İskoç Kaçamağı - Meghan Quinn


Özgün Adı : The Highland Fling
Kitap Adı : İskoç Kaçamağı
Yazar Adı : Meghan Quinn
Çevirmeni : İdil Arın Şahin
Sayfa Sayısı : 384
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4/5
Meghan Quinn eğlenceli anlatıma sahip. Bizde çıkan üç kitabı var. Favorim ise Cane Kardeşler serisinin ikincisi. Zaten o kitapta geçen röportajdaki çiftlerden biri de bu kitabın ana kahramanları.

Bu kitaba karşı beklentim vardı benim, esasen konusunda İskoç olduğundan ki ben bayaaa aşığım o taraflara dedim okumam gerek. Ay boyu yayıla yayıla okudum durdum kitabı. 🤭

Gelelim konusuna; Bonnie, Los Angeles'a taşındıktan sonra üçüncü kez yönetici asistanlığı işinden kovulur. Erkek arkadaşı tarafından terk edilen kızımız, yakın arkadaşı Dakota ile kaldıkları evden de atılmak üzererelerdir. Dakota, İskoçya'nın Corsekelly kentindeki küçük bir kasabada kahve dükkanını altı ay boyunca yönetmek için iki arkadaş arayan bir ilan görür ve başvurur. İşe alınırlar ve İskoçya'ya doğru bir yol uzanır önlerinde. Orada birlikte çalıştıkları çift ve en sonunda Bonnie'den hemen nefret eden oğulları Rowan ile tanışırlar.

Bu kitapta çok sayıda komik an vardı. Dürüst olmak gerekirse, Corsekelly halkını, kasabanın ve çevresindeki kırsalın tasvirini sevdim. Rowan'ın kendine saklamak istemediği yükleri vardı ve Bonnie çok da sessiz kalamıyor. Aralarındaki elektirik ise muazzam, tartışma ve şehvet arasında gidip geliyorlar. Bir araya geldiklerinde ikisi de bundan dolayı daha mutlu görünüyorlar, ancak işler pek de yolunda gidiyor değil. Bana göre, birbirlerini kızdırmak veya birbirlerine zarar vermek yerine birlikte daha fazla zamana ihtiyaçları vardı. Kahve dükkanını tamir etmek için çalıştıklarında, ikisinin de birlikte iyi çalıştıklarını ve bundan zevk aldıklarını hissettiğimiz o kısmı da çok sevdim, geri kalan zamanlarda sadece sık sık anlaşamıyor gibi görünüyorlardı.

Dakota ve Bonnie arasındaki anlaşmazlık beni birkaç yerde kızdırdı. Aralarındaki arkadaşlık ilişkisi normalden farklıydı ve benim imreneceğim bir dostlukları yoktu. Rowan beni çeken unsurlardan biri, bu elemanı bana yapabiliriz dostlarım yok demem asla. Tutup beni Angara'nın bağlarından koparıp İskoç dağlarına götürür. Yani, götürsün yahu.

Uzun lafın kısası her etkene rağmen okurken keyif aldığım bir kitap oldu. Yazarı okumanızı isterim, özellikle Birbirimiz İçin Yaratılmadık benim favorim olarak kalmaya devam edecek.

Hayattaki amacını arayan bir Amerikalı, çareyi İskoçya’nın bir kasabasına kaçmakta bulmuştu. Gelgelelim burada huysuz ama elinden her iş gelen bir yakışıklı bir tamirciyle tanıştığında cevaplardan çok sorularla karşı karşıya kalacaktı.

Üçüncü işinden de kovulmuş olan Bonnie St. James, yolunu tamamen kaybetmişti. Böylelikle en yakın arkadaşıyla İskoçya Dağları’nda bir “yardımcı aranıyor” ilanına denk geldiklerinde hevesle başvurmuşlardı. Kim bilir, belki de yeni bir yere gitmek bir sonraki adımının ne olduğunu bulması için tam da ihtiyacı olan şeydi.

Küçük, cennet gibi olan Corsekelly kasabasına ulaştıklarında göz kamaştırıcı Kuzey İskoçya’ya ve arkadaş canlısı kasaba halkına bayılmışlardı. Fakat kasabanın tamircisi olan kaba Rowan MacGregor, Bonnie’yi pek de sıcak karşılamayacaktı. Kendi iblisleriyle boğuşan Rowan, hiç de tuhaf Amerikalıyla uğraşacak hâlde değildi, sevimli bir küçük hanım olsa bile.

