Yazar Röportajı #10 Fırtına Hamide - Günahkar Serisi


Satırlar aracılığıyla avegi taşımak, uzanıp yüreğe dokunmak kolay iş değil. Başaran nice güzel yazarlar var. Ve onlardan biriyle daha röportaj yapma şansım oldu! ❤
Yazar olmak kolay değildir, işin içinde duyguları eğip bükmek kalemine mürekkep yapmak maharet ister. Yeni bir röportajda severek takip ettiğim Fırtına Hamide’yi konuk edeyim dedim. Uzun yıllar süren okuryazar ilişkisi harici iki yakın dostuz da. Her yazdığı kitapta farklı konuları farklı karakterlere can veriyor ve başarılı bir çizgiye de sahip.
Onu yakından tanımaya var mısınız?
⭐⭐

Yazarın Basılmış Kitapları;
#1 Günahkâr
#2 Günahkâr 2


Fırtına Hamide 1993 yılının Ocak ayında Kuzey Almanya da doğdu, büyüdü ve hâlâ orada yaşıyor. 
Yazım hayatına 2011 de başlayan yazar, sosyal medyadan yayınladığı hikâyelerini Fırtına adıyla okurlarına ulaştırdı. İlk kitabı Günahkâr 2015 yılında Postiga Yayınları farkı ile raflardaki yerini aldı. 
Yazar Facebook ve Wattpad’de aktif olarak yazmaya devam ediyor. 
✒ Bilen biliyor fakat daha yakından tanımak isteyenler için; Fırtına Hamide kimdir diye sormak istiyorum. Nelerden hoşlanır, neler yapar, seni tanımak isteriz.

Fırtına Hamide 26’sına günler kalan, okuyan, yazan ve gülleri çok seven biri. Kara Kışta doğmasına rağmen tam bir ilkbahar aşığı.

✒ Tam olarak ne zaman yazmaya başladın? Yazma kararını almakta seni etkileyen faktör neydi?

Tam olarak 2011 yılında yazmaya başladım. Bir gün facebook da dolanırken bir sayfaya denk geldim. Sayfada bir sürü hikâye vardı. O zamanlar bir kore furyası esiyordu, sen de bilirsin. SS501’ler, Oppalar :D Hikâyeler de bunun üzerineydi. Heves ettim, ben de başladım. İlk hikâyem FIRTINA adlı bir FanFiction’dı.

✒ Bir kitabı yazmaktaki zor olan kısım, kurgu oluşturmak mı? Yoksa kitabı yazmak mı?

Her şey. :D Kurgu oluşturmak çok çaba isteyen bir iş. Ön araştırmalar falan derken insanı baya uğraştırabiliyor ama şikâyetçi değilim, bu da işin tuzu biberi. Zor olan kısmıysa okuduğunu, okuru sıkmayacak şekilde kurguna uyarlamak. Tam anlamıyla kurguyu oluştursan bile bazen karakterler zorlayabiliyor. Nokta atışı diyaloglar, sürükleyici sahneler… İnce iş. Nakış gibi ilmek ilmek işlemek gerekiyor, yıllardır yazmanın bana öğrettiği şeylerden biri de bu. İyi olmasını istiyorsan çok zaman ayırman gerekiyor.

✒ Yazacağınız kitapta, kurguyu oluştururken dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir?

Önce bir konu bulmak gerek tabii. Ve konuya göre de karakterler oluşturmak lazım. Karakterlerin ne istediğini bilmek gerekiyor, çünkü bu yazar için adeta bir harita konumunda bana kalırsa. Karakterlerim ne istiyor? Başta nasıl davranmalı, hikâye gelişirken nasıl davranmalı ve sonuç olarak ne yapmalı? Bu kurgun için inanılmaz sağlam bir köprü. Buna göre diyaloglar oluşturup, buna göre kurgunu geliştiriyorsun. Ama en önemlisi duygulardır. Bunu ister betimlemeyle, ister diyaloglarla aktar okura ama mutlaka aktar. Bir karakterin duygularını ne kadar yoğun hissedersek o karakteri ve davranışını o kadar iyi anlarız ve kurguyu da bi’ o kadar çok severiz.

✒ İlham kaynağınız?

En başta kitaplar olmakla birlikte her şey. Bir kelâm, bir resim, bir fotoğraf, bir şarkı, bir davranış, bir tartışma, bir insan, bir çiçek, mevsimler… Akla gelebilecek her şey ilham olabiliyor. Bazen bir kelime koskoca bir kitap yazdırtabiliyor. 

