Crimson Nehri - Devney Perry | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Crimson River
Kitap Adı : Crimson Nehri
Yazar Adı : Devney Perry
Seri Bilgisi : The Edens #5
Çevirmeni : Meryem Çelikten Çağlar
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4,5-5/5

Böyle kendinizi güvende hissettiğiniz kitaplar seriler vardır, benim için de Edens Serisi öyle. Beşinci kitapla okuyanları mest edeceğini peşinen size diyeyim. 🥰

Kardeşlerden Lyla Eden de sıra, onun hikâyesi de diğer kardeşlerin hikayeleri kadar sürükleyici ve karakterlere aşık edecek türde. Kızımız tüm hayatını Quincy'nin küçük bir kasabasında geçiriyor, üniversite bitiminden beri kendine ait kahve dükkanını işletiyor. Fazlasıyla işkolik ve kafesini seviyor, işletmeyi kendi başına idare edebildiği için gurur duyuyor ve ailesinin dışındaki her türlü sosyal hayatından feragat ederek tüm zamanını burada geçiriyor. Ablası darbe yapıyor sakin ilerleyen hayatında ve uzun zamandır kendini kafeye kapatmasına bir son vererek kendine zaman ayırmasını sağlıyor. Lyla kabul ediyor ve ormanda yürüyüş yapıyor . Derken her şeyin başlangıcı o saldırı gerçekleşiyor. Kim olduğu belirsiz tanınmayan bir adam karşısına çıkıyor ve bu yabancı saldırıyor. Yaşadıkları karşısında sarsılıyor, yaralı ve duygusal olarak çökmüş bir şekilde, yine sığınağı olan yere, kafesine çekiliyor.

Vance Sutter yıllardır peşinde olduğu adamın yaptıkları ve işlediği suçu öğrenmek ve yakalamak için yakaladığı ipuçlarına tutunarak Quincy'ye geliyor. Eden Kafenin eşiğinden içeri girdiğinde hayatının değişeceğini elbette bilmiyor. Peşinde olduğu kişiye de ulaşma yolundaki anahtarın Lyla olacağını da bilmiyor. Görür görmez ilk dikkatini çeken yer, mavi gözleri oluyor, sonrasında boynundaki izler. Elemanımızın bir polis memuru olduğunu da söyleyeyim. Başına açtığı işler sebebiyle görevden uzakta sözde tatilde ama başka işler peşinde. Geçiçi olaram geldiği yerde kalıcı olacağından habersiz Vance'in Lyla'ya âşık oluşunu okumak isterseniz kitabı size tavsiye ederim. 😍


Karakterler arasındaki kıvılcım ilk karşılaştıkları andan itibaren yoğundu. Güçlü, her ikisinin de dünyasını sarsan bir tutkuyu paylaşırlar, tabi o esnada da birbirlerine aşık da olurlar. Vance'in gizlediği çok şey vardır Lyla bunu bir süreye kadar göz yumar sonra gidip yengesine öter ki bence ilk anda demesi gerekirdi ama olsun erik gibi kütür kütür eleman bulmuş sessiz kalması bir şey olmaz. 👉🏻👈🏻 Okumayı istediğim bir iki sahne daha vardı, Eden ailesiyle tanışan Vance, Sutter ailesinim haberimin olmadığı Lyla. Yani elemanın ailesiyle arası açık ok sebepleri mantıklı vs de ana babasın oğlun evleniyor falan bir insan merak etmez mi? Neyse.

Düğümler çözülüp Vance'in kendi hayatına dönme zamanı geldiğinde Lyla'nin söz istemeyip onun gitmesine izin verme erdemjne bayıldım. Lyla benim en sevdiğim kadın karakterlerden biri. Efenim, karakterlerimiz arasında cereyan eden duygular ilişkiye dönüp gelişmesi, saldıran kişinin kimliği hakkındaki gizem hikayesiyle harika bir kitaptı. Hikayeyi sevdim, gerçeklerin ortaya çıkışı, duyguların gerçekçi oluşunu sevdim ve bana hissettirdiklerini de sevdim. Kasım ayının son okuması Crimson Nehri keyif alarak severek okuduğum bir kitap oldu.

