Jasper Vadisi - Devney Perry | Kitap Yorumu

Özgün Adı : Jasper Vale
Kitap Adı : Jasper Vadisi
Yazar Adı : Devney Perry
Seri Bilgisi : Edens #4
Çevirmeni : Meryem Çelikten Çağlar
Sayfa Sayısı : 360
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
Knox ve hikayesi şimdiye kadar en sevdiğimdi (şey, hâlâ öyle ya!) Jasper ile tanışmak ne bileyim ya aklımı karıştırdı 👉🏻👈🏻

Jasper Tepesi beni tatmin eden severek okuduğum bir kitap oldu.

Eloise aile otelini isletiyordur ve bir gün otelin sahibi olmayı istiyordur. Tabi bunun için sorumluluk alabileceğini kanıtlaması gerekiyordur. Bunun en büyük sebebi geçmişte yaşanan bir olaydan sebep kızlarının henüz hazır olmadığını düşünmeleridir. Yani sorumluluk sahibi olduğunu kanıtlamak ister istemesine de bir küçük pürüz yaşanır. 👉🏻👈🏻

Sarhoş olduğu zaman diliminde Vegas'ta şey, kızımız tanımadığı bir adamla şak diye evlenir. Bundan pişman olmak paçaları tutuşmak pekçok duygular kızımızda düğüm olur, bu evliliği saklamaları gerekir.

Saklama planına uymayacak bir takım gelişmeler de doğmasın mı, bak sen şu işe! Damadımız (nasıl da kız tarafıyım amaa) Jasper, sıkıntılı bir geçmişi geride bırakamamış biridir. Durun durun korkmayın zarar ziyan biri değil çocuğum, bizimkinin eski sevgilisi düğününe davet etmiş, eh bizinki de mutluyum aha da karım var diye katılayım demiş... Eloise'ye geliyor ve sey diyor,en azından düğünü atlatana kadar birkaç ay evli kalalım... El mecbur diyor kızımız isteksiz şekilde kabul ederek birlikte yaşamaya başlıyorlar. Birlikte geçirdikleri zaman dilimi arttıkça birbirlerine daha fazla maruz kaldıkça gerçek ile sahte arasındaki o çizgiler belirsizleşmeye başlıyor. Sonrası mı? Eh o da kitapta. ☺

Eloise  her ne kadar isteksiz şekilde kabul etmem deyip dalyan gibi elemanı kendine bağlaması okuması baya keyifliydi. Ailelerin neden hep gurur ve neşesi kaynağı olmalıyız ya da buna zorlanıyoruz aha da bunu bir tık düşündüm. Yapılan şak evlilik belki de en mantıklısı karşıma Knox ya da Jasper çıkmadıkça evlenmem ben. Efendime söyleyeyim dümenden aşık rolü yapmalar sahte evlilik konuları okuması *bence* en keyifli konulardır ve çok severim. Aralarındaki kimya baştan beri hissediliyordu, zaman geçirdikleri süre uzadıkça bunu daha yoğun oluşunu hissedip okuması keyifliydi. 😏 

Elbetteki karakterlerimiz bir ilişki içinde olmayı istemiyorlardı ama birlikte çok güzellerdi.

Tanıdık simaları görmek onları da okumak ayri güzel ve mutluluktu. Seri her kitapta beni daha fazla (her ne kadar üçüncü kitaba olumsuz hislerim olsada) bağlıyor beni ama Knox ve Jasper. (Pişt, beni bulun!)

Kitabı, dahası seriyi şiddetle öneririm.

Tavsiye etmesi benden, okuması da sizden. 💋
Eloise Eden’ın gurur ve neşe kaynağı ailesine ait The Eloise oteliydi. Tüm hayatı boyunca The Eloise’in sahibi olmayı hayal etmişti. Tek yapması gereken, ailesine sorumluluk sahibi biri olduğunu ve pervasızca hareket edip kandırıldığı günlerin geride kaldığını kanıtlamaktı.

Hedefine ulaşması an meselesiydi…
Ta ki Las Vegas’ta geçirdiği hafta sonunun ardından eve bir yabancıyla evlenmiş olarak dönene kadar.

