İspanyol Aşk Aldatmacası - Elena Armas | Kitap Yorumu


Özgün Adı : The Spanish Love Deception
Kitap Adı : İspanyol Aşk Aldatmacası
Yazar Adı : Elena Armas
Seri Bilgisi : Spanish Love Deception Series #1
Çevirmeni : Burcu Karatepe
Sayfa Sayısı : 488
Yayınevi : Yabancı Yayınları 
Baskı Yılı : 2022
Kitaba Puanım : 3/5
Son zamanların en çok konuşulan en fazla sevilen bir kitaba dair karşı duygu ve düşüncelerimin aktarımını sizinle paylaşacağım. Öncelikle herkesin bayıldığı kadar kitaba bayılmadım. Sevdim ama öyle aman aman bir sevgi duyduğum söylenmez. 

Bir kere kızımız çok fazla kendi düşüncelerine gömülüydü. İkili konuşmada muhatap alması gereken kişileri görmezden gelerek muhatap almayıp cevapsız bıraktı. Böyle anlar o kadar fazlaydı ki resmen ruhum emildi. Aaron ise ısrarla etrafında dönüyor, her an yanında oluyor, yardıma ihtiyacı olduğu anda orada biriyordu. Yani tüm bunlara rağmen kıza soru sorduğunda elemana duvar muamelesi yapan Lina'ya düşmesi Aaron, birader, bana da gelsene demeden edemedim. Kitap sözde düşmandan aşka konuluydu ama ne düşmanlıkları düşmancaydı ne de aşkları böyle voaaaa ne aşıktır dedirtir cinstendi. Bu da beni biraz konudan kopararak olaya dahil olmamı engelledi. Sahte bir ilişki durumu vardı kitapta, hani romantik unsurlar dahil edilmişti, bazen böyle güldüğüm kısımlar da çok oldu. Aaron kitabı sırtlayan bir etkendi ve ondan dolayı bir tık parladı ama eksik olan yerler vardı. Ama bazı yerler vardı ki ne alaka dedim durdum. Gereksiz uzatıldığı konusunda çok düşünüyorum. Keşke yazara bunu biri söylemiş olsaydı.

Aaron tarafı yüzeysel geçilmişti, adam tam anlamıyla kapalı bir kutu. Ki zaten kendini açmaya fırsatı da pek yoktu. Lina ise maşallah susmak nedir bilmiyordu. Hem adama düşman hem de deli divane arzuluyor, her miliminden bahsedip duruyordu. Yani bu nasıl düşmanca bakıştı anlamadım açıkçası. Ki düşman olma mevzusu da çok yüzeyseldi, çok da üzerinde durulmayacak *bence* bir meseleydi. Açık yüreklilikle dürüst bir konuşma ile birbirini dinleyip de konuşmuş olsalardı, onca sene kaybı da olmazdı.


Lina kendi kendini zor duruma düşürüyor. Ispanya da yaşayan ailesine, hayatında birinin olduğu söylüyor fakat öyle biri yok. Bu beyaz yalan ayağına dolanıyor ve kız kardeşinin düğünü için de annesi, Lina'ya erkek arkadaşıyla gelmesini söylüyor. Lina ise bu durumdan çıkar bir yol arıyor derken beyaz atlı prens Aaron ben seninle düğüne gelebilirim diyor, demesine ama Lina'nın onu pek dinlediği yok. Dinlemek zorunda da kalıyor. Tabi şöyle bir nokta var, Aaron ona bir davete katılmaya eşlik ederse onunla birlikte düğüne gideceğini söyleyerek Lina'yı 'ikna' ediyor. Bu davete katılma, açık arttırma durumu vs çok kısa geçilmişti. Hani kitapta hareketlilik olsun öyle eklensin diye yazılmış gibiydi. Öncesinde ya da sonrasında bu mevzu dönmedi yokmuş gibi geçildi gitti. O kısımda pek anlam veremedim ama neyse. Gelelim düğüne, gelinin evlendiği kişi, Lina'nin onu zor durumda bırakarak terk eden eski sevgilisinin kardeşi. Daniel mevzusuna da değinmek isterim yeri gelmişken. Bu şerefsiz kızımızın okulundaki öğretmenlerden biri, tabi üniversite ortamı, eğitim görevlisi biri ile ilişki varsa kesin onunla birliktelik yaşayarak derslerden geçti damgası yapıştırılır ki Lina bunu yaşarken bu şerefsiz de topukları kıçına çarpa çarpa kaçıp gidiyor. Kitaptaki beni en sinir eden yerlerdi burası, ah be Lina dedim. Evet güçlü kalarak okulunu bitirip Amerika'ya taşınmış kendine bir hayat kurmuş harika hayatı var. Yani niye ailene hayatında biri var diyorsun ki, insanlar yalnız da yaşıyor olabilir, bunu tercih de etmiş olabilir. Yaşadığıcan yakıcı bir ayrılık sonrasında kimseyi istemiyor da olabilir ve hayatında kimse yok diye başkalarının acımasına gerek yok. Şuursuz manyaklar kendi hayatlarıyla ilgilenmeli, başkalarının ay o yalnız mı diye ah vah çekmesine GEREK YOK.