Bonnie ve Rowan’ın yolları kaçınılmaz bir şekilde kesiştiği zaman hakaretler -ve kıvılcımlar- havada uçuşmuştu. Bu çift, kendi benzerliklerini kullanarak birbirlerine yönlerini ve amaçlarını (belki de aşkı) bulmak üzere yardım edebilecek miydi yoksa tutkulu öfkeleri onları birbirinden uzaklaştıracak mıydı?

(Tanıtım Bülteninden)

Beni Buna Zorlama - Vefa Enver | Kitap Yorumu

Kitap Adı : Beni Buna Zorlama
Yazar Adı : Vefa Enver
Sayfa Sayısı : 220
Yayınevi : Önce Kitap
Baskı Yılı : 2011
Kitaba Puanım : 4/5
Romantik komedi diyince Türk yazarlardan en ilk onun adı aklıma gelir. Kitaplarının da baskısı kalmadığını hesaba katarsak, bulduğum yerde mücevher bulmuş gibi mutlu olarak kaparım. Beni Buna Zorlama eski bir kitap, wattpad de yayında oradan okudum ilk hatta ama basılı halini bulunca da deliler gibi sevindim.

Vefa Enver kalemini okuma bir başka benim için. Özellikle karakterleri ayrı özeldir. Lafını esirgemez, dilli düdük, zeki ve çekici karakterleri vardır kitaplarında. Hele de birbirine denk karakterlerin o çekişmeleri ayrı lezzet.

Bir çöpçatanlık sirketine sahip Zorlu. Erkeklere bir ilişkide nasıl davranması gerektiğini, bir kadını nasıl etkileyeceği üzerine yardım etmeyi taahhüt ediyor. Kızımız Zeynep ise başını işten kaldırmayan hayatı tamamen iş olan iş koliğin tekidir. Bu ikilinin yılları kesişir de her şey alt üst olurken kim kimi etkileyecektir?
 
Zorlu bey, kızımızı gördüğü o an etkileniyor ya, aha diyorsunuz başlıyor eğlence. Zeynep'i kazanmak tavlamak için elinden geleni yapıyor. Kızımız da fena dişli biri, öyle kolay pabuç bırakacak türden değil. 

Zeynep - Buse dostluğu insani imrendiren bir arkadaşlık ilişkisine sahipler. Buse - Kaan aşkı da böyle çekirdek çitleyerek seyirlik bir halleri var. Zorlu beyimiz ise uff ufff fnfnfnf

Beni Buna Zorlama, çok severek okuduğum, bolca gülüp bolca düşündüğüm ve de biiiiir sürü alıntı çıkardığım, mutlu son aşıklarına ve romantik komedi hastası okurların pas geçmemesi gereken bir kitap.
Vefa Enver... romantik komedinin kraliçesi, önce kitap'ım da tabii, bu kitap da daha önce hiçbir yerde okumadığınız romanı.
kitapta neler mi oluyor? 

Buse kaan'ı, Zeynep işini, zorlu ise erkeklere aşk oyununu öğretmeyi seviyor... "aşkın seni yönetmesine izin verme, sen aşkı yönet!" diyen Zorlu'yu ise asistanı Melek yönetiyor. 

Zeynep işine düşkün, Buse'nin olağanüstü güzelliği yanında kendi güzelliğinin pek de farkında olmayan bir kadın, zorlu aşkının peşinde koşmayı bilmeyenlere akıl veren bir adam.

Evet, evet... ikisi de zengin, ikisi de tanınmış ailelerden geliyor. ah tabii Buse var bir de... Zeynep'in kardeşi, yani aslında kuzeni.
karışık gibi görünüyor değil mi? 

Okuyunca çözecek, çözerken de eğleneceksiniz. Ve biliyoruz ki yeni Vefa Enver romanını da çok seveceksiniz.

(Tanıtım Bülteninden)

Bir Tesadüftü Aşk - Sophie Cousens | Kitap Yorumu

Özgün Adı : This Time Next Year
Kitap Adı : Bir Tesadüftü Aşk
Yazar Adı : Sophie Cousens
Çevirmeni : Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı : 260
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2021
Kitaba Puanım : 3/5
Hayatı boyunca, uğursuz olduğuna inanır Minnie, bunun baş nedeni ise annesidir. Ve bu yüzden de yeni yıldan nefret eder. Şöyle bir durup bakınca mantıklı bir yanı yöresi yoktu teyze diye bağırmaya sebep olacak bir neden tutuşturuyor karakrerimizin anası. 😒 Sene 1990, Yeni yılın ilk günü, şak diye doğuyor bizim ki. Anası adını  “Quinn”  koymak istiyor ama ne olsun, aynı odada kalan bir diğer hasta erken doğuruyor bu kadından ve ismi şaak diye çocuğuna koyuyor. Bu da ah vah ediyor eyvah uğursuzluk modunu açıyor. 😒