Unutmadan, serideki diğer çiftleri yeniden mutlu şekilde kocaman bir masanın etrafında çocuklarıyla aile yemeğinde okumak çok güzel bir histi. Eski arkadaşlarla karşılaşmak gibi bir şeydi. Sıradaki kital Mateo'nun, deli gibi merak ediyorum. Ufak bir kalp kırıklığı var bizimkinde vee uff hikayesine bakış için ufak bir kesit okuyoruz. En erken ne zamansa kitabı okumamız gerek.

Kitapta emeği geçen herkesin ellerine sağlık takılmadan hızlı bir şekilde soluksuz bir okuma oldu. Teşekkürler. 💐

Gözüm kapalı seriyi öneririm ben size. 🥰
Tavsiye etmesi benden, okuması da sizden. 💋
Sevgilerle.

LYLA EDEN son birkaç yılını kardeşlerinin âşık olmalarını izleyerek ve kendini işine adayarak geçirmişti. Art arda yüzüncü iş gününde kız kardeşi bir darbe düzenleyerek onu kendi kafesinden kovduğunda, başka bir alternatifi olmadığı için Lyla en sevdiği yürüyüş parkurunda koşmaya karar verdi.

Ormanlık alandaki derede bir adamın ellerindeki kanı yıkadığını gördü. Bir an adamın yüzüne bakarken, bir sonraki an adamın elleri boğazına sarılmıştı. Ancak mucizevi bir şekilde adam onu serbest bıraktı.

Derinden sarsılan Lyla, olayı yerel polise bildirdikten iki gün sonra Vance Sutter, elinde sayısız soru ve lekelenmiş bir rozetle kasabaya geldi.

Vance, sert ve yakışıklı olsa da peşine düştüğü adam kadar gizemliydi. Üstelik Quincy’den çok kısa süre içinde gidecekti. Yine de bu durum, Lyla’nın ona ilgiyi durdurmasına yetmiyordu.
Vance ne kadar kaçınmaya çalışsa da aralarındaki çekim göz ardı edilemezdi. Lyla’dan uzak durması seçenekler arasında dahi değildi. Yıllarca bir çıkmazın peşinde koştuktan sonra Lyla, onun kariyerini karartan davayı çözmesi için elindeki tek ipucuydu.
Bu yüzden Lyla’nın adımlarını yeniden ve birlikte takip edeceklerdi. Yaralı adamı, Lyla’nın kanlı bir nehir kenarında karşılaştığı adamı bulmak için..
(Tanıtım Bülteninden)

Bir Parça Sonsuzluk - Harriet Reuter Hapgood | Kitap Yorumu

 

Özgün Adı : The Square Root of Summer
Kitap Adı : Bir Parça Sonsuzluk
Yazar Adı : Harriet Reuter Hapgood
Çevirmeni : Belgin Selen Haktanır
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Baskı Yılı : 2017
Kitaba Puanım : 3/5
Keyifli ama beni bir tık zorlayan bir kitabın yorumuyla geldim.

Farklı bir konusu var, ilgi çeken karakterleri ve hikayesi var. Okuma sürem uzun bir zamana yayılsa da keyif aldım.
 
Gottie, hayatı karmakarışık genç bir kadındır. Büyükbabasının ölümüyle başa çıkması, sakladığı erkek arkadaşıyla ilişkisini toparlaması, kardeşiyle olan iletişimini düzeltmesi gerekiyor. Bunca hengamede de nefes almaya çalışması da gerekiyor. Bir de üzerine büyükbabasına ait olan odaya taşınan çocukluk arkadaşının dönüşü var. Başıni döndüren bir döngünün parçası haline gelmiş. Elbette ki değişimlerin değişikliklerin de farkında. Kendi dünyasında kendi alanında işlerin garipleştiğini fark ediyor. Solucan delikleri görüyor kızımız, zaman alanında alternatif gerçekliklere seyahat edebiliyor.

