Kitap Adı : Miço
Yazar Adı : Selvi Atıcı
Sayfa Sayısı : 312
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 3/5
İnsan en çok kime güvenir diye soru sorulsa kuşkusuz sorunun cevabı aile olurdu değil mi? Ela'ya bu soruyu sorsalar yanıtsız bırakırdı. Çünkü hayatının kabusunu yaşatan ailesiydi, annesinin sırt döndüğüydü babalığının kabusu yaşatmasıydı.
Her gencin olduğu gibi Ela'nın hayalleri vardı elbet, tabi başına yıkılmasaydı dünyası hayaller kurmaya devam edebilirdi. Geleceği çalındı, geçmişi çalındı, ruhunu çekip aldılar ellerinden boş bir kabuk kaldi geriye. Sonrası derseniz Ela için hiçliğe bilinmezliğe atmasıydı... Yürüdü yürüdü yolu bir balıkçı teknesine çıktı, şansına iyilerle karşılaşacağı yolu oldu. Hayatı artık değişecekti, Miço olacaktı.
Miraç, kaptanın oğlu taktığı isimle boz ayısı olan. Bizim kızın bilmediği ise geleceği olan adam.
Yolunda giden hayatının tepetaklak olmasının sorumlusu olarak babası bilir bizim eleman. Onun hatalarıyla birlikte birçok şeyi ellerinden kayar gider, annesi de hastalanıp da kaybedince acısı öfkesine karışır. Kaptana karşı dindiremediği kızgınlığı vardır. Derken bir gün karşısında çelimsiz bir velet bulur, babası ona Miço der ama üflese denize düşecektir.
Miraç ona takar, Ela bu heybetli adamdan uzak dursa iyidir ama ikisinin yolu kesişirken sonları nasıl olmuştur dersiniz?
Selvi Atıcı kaleminden ne yazsa okurum, öyle bir bağımlılık kendisi. Fakat şunu demem gerekir ki kurgu ve hikaye bazda beni çok da tatmin etmeyen kısa bir kitaptı Miço. Sıralasam kitapları sonlarda yer alır ama en sevdiğim yazar Selvi abla olduğu da bir gerçek tabi. Bu kısa ama detaylansa tek yumrukla olay kapanmamış olsa en azından o herif geberdiğini okusaydık da olurdu o olsa bu olsa diye diye uzun olsa kitap nolurdu diye düşünüyorum.
Her şeye rağmen Selvi ablanın elinden bir kitap okumak paha biçilmez. 😍
“Çaresizlik, elinde kalan en berbat seçeneğin bile, bir yıldız gibi parlamasına neden oluyordu. Çaresizdi. Hem de dibine kadar!”
Ama bu, en güvendiğinden sırtına darbe alan Ela’yı yıldırmadı. Yaşadığı korkunç geceden sonra iki seçeneği vardı; ya ölecekti ya da mücadele edecekti. Ve o, zor olanı seçti. Savaştı.
Hem geleceğiyle, hem bugünüyle hem geçmişiyle…
Bir de karşısına çıktığında kendisinden nefret eden Miraç Çalış’a karşı verdiği mücadele vardı. Belki de bu, onun savaşının en zorlu etabıydı. Eğer Ela, Miraç’la girdiği bu yoğun çarpışmadan galip gelirse, belki de bütün dünyaya karşı kendisini galip sayacaktı. Çünkü Miraç Çalış, istediği zaman hayatın en zorlu sınavı olabiliyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
0 comments:
Yorum Gönder