Jasper, ruhunu derinden etkileyen gözleriyle ona büyü yapmış olmalıydı. Birlikte geçirdikleri tek gecenin sabahında evli olarak uyanmalarının başka bir açıklaması olamazdı. Tek umudu bu evliliği, iptal edilene kadar sır olarak saklayabilmekti. Böylece sanki hiç olmamış gibi davranabilirdi.

Ancak Jasper evli kalmalarını istemişti. Üç ay boyunca rol yapıp, katılacağı bir düğünde ona eşlik etmesini rica etmişti. Bunu kabul etmesi için aklını kaçırmış olması gerekirdi.
Ne yazık ki sevgili eşi çok çaresiz görünüyordu. Üstelik sadece üç aydı, değil mi? Sonrasında Jasper’a veda edebilir, şansı da yaver giderse yeni oteline merhaba diyebilirdi.

(Tanıtım Bülteninden)

Bay Doğru - Ricki Schultz | Kitap Yorumu

Özgün Adı : Mr. Right-Swipe
Kitap Adı : Bay Doğru 
Yazar Adı : Ricki Schultz
Çevirmeni : Asya Sakine Uçar
Sayfa Sayısı : 320
Yayınevi : Martı Yayınları 
Baskı Yılı : 2019 
Kitaba Puanım : 4/5
Arkadaşlarınızın arasında son bekar olduğunuz için üzerinizde çift olma baskısını hissettiniz mi? Herkesin bulup doyasıya yaşadığı aşkı bulamazken bulmaktan da vazgeçmeye çok yakın olduğunuzu hissettiğiniz oldu mu? Cevaplarınız sizde kalsın, bana kulak verin. Çünkü bu kitap tam sizlik çünkü.

Rae Wallace aşka karşı şüphe duyan esas kahramanımızdır. Öncesinde yaşadıklarından sebep tövbe etmiş olsa da otuzlu yaşlarda olup arkadaş çevresinde tek sap olduğu için kendini ansızın komik sıkıntılı heyecanlı bir sürecin içinde bulur. Ama kızımız günlerini ilkokul öğretmenliği yaparak geçirirken, üzerinde adı olan basılmış bir kitabın yazari olmak için emek de vermektedir. Onun zamanı kıymetli ve boşa harcayacağı dakikası yoktur. Ancak arkadaşları sayesinde çevrimiçi bir uygulamada kendine bir partner bulması için biraz zorlanır.

Yakın zamanda evlenecek olan Quinn'in düğününe de biriyle gitmelidir ve diğer evli mutlu olan arkadaşı Valerie cesaretlendirmekte yanındadır. İkilinin gazıyla bir flört uygulamasına kaydolur ve buluşmalara gider.
Kendine dahası aşka bir şans vermeli midir? Gerçi arkadaşlarına erkekler konusunda seçici olmadığı konusunda yanıldığını kanıtlaması da gerekir. Ancak uygulamada karşısına çıkan profil tüm her şeyi sarsar. Nick, aynı okulda çalışan yakışıklı vekil öğretmendir ve fazlasıyla dikkat çekiyordur.

Efendim, aralarında bir şeyler değişir, ilişkilerinin önünde pek çok engel çıkar, (birlikte çalışıyor olmaları da bir engeldir.) Bir diğer engelerden biri de geçmişte kalması gereken kişi ve ailesidir, orada biraz durumlar karışık ama olsundu.

Ricki Schultz'un yazım tarzını sevdim, esprili bir dili var. Rae'nin zihninin işleyişi büyüleyiciydi ve fazlasıyla komikti. Rae'yi çevrimiçi flörtte ki maceralarını okumak isterseniz size kitabı önerebilirim.
Hayat mı çok zor yoksa modern zamanın insanları olarak bu hayatı yaşanmaz kılan tam olarak bizler miyiz? Elimizdekilerle yetinmediğimiz, ikili ilişkilerin giderek çıkmaza girdiği, kimsenin kimseye tahammülünün olmadığı günümüzde bekâr bir kadın olan Rae yaşamında tam da bu sorulara cevap aramaktadır.