Kitapta beni en çok etkimeyen şey Gottie'nin yas süreciydi. O kısmın anlatımının güzel şekilde aktarıldığı gerçekçi hissettirdiğini söylemek isterim. Biraz da üzüp gözlerim doldu da diyebilirim. Büyükbabasının ve hayatındaki diğer insanların kaybıyla başa çıkması, olaylar karşısındaki eylemleri veya durup bir şey yapmayarak eylemsizlikleri tarafından kurulan, bozulan kişisel ilişkileri, Gottie'nin yaptığı her şeyi benim için gerçekçiydi.

Dürüst olmam gerekirse, kitaba başlarken böylesi bir kurguyla karşılaşmayı beklemiyordum. Yani kalp kırıklığı plan genç yetişkin, keder ve romantik bir hikayeyi okumayı beklerken bambaşma bir hikaye karşıma çıktı. Hani sevmedim değil ama başımı döndürdü.

Spekülatif kurgu, fizik ve bilimle harmanlanan bir kitap. Zaman yolculuğu ve bilimsel teori kısmı heyecanlandı. Farklı bir zamanda yeniden okuyacağım bir kitap olarak not düşüyorum kitaba. Siz bu tür tarz kitapları seviyorsanız kaçırmayın derim ben.
İşte birini sevmek tam da böyleydi.

Birinin yasını tutmak.

Karadeliğe benziyordu.

Biraz da sonsuzluğa.

Matematik dehası Gottie H. Oppenheimer zaman kaybetmektedir. Hem de ciddi anlamda.

Sıkıcı sahil kasabasında hayat iyice zorlaşınca, bir anda oluşan tuhaf boşluklarla zaman akışı kaybolur ve Gottie solucan delikleriyle geçmişe gider:

Büyükbabası Grey’in öldüğü yaza.

Grey’in cenazesinde elini bile tutmayan Jason’a âşık olduğu öğleden sonraya.

Çocukluk arkadaşı Thomas’ın taşınıp gittiği, onu elinde bir yara ve hafızasında boşlukla bıraktığı güne.

Bu yaz Grey hayatta olmasa da Jason ile Thomas geri dönmüştür ve Gottie’nin geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği iç içe geçip sonsuza dek değişmek üzeredir.

“Acı, aşk ve büyümeye dair bir roman.”
-Kirkus Reviews-

“Aşk hikâyesi ile geçmişin, bugünün ve geleceğin bir araya geldiği, okunmaya değer bir öykü.”
-The New York Times-

“Kayıpla şekillenen hayatlara dair akıllardan çıkmayacak bir hikâye.”
-NPR-

“Aşk, ölüm ve yas sürecini anlatan, heyecan verici bir çıkış romanı.”
-USA Today-

“Aile ilişkileri ve kalp kırıklıklarını okurlara bir gencin gözünden sunan, dillerden düşmeyecek bir öykü.”
-The Bookseller-

“Harriet Reuter Hapgood’un romanı zamanın tüm yaraları iyileştireceğinin kanıtı niteliğinde.”
-Buzzfeed-

“Zamanda yolculuğun aşkın vazgeçilmez bir parçası olduğunu kanıtlayan bir roman.”
-Mashable-

“Kalp atışlarınızı hızlandıracak şaşırtmacalarla örülü destansı bir aşk hikâyesi.”
-Kami Garcia, The New York Times çoksatan yazarı-

“Okurların kalplerine dokunacak bir hikâye.”
-Booklist-

“Hem akla hem de duygulara hitap eden bir gençlik romanı.”
-Bulletin of the Center for Children’s Books-

“Sıradışı karakterlerin bir araya geldiği, romantik, merak uyandırıcı ve harika bir üslupla yazılmış bir roman.”
-Leila Sales-

