Esaret Şehrinde Bir Kitapçı - Shari J. Ryan | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Shari J. Ryan
Kitap Adı: Esaret Şehrinde Bir Kitapçı
Özgün Adı: The Bookseller of Dachau
Seri Sıralaması: *
Baskı Yılı: 2022
Sayfa Sayısı: 380
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Kitaba Puanım: 5/5
Esir düşen bedenin değil de kalbinse, özgürlük ancak kavuşmakla mümkündür.

1940’lı yıllarda henüz gencecik bir kızken başlar Matilda’nın hikâyesi… Birlikte büyüdükleri çocukluk arkadaşı Hans, günün birinde bambaşka bir anlam kazanır genç kızın yüreğinde. Kalbini ilk kez pırpır ettiren genç bir adamdır artık o. Etraflarında giderek kararmakta olan dünyaya inat, birbirlerine inanmaktan ve birbirlerini sevmekten asla vazgeçmeyen iki âşığa dönüşmeleri çok sürmez. Aralarındaki bağlılık o kadar güçlüdür ki saf sevgilerinden yayılan ışığın, tüm karanlıkları aydınlatabileceğinden emindirler. Ancak Hitler Almanya’sının dalga dalga yaydığı kötülük, önüne çıkanı ezip geçmektedir ve ne yazık ki aşkın gücü bile onları durdurmaya yetmez. Bir sabah Naziler, Hans ve ailesini alıp götürmek için geldiklerinde, Matilda’nın kalbini de beraberlerinde götürürler. O günden sonra ise hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Bedeni özgür olsa bile Matilda da artık esaret şehrindeki tutsaklardan biridir ve Hans’ınkiyle beraber atan kalbine yeniden kavuşmak için her şeyi göze almaya hazırdır.

2018 yılının Amerika’sında ise kariyerinde sorunlar yaşayan başarılı bir mimar olan Grace Laurent, hayatıyla ne yapacağını bilemeyenlerin düştüğü o çukura düşmüş durumdadır. Tam da o büyük boşluk duygusuyla mücadele ederken, posta kutusunda âdeta tüm sorularına cevap olabilecek bir zarf bulur. Öte yandan o cevaplara ulaşmak için bütün düzenini geride bırakıp uçağa atlaması ve Almanya’ya gitmesi gerekmektedir. Hem de daha önce adını bile duymadığı ama büyükannesi olduğunu iddia eden, Matilda Ellman isimli bir kadından ona miras kalan mülkü görmek için. Grace, önce her şeyin garip bir şaka olduğunu düşünür ama Matilda’nın ona bıraktığı ipuçlarını takip ederek miras aldığı hikâyenin düğümlerini çözdükçe, çok geçmeden kendi içindekilerin de çözülmeye başladığını fark eder.

Esaret Şehrinde Bir Kitapçı, özgürlüğün, fedakârlığın, cesaretin ve insan olmanın anlamını tekrar tekrar sorgulatan, gözyaşları içinde okuyacağınız bir şaheser.
(Tanıtım Bülteninden)
Hikayelerin bakış açısı çok önemlidir. Bir pencerede birbirinin düşmanı iken bir başka pencerede ise çocukluktan beri tanıdığın kişi sonrasında kalbini delicesine çarptıran aşkın olur. Velhasılı bu Hikâyede birbirisiz nefes alamayan iki karakter olarak karşımıza çıkıyor Alman asıllı Mathilda ile Yahudi olan Hans.

Esaret Şehrinde Bir Kitapçı, II. Dünya Savaşı'nın farklı bir yanını anlatıyor bize. Hikayemiz iki ayrı hayatı ele alıyor. 1940'lı yıllar karşılıyor okuru, Yahudi aşkını kurtarmaya çalışan Alman bir kadın olan Matilda'nın bakışı ile yaşananlara şahit oluyoruz. Sonrasında 2018 yılına geliyor, annesinin yetim durumu nedeniyle akraba olduklarını bilmeden ona bırakılan mirası devraldığı söylenen Amerikalı Grace'in bakışı ile hikayenin başından sonuna neler yaşanmış adım adım okuyoruz.

Grace, kariyerinde başarılı bir mimar, bir gün ona ulaşan Almanya'daki avukatlar aracılığıyla geçmişi konusunda sır perdesini aralamaya, annesinin yetim olduğu, büyükannesi ile ilgini neler olduğunu öğrenmek üzere yola çıkar. Hiç tanımadığı büyükannesinden kendisine kalan mirası devralmaya, Matilda ve Hans hikayesi hakkındaki gerçeği öğrenmek için Dachau'ya kitapçıya gider.

Hikayenin her iki kısmı da çok güçlüydü, Matilda sıkıntı altında çok fazla güç gösterdi. Grace ise öğrendikleri karşısında hissettiği güçlü duygulara rağmen metanetini koruyarak gerçeği öğrenmeye istekliydi. Her iki karakter de beni kendine hayran bıraktı.

İkili zaman çizelgesini sevdim. Dachau kasabasının çok canlı tasvirleri vardı, kendimi Saray'a ve toplama kampının çevresine yürüyormuş gibi hissettim. O korkuları o acıları kargaşayı hissettim. Matilda ve Hans beni ne kadar duygusal bağlayıp onlar için üzülüp durduysam da Grace ve Archie o kadar beni heyecanlandırdı. 

Hikaye çok dokunaklı çok yüreğe dokunurdu. Okuduğum satırlar sadece bir kurgudan ibaret olmadığını bir zamanlar bunların yaşandığını bilmek beni derinden etkiledi. Okurken nefes alamadım çoğu zaman. Shari J. Ryan bu kitapla bizi kendine öyle bir bağlıyor ki daha ilk cümleden okuyucuyu kendine çekiyor. Aşktan ihanete, umuda ve hatta kalp kırıklığına kadar pek çok duyguyla dolu bir hikaye içinde hikaye okudum bu kitapta. Shari'nin kurgu hâkimiyetini sevdim, hikaye bittikten sonra etkisini uzun süre hissedeceğim.

Sonuç olarak, II. Dünya Savaşı'nın tarihi trajedilerinin içinde ıstırap, cesaret ve kararlılıkla sarmalanmış güzel bir aşk hikayesi okumak istiyorsanız Esaret Şehrinde Bir Kitapçı sizin aradığınız istasyon olabilir. Yazarın yazmış olduğu diğer kitapları da okumayı çok isterim, eminim onlar da yüreğe dokunur hikayeler barındırıyordur içinde.

0 comments:

Yorum Gönder