Neyse...

Gel gelelim bir anlaşma yapar Aaron'la ve İspanya'ya doğru yola çıkarlar. Bu yolculuk esnasında neden Lina tüm sülale hakkında her şeyi ezberlemesini istedi o kısmı anlamadım. Sonradan tanışıp zaman geçirerek öğreneceği şeyleri Lina'nın ısrarla şunu ezberle bunu ezberle demesine anlam veremedim. Düğün gününe kadar olan kısımda yakınlaşma anlarında ikisinin alev alev yanmaya hızlı ve hazır olmaları Aaron için evet olumlu ama Lina ısrarla sevmiyorum dediği adama yanması da ne bileyim yani...

Lina'nın arkadaşı Rosie'un baştan beri haberdarken bir yerde yeni öğreniyor gibi tepki vermesi de dikkatimden kaçmadı. Lina bence duyguları konusunda ne hissettiğinden habersizdi ama bir konuda çok haklıydı. Aynı ortamda bulunduğu biriyle bir birliktelik yaşarken - okulda, iş yerinde vs vs- emeğiyle kazandığı başarısını sanki birlikte olduğu adama borçlu olduğunu yansıtmaya çalışan kisilere duydugu tiksinme doğruydu. Hatta bundan sebep Aaron ile neredeyse ayrılıyordu. ŞEREFSİZLER!

Her bir uvzu büyük ve iri olan, mavi gözlü dev Aaron'u beğendim, Lina'yı da beğendim ama kitap ortalamaydı ve ortalama bir puan aldı benden.
Bir düğün. İspanya’ya bir seyahat. Dünyanın en sinir bozucu  adamı..

Ve üç gün boyunca oynanacak bir  sevgililik oyunu. Yani kesinlikle işlemeyecek bir plan.

Catalina Martín’in acilen ablasının düğününe birlikte gideceği birine ihtiyacı vardı. Kalbini paramparça eden eski sevgilisinin nişan haberini aldıktan sonra İspanya’ya yalnız dönemezdi. Amerikalı bir erkek arkadaşı olduğuna dair söylediği küçük yalan da kontrolden çıkmaya başlamıştı.

Onunla Atlantik Okyanusu’nu aşıp aldatmacasına ortak olacak birini bulmak için tam dört haftası vardı. Kalabalık, gürültücü ailesini kandırmak ise hiç kolay iş değildi. Ancak insanların ona acıyan bakışlarından kurtulacağı anlamına geliyorsa her şeyi yapardı.

Yani, neredeyse her şeyi… Uzun boylu, yakışıklı, herkese tepeden bakan iş arkadaşı Aaron Blackford’un yardım teklifini kabul etmesi imkânsızdı. Sonuçta Catalina hayatında hiç bu kadar sinir bozucu, küstah ve katlanılmaz bir adamla karşılaşmamıştı.

Ama ailesinin heyecanı onu köşeye sıkıştırmıştı ve Aaron en iyi değilse bile tek seçeneğiydi. Seyahatleri ilişkilerini yeni bir boyuta taşırken, aralarındaki yanlış anlaşılmalar ortaya dökülecek ve Catalina adamın belki de sandığı kadar korkunç biri olmadığını fark edecekti.

NEW YORK TIMES, USA TODAY, SUNDAY TIMES, GLOBE&MAIL VE IRISH TIMES ÇOK SATANI

İLK ROMAN DALINDA 2021 GOODREADS OKUR ÖDÜLLERİ KAZANANI

“Romantik bir hikâyeden isteyebileceğiniz her şey bu kitapta.” —Helen Hoang, New York Times çoksatan yazarı
(Tanıtım Bülteninden)

0 comments:

Yorum Gönder