(Tanıtım Bülteninden)

Aşk Meleği'nin Belirtileri - Raven Kennedy | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Signs of Cupidity
Kitap Adı : Aşk Meleği'nin Belirtileri
Yazar Adı : Raven Kennedy
Seri Bilgisi : Heart Hassle, #1
Çevirmeni : Zeynep Yurt
Sayfa Sayısı : 272
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
İnanılmaz komik ana karakterimiz var.
Birbirinden baş döndüren erkolarımız var.
Aşk tanrısı erosun elemanı karakterimiz.
Entrikaya ucundan dokunan, cinsel gerilimi tavan olan o kitap.
Ve kitabımız ters harem (kitap bu türün en hafif olanı diyebilirim). Fantastik.

Aşk Meleği'nin Belirtileri kitabına kadar ben harem türüne mensup olan kitaplardan hiç okumadım. Birini severim öbüründe kalır aklım diyerek aşk üçgeni de okumamışımdır şimdiye kadar. Ben, bu seriden devam, ben aşık oldum dostlarım. Bakın, bu kitap o kadar eğlenceli o kadar çok güldüm ki yüzüm gülmekten acıdı.

Raven bu sefer karşımıza bambaska bir hikaye ve konuyla geldi. Bizim hatun seviyor böyle masallardan uyarlayayım kitap aşk tanrısı vs vs. Midas'dan sonra bir aşk meleğini kaleminden onun anlatımıyla okumak o kadar eğlenceli ki aklıma geldikçe gülüyorum. Çok eğlendim.

Olayın aşk meleği olan güzel kızımızın başına gelecekler, çenesini ve kendisini tutup ondan belleneni yapsa başına iş açmayacak ama işte ille de doğrusunu diyecek! Çiftlere aşk, flört dokunuşları ve şehvet hediye ediyor bizim ki, tabi günümüz koşullarında aşk onun aşina olduğu aşktan çok uzak ve bu kızımız sinirlendiriyor. Derken birden geri çekilip hizaya getirilmek için ona ceza/görev veriliyor. Bu sefer de bir falso vermemesi gerek yapması gerekeni yapacak ve peri prensini birine aşık edecek. Ama o şerefsiz nasıl şerefsiz! Kızımızın hamlelerini fark edip kendi sihir gücüyle karşılık veriyor. O da nesi? Bizim kırmızı kanatla afeti devran meleğimiz artık gözle de görülüyor. İmdat!

Adaya ilk geldiğinde gördüğü 3 seksi erkek Genfin (bir peri ırkı) tarafından esir tutuluyor. Üzerine bir de casus olduğunu düşünüp iple bağlamazlar mı? İmdat! 3 birbirinden farklı mizaçta erko, 3 afeti öhhööö. Ne diyordum, iyi beyler kendileri. Bizim kızı casus şeytan demezler mi? Bizimkinin cismi varken ismi de bu 3 erkomuzdan geliyor, Emelle. Siz Emelle ve onunkilerinin hikayesini okumak ister misiniz? Bence okuyun, çok güleceksiniz.


Emelle'in tanıştığı üç erkek ilk başta ona kaba dabranan Ronak (en dikkatimi çeken) cilveleşmelerini sırıtarak okuduğum Evert (buna düştüm fena pat küte!) nazik, şefkatli kişiliğiyle en sakini ve en ufak cinsel imada yüzü kızaran Sylred okumak fazla fazla keyifti. Ronak'ın başının altından çıkan bu üçünü alaka eden bir hikayeleri var o ıssız adada olmalarını sağlayan ve o kısımları okurmen hiiii bencillll diyorsunuz ama erko gibi erko. Düşülür buna da, merak etim ben buna veririm. Sey kalbimi 😏 heyaaatımi veririm istesin yeter!