✒ Yazılarınızı hep aynı yerde mi yazarsınız? Parkta otururken aklınıza gelen betimleme tespit vs. hemen kaleme alır mısınız orada?

Evet, muhakkak odamda, dağınık masamın başında, hikâyelerim için not aldığım kâğıtların arasında laptopuma kalan o daracık alanda yazarım. Ve sadece o alanda yazarım. :D Yemek odasına geçtiğimde yazamam mesela. Olmaz, bu işin de rajonu bu galiba. :D İlhama gelince ister parkta, ister düğünde, ister yatakta… Nerede aklıma gelirse mutlaka ama mutlaka not alırım. Sınavda bile hikâyesine not almış insanım ben. :D Yanım, böğrüm hep not kâğıdı dolu ve tabii telefonumun notlar bölümü de.

✒ Son zamanlarda popüler platformu Wattpad'i nasıl ve ne zaman keşfettiğini merak ediyorum. Öncesini - Facebook da kendi sayfanda yazdığını - ben biliyorum ama bilmeyenler için bize hikâyeyi anlatır mısın?

Wattpad’i de furyaya katılanlar olarak keşfetmiştim. Baktım herkes bu uygulamaya hikâye yüklüyor, ben de yükleyeyim dedim ve inanılmaz sonuçlar elde ettim. Ancak itiraf etmem gerekiyor ki, orayı başlarda hiç benimseyemedim. Facebook’daki sıcak ortamı bulamadığımdan ötürü olsa gerek. Ancak şu an wattpad’i de çok seviyorum. İnsan her şeye alışıyor.
✒ Yazdığın kurgularını çeşitli platformlarda yayınlarken hiç aklından bir gün kitapların basılacağı ve olduğun bu konuma ulaşacağını düşündün mü?

Düşünmedim. Aklımın ucundan bile geçirmedim. Hâlâ yayınevleri nasıl ve neden teklif etti anlamış değilim. :D

✒ İlk kitabının çıkması her yazar için çok önemlidir. Bu senin gerçekleştirmek istediğin hayalin miydi?

Değildi. 
Tuhaf biliyorum ama hiçbir zaman, hele bundan birkaç yıl önce yazdıklarımı kitap olacak kalitede görmedim. Bu, kendini hor görmekten çok gerekli bir özeleştiri. İnternette yayınlamak iyi hoş ama şöyle bir eksisi de var; seni okuyanlar genelde pohpohlayıp, çok güzel yazıyorsun diyen kesim. Sana yol gösterecek, kalemine iyi gelecek eleştiriler bulmak neredeyse imkânsız çünkü yapılan eleştiriler de seni salt yermek için yapılıyor. Kalemini kırmak, hevesini kırmak için. Biliyorsun bir yazan, bir okuyan bir de ömründe hiç kitap okumamış eleştirmenler var ve bu üçüncü kesim, örneğin bir seri katili yazıyorsan seni katil sanan, tehlikeli kesim. Kitap hayali birinci kitaptan sonra yerleşti kalbime iyice. Meşakkatli ama çok güzel bir duyguymuş günlerini, gecelerini ve geri alamayacağın zamanını harcadığın o satırları elinde tutmak. Ondan beridir daha iyi yazmaya, daha iyi bir yazar olmaya çabalıyorum ve bu çabam asla bitmeyecek.

✒ Basılan iki kitabın var. Günahkâr 1 ve Günahkâr 2. Bıçak sırtı bir konuya sahip bu kitap. Sevilmeme korkusu hiç yaşadın mı?

Yaşamadım. Çünkü kurgumun altında kalacağımı hissetmedim. Ama Günahkâr ile çok önemli bir şey öğrendim; Kendin kabul edemediğin hiçbir şeyi yazamıyorsun. Zaten bu yüzden öyle bıçak sırtı bir konunun içinde dev bir manevra var. Gül’ün kabullenemeyişi, Yağız’ın rahatlığı ve Yağız beni çok zorladı… Tüm davranışlar bir amaç uğrunaydı, bilinçli yazıldı hepsi de. Ancak başlarda çok ağır eleştiriler aldım. Bir okurum özelden buna benzer bir şeyi yaşadığını yazdığında mahvolmuştum. Maalesef ki var böyle şeyler, ben sadece biraz daha yumuşatarak yazdığımı düşünüyorum. Kabullenemediğini yazamamak konusuna tekrar dönersek, asla sevdiği kadına tecavüz eden bir adamı yazamam mesela. Bu çok ağır, çok aşağılayıcı, affetmesi çok, çok zor bir konu benim için.

