Sevimsiz Bir Tanışma - Maghan Quinn | Kitap Yorumu


Özgün Adı : A Not So Meet Cute
Kitap Adı : Sevimsiz Bir Tanışma
Yazar Adı : Meghan Quinn
Seri Bilgisi : Cane Brothers #1
Çevirmeni : Pelingül Uçar
Sayfa Sayısı : 432
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2022
Kitaba Puanım : 3,5 - 4/5
Eğlenceli miydi? Evet.
Güldürdü mü? Evet.
Karakterler arası etkileşim hissedilir miydi? Evet.
Romantizmi hissettim mi? Hmm.
Romantik komediye doydum mu? Komedi kısmında evet ama romantik kısmında hayır.

Bir romantik komedide eşitlik olmalı bence, gülüp eğlendirdiği kadar da o duygusal dozu almalıyız. Ben karakterlerimiz arasındaki o aşkı hissedemedim ama aradaki çekime şükür şahit oldum. Sevimsiz Bir Tanışma büründüğü o hava konusu ve bu eğlenceli karakterleriyle büyük bir potansiyele sahipti ama yazar bir yerden sonra aman yaaa zaten okuyorlar severler diyerek epey bir şey itelemiş gibi düşünüyorum ben.
Lottie ve Huxley'in arasındaki çekim güzelken cağnim yazar o atmosferi niye full kırmızı noktalı sansürlü sisli eylemlere odaklayıp aslında içlerindeki o saf duyguları ele almayarak okumamıza engel olmuş ki anlam veremedim.

Ama şunu söylemem gerekir ki Huxley faktörü (😍benim bundanım olmalı😍) vardı ki kitabı sırtlayıp finale taşıdı. Kitabın başından beri süre gelen iç düşüncelerine kahkaha attım Huxley'in. Bakış açısı ise kesinlikle kitaptaki favorimdi benim. İş söz konusu olduğunda sonuç odaklı kıvrak zekalı  çok da mantıklı ama bir o kadar acımasız yaklaşımı ne yalan söyleyeyim beni cezbetti. Işteki ciddiyeti bir yana özel hayatındaki o şapşallığına bayıldım, kardeşleri ile olan şakacı yaklaşımı o goygoyları, benim bu ekiple aynı ortamla olmam gerekir. Ne eğlenir ne güleriz ama var ya off off.

Lottie eğlenceliydi de bir yerde kafa karıştırmayı da başardı. Yani o başlardaki haliyle kalmış olsaydı yakın arkadaşım olmasını istediğim kişi olurdu. O bir yerde ipi koparıp coşunca dedim sen ne yapıyorsun? Ama işte beni dinlemedi, duymadı muhtemelen. 🤭 Neyse, hikayemizin başlangıç noktası Lottie'nin sevimsiz ve bir o kadar toksit arkadaşı Angela'nın, bizimkini işten kovması oluyor. Tabi bu durumu kız kardeşi Kelsey harici kimseye anlatmıyor. Annesinin evden gideceğı anı kolladığını da düşününce ailesine bu durumdan bahsetmemesi tam isabet bir karar. Emekleri hiç olan, işsiz ve dünya kadar borcu olan kızımızın canı da fena halde sıkkın. O esnada canım Kelsey imdada koşuyor, alıyor ablasını dışarı çıkıyor. Amacı masum nereden bilsin manyak ablası bundan yürüyüp başına iş açsın. Gerçi sonucu güzel bitti, bunu ben de düşünebilirim ama almam gereken bir sporcu atlati sağlamından tayt ve saçımı örüp zengin muhitte koşmam gerek. Konudan sapmadan olaya dönüyorum. Iki kafadar koşup gezerken konu ansızın 'zengin koca' olayına geliyor. Bizimki de gaza geliyor, hemen akabinde yaptığı araştırma sonrası başka bir gün zengin bir mahallede koşuya çıkıyor. Hani olmaz ama karşısına zengin ve bekar biri çıkarsa etkilerim diyor. Ve bu fikre sonrada kızarak kendine kızarken yolunu kaybediyor. İşte ne olduysa o anda oluyor çünkü esas adamımız Huxley aniden karşısında beliriyor.

Bizimki epey varlıklı bir iş insanı, emlak üzerine işi. Ve çok istediği arsayı da alamıyor ve adamı etkilemek için bir yalan söylüyor. Adama nişanlı olduğunu söylüyor üstelik nişanlısı bir de hamileymiş, aa ne tesadüf. Yalanı ortaya çıkmasın diye kendine suç ortağı arıyor. Amacı aslında aldatmak değil, ben de senin gibiyim diyerek işi koparmak ama evdeki hesap çarşıya uymuyor. Sonrasında evde kardeşleri ile oturup kaderine razı olmak yerine yürüyüşe çıkıyor ve işte o kadınla karşılaşıyor. Bu yalan başına iş açarken kalbinin sahibini de bulmasında etkin rol alıyor.