Emelle'nin hayalleri gerçek olup birine dokunmanın ne demek olduğunu anlarken aşık olmaya da hevesli. Uzuuuun bir süre bunu beklemiş, verdiği tepkiler her şeyi ilk defa denerken hissettikleri çok samimiydi. Beni inanılmaz eglendirdi. Fazla hazir cevap fazla cesur fazla cazip bir de başını belaya sokmasa fazla kışkırtıcı. 🤤 Tabi bu kendini muhafaza ettiği kılıfları. Uzun bir süre yalnız olan ve kendi kendine konuşan birinin bir anda cisme bürünüp birileriyke iletişimde olması yalnızlığını paylaşması temelde düşününce insanı üzüyor hele o sona doğru olan birkaç sahne var bir hüzünlenmedim desem yalan olur.

Serinin ilk kitapi olduğu için karakterlerk tanıdık olayları gördük ve de kim kimdir ne olmuş hikayeye hakim olduk. Bundan sebep önemli bir karakter gelişimi ilk kitapta yok, serinin diğer kitaplarında bunu muhtemelen okuyacağız. Yalnız benim aklım birini seçersem öbürüne kalacak. Ne yapacağız şimdi 👉🏻👈🏻
Genele bakarsam çok keyifli bir kitaptı. Hızlı okudum çok güldüm fazla eğlendim, komik, hafif bir kitap. Eğleneyim güleyim kapam dağılsın derseniz aradığınız kitap bu. Tabi türü seviyorsanız okuyun!

Tavsiye etmesi benden, okuması sizden. 💋
Keyifli okumalar 💐

Beni öldürse bile kendi gerçek aşkımı bulacağım.

Aşktan sorumlu olmanın epik bir iş olacağını düşünürsünüz değil mi? Yanlış. Tamam, ben bir Aşk Meleğiyim. Bu yüzden insanların yüzlerine Şehvet üfleyebilir, gösteriyi izleyebilir ama gerçek anlamda katılamazdım. Zamanla sıkıcı oluyor, bana güvenin.

Aynı şey aşk için de geçerliydi. Dişçide şekersiz lolipop dağıtır gibi aşk dağıtabilirdim ama kendim için birazcık bile alamazdım. Görünmez, yalnız ve acı içinde olduğum bu hiç bitmeyen öbür dünyada sıkışık kalmıştım.

Evet, muhtemelen dışarıdaki berbat çöpçatanlıktan ben sorumluydum ama bir kızı suçlayabilir miydiniz?

Görünüşe göre Aşk Tanrısı patronlarım suçlayabilirdi çünkü Peri Diyarına sürgün edildim. Üstelik buradayken, yanlışlıkla bir peri prensine Aşk Okları ile saldırdım. Ancak durun, o bunu hak etmişti.

Beklemediğim şey, prensin misilleme yapması ve beni fiziksel boyuta taşımasıydı. Evet, doğru. Bu Aşk Meleği, gerçek bir bedene sahip oldu ve bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Şimdi biraz almak için benim sıramdı. Aşktan bahsediyorum. Anladınız siz...

(Tanıtım Bülteninden)

Kuralsız Oyun - Jaci Burton | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Taking a Shot
Kitap Adı : Kuralsız Oyun
Yazar Adı : Jaci Burton
Seri Bilgisi : Play by Play #3
Çevirmeni : Gizem Muştu
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2015
Kitaba Puanım : 3/5
Sonunda keyif aldığım kitaba denk geldik dostlarım, seriye veda ederken ben sevebildim sonunda birini. Serideki en iyisiydi bence bu kitap.

Jenna'ya kızdığım oldu yalan yok ama genele vurunca sevdim ben ikiliyi. Jenna, hayatın ona sunduğuna boyun eğerek yapması gerektiği, hissettiği her şeyi yapmak için elinden gelenin fazlasını ortaya koymaya çalıştı. Aile işinin sorumluluğu omuzlarına düştüğünde kendi hayatını geri plana almaya zorladı kendini. Kardeşleri hayallerinin peşinden giderken onda sorumluluklar vardı. Kendini akışına bırakıp yaşaması gerekeni yaşadı.