✒ Kitabı ikiye bölüp devam niteliğinde yazmak mı daha zor, bütün konuyu tek kitapta anlatmak mı?

Kitabı ikiye bölmek kesinlikle daha zahmetli. Üstelik kârlı da değil, konu lastik gibi sününce pek hoş olmuyor ama bazı kurguları tek kitapta bitirmek mümkün olmuyor. Yani hikâye bitmek istemiyor. Kıvıramadı. :D

✒ Tutsak kitabının kurgusu nasıl ortaya çıktı? Böyle bir kitabı yazmak aklına nasıl geldi?

Tutsak özgün bir kurguya sahip değil, geçmişinden kaçan bir kadını yazıyorum, bununla alakalı yüzlerce kitap ve film var, ama karakterlerimin özgün olduğunu düşünüyorum. Esasen bir konuyu özgünleştiren de bu zaten; Karakterlerin ve anlatımın.

✒ Yazılarını yazarken hayalgücü sınırlarını zorladığını hissedip bunun toplumsal yargılarla ters düşebileceğini hissettiğin oldu mu? Eğer hissettiysen, yazdığını hiç sildin mi?

Tartışma yaratacağını düşündüğüm hiçbir şeyi bilerek silmem. Bence okuru çeken de bu. Senin fikirlerine, hayat biçimine ters olan bir şeyi okuyup sevebiliyorsan eğer o hikâye iyi işlenmiştir. Bence işin heyecanı da burada; insanların bam teline dokunmak, sınırları aşmak ve toplumdaki değerleri eleştirmek. Muazzam bir haz yaşıyorum inan ki. :D

✒ Kaleme aldığın konuyu yazarken, bir toplumsal mesaj verme düşüncesiyle mi başlıyorsun?

Genelde öyle oluyor. Mesela Asi Gelin, oldukça tartışma yaratan bir hikâyeydi: D. Çünkü konu dindi. İslam’ın kusursuz olduğuna hemfikirim ama Müslümanlar değil. Asla da olamazlar. Nefs taşıyan hiçbir canlı kusursuz olamaz. Bir kere en büyük kusuru nefsidir. O hikâyemde göstermek istediğim sözde Müslümanlardı, erkektir yapar saçmalığını tiye almaktı, dinin arkasına sığınıp, bin türlü kötülüğü yapanları eleştirmekti. Belki de Batıda yaşadığım içindir. Burada birçok Müslüman haram diye asla domuz eti yemiyor ama su gibi alkol tüketiyor, sanki bu helal. :D Bu konuda kimseyi yargılamıyorum, kimse hesabını bana vermeyecek sonuçta, ancak dini kendine uyarlamak saçmalığını da onaylamıyorum.  En çok da Müslüman ülkelerde gördüğümüz, kadının toplum ve ailedeki rolü, ya da yokluğu veya yok sayılmasını eleştirmekti. Kadına o kadar değer veren bir dinimiz varken, kadın ve kız çocuklarının üzerine titreyen bir Peygamberimiz varken kadını hor gören Müslümanlar erkekler var. Çok acı. Müslümanlık, İslam diyince hepimiz hacı hocayız ama uyarlamaya gelince sınıfta kalıyoruz.
Tutsak adlı hikâyem desen yine öyle. Cesur bir konusu var, kabul ediyorum. Ama o cesurluğun nedenini de anlatıyorum. Psikolojik şiddetin, kadını hor görmenin o kadında ne gibi değişiklikleri meydana getirdiğini yazıyorum. Kadın olarak birini arzulamanın, birini istemenin de normal olduğunu anlatıyorum. Çünkü erkek isterse normal, kadın isterse ayıpmış gibi lanse ettiriliyor. İlişkisinde cesur olan ve isteklerini dillendiren bir kadın daha sonra fahişe olarak anılıyor. Oysa bu gibi durumlar iki kişilik yaşanan bir şey ve iki kişilik mesuliyet gerektiren durumlar. Kadını suçlamak, zevk aldı diye yermek nasıl bir mantık, anlamıyorum. Bu kafaları değiştirmek asla mümkün olmayacak galiba.

✒ Yazma ritüelinizden bahseder misin? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir ruh haliyle yazmayı tercih ediyorsun?

