Stacey Jay - Ölümsüz Juliet | Kitap Yorumu

 

Yazar Adı: Stacey Jay 
Kitap Adı: Ölümsüz Juliet
Özgün Adı: Juliet Immortal 
Seri Sıralaması: Juliet Immortal  #1
Baskı Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 264
Yayınevi: Dex Yayınları
Kitaba Puanım: 5/5

Romeo ve Juliet'in dillere destan olan trajik aşk hikayesini hemen hemen herkes biliyordur. Başka birine aşık olan Romeo can düşmanlarının balosuna sızar ve orada gördüğü düşmanının kızı olan Juliet'e aşık olur. Ve yüzyıllara yayılan buruk bir hikaye olarak hafızalara kazınır. Elbetteki her birimiz finali kafamızda değiştirerek kendi mutlu sonumuzu yazmışızdır. Kendi adıma konuşmak gerekirse Romeo'yu başka şekilde düşünüp kafamda senaryo kurar, mutsuz olan sonu değiştirerek final yazardım. Derken karşıma Ölümsüz Juliet çıktı. Arka kapağı okuduktan sonra kesinlikle benim olmalı ve okumalıyım dedim. Çünkü yazarı beni tatmin edecek bir kurguyu kaleme almıştı. Gerçek anlamda kafamın içinde dönen kendi mutlu sonuma yaklaşın bir kurgusu vardı. 🥰

Şimdiye kadar mümkün olan her kültürde ve zaman diliminde defalarca kere uyarlanarak Romeo ve Juliet yazılmıştır. Ama bu kitap farklı, tamamen hem de! Aşk için her şeyi feda eden ünlü talihsiz aşıklar hakkındaki bir hikaye değil bu. Uyarlama olsa da aslına sadık kalınan yerler vardı tabi. Eh yazarın farklı yorumu, içine kattığı olaylar ve fantastik bir dünya oluşturması beni kendine hayran bıraktı.


Peki ya bizim bildiğimiz tarihin en büyük aşk hikayesi bir yalansa ne olurdu? Kitabın temeli bu nedene dayanıyor. Juliet Aydınlık Elçilerinden biri ve Romeo ise Paralı Asker olarak karşımıza çıkıyor. Juliet, ruh eşlerinin birbirlerini bulmasını sağlarken,  Romeo ölülerin bedenlerini çalmak ve o ruhları yok etmekle görevlidir. Yüzyıllardır birbirleriyle savaşan yeminli düşmanlara dönüşen eski aşıklar, kendilerini yeni bir durumun içinde bulurlar. Peki, hangi taraf kazanacaktır?

Kitabı okurken hikayenin biraz aceleye getirildiğini hissettim ama orijinal hikaye ile aynı temayı takip ettiği için bunu gözardı edebilirim diye düşündüm. Bu yüzden ne kadar hızlı olduğunu umursamayarak romantik olan kısmının tadını çıkardım. Ariel / Juliet beklediğim gibiydi, beni yanıltmadığı için mutluyum. Dylan / Romeo ise düşündüğümden de çok farklı buldum. Bu kadar nefreti ben beklemiyordum. Bir parça kendini beğenmişlik ve intikam olabilirdi ama saf nefret beni şaşırttı. 

Sonuç olarak, bu kitabı sevdim! Mutluluktan başka bir şey düşünemeyeceğiniz karakterlerle dolu güzel bir fantastik kitaptı. Ve seri kitap olduğunu devamının olduğunu, devam kitabında ise Romeo'nun kısmının anlatıldığını goodreas'ta gördüm. Gönül isterdi ki bizde de çevrilsin, biz de devamını okuyalım biz de Romeo neler yaşayacak görelim ama sevgili Dex yazarın bir tek Ölümsüz Juliet kitabını çevirmekle yetinince biz de boynu bükük kalıyoruz. -Derin bir iç çekme.- Bundan sonraki hikayede umuyorum ki Romeo bu sefer gerçek aşkına kavuşur. -Gözü yaşlı okur, veda eder karaktere.-

Uzun lafın kısası, yazarın kalemini ve anlatım tarzını sevdim. Farklı bir fantastik kitap okumak, kısa zamanda keyifli zaman geçirmek isterseniz öneririm.

Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar,
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
— William Shakespeare,
Romeo ve Juliet

JULIET CAPULET intihar etmedi. En çok güvendiği insan, kendi ölümsüzlüğünü garanti etmek için onu kurban veren, çiçeği burnunda eşi Romeo Montague tarafından öldürüldü.

Ancak Romeo, Juliet’e de ölümsüzlük bahşedileceğini hesap edememişti, onun Aydınlıkların Elçileri için çalışacağını da.

Juliet, yedi yüz yıl boyunca romantik aşkı ve masumların hayatını korumak için savaşırken, Romeo karanlık taraf için, insan yüreğini yok etmek için çalıştı. Ancak bugün her şey değişmek üzere.

Şimdi Juliet kendi yasak aşkını buldu ve Romeo, ah Romeo, onların mutluluğuna gölge düşürmek için elinden geleni ardına koymayacak.

Edebiyat tarihinin gelmiş geçmiş en trajik aşkına yepyeni bir bakış açısı getiren Ölümsüz Juliet’in karanlık aşk hikayesinde sırlar açığa çıkıyor, hiç bilinmedik gerçekler ünlü âşıkları bambaşka yollara sürüklüyor.
(Tanıtım Bülteninden)

Gizemli Gelin - Samantha James | Kitap Yorumu

Yazar Adı: Samantha James
Kitap Adı: Gizemli Gelin
Özgün Adı: Bride of a Wicked Scotsman
Seri Sıralaması: McBride Family #3
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 304
Yayınevi: Pegasus Yayınevi
Kitaba Puanım: 5/5
İşin içinde aşk varsa ben her kitabı ayıla bayıla okur severim diyordum. Ama anladım ki en esaslı aşk kurguları tarihi aşk romanlarında geçiyor. Tabi türe aşık biri olarak bunu rahatlıkla dile getirmemi o döneme olan sevgime de bağlayabiliriz, historical diyince bende biraz ipler kopuyor. 🤭🤭

Gizemli Gelin, McBride ailesi serisinin son kitabı. Bu sefer en büyük erkek kardeşi olan Alec hakkında daha fazla şeyi öğreniyoruz kitapta.

Gleneden Dükü Alec, bekar kızları olan annelerin gözde damat adaylarından biri. Çok yakışıklı olan kahramanımız  hem İngiltere hem de İskoçya'da annelerin göz hapsinde, evlilik çağında olan olan leydilerin ise radarındadır. Ama Alec, onun için kurulan tuzaklardan kaçınacak kadar da akıllıdır... Yani, Maura'ya kadar diyelim biz buna. 🤭🤭

Eskiden, çok çok eskiden huzur içinde yaşarlarken değer verdikleri kıymetli kemerini bir korsan çalmış. Aileye bolluk getiren bu kemerin özelliği ise sihriymiş. Buna inanan kahramanımız Maura da ölüm döşeğindeki babasına bir söz veriyor. Ne pahasına olursa olsun o kemeri bulacak, İrlanda'ya getirip yerine koyacaktır. Korsan soyundan gelen kişinin kim olduğu hakkında fazla fikir yürütmeye gerek yok tabi, ipuçları onu Alec'e götürüyor. Sihir belki de kemerde değil aşık olacağı bu adamdadır, kim bilir. 😏

Aralarındaki çekim, öyle iyiydi ki okuduğum kitaplardan en zirveye oturan karakterlerdi diyebilirim. Alec'in siniri, evliliğe kandırılması içten içe öfkesi; Maura'yı tanıyana ve ona olan arzusunun şehvetten daha fazlası olduğunu keşfedene kadar olan kısıma ba-yıl-dım! Emin olun ki benim anlattığımdan kat kat iyiydi hikaye ve spoiler olmasın diye dilimi ısırıyor elimi tutuyorum yazmamak için.