Çok güldüğüm sahnelerden biri doğuma hazırlık kursuna gittikleri derslerdi. Komikti eğlenceliydi ve güldürdü. Hele ki Cane kardeşlerin whatsapp konuşma grubunda dönen sohbetler, aşırı güldürdü. İlk yarı kırdı geçirdi, eh beee dediğim yerler olsa da güldüğüm sahne çoktu. Ama o ilk yarı sonrası bornozlarla kışkırtmalar fazla edilen o çiğ küfürler (küfre karşı değilim, epey söven de bir kişiyim ama yerinde kullanım gerekmeli bence. Ya da yumuşatarak 'becerdim' şeklinde kelimeler mi olsaydı, bilemedim.) bir tık "yeter tamam hadi sevişin de siz de biz de kurtulalım şu atmosferden" dedirtti. Hatta ve hatta kitabı birlikte okuduğum arkadaşımla epey üzerine sohbetler ettik. En son feryadım benim bundanım (Huxley) olmalı diyip duruyordum. Lottie'nın kışkırtmaları daha az olup o başta sevdiğim kankam olsa ya dediğim çatlak hatun olarak kalıp da daha romantik sahneler okusaydık daha güzel olmaz mıydı acaba? Buna epey kafa yordum. Bir de aklıma takılan kısımlardan biri, bu adam bu kadar bilindik bir simayken, magazinde de boy gösteriyorken Lottie ile dışarı çıktıkları her anda neden birine yakalamadılar diye düşündüm. Tabi diğer bebek bekleyen çiftimiz, Dave ve Ellie durumu hemen anlamış olmaları, gerçeği itiraf etmelerini beklemeleri durumu ne bileyim oldu bittiye gelmiş gibiydi. Ah neredeyse unutuyordum bir de şey vardı ki bu önemli bir noktayken en sona bırakılmıştı. Lottie bu teklifi kabul ederken Angela'nın davet ettiği mezunlar buluşmasına bir çift gibi gitmekti hatta bu konu çok ciddiydi ve Lottie bu duruma özen veriyordu. Sonrasında olaylara ve sevişmeye kendini kaptırıp aşık olunca sona kaldı. Nasip. Uzun lafın kısası eksi ve artılarıyla, kurgu bazdaki hissedilen eksiklerle, karakterlerin tavır ve davranışlarıyla birlikte ortalama bir seri giriş kitabı olduğunu söyleyebilirim.

Kitap üzerinde emeği olan herkese çokça tişikkirlir, keyifli bir okuma gerçekleştirmiş olduk. Serinin devamını sabırsızlıkla bekliyorum çünkü kardeşlerden beklentim büyük epey eğlenceli tiplerdi. Ya benim böyle bir ekiple kanka olmam mevzulara dalmam gerek. Kaç kuponla alabiliyoruz bunu?

Nasıl tanıştınız?
Tüm çiftlere sorulan temel sorulardan biridir. Cevap da genellikle aşk meleğinin oku ile vurulmuş, çifte kumrular tadında bir aşk hikâyesi olur. Benim sevimli tanışmam -aslında sevimsiz olan tanışmam- biraz daha farklıydı.
Benimle evlenecek birini bulmak için Beverly Hills’in zengin mahallelerinde dolanıyordum: Beni yeni kovmuş baş düşmanımı kıskançlıktan çatlatmak için; böyle durumları bilirsiniz. O ise muhteşem bir dev gibi ortalıkta tepinerek dolaşırken yanlış giden bir iş anlaşmasından ve beyaz yalanlarından kurtulmanın yollarını arıyordu. İşte bu bizim ilk karşılaşmamızdı. Kıvılcımlar yoktu. Bir aşkın filizleneceğine dair hiçbir işaret yoktu. Karşılıklı iş anlaşması o an için mantıklı gelmişti. Malikânesinde beraber yaşayıp birbirimize sırılsıklam âşıkmış gibi davranırken çifte randevulara çıkmamızdan bahsediyorum. Hem de nişanlı olarak.
Hayal edebiliyor musunuz? Kesinlikle yürek isteyen bir şeydi.
Gelgelelim insanlar umutsuz olduğunda çılgınca şeyler yapabilirdi ve ben, baştan aşağıya çaresizlik içerisindeydim.
Bu yüzden bir anlaşma yaptım. Tek büyük hatam. Büyük mü dedim? Hayır, devasa bir hataydı bu!
Kazara kendimi eşsiz Huxley Cane’e bağlamıştım.

1 comments:

  1. Selamlar, "Sevimsiz Bir Tanışma" ismindeki olumsuzluğa rağmen içinde eğlenceli satırlar da barındıran bir kitapmış. Kelsey'in tavsiyesi de nihayetinde işe yaramış.
    Acilen bir spor mağazası bulmam lazım :))

    YanıtlaSil