Odamda, genelde ortalık sakinken yazıyorum. Yazarken çıt çıkmaması gerekiyor, dolayısıyla müzik eşliğinde yazamıyorum. Müziği önceleri dinliyorum, sahneleri oluşturmak, dram yazıyorsam o havaya bürünmek için. Ruh halim de yazdığım hikâyeye göre değişiyor. Yazma ritüelim zamanla değişti. Önceleri haftada bir bölüm yazarken şimdi önceden yazmaya başlıyor, defalarca başa dönüp yeniden okuyup, düzenlemeler yapıyorum. Zor ama çok zevkli.

✒ Konularını nasıl seçiyorsun? Konu seçimi tesadüfî mi oluyor, yoksa hayatta karşılaştığınız olaylardan beslenerek mi yazıyorsun?

Durağan konular yerine heyecanı bol olan konular yazmayı tercih ediyorum. Feminist bir damarım var, bunu anlamışsındır zaten şimdiye kadar. :D Genelde bu düşünceye uygun yazıyorum. Yazdığım erkek karakterler güçlü oluyor ama kızlarım asla boyun eğmiyor. Kurgularımda toplumdaki değerleri eleştirmeyi seviyorum. Bu, bana boş yazmadığımı düşündürtüyor. Hayattaki olaylar ve etrafındaki insanların da katkısı büyük elbette. En azından daha gerçekçi yazmama yardımcı oluyorlar.

✒ Bir yazar için zaman ne demektir?

İhtiyaç, yazar için zaman elzem bir ihtiyaçtır. Çünkü zamanın varsa araştırabilir, zamanın varsa yazabilir ve zamanın varsa yayınlayabilirsin. Yazdığın her hikâye demlenmek istiyor, karakterleri kucaklamak, satırları sindirmek, kalbine oturtmak istiyor. Bu da zaman alıyor. Ve zaman alan her hikâye bence daha güzel oluyor, tıpkı demini almış çay gibi. 

✒ İnsanların çoğu ‘hayatımı yazsam roman olur’ derler. Sence herkes kitap yazabilir mi? Yazmak bir yetenek midir?

Herkesin yazabileceğine inanmıyorum. Yazmak, kitap okuyarak ve yazarak geliştirebilinecek bir yetenek, diyor sevdiğim biri. Buna katılıyorum. Yazmak bence de bir beceridir. 
✒ Yazmak senin için hayat boyu sürecek bir serüven mi?

Evet, kesinlikle öyle. Eskisi kadar sık yazamasam bile yazmaktan vazgeçemiyorum. Daha iyi olmak, daha iyi yazmak, kendimi ama sadece kendimi aşmak için çabalıyorum ve çabalayacağım da. Beni kalben mutlu eden ender şeylerden biri çünkü yazmak. Dahası, düşüncelerini başkaları ile paylaşmanın verdiği o heyecan başka hiçbir şeyde yok. Çabanın karşılığını her zaman alamayabilirsin, olsun. Buna rağmen olsun deyip, devam edebiliyorsam yazmak benim ruhuma kazınmış demektir. Seviyorum hakim bey. :D

✒ Kimsenin okumayacağını bilseydin, buna rağmen yazar mıydın?

Yazardım. Dedim ya, gönül işi bu artık. Vazgeçemem. Okunmayı istemek çok doğal, çünkü beğenilmek, takdir edilmek insanın doğasında var. Ancak sadece buna bel bağlayan yazarlar salt popülarite uğruna yazan insanlardır. Ben kendim için, yazmayı sevdiğim için yazıyorum. Kimse okumasa bile sen okursun. :D O da yeter bana. Heyecanımı bir kişi ile paylaşsam da kâfi, yeter ki içimde kalmasın.

✒ Kitabını yazmaya başlarken kurguyu önceden mi belirliyorsun? Yoksa bütün olay örgüsü sen yazdıkça mı gelişir?

Kurgumu ana hatları ile önceden belirlerim. Balıklama dalmak pek sağlıklı bir yöntem değil benim için. Dokun Yüreğime adlı hikâyeme bu şekilde başlamış ama yarısından sonra tıkanmıştım. Neredeyse yedi yıldır da oturtmaya çalışıyorum.

✒ Gelecek ile ilgili projelerinden söz eder misin?

Bir polisiye yazmayı düşünüyorum, çok istiyorum hatta. Yazılmayı bekleyen diğer hikâyelerimi yazmayı planlıyorum. Günahkâr’ın yan karakterlerini bekleyenler var mesela. En önemlisi de Türkçe dışında başka bir dilde bir hikâye yazmak istiyorum. Bunu kesinlikle yapacağımı da biliyorum. Gerekli olan tek şey zaman. Ah zaman…

✒ Türk yazarlar içerisinde bu kişinin eserleri beni yazar olmak için çok iştahlandırdı diyebileceğiniz bir yazar var mı?