Rae’nin kuralları nettir: Yazmaya devam ettiği romanını bitirecek, iki eli kanda da olsa her zaman arkadaşlarının yanında olacak ve olabildiğince aşk meşk işlerinden uzak duracaktır. Ancak arkadaşlarının ısrarları sonucunda sanal dünyaya adım atan Rae’nin çok da bir umudu yoktur; çünkü bu dünyada erkekler ya profesyonel bir sahtekâr, ya uslanmaz bir çapkın ya da iflah olmaz romantiklerdir.

Bay Doğru hayatın giderek merkezine oturan kadın-erkek ilişkilerine farklı, samimi ve esprili bir dille yaklaşan cesaretli bir roman…

(Tanıtım Bülteninden)

Aşk Onların Oldu - Barbara Cartland | Kitap Yorumu

Özgün Adı : Love Became Theirs
Kitap Adı : Aşk Onların Oldu
Yazar Adı : Barbara Cartland
Çevirmeni : Türkan Çolak
Sayfa Sayısı : 186
Yayınevi : Artemis Yayınları
Baskı Yılı : 2007
Kitaba Puanım : 4/5
Barbara Cartland kitaplarından bulması bence şans olan bir yazae, çünkü çoğu kitabının baskısı yok. Bizim değil bizden önceki jenerasyonun yazarı bu teyzem ve kalemi epey kuvvetli. Zaten onu da cagnim ablam Özden'den duymuş merak etmiş denk gelince aha buldum diyerek aldığım bir kitap oldu Aşk Onların Oldu.

Hemen konuya geçiş yapayım;

Kızımız Rona, hatrı sayılır bir servete sahip ailenin kızıdır. Babasının isteği de Rona'yı en iyi kulüplere sokabilecek soylu bir elemanla evlendirmektir. Peki bu konuda bizimkinin fikri nedir? Rona, eğer ki evlenirse bu aşk için olacağını ister. Dedim ki KARDEŞİM KİM AŞKSIZ EVLENMEK İSTEDİN AUYYY 😒 Katıldığı bir balo da tesadüf eseri karşılaştığı soyluyla biraz sohbet eder ve kaçamak birkaç öpücük aldıktan sonra tabanlara kuvvet kaçar. Sonra der ki, ay dur ben bir ekşin yaşayayım.

Bizimki durur kendine bulduğu takma isimle mürebbiye olmaya karar verir. Neyse efenim kızımız aşık olup evlencek ya göya hayaller sonsuza dek mutlu olmak iken hayatlar neymiş derseniz kitabı bulup okuyun. 🥰

Dolu dolu aşk, aynı zamanda entrika ile Barbara teyzem bizi doyuruyor. Sevdim ben kalemini, okumanızı da tavsiye ederim.

"Siz büyüye inanmaz mısınız?" diye sordu Palyaço. "İnanmalısınız, çünkü kendi büyülerinizi kendiniz yapıyorsunuz. Şu anda beni esir olarak tutuyorsunuz ve büyünüz beni kuşatırken ben, dünyanın 
yapabileceği en kötü şeylerden korunmuş oluyorum." 
"Ama, siz?"
Adam hızlı bir hareketle elini kızın ağzına götürdü.
"Hayır," dedi ciddiyetle. "Size hiçbir şey söyleyemem, ancak bana inanmalısınız. Bu, çok mu zor?"
"Burada benim yanımda olduğunuz sürece zor değil. Fakat siz yine gideceksiniz ve sonra ben korkup inancımı kaybedebilirim."
"Hayır, kaybetmeyeceksiniz," dedi adam hemen. "Çünkü siz cesursunuz ve sizi hiçbir zaman tamamen terk etmeyeceğimi de biliyorsunuz. Ve bir gün..."
"Bir gün ne?" diye fısıldadı Rona sabırsızlıkla.
"Bir gün Tanrı izin verirse bizim de zamanımız gelecek. Bu arada..."
Palyaço kızı kollarının arasına aldı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı.

(Tanıtım Bülteninden)

Ölü Şehrin Şarkısı - Dilara Özçelik | Kitap Yorumu

Kitap Adı : Ölü Şehrin Şarkısı
Yazar Adı : Dilara Özçelik
Seri Bilgisi : Bilinmeyen Tanrılar Serisi #2
Sayfa Sayısı : 608
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
Aldığı ve daha çok alması gereken ödülleri hak eden bir kitabın yorumuyla geldim dostlarım. Bilinmeyen Tanrılar Serisi nefes kesen ikinci kitabıyla devam etti etmesine de o sonu neydi? O son reva mıydı yaşananlara olan biten her şeye.

