diye yalvarıyor gibiydi. O eli tuttuğu anda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne Ömer için; ne de Gazel için…
(Tanıtım Bülteninden)