Tarihi aşk romanlarında genelde kadın karakter ailesi ve aşkı ya da halkı ve aşkı arasında kalır; bu kitapta da Maura, halkıyla sevgisi arasında kalıyor, şaşmaz yani bu durum. Heyacan katılacak faktörü bu, işin raconu yani 🤭 Yine kadın karakter bir şeylerin farkına varıp gerçeklerin ötesine bakmayı öğrenmelidir. Birbirleri için haklı oldukları yanları ortaya çıkarmaları, birbirlerinin iyiliklerini düşünmeleri ve de birbirleri için fedakarlık yapmaları gerekir. Ve sonunda tabi ki aşk kazanır. Mutlu son! 😍

Alec ve Maura arasındaki duyusal çekim ilk andan itibaren harlanan duygulari gözlerim kalp şekilde takip ettim. Yaşanan aşk sahneleri için de *öhhöm* güzeldi. Her aşk romanında olağan şeylerdi ☺ Hikayeyi çok sevdim, birkaç gülme, pek çok iç çekme ve bir iki gergin an ile finale geldim. Samantha James'in kitaplarını okumak çok zevkli ve bir o kadar keyifli. Yayınevinin kapak konusundaki tercihini sevdiğimi söyleyebilirim. Zira orjinal kapak benim pek hoşuma gitmiyor, bizim kapak bence daha hoş duruyor.

Ben kitaba bayıldım, sizin de seveceğinizi düşünüyorum. En azından historical türü seviyorsanız yazarı mutlaka okumalısınız.
ŞİDDETLE ÖNERİMDİR.

Leydi Maura O'Donnell ölüm döşeğindeki babasına bir söz verir: İki yüz yıl önce ünlü bir korsan tarafından çalınıncaya dek aileye bolluk getirmiş, sihirli bir Kelt emaneti olan Işık Çemberi'ni eve geri getirecektir. Bu eşsiz hazine artık korsan soyundan gelen Gleneden Dükü'nün elindedir ve Maura onu geri almayı aklına koymuştur. Alec McBride ise kandırıldığının farkındadır. Leydi Maura baştan çıkarıcı tavırlarıyla onu oyuna getirmiş ve evliliğe zorlamıştır. Ama yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Alec onu kendine âşık edecek, büyüleyecek ve dize getirecektir... ta ki genç kadın, Gleneden Dükü'yle hiç karşılaşmamış olmayı dileyinceye dek.

İntikam oyununa kendilerini kaptıran Alec ve Maura kalplerinde olup biteni fark edemezler. Evlilikleri sahte olsa da engel olamadıkları bir gerçek vardır: Birbirlerine duydukları tutkulu aşk.
(Tanıtım Bülteninden)

Aşka Var Mısın? - Natasha Boyd | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Natasha Boyd
Kitap Adı: Aşka Var Mısın?
Özgün Adı: Eversea
Seri Sıralaması: Butler Cove #1
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 358
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Kitaba Puanım: 5/5
'Burada mı biterdi bu kitap?
Gerçekten, burda mı bitmeliydi!'
Kitabı ilk okuduğumda da şimdi de aynı tepkiyi varabiliyorsam bence kitabı (aslında karakteri!) çok sevmiş olmamdan dolayıdır.

Kurgu bilindik bir kurgu aslında, devamında nelerin olabileceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz ama yazar bilindik olsa da öyle bir yazmış ki ne kadar okursanız okuyun aradan ne kadar zaman geçerce geçsin ilk okuyor gibi tepkiler verirken buluyorsunuz kendinizi. Dinamik bir hikaye, birbirinden zıt ama birbirine bağlanan karakterler, akıp giden anlatım ile on numara bir kitap benim için Aşka Var Mısın?. Tabi yıllar önce henüz iki kitap basılmış olsa da sevgili yazar seriye devam ettirmiş, görmüş olduğum kadarıyla çiftimizi evlendirip pembe panjurlu evine yollamış. Tabi ki detayları bilemiyoruz çünkü serinin davamı bizde gelmedi.