'Gerçek Troyalılar unutmaz'dı tabiki ve de
'gerçek Troyalılar birbirini asla yarı yolda bırakmaz'dı. Eh bizim de elimiz böğrümüzde kalmasaydı olmaz mıydı? Yazarım yazarım aşk olsun yazarım.

İlk kitabın bitişiyle an an devam etti hikaye, Mara kendini bulmak isteyeceği en son yerde Laomedon da buldu. Onu kandıran kocası Meadros'un dudakları arasında kaldı yaşayacakları. Ondan ölümüne nefret eden Penelop'un insafında eziyetinde geçen günler sonrası gücünü toplamak için planlar yaptı. Kendine ve yapacaklarına inandı ve eni sonu başardı. Kendi kaderini kendi alt etti, yanına birlikte büyüdüğü arkadaşlarını da kattı, direndi didindi, gerçeğin Rae'sinin yanında durdu, onu hatırlayan bilenleri gördü. Ardından dalgalarla boğuştu okyanusları aştı aşkına kavuştu.

Gerçekler, gerçekler gizli kalmazdı, ölümlü olarak bilinen Mara bambaşka olarak kendini fark ederken buldu. Gücüne güç ekledi savaşın göbeğinde yine yanlış bir Tanrı'yı fark etmeden çağırdı. *çığlıklar çığlıklar buraya çığlıklar!* Eski savaşın külü savrulup yeniden harlanınca Troyalı Rae için savaş başladı.

Neler oldu daha neler bitti neler yaşatılacak nelere şahitlik edeceksiniz merak ettiyseniz kitabı okumanız gerekir.
Mitoloji seveni tatmin eden, mitolojiye ilgi duyanı daha da sevdiren bir kitap. Serinin her kitabında tansiyon artarken bir sonrakinde neler olacağı bir öncekinden daha şaşkınlıkla biteceği gerçeğiyle kalıyorsunuz. Ben Rae'yi çok seviyorum, Mara da kendini buldukça ve kendinin farkına vardıkça güçlendikçe hayran olmamak elde değil. Ben bu kitapta Mara'yı daha çok sevdim, pek çok cümlenin altı çizildi tabi, bayıldığım alıntılar çoklar. Karakter gelişimleri değişimleri tatmin edici. Apollon'un ödlek oluşunu beklemedim mesela, sevmiyordum ama nefret edilesi bir karakter isterdim ama şimdi bakınca nötrlendi her şey.

Aşk hissedilirdi, ihanet kendinizi huzursuz hissettirdi, savaş sahneleri ise muazzamdı. Ölü Şehrin Şarkısı, bir bütün olarak doyuran tatmin eden bir kitaptı. Hele de o son, abi yapılır mıydı be, olur muydu! 

Dehşet verici bir şekilde biten o sondan sonra üçüncü kitaba ihtiyacım var fakat üçüncü kitapta Dilara ne yapar ne eder bize kalp krizi geçirtir. Herhangi bir tahminim yok, karşımıza gelecekleri merakla ve sabırsızlıkla belliyor olacağım. İlle de okuyun diyorum bu seriyi.
 
Tavsiye etmesi benden, okuması sizden! 💋
Gerçek Troyalılar unutmaz. Gerçek Troyalılar birbirini asla yarı yolda bırakmaz.
Eski savaş bir kez daha alevlenirken Mara, Troya’dan ve kaderinden çok uzaktaydı.
Laomedon’a döndüğünde Meadros’la eski düşmanı Penelop tarafından esir alınmıştı ancak o artık bir kutsal gelin değil, Troyalı Mara’ydı. Her ne pahasına olursa olsun, Rae’ye geri dönüş yolunu bulmak zorundaydı.
Zincirlerini kırmalı, uzak denizlere açılmalı ve kendini Poseidon gibi yüzerken bulmalıydı.
Geri dönmeyi başardığında ise Koruyucu Tanrısı gibi kalbini çalan şehir de savaşın eşiğindeydi.
Tanrıların Şehri, bizzat Tanrılar tarafından kuşatılmıştı.
Olympos’un buluttan merdivenleri kanla ıslanırken Mara’nın artık tek düşmanı Apollon değildi. Tüm Olympos karşısında
dikilirken sadece kendisi için değil, Troya ve âşık olduğu
Tanrı için de savaşması gerektiğini biliyordu. Troya için. Troyalı Rae için.
“Seni sonsuzluk kadar seviyorum, “ diye fısıldadım ona.
“Sonsuzluğun hangi tarafında olacağımız umurumda bile değil.”
Troyalı Mara için...