Sonuç olarak, Minnie'nin ebeveynleri bu ismi kullanamayacaklarını düşündükleri için başka bir isim seçiyor ve soy isimlerine uyumlu çocuğa “Minnie” ismini koyuyor babası. (Soy isimleri Cooper)

Neyse efenim, bizim kızın anası nasıl bir ruh halindeyse kıza, doğumundan itibaren şanssız olduğunu söylüyor ve uğursuz olduğuna inandırıyor. Minnie de inandığıdan sebep mi bilinmez yılbaşı gecesi ve gününde başına talihsiz olaylar geliyor. Diyor ki anam haklııı. 🙄
Hikayenin esas kısmı ise düşmanıyla tanışmasıyla başlıyor: Adını çalan "Quinn" ile karşılaşması..


Takdir ettiğim kısım Minnie'nin sonunda annesinin karamsar dünya görüşünden kurtulması oldu, korku içinde yaşamayı bırakabildiğinde sevinçten havalara uçtum.

Quinn için de benzeri durumlar vardı, hayatını askıya alması gibi. Bazen bazı insanlar önemli bir şeyleri yapmak için "beklemek" isterler kabul bunda hak verdim. Yolun sonunda mutlu oldukları için de ben de mutlu oldum. (Çok şükür.)

Daha farklı bir hikaye bekler miydim, evet. Bu beni tatmin etti mi, yarı yarıya. Romantik komedi severim, bu kitapta o tadı almamı sağladı fakat bazı kısımlar için göz devirmedim desem yalan söylemiş olurum. Çok çok sevdim diyemem ama bayıldım da diyemem. Vaktinizi iyi geçirmenizi sağlayacak bir kitaptı okuduğum.


Bir Tesadüftü Aşk yeni yıl ışıltısıyla dolu, romantik bir hikâye; sıcak çikolata ve battaniyenin eşlik edeceği mükemmel bir arkadaş.
Josie Silver

Minnie’nin talihsizliklerinin tek sebebi, hiç tanışmadığı Quinn Hamilton adındaki bir adamdır. İkisi de otuz yıl önce aynı anda, aynı hastanede dünyaya gözlerini açmıştır ve Quinn, aslında Minnie’ye ait ismi çalmıştır. Şanssızlıkları daha doğduğu gün başlayan genç kadın için o zamandan bu yana her doğum gününün felaketlerle geçmesi hiç şaşırtıcı değildir.

Minnie bir yılbaşı partisinde her şeyin suçlusu olarak gördüğü Quinn’le karşılaşınca, ondan çok etkilenir ve talihin sonunda yüzüne güldüğünü düşünür. Farklı dünyalara ait olmalarına rağmen sık sık karşılaşmaya başlamaları, daha fazlasını istemelerine neden olur. Belki de aşka bir şans vermenin zamanı gelmiştir.

(Tanıtım Bülteninden)


Yabani Topraklar - Stacey Marie Brown | Kitap Yorumu

Özgün Adı : Savage Lands
Kitap Adı : Yabani Topraklar
Yazar Adı : Stacey Marie Brown
Seri Bilgisi : Savage Lands #1
Çevirmeni : Mehir Kalmış
Sayfa Sayısı : 384
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5

Brexley'in doğumuyla birlikte iki dünya arasındaki büyülü bariyer yıkılıyor ve o zamandan itibaren insanlar ile periler arasında çetin bir savaş başlıyor. Kahramanımız ve akranları için hayat; düşmanlarına karşı kendilerini savunmaları adına eğitim almak ve savaşmayı öğrenmekle geçiyor.

Seçkinler arasında büyüyecek kadar şanslı olan kızımız, yoksulluğu hiç bilmiyor. Ülkenin diğer yarısında kalan sefalet içinde yaşayanlar için kendine bir görev edinerek Robin Hood'u olmaya soyunuyor. Budapeşte'yi boydan boya geçen trenleri yağmalarken de paçayı ele vererek periler tarafından yakalanıyor. Kendini girenin bir daha çıkamayacağı yer olan Halalhaz hapishanesinde buluyor.

Efsane olarak dillerde dolaşan gerçek olduğuna kimsenin inanmadığı o adamla, Warwick Farkas ile karşılaşsa ne olurdu? Karşılaşmalarıyla birlikte hayatta kalanın bir kişi olacağı bir kapışmanın içinde olsa neler yaşanırdı? Peki kalbindeki kıpırtıyla birlikte düşmanına bir şeyler hissediyorsa? Hepsi ve dahası kitapta.. 😘
Yabani Topraklar tutarlı temposuyla merak uyandıran hikayesiyle okuru tatmin eden bir kitaptı. Olaylar *bence* olması gerektiği gibiydi, ne çok hızlı ne de çok yavaştı.