Ty'a gelelim şimdi. Hokey pistinin yıldızı kendisi... Tyler Anderson *çığlıklar çığlıklar* Onu sevdim, gerçekten durdurulamaz sekilde elemana düştüm ben. Şey akıllı bir bey kendisi, tatlı, tutkulu, düşünceli, anlayışlı. Bir de seksi 👉🏻👈🏻 Kayarken altındaki buzun erimemesine şaşırdım! Alev alır diye beklemedm değil *şaka* Jenna'yi düşürmek icin baya dil döktü esasen dil dökmesine gerek yoktu ama ona varmış işte. Ağzı fena laf yapıyor elemanın.


Jaci Burton kurguyu iyi kuruyor fakat yazarken okuruna yansıtırken  bir yerde çuvallıyor. Ama şu var seri ilerledikçe kalemi oturuyor hani, daha da iyi olmuştur muhtemelen ve biz bunu bilemeycez. Çünkü altı tane kita olan seriyi biz üçle veda etmişiz. Ya hak vermiyor da değilim iki kötü kitap ile başlayıp üçüncüde diğerlerine göre daha iyi bir kitap olsa da elbette ki devamı gelmez. Şans işte. Bir de yazar bence hokey hayranı, detaylar fazlaca gerçekçiydi, oyun olsun taraftarlarla alakalı olan yazı kısmı olsun gerçekti.

Ben kitabın genel havasını sevdim. Ailenin bir araya gelmesi Jenna, Tara ve Liz'in haftalık birlikte yedikleri öğle yemekleri, arsız ve komik şakalaşmalar eğlenceliydi okurken keyif aldım. Şaşırtıcı! Sadece Ty ve Jenna'nın ilişkisinin gelişmesini görmedik bu kitapta, önceki kitaplardaki karakterlerle de birlikte vakit geçirdik, daha iyi şekilde hissettirilerek yazılmıştı bu kısımları. Ve onların hayatlarına kısa bir bakış atmak da iyiydi.

Sonu için de olması gereken bir final ile kitaba ve seriye veda etmiş olduk. Yapımda ve yayımda emegi geçene selam olsun. Ve size ben de sonsuza kadar veda ediyorum, umarım okuyacak birini bulur ve size verebilirim.
Bir oyunu kazanmak istiyorsan, önce onu oynamayı göze almalısın!

İki erkek kardeşi sporcu olan Jenna Riley, ailesine ait, sporculara yönelik çalışan barı işletmektedir. Spora bu denli bulanmış hayatında en son ihtiyacı olan şeyse sporcu bir sevgilidir. Hayatını adeta esir alan maçlar, kazanma hırsı, disiplin ve rekabet gibi kavramlar onda kaçma isteği uyandırmaktadır. Yine de bunu hiçbir zaman yapamaz. Aile işletmesinin ona ihtiyacı vardır. Onun oyunu da budur. Kuralları bellidir. Kendisinden çok ailesi için yaşamak zorundadır.

Hokey pistlerinin yıldızı Tyler Anderson, Jenna'yla tanıştıktan kısa bir süre sonra, onun aslında istediği hayatı yaşamadığını anlar. Ona yakınlaşıp zamanla güvenini kazanır ve yapması gereken şeyin ne olduğunu Jenna'ya gösterir. Jenna artık cesaretlidir. Tyler'dan aldığı güç sayesinde kendi yoluna gidecektir.

Gidecektir. Ama gidemez. Bir şeyler değişmiştir artık. Onca zaman içinde taşıdığı arzularının yerini tamamen başka beklentiler almıştır. Oyunun kuralları değişmiştir artık. Hem de sonsuza dek.
(Tanıtım Bülteninden)

Vahşi Topraklar - Stacey Marie Brown | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Wild Lands
Kitap Adı : Vahşi Topraklar
Yazar Adı : Stacey Marie Brown
Seri Bilgisi : Savage Lands #2
Çevirmeni : Mehir Kalmış
Sayfa Sayısı : 384
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4/5
Yabani Topraklar serisi Vahşi Topraklar ile devam ediyor!