(Tanıtım Bülteninden)

Ejder Gecesi - Sophie Jordan | Kitap Yorumu

Özgün Adı : Hidden
Kitap Adı : Ejder Gecesi
Yazar Adı : Sophie Jordan
Seri Bilgisi : Firelight #3
Çevirmeni : Dilan Toplu
Sayfa Sayısı : 263
Yayınevi : PegasusYayınları
Baskı Yılı : 2014
Kitaba Puanım : 3/5
İtiraf etmeliyim ki ikinci kitap kadar heyecanlandırmadı bu kitap beni. Her şey fazla yavan geldi bana. Hani fikir olarak cezbedebilirdi belki ama bir olmamışlık hakimdi.

Jacinda, değişen durumlar karşısında  hem mecaz anlamda hem de gerçekten kaçıyor. Bu da Will ile olan ilişkilerinden emin olmamasına neden oluyor. Ne umdum ne buldum derken buldum kendimi burada. 🤭 Jacinda'nın diğer drakileri gözetme konusundaki arzusuna karşı takdir edilesi gelsede bana, güvenli bir şekilde eve döndüklerinden emin olmak için özgürlüğünü tehlikeye atmasındaki salaklığı da yani ne gerek vardı dedirtti.

İşte kargaşalar karmaşalar kötüler iyiler ay içim şişti. Mesela karşı tarafın eline düşünce kızımızın nedenleri sonuçları vs vs tatmin etmiyor bir şeyler, ortaya çıkanlar yavan işte.
Olay örgüsü konusunda geçer not versem de konuyu işleyiş sonuca bağlanma ayrıntı vs gibi etkenlerde not kırılmayacak gibi değil. Jacinda ve Will'i çoğu zaman sevmiş olsam da onları iyi hatırlayarak seriye veda ediyoruz.

Ejder Gecesi, serideki favorim değil; ancak, yazarı seviyorsanız ve bir şans vermek istiyorum derseniz ben okuyun derim. Keşke yirmiler başında iken kitaplarla karşılaşsam ve o zaman okumuş olsaydım. Neyse.
Amansız bir özgürlük mücadelesi
Tehlikeli bir yolculuk
Dinmeyen bir tutku

Herkes Jacinda'nın sürünün prensi Cassian'la bağlanacağını düşünmektedir. Ama genç kız gönlünü bir insana, daha da kötüsü bir avcıya kaptırmıştır. Will'le birlikte sürüden kaçarlar fakat bu kararları Cassian'ın kardeşi Miram'ın yakalanmasıyla son bulan bir felakete yol açar. Suçluluk hissiyle kıvranan Jacinda, işleri yoluna koyabilmek için Miram'ı kurtarmayı aklına koyar. Ama bunu yapabilmesinin tek yolu düşmanın inine girmektir.

Jacinda, Miram'a ulaşmak için bir tutsak gibi davranmak zorundadır. Ancak onu tutsak edenler hakkında daha fazla şey öğrendikçe, planın üstlerine düşen kısmını yerine getirseler bile oradan sağ çıkamayabileceklerini fark eder. Üstelik kaçışları sadece bir başlangıç olacaktır…

Draki serisinin heyecan dolu finalinde sadakat duygusu sınanacak, özgürlük ve aşk için her şey göze alınacak…
"Nefes kesici bir tehlike, şaşırtıcı sırlar ve kendine hayran bırakan bir aşk kasırgası."
Colleen Houck

Cadının Yüreği - Genevieve Gornichec | Kitap Yorumu

Özgün Adı : The Witch’s Heart
Kitap Adı : Cadının Yüreği 
Yazar Adı : Genevieve Gornichec
Çevirmeni : Ceren Gürein
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : İthaki Yayınları
Baskı Yılı : 2021
Kitaba Puanım : 3/5
Mitoloji sevenler, bir toplaşın hele azıcık konuşmamız gereken kitaplar var. Benim ilgimi fazlasıyla çeken mitolojilerin başında İskandinav mitolojisi var ki off offf. Cadının Yüreği kitabında farklı bir anlatım ve hikaye ile mitolojiyi böyle harman ederek okura sunmuş yazar.