Hapishane ortamını ve dinamikleri, güçlü ana karakterler ve müthiş yan karakterlere varıncaya kadar ilgi çekiciydi. Ana karakterlerin arasındaki henüz açıklanmayan o garip bağ, Budapeşte'de geçen hikayenin bütününün her bir detayı benim için seyrine doyum olmayan bir serüven oldu.


Karakterleri çok sevdim, onlardan kopmak istemedim. Brex ve Warwick arasında hissedilir derecede yoğun bir cinsel gerilim vardı. Her ne kadar Warwick öyle olmadığını söylese de birbirlerinden hoşlanıyorlardı, tabi düşman olduğu gerçeğini es geçersek ve birbirini boğazlamayı istediklerini görmezden gelirsek...

Caden, Zander, Kek ve Tad potansiyeli olan karakterlerdi. Umuyorum ki serinin geri kalanında onları, özellikle de Kek'i daha çok okuyabiliriz. Yazarın bu karakterleri tanıtmaya zaman ayırıp da serinin geri kalanında hepsini unutması biraz üzücü olur zira. Her şey Brex ve Warwick'e odaklanmış ilerlerken yan karakterleri es geçmesi beni üzer çünkü ve onları okumayı gerçekten çok isterim. Brex ve Kek'in güzel bir dostluğa adım atıyorlar ve bu dostluğun güçlendiğini görmeyinde çok ama çooook isterim.

Serinin devamında bizi bekleyenler için şimdiden sabırsızım, olacak olanları hayal edince bile kalbim pır pır ediyor.

Bir okur olarak kitabı imzalı okumamızı sağlayan yayınevine, üzerinde emeği olan herkese teşekkür ederim. 🥰
Ee ne diyorduz o zaman...
Tavsiye etmesi benden, okuması da sizden. 💋
Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 💐
İki dünyayı ayıran bariyerin Fey Savaşları’nda yıkılmasından yirmi yıl sonra, Budapeşte uçurumun kenarında dengede durmaktadır. Doğu Avrupa’daki seçkin Feylerle insanlar egemenlik için savaşmakta; taraflar arasındaki önyargı, kin ve şiddetle artmaktadır.

Brexley, ayrıcalıklar içinde büyümüş bir insan olsa da kalp kırıklıklarına sahiptir. Güç gösterileri ve acımasız politik oyunlarla dolu, duvarlarla çevrili bir şehirde yaşamaktadır. Tüm hayatının seyrini değiştirecek olan bir gece, kendini doğunun en korkulan hapishanesinde bulur.

Girdiğinizde bir daha çıkamadığınız Halalház,
Dehşet Evi…
En azılı Fey ve insan suçlularla bir arada yaşamayı öğrenmek zorunda olan Brexley, Dehşet Evi’nde insanlarla Feyler arasında bir efsaneyle, Warwick Farkas ile tanışır. Zalim, kibirli ve ölümcül olan Farkas’a karşı duyduğu inkâr edilemez çekimin hayatına mal olabileceğinin farkındadır.
Eğer sadece bir kişinin hayatta kalacağı dövüşlerin yapıldığı Oyunlar, onu daha önce ortadan kaldırmazsa…
(Tanıtım Bülteninden)

Mayıs'ta Neler Yaptım?

Aslında ayın özeti paylaşımını çoktan yapmam gerekirdi ama ben bu aralar tam olarak modumda değildim. Üzerimde var bir şeyler de hayırlısı. Neyse.
Üç şahane kalemden kitap okudum, beklentimi yer yer karşıladı yer yer ulan daha uzun yazılsa nolurdu dedirtti.

Tatlı Kaçışım 5/5
Göldeki Kadın 4/5
Miço 3,5 /5

Biliyorsunuz daha evvelinde de bahsettim, Tokyo Revengers serisini bitirdim. 4. sezon bekliyor, yani ne gerek var desem de izlerim muhtemelen neler olacağını merak ediyorum. Diğerini de izlemeyw devam tabisi. Bu arada bir kdrama izledim, sevdiceğim oynuyor, yorumlar gelecek *inşallah yaniiiyyyy* 🤭

Ben bu arada çanta ördüm, onu da dedim demi size?

Sizler neler yapmıştınız.
Bu arada haziran için de ipler aldım yeni model peşindeyim ama bir türlü beğenemedim, sanırım hangi ip olursa olsun lale çanta örmeye devam etcem 🤭