Dehşet Evi'nde yaşadığı korkunç şeylerden sonra, Brexley için işler daha da karışık bir hâl alıyor.  

Her yönüyle yoğunlaşıyor esasen kitap. Aksiyonu, şiddeti, politik entrikası ve özellikle de karakterlerimiz arasında hissettiğimiz o cinsel gerilimi fazla fazla yoğunlaşıyor.

Okumaktan keyif aldığım klişelerin başında yer alır düsmandan sevgiliye dönüşen hikayeler. Kitabimızdaki romantizm de harika... Yazarın bize sunduğu hikaye okuru tatmin edip kitabı sevdirebileceği bir hikayesi var Vahşi Topraklar'da. Brexley için bildiği her şeyin gerçek olmaktan uzak tamamen yanlandan ibaret olduğu ortaya çıkar. Halalhaz'daki deneyiminden ve sonrasında olan her şeyden, baskıcı tarafın bir parçası olduğunu fark etmesi dengeleri değiştiriyor. 


Bu karanlık, seksi ve şiddetli, bazen hepsi aynı anda olan bir kitaptı. Beni fazlasıyla tatmin etti aşırı sevdim.

Kitaptaki karakter gelişimiyse enfesti. Brexley, Vahşi Topraklar kitabinda kesinlikle harika bir karakter gelişimi geçirdi. Ilk kitaptaki kızla ikinci kitapta Halalhaz'a giden kız kesinlikle aynı kız değildi. Halalhaz ve Vahşi Topraklar'daki deneyimleri onu değiştirirken odaha cesur daha güçlü hâle getirdi.

Bir kitapta beklediğim her şeyi verdi bana. Stacey Marie Brown'dan okuyacağım her kitapta beni şaşırtmayacak beklentimi karşılayacak. Eğer henüz bu dünyaya karışmamışsanız, destansı bir hikayeye ortak olmak istiyorsanız acele edin ve bu eseri kaçırmayın.

Ee o vakit ne diyorduk?
Tavsiye etmesi benden, okuması sizden! 💋
Şimdiden keyifli okumalar. 💐
Brexley açlığa dayanmış; işkencelerden hatta hâlâ bir hayalet gibi ona musallat olan, düşüncelerine ve hayatına sızan acımasız efsane Warwick Farkas’tan bile sağ kurtulmuştur. Onun ihanetiyle Budapeşte’nin görkemli  Peri Lordu Killian’ın esiri olmuştur. Tam bu sırada hayatı, insanlar ve periler arasındaki kırılgan ittifakı değiştirecek beklenmedik bir yöne savrulur ve Brexley, kendini bir anda olayların ortasında bulur.

Haftalar geçtikçe Brexley, Killian’ın anlatıldığı gibi kötü bir lider olmadığını keşfeder. Birlikte daha fazla vakit geçirdikçe, ilişkileri de değişmeye başlar. Ancak eski bir tanıdığının ortaya çıkmasıyla, peri liderinin elinden kaçmak için bir şansı olur ve bütün dünyası parçalara ayrılır.

Brexley kim olduğunu, neye inandığını ve kime güvenebileceğini temelden sarsacak çok kötü bir politika, arzu, ihanet, yalanlar ve gerçekler ağının içine düşer. Artık iyi ve kötü arasında net bir çizgi kalmamıştır.

Her iki taraf da peşindeyken, Brexley kaçmaktadır ve yabani topraklarda başka bir kurban olmadan önce tüm yalanları, hileleri ve aldatmacaları çözmesi gerekmektedir.