Kahramanımız Angrboda bir cadıdır. Tanrı Odin tarafından öldürülen kızımız yeniden canlanmış üsletik yalnız yaşamaya da sürgün edilmiş kendisi. Kızımızın kalbi yok bu arada, mecaz anlamda değil gerçekten yok, kalbi Loki'nin ellerinde ve geri vermek için de kızdan istekleri beklentileri vs var. *üfff mitolojide olup tanrı da olsalar erkek erkek işte*

Uzun yıllar geçiyor, günler gidiyor mevsimler değişiyor ve akıp giden zamab boyunca Loki ona geri dönüyor, aşkları çiçekler açıyor. Kızımız bu aşktan meyveler de topluyor, her biri bir diğerini aratacak sıra dışılıkta üç çocuğu oluyor.

Asgard'ın meraklı gözlerinden uzak, korunan bir ormanda hayatlarını geçiriyorlar. Sıkı durun arıza çıkıyor, orman cadısı tanrıları kendilerinden sonsuza dek uzak tutamaz elbette, bir ihanet sonrasında da ormanın üzerindeki koruma kalktığı gibi hop çocukları ellerinden alınıyor. Peki kızımız çocuklarına kavuşur ve Tanrılardan intikamını alarak  büyü gücünün enginliğine uzanabilir mi?

Ölüm, kan, şiddet, vahşet, cinayet ooo ne ararsanız var, bunları da tetikleyici unsur olarak da uyarısını da şuraya iliştireyim.

Cadının Yüreği kitabında ne aradın diye sorarsanız beklentisiz başladım. Beklediğim ya da umduğum bir şey yoktu böylece. İskandinav mitolojisi severim, o karanlık ve çarpık bir masallarının bir araya derlenmesi de hoşuma gitti. 

Yazar tanıyıp bildiğimiz hatta sevdiğimiz İskandinav figürlerinin etrafında ilgi çekici bir hikaye oluşturup temel mitler ve de karakterler hakkında kendi yorumunu okura sunuyor.

Karakterin gelişimiyle, büyüsüyle, büyü gücüyle Asgardlılara kafa tutup rekabet etmesine çatışmalara kadar uzanan serüven beni tatmin etti diyebilirim. Loki bildiğimiz Loki, ahlâkî açıdan gri doğası vs yani bildik tip işte. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan karakteri yine de sevmiyor muyuz yaaa ama bu kitapta seyde biraz tutuklu kalmış da olabilirim. Romantik ilişki icinde böyle kırılgan oluşu bir tık yani böyle yakalamış olabilir yani.

Yavaş ilerleyen temposu sizi konuya daha adapte olmanızı sağlıyor. Ancak kitabın son çeyreğine geldiğimizde orada kıvılcımlar çakıyor. Tüm bu yolculuk, destansı savaşlar, uzlaşmalar ve kitabın bitiminde derim bir nefes aldırıyor size. Keyifli kısa bir okumaydı, size de tavsiye ederim. Yalnız Thor, kalbim sana dargın be koçum!

"Madeline Miller'ın Ben, Kirke'sini sevenler için birebir.” –Library Journal

“Neil Gaiman’ın İskandinav Mitolojisi’ni ve Joanne M. Harris’in Loki romanlarını seven okurlar için eşsiz bir yeniden anlatım.” –Booklist

“Kadim İskandinav tanrılarının puslu diyarına uzanan benzersiz bir yolculuk. Kitabın merkezinde ise sevdiklerini korumak için çağlar boyunca fedakârlıklar yapan bir cadı duruyor.” –Margaret George