Her neyse...
Sade ve sakin bir yaşamı olan, hoş kasabalı kızımız Keri Ann'in hayatına birden bire bir yabancı girer. Hayatını alt üst edecek dengesizi sarsacak bu adamın kim olduğu hakkında herhangi bir fikri yoktur. Gizemli adamımız da kendinden pek bahsetmez bir şeyleri kendine saklamayı, söylememeyi tercih eder.
Gizemli adamımız kim mi? O, o, Jack. Jack Eversea! 😍
Bu adama dikkat a dostlar! Eğer sizde dövme, motor, serseri üçlemesine vurgunsanız, konum atıyorum, adrese gelin lütfen. 🤭🤭
Jack mecburi, uzatmalı sevgilisinin ihaneti ile sarsılıyor, pılını pırtını topluyor ve kimsenin onu bilmediği tanımadığı bir yer seçerek ortadan yok oluyor. Tesadüf eseri karşılaştığı kadına başta arkadaşca yaklaşsada zamanla aralarda bir şeyler alevleniyor.

Yayınevinin çıkardığı kitaplarda özgün kapak seçmesi benim en sevdiğim yönlerinden biri. İç tasarımı ve ayracı ise bayıldığım noktalardan birkaçı. Yabancı Yayınları'nı bundan dolayı seviyorum. Keşke serilere devam etse de bizler de daha çok sevebilsek!

Uzun lafın kısası Keri Ann ile Jack Eversea'in hikayelerine ortak olup neler yaşadıklarını görmek istiyorsanız kitabı satın alarak merakınızı dindirebilirsiniz. 🥰
Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 😉

☆Ek Bilgi☆

Bizde iki kitabı çıkan seriye yazar devam ederek dört kitapla seriyi noktalamış. Hatta seride novel olarak yan kitaplar da yazmış. Yabancı Yayınları bizde seriye devam eder mi etmez mi bilmem ama bir okur olarak sevdiğim serinin devamının gelmesini isterdim.

☆Butler Cove Series☆

#1 Eversea / Aşka Var Mısın? (2013)
#2 Forever, Jack / Sonsuza Kadar (2013 )
#2.5 My Star, My Love (2014)
#3 All that Jazz (2016)
#3.5 According to Joey (2016)
#4 Beach Wedding (2017)
#5 One Night (2020)

"Eğer geleceğimde olacağını bilseydim, tamamen farklı bir yaşam seçerdim." ?

...kokusunu derin derin içime çektim. Sonra ağzımı kulağına yaklaştırdım. "Eğer farklı bir yaşam seçseydin, beni hiçbir zaman bulamazdın."

Sorumlulukları ve kendine olan güvensizliğiyle boğuşan, güneyli bir genç kız... ?Her şeyini kaybedebileceği son skandalından kaçan, Hollywood'un en gözde megastarı...?Onları sonsuza dek değiştirecek, tesadüfi bir karşılaşma, imkânsız bir birliktelik ve masalsı bir aşk hikâyesi...
(Tanıtım Bülteninden)




8.15 Vapuru - Ayşegül Çiçekoğlu | Kitap Yorumu

 

Kitap Adı: 8.15 Vapuru
Özgün Adı: ☆
Seri Sıralaması: ☆
Yazar: Ayşegül Çiçekoğlu
Yayınevi: Müptela Yayınları 
Baskı Yılı: 2019
Sayfa Sayısı: 496
Kitaba Puanım: 5/5
Herkesin hayatında kıramadığı insanlar vardır ve o insanların istedikleri -her neyse- mantık dışı da olsa kendinizi istenileni yaparken buluyorsunuz. Çok sevdiğiniz dostunuz sizden ufak bir şey isterse siz karşı koymadan yaparsınız, değil mi?