Olmaz mı? Şükrü Erbaş, aşığım satırlarına. Herkes kitap okurken kendisine ve kalbindekilere uyan cümlelerin altını çizer ama Şükrü Erbaş okuduğumda sadece kullandığı kelimelerin altını çiziyorum. O kadar güzel kelimeleri var ki, okudukça hayranlığım artıyor. Sonra Tarık Tufan, Reşat Nuri Güntekin, Sabahattin Ali, Didem Madak, Nazan Bekiroğlu, Tezer Özlü, Fatma Erdek ve yeni tanıdığım Karin Karakaşlı. Dahası da var ama ilk aklıma gelenler bunlar.

✒ Bir yazar olarak okuduğun ve beğendin yazarlar kimlerdir?

Reşat Nuri Güntekin, Şükrü Erbaş, Tarık Tufan, Karin Karakaşlı, Pepper Winters, L.J. Shen, Julie Garwood, Elizabeth Hoyt, Ezgi Durmuş ve aklıma gelmeyen bir sürü isim daha.

✒ En son hangi kitabı okudun?

L.J. Shen - Twisted Love. Bu seriyi şiddetle tavsiye ediyorum.

✒ Yeniden Wattpad'de gelecek olursam, son zamanlarda içeriğinde erotik sahnelerin olduğu çoğu kitap - yetişkin kategorisinde olsun olmasın - şikayet edilip silinmesi durumuna ne diyorsun?

Bir yandan güzel bir şey, çünkü salt porno yazanlar var. Yani karakterlerin tek amacı, kurgunun tek amacı cinsellik olan hikâyeler. Wattpad çoğunlukla çocuklardan oluşan bir platformdu ama son zamanlarda yelpaze baya genişledi. Diğer yandan birçok kurgunun bu yüzden harcandığı da bir gerçek. Cinselliği büyük bir felaket gibi gören bir kesim var ki kendileri mekik çekerek ürediler herhalde. Açıkçası bu silinme olayları bir yandan da rahatsız edici bir durum, çünkü bilinçli bir şekilde yazılan bu tür hikâyeler sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde okunuyor. Kabul edilse de edilmese de erotizm de romantizm, polisiye, gerilim gibi bir daldır. Neden birilerinin okuma zevkine karışacak kadar lüzumsuz olurlar hiç anlamam. O çocuk wattpad de bu tehlike arz eden hikâyeleri okumasa bile wattpad dışında internette illa ki erişecek böyle hikâyelere. Dolayısıyla sadece wattpad’i “temiz” tutma isteği saçma.

✒ İnsanların kitap okumadan yazma, yazar olma hayalleri konusunda fikrin nedir?

Boş hayaller bunlar diyorum. Bir yazar iyi bir okur olmak zorundadır. Bak olmalıdır demiyorum, zorunluluktur diyorum. Diğer türlü olmuyor, olmaz. Okumanın yanı sıra dizi/film seyretmek de çok önemlidir bence. Mimik ve jest tarifi için büyük bir yardımdır diye düşünüyorum. Karakteri okurken gözümüzde ne kadar iyi canlandırabilirsek, o kadar iyi.

✒ Son olarak okurlarına, takipçilerimize söylemek istediğin ya da benim unutup senin eklemek istediğin bir şey var mı?

Yazmak çok güzel, okunmak ise paha biçilemez bir değer. Her defasında iyi ki diyorum. İyi ki benimlesiniz. İyi ki yazmaya başlamışım ve iyi ki bu ortamı tanımışım, kocaman sevgiler hepsine. Umarım bir gün sarılabiliriz. Bana ve fikirlerime değer verip, benimle röportaj yaptığın için çok teşekkür ederim, cancanım. Sarılmak istediğim en çok insanlardan birisin. Bir gün mutlaka duası ile. Günün de kalbin gibi güzel geçsin. <3
Vakit ayırıp sorularıma yanıtlar verdiğin, röportajıma katılma nezaketi gösterdiğin için teşekkürler Firtiha Hamide ❤❤

2 comments:

  1. Çok güzeldi çok keyif aldım iyi ki yapmış nur ne gzuel bilgiler öğrendim hamide hakkında ���� tutsak ı cokkk seviyorum elizabeth hoyt bende çok severim bir tarihi kurgu beklerim yazarımdan ������

    YanıtlaSil