Derler ki, yaşlı bir cadı yaşarmış doğuda…

Bu cadı güneş ve ayı kovalayan kurtlar getirmiş dünyaya. Derler ki, Asgard’a gitmiş ve üç kez ateşe verilmiş, üç kez yeniden doğmuş kaçmadan önce. Derler ki, eşsizmiş büyüsü, kâbusuymuş tanrılar tanrısı Odin’in bile. Derler ki, yaralı dudakları ve sivri dili olan bir adamı sevmiş, Loki derlermiş adına. Derler ki, doğurduğu çocuklar tanrıların alacakaranlığını, Ragnarök’ü getirmiş. Ve yine derler ki, kendisi direnmiş Ragnarök’ün alevlerine sonuna kadar, kalbi dışında her şey bir kez daha küle dönene kadar. Ancak kimisi onun hâlâ yaşadığını söyler.

İnsanlar ölür, tanrılar ölür ama o yaşamaya devam eder…

Cadının Yüreği’nde Genevieve Gornichec, İskandinav mitolojisinin göz ardı edilen ancak kıyametin gelmesinde doğrudan rol oynayan buz devi cadı Angrboda’nın hikâyesini anlatıyor. Loki’nin Asgard tanrılarından gizlediği eşi; Fenrir, Hel ve Jormungundr’un annesi; Odin’in alt edemediği rakibi Angrboda, bu kibirli tanrılar dünyasında kendi destanını yazma fırsatına ilk kez kavuşuyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Ejder Gizemi - Sophie Jordan | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Vanish
Kitap Adı : Ejder Gizemi
Yazar Adı : Sophie Jordan
Seri Bilgisi : Firelight #2
Çevirmeni : Dilan Toplu
Sayfa Sayısı : 280
Yayınevi : PegasusYayınları
Baskı Yılı : 2014
Kitaba Puanım : 4/5
Araya alarak hızlı bir okuma sonrası ilkine kıyasla daha bir sevdim kitabı. Ejderhalar beni hep çekmiştir ve bu kitapla seriye daha da ısındım.

Jacinda geriye dönerken kazanması gereken bir güven olur. Yeniden güvenilir olduğunu kanıtlamak da zorundadır. Ancak kalbini ve kalbinin sahibi olan Will'i geride bıraktıktan sonra hayatına nasıl normal şekilde devam edebilir ki? Will ile bulduğu aşkı unutup normaline günlük hayatına dönmesi kolay olabilecek midir? Aşıkların önüne uzanan çetin bir sınav ve aşklarının üstesinden gelmesi gereken çokça şey vardır.

Sophie Jordan kalemini okuması başka bir keyif olduğunu söyleyeyim dostlarım. Tarihi aşk olsun fantastik olsun kadın esaslı yazıyor.

Ejder Gizemi, Ejder Ateşi'nin kaldığı yerden devam ediyor. Bundan sebep seriyi sıralı şekilde okunması gerekir. Birinci kitabın sonu ile ikinci kitabın başlangıcı arasında hiçbir şeyi kaçırdığınız hissine kapılmıyorsunuz. Bu kitapta ilkine nazaran çok daha fazla aksiyon vardı. Hızlı temposu dopdolu aksiyonu ile çarçabuk kitabı bitiriyorsunuz ki zaten kısacık bir kitap.
İlk kitaptan bildiğimiz karakterlere ikinci kitapta daha fazla yer verilmişti. Tamra ve Jacinda'nın ilişkisinin düzelme evrelerini okumak güzeldi. Tamra da dikkatimi çeken bir karakter. Bir diğer karakter de Cassian. İlk kitapta ondan pek haz etmemiştim gerçi görünürde pek yoktu ama olsundu. Şimdiyse daha bir görünür ve şey ilgi çekici 😏 (bu arada eleman ikinci erkek konumunda vibe var hatta dümdüz öyle onun için seri üzülüyoruz)

Neyse efenim hikaye daha ilgi çeken hale büründü ve okuması keyifliydi.
Genel olarak, ikinci kitaptan keyif aldım. İyi bir devamı olduğunu düşünüyorum. Jacinda davranışları ve Will ile Cassian arasında sürekli gidip gelmesiyle beni biraz sinir etse de hareketlilik kazandı hikaye. Yazarın yazım tarzını ve hikayeyi  sevdim, serinin son kitabını da okuyarak karakterlere veda edeceğim ama hemen okur muyum bilmem. Eh tabi ara verdiğim diğer kitapları bitirmem gerek.

