Küçük Tatlı Yalanlar - Jill Shalvis || Kitap Yorumu


 Özgün Adı : Sweet Little Lies
Kitap Adı : Küçük Tatlı Yalanlar
Yazar Adı : Jill Shalvis
Seri Bilgisi : Heartbreaker Bay #1
Çevirmeni : Zeynep Yeşiltuna
Sayfa Sayısı : 359
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2019
Kitaba Puanım : 5/5
Herkese merhaba, güzel dostlar.
Sevdiğimiz türden okuduğumuz kitaplardan bazısı yüzümüzü güldürürken, bazısı bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Bazısı da kendine hayran bırakırken aşık olunası karakrerleri hayatınıza dahil ediyor. Bu yıl okuduğum kitaplar arasında tam puan alarak en sevdiğim 3 kitap arasına girmeyi başaran bir kitap olurken, her daim okuyacağım favorilerim listeme girdi.

Şu kadarını söylemeliyim ki, aldığı övgüleri hak ediyor. Küçük Tatlı Yalanlar ile yazar  hayatınıza dahil olacak enfes karakterler okura sunuyor. İnanılmaz eğlenceli, inanılmaz hareketli, inanılmaz sevilesi karakterli şahane bir kitap... Sizi aşka dostluğa doyuracak içinizi eritecek vee ateş basmanızı sağlayacak. Seriye başlangıç kitabı da böyle olur dedirten türde, bayıldım bayıldım ve bayıldım...

Bir romantik komedide isteyebileceğiniz her şeyi bu kitapta bulabiliyorsunuz. Karakterlerin arasındaki kimyası, eksik olmayan kahkahası, yeterli miktardaki cinsel gerilimi, aile bağı, bağışlanma duygusu, sorumluluklar, bacakları titreten aşk ve ters içinde bırakan şehvet! On numara beş yıldız bir hikaye.

Finn ve Pru ilk karşılaştıkları andan itibaren aralarındaki etkileşimlerin yoğunluğu, çatırdayan elektrikleri ve tek vucut olduklarında ortaya çıkan sıcaklık  kitabımın sayfalarından dışarı çıktığını hissedebiliyordum. *abartmıyorum asla!* Bunların hepsi büyüleyiciydi fakat bir unsur vardı ki beni kör eden; Finn'in ta kendisi! Finn kadar büyüleyici hiçbir şey yoktu. Şey, öhhö, aşklarını sayarsak bir şey daha varmış.

Daha önce Jill Shalvis kitabı okuyanlar daha aşınadır elbette ve bu söylediklerime de destek çıkacaklarını düşünüyorum. Kitaplarında destekleyici karakter kadrosunun da ana karakterler kadar renkli ve ilginçler. Bu kitaptaki karakter kadrosu ise harika! Her birine çok güldüm her birine bayıldım, tekrar söylüyorum böylesi bir arkadaş grubunun parçası olmayı çok isterdim. Beni de Pru'yu aralarına kabul ettikleri gibi kabul edebileceklerinden eminim. Tek sorun bir adet Finn O'Riley vardı ve onu da Pru kaptı. Şanslı sürtük...

Finn'in arkadaşlarının, sanki Pru da o grubun bir  parçası, sanki yıllardır onlarla birlikteymiş de hep tanıyormuş gibi hemen sevmesini okumanız gerekiyor. Nasıl bir arada olduklarını, birbirlerine verdikleri değeri, her zaman için birbirlerinin arkalarını kollamaları çok gerçekçi ve çok samimi hissettiriyor. O'Riley's Pub'da oturup Pru ile sıcak kanat yemek ve Finn'in o mükemmel çok seksi vücuduna bakmak, orada vakit geçirmek, tüm ekiple dart oynamak isteyeceğinize eminim. Çünkü ben istedim.

**Gelelim nasıl ve ne şekilde yolları kesişmiş ve neler olmuş? Burasından sonrası spoiler barındırıyor, zaten yorumun detayını bundan ötürü bloga sakladım ama değil mi?**

Finn ve Pru'yu birbirine bağlayan kader, çok can yakan bir hikâyeye ve dahası kızımızın vicdanına bağlanıyor. Sekiz yıl önce henüz bir ergenken katıldığı parti dönüşü babasının onu alması ile alakalı bir iletişimi olur Pru'nun. Sonrasında alkollü şekilde araç kullanan babası ve annesi karıştığı bir kazada canından olurken birçok insana da hem maddi hem de manevi zararları olur. Sırf bundan sebep kızımız hayatı boyunca derin pişmanlıklara sarılır. 

Pru, San Francisco'ya taşınıyor, orada bir tur teknesininde kaptan olarak yaşıyor ve şu anki hayatı konusunda bir şikâyeti yok. Onun ufak bir sırrı da var. Bu sırrı bilen kişi sayısı bir, o da kişi de eskiden sevgili olduğu ama yürütemeyeceklerine inanıp dost olmayı tercih ettiği patronu Jack. İçinde barındırdığı korkunç hislerden haberdar ve trajik kazaya karışan herkesi takip ettiğinide bir tek Javk biliyor. İsmini gizleyerek kazadan etkilenen tüm insanlara yardım ediyor. İyi olduklarından emin oluyor, hayatlarını daha iyi hâle getiriyor, bunun için çabalıyor; is buluyor, yurt buluyor, burs buluyor, resmi evraklarda vs yardımı dokunuyor... Dahası hayallerini gerçeğe dönüştürmek için ihtiyaç duydukları her şeye sahip oluyor.