Nazlı da yakın arkadaşlarıyla bir gün evinde otururken sohbet arasında ondan yapmasını istenilen şeyi yaparken buluyor kendini. Canan'ın istediği bindikleri vapurda şüphe ettiği sevgilisini izlemeleri. Çok masumane bir istek olsa da Nazlı bu durumu hoş karşılamıyor. Yeşim ise biraz heyecan istediği için olaya atılıyor. Her zaman kullandıkları 8.15 vapurunda izledikleri kisi tahmin ettikleri kişi ya değilse? Ya yanlış kişiyse, ne olurdu?

Ali, seyahat ederken sürekli kullandığı 8:15 vapurunda kendi halinde gazetesini okurken onu gözetleyen ikiliyle hayatının değişeceğini ummazdı. İkilinin sürekli olarak kendine kaçamak bakışlarla izlemesi onu rahatsız etse de daha sonrasında gözü onları ararken bulur kendini. Hiç aklında yokken hayatına dahil olan ilgisini çeken bu kızın hayatını geri dönülmez şekilde değiştireceğini nereden bilecekti ama değil mi? Peki sonrasında ne mi oldu? Nazlı ile Ali neler mi yaşadı, onların hepsi kitapta! 🤭🤭


Genel olarak güldüğüm 8.15 Vapuru beğenerek okuduğum kitaplardan biri oldu. Üstelik kitabın gerçekte yaşanmış, sıcacık ve alışılmışın dışında bir aşkın hikayesi olduğunu da söylemem gerek. Eh tabi kitaptaki Karadeniz unsuru da beni kitaba çelik halatlarla bağlayan bir etken oldu. Yazarın kalemini zaten beğeniyorum, akıcı zihni yormayan kapılıp giden anlatımı ile bir çırpıda okuyorsunuz. Tabi ben bitmesin diye bölüm bölüm okumama rağmen finale ulaşmış oldum. 🙈  Ayşegül Çiçekoğlu'nun bu kitabı benim için epey ayrı yere yerleşerek oldukça değerli oldu. Kendisine bu güzel hikayeyi bizimle paylaştığı için teşekkür ederim. Umarım bir gün ben de seyahat ederken kendi Ali'mi bulurum.

Romantik kitap seviyorum, su gibi akıp gitsin kitap diyorsanız şiddetle öneririm. 😍😍

Bana doğru biraz daha eğildi. Bunun üzerine ben de kendimi iyice geriye doğru çektim. Sanki bizimle yıllardır tanışıyormuş gibi daha bu sabah Yeşim’le konuştuğumuz soruyu sordu.

“Evet kızlar, söyleyin bakalım, bana neden bakıyorsunuz?”

Nazlı arkadaşına yardım etmek için onun kulağa biraz sıradışı gelen isteğini gönülsüz de olsa kabul ettiğinde hayatının değişeceğini hiç düşünmemişti. Sadece bir hafta diye anlaştığı arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için 8:15 vapurunda bir adamı gözetlemek ne kadar zor olabilirdi ki?

Ali, yıllarca seyahat ettiği 8:15 vapurunda iki kızın sürekli kendine bakması üzerine ilk başlarda rahatsız olsa da bir süre sonra gözleri onları arar olmuştu. Onlarla konuşmaya karar verdiğinde hayatının kökünden değişebileceğini nereden bilecekti?

Ali, Karadeniz’in dalgaları gibi değişken, deli ve bir o kadar da hırçındı.

Nazlı ise Ege’nin sakinliği, neşesi ve özgürlüğü ile büyümüştü.

Zıt kutuplardaki bu iki insanın bir araya gelmesi bir tesadüftü ama sonrasında yaşananlar aşkın tesadüfleri sevdiğini kanıtlar nitelikteydi. 8:15 Vapuru yaşanmış, sımsıcak ve sıra dışı bir aşkın hikayesi…

(Tanıtım Bülteninden)