Ejderhalar konusunu sevenler fantastik kitaplara giriş olarak bu seriyi tercih edebilirler.
Jacinda sevdiği erkeğin hayatını kurtarmak için inanılmaz bir şey yapmış, türünün en büyük sırrını ortaya çıkarmıştır. Şimdi Will'i bir daha asla göremeyebileceğini bilerek sürüsünün yanına dönmelidir. Daha da kötüsü Will'in zihni sise maruz kalmış, anıları silinmiştir. Jacinda'nın neden gitmek zorunda kaldığını bilmemektedir.

Kasabaya dönen Jacinda düşmanca tavırlarla karşılanır. Kendisi ve ailesinin iyiliği için sadakatini kanıtlaması gereken genç kızın yanında duranların arasında, onu hep istemiş olan, bir sonraki lider Cassian ile Jacinda'nın yeni güçlere kavuşan kız kardeşi Tamra da vardır. Jacinda, Will'i unutmalı ve hayatına devam etmelidir. Ama yine de içten içe bir araya geleceklerini ummaktadır. Jacinda kalbinin sesini dinleyip aşk uğruna her şeyi riske atabilecek midir?

"Heyecan verici mücadeleler, gerilimli firarlar, inanılmaz bir yakışıklı ve talihsiz âşıklarıyla Ejder Gizemi hayal gücünüzü zorluyor.
- Kirkus Reviews

"Yasak aşk, gençlik acıları, inanılmaz güçler, efsanevi yaratıklar, ateşli ejderlerle olduğu kadar ateşli gençlerle de dolu. Heyecan verici hikâyesiyle sürükleyici."
- Voya

"Jordan'ın doğaüstü, talihsiz âşıklar temasına yaptığı bu büyüleyici katkı, gerilim ve romantizmi bir araya getiriyor."
- Booklist
(Tanıtım Bülteninden)

Ağustos'ta Neler Yaptım?

Hareketli bir Ağustos ayını geride bırakan Nuriyat'ınız geldi. 🎉 Malumunuz, gardaşım evlendi. Bu hengamede kosturmada gezmede elbise ne giycezzz eyvah saç o bu derken istediğim şekilde bir okuma gerçekleştiremedim. Çok fazla kitap okuma şansım olmadı.

Vur paylaşın çal oynasın hoplayarak zıplayarak getirdiğim,  şahane geçen bir serüveni geride bıraktık. Büyümek böyleymiş yavaştan çoğalıyoruz bakalım. 🧿

Teyzelik vazifemi de yerine getirdim aaa ona istinaden kitap okuyan bir figür ekledim kapağa ama biz full monopoli oynadık. Kuzenimin oğlu için ablateyzesi olarak acayip de eğlendik. *yine fotoğrafımız yok, çektirmeyi yine unuttuk*

OKUDUKLARIM;

Bu ay keyifli aralıklar soluklar nefes olarak okuduğum üç kitap, gece bölümlere bakıp neymiş diye baktığım iki webtoon okudum.

• Küçük Yalanlar Yüksek Topuklar 3/5
• Ejder Ateşi 3/5
• Evlilik Anlaşması 4/5

Ayın açık ara favori kitabım, Evlilik Anlaşması oldu, çoook eğlendim baya güzeldi benimde karşıma böyle eleman gelse direkt basarım nikahı. Nikah demişken masaya da oturduk iyi mi? Şahit de oldum sırada gelin olma da tabi önce koca bulmam gerek. 🤭 Okuduğum kitaplardaki kadin kahramanlardan fena ipuçları topladım zengin muhitte gezcem ben ilk adım olarak. Bak teyzem, hep sen mürüvetimi (bu kelime böyle mi yazılıyordu yahu?) gör diye bunlar.

Webtoonlar için yeni bir gönderide içerikten bahsedeceğim.
Ve şey 👉🏻👈🏻 Tan 🤤 bu adama olan sevdamız sevdamız, konserine de gittik kıyıya köşeye ekleyeyim fnfjfjfj

Hadi gittim ben 😘