Kazada babasını kaybeden biri var, onunda diğerleri gibi güzel bir hayatı olup kötü etkilendiğini düşünerek endişe duyuyor fakst görünürde olandan daha fazlasını çok çok sonraları öğreniyor. Sıradaki hayatına dokunarak mutlu olmasını sağlayacağı adama yoğunlaşıyor. Finn O'Riley. Uzaktan izliyor, onun için binasının çıkış kapısının baktığı avlusunda bulunan dilek çeşmesine çeyreklik atarak aşkı bulmasını diliyor, tabi aşkı onda bulması bir mucize... O öyle düşünüyor, o kısmı okuyanlar yaşadığı bocalamaya kahkahalarla gülmüştür eminim. Pru'nun düşünmeden edemediği bir pervane misali ateşe uçuşmasını sağlayan bu seksi adama vuruluyor.

İşler ters gitmeden gerçekleri anlatması ve ondan deli gibi etkilendiğini onsuz nefes alamaz olduğunu göstermesi gerek ama ne olsun? Finn o söylemeden gerçekleri öğrenip kızıyor. Biraz ahmaklık yapıyor da diyebiliriz aslında. Ufak bir ayrılık sonrası pişmanlık ve daha sonra vuslata eriyor cağnim çiftim.

Pru'yu çok sevdim ben. Yaşadığı onca kötü olaya rağmen mutlu olmaktan ve gülümsemekten asla vazgeçmemesi onun ne kadar güçlü biri olduğunun kanıtı. Dışa açık, özverili, verici, istekli, pes etmeyen bir karakter. En çok onun mutlu olması gerekiyor ve mutlu olduğunu okumak beni de inanılmaz mutlu etti. Finn ona iyi geldi, birbirlerine iyi geldi. Finn ise bu yıl karşılaştığım en tatlı erkekti benim için. Romantik, sevecen, anlayışlı ve en ateşli karakter! Ekibin geri kalanı da çok matraktı. Willa, Elle, Archer, Spence, Sean (Finn'in kardeşinin de umarım bir kitabı vardır. Elle ve Archer arasında gerilimi okurken hissetmemek mümkün değil, onların kitabını okumak için sıbırsızım. Bir de kitapta öyle ponçik öyle tatlı bir karakter vardı ki her ismi anıldığında şeker komasına girecektim. Thor! Çok tatlı bir köpek, kitaplarda hayvan dostlarımıza da yer verilmesine bayılıyorum.

Heartbreaker Bay serisi yeni gözdem olacak gibi... Bunca zaman beklettiğim için de gerçekten pişmanım, daha erkenden alıp daha erkenden okumam gerekiyordu. Küçük Tatlı Yalanlar şahane seri başlangıcı giriş kitabı, inanılmaz sevdim, bayıldım. Jill Shalvis, tüm karakterlerine aşık olmadan bizi bırakmayacak sanki. Serinin devamında neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum.

Yorumumun bu kısmına kadar okuduğunuz için teşekkürler.
Sahip Olamayacağın Tek Erkeği Seç…

San Francisco’da kıyı turları düzenleyen bir geminin kaptanı olan Pru genç ve güzel bir kadındır. Onun için fırtınalı denizlerle başa çıkmak oldukça kolay bir iştir. Asıl zor olan karada onu bekleyen yeni hayatıdır. Yeni evini ve dost canlısı komşularını çok sevmiştir fakat Pru Hariç Herkesin Bay Mükemmeli’ne âşık olmak gibi bir tehlikeyle de karşı karşıyadır.

Ona Aşık Ol, Hem de Sırılsıklam…

Şehrin en popüler mekânlarından birini işleten Finn O’Riley, arkadaşlarına her daim vakit ayıran, bir seksenden uzun boyuyla dikkat çeken, çalışkan bir yakışıklıdır. Finn’le arkadaş olan Pru, o koyu yeşil bakışların hedefinde bulunmanın ne kadar muazzam bir his olduğunu hemen keşfeder. Ancak bir dart okunun karıştığı saçma bir kaza –nasıl olduğunu hiç sormayın– üstsüz gerçekleşmesi gereken bir pansumana sebebiyet verir ve o noktadan sonra da işler arkadaşlık sınırının hayli ilerisine sürüklenmeye başlar. Hem de son hızla…
            
Ve Sonra Ona Gerçeği Söyle…

Pru’nun tek isteği Finn’in mutlu olmasıdır. Her hayali gerçekleştirdiğine inanılan o efsanevi çeşmenin başında tuttuğu dilek, hem onun hem de Finn’in hayatını değiştirmek üzeredir. Pru mutluluk sarhoşu olsa da tedbiri elden bırakmamalıdır çünkü her şeyi altüst edebilecek bir sırrı vardır.
(Tanıtım Bülteninden)

0 comments:

Yorum Gönder