(Tanıtım Bülteninden)

Bir Adım Kadar Yakın - Nurhayat Turna | Kitap Tanıtımı

Gördüğüm bir rüya sonrası zihnimi doldurdu karakterler. Zaten hep böyle olur, yazılması istenenler uğrar yaz der. Yola çıkışım rüya fakat zihnimde epey bir zamandır kirasız yaşayan bir mafya kurgusu vardı, tabi o düşündüğüm ile şimdiki başka ama olsundu. Neyse. Karanlık bir kitap yazacağım sizlere. Fikrimi hayata geçirmemde bana ilham olan çok şey var. Sebebi de var. Kitabın ismi konusunda yoluma ışık tutan @tugcasirak , tekvando konusunda yardımı benden sakınmayan @evbazeninsandir ve kitap karakterimin soy isminde beni ipten alarak soy isimde payı olan @zanegzo , sizlere çok teşekkür ediyorum. 💙


Gelelim kitabımın ismine...
"Bir Adım Kadar Yakın" ⚔🥋

İçime sinen bir kurgu. Karanlık bir adam, sakatlık sebebiyle spordan uzaklaşan bir kadın kesişim kümesi birinin hatası. Karanlık girdap maviyi yutacak mı?


Aslan Kılıçer parçası olduğu karanlık dünyanın girdabıydı.
Gökçin Atik ise içine çekmek istediği mavilikti.
Mecbur kaldıkları tehlikeli bir oyunun ortağı olacaklardı.
Bir adım kadar yakın olduklarında hissettikleri çekime karşı koyamayacak, onları bir yazan kadere boyun eğecek, bir adımın hem uzaklık hem de yakınlık anlamına geldiğini öğreneceklerdi.
Çok yakında, wattpad'de...
Emanet vakti geldi, emanetime iyi bakıp sevin.



Oyunbozan - Jaci Burton | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Changing the Game
Kitap Adı : Oyunbozan
Yazar Adı : Jaci Burton
Seri Bilgisi : Play by Play #2
Çevirmeni : Özüm Erdil
Sayfa Sayısı : 288
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2013
Kitaba Puanım : 2,5-3/5
Elizabeth Darnell profesyonel spor dünyasının en iyi menejerlerinden biri. Bir rutini var, saçları mükemmel şekilde yapılması, saat dokuza kadar giyili olması gerekir ve müşterileri için her zaman en iyi tanıtım fırsatını o bulur. Fakat bazen işler iyi gitmez. Müşterilerinden birinin ona verdiği pazarlama işinde çuvallar ve kovulur. Şöyle bir pürüz vardır ki uzun süredir platonik olduğu müşterisinin "kardeşinden" de uzak kalacak olmasıdır.

Bundandır ki Liz, Gavin Riley'i ne zaman görse kadar ve erkomuz da onu kovacağını düşündüğü için ondan kaçtığını biliyordur. Ya da belki kopardığı öpücük sebebi de olabilir, kim bilir ama demi? 🤪

Her ne kadar Liz'in bir kadın olduğunun farkında olsa da, işi ve zevki arasındaki çizgiyi geçmez. Ancak kadına karşı hissettikleri bir istisnai durumun ortaya çıkacağı sinyali verir. Katıldıkları bir etkinlikte karşılaşan Liz ve Gavin kısa bir konuşma (Gavin'in onu köşeye sıkıştırmasıyla) şansı bulur. Gavin, Liz'i evine gelmeye ikna eder. Liz de Gavin'i bir müşteri ve arkadaş olarak kaybedeceğinden korkar ama erkomuzun başka başka planları vardır...


Hikaye güzel olsa da aktarımının fazlaca acemi olduğunu söylemem gerek. Iyi yazılmış olsaydı, kitap benim elimde sürünmezdi. Elizabeth'in karakteri konusunda da çok çabuk ruh hali değiştirdiğini düşünüyorum, soğukkanlı bir tipken şak erimiş buz gibiydi. Dolu bir beyzbol stadyumunun önünde evlenme teklif etmesk güzeldi hoştu fakat geçmedi hissettiremedi zorlama yazılan bir sahne hissi okurken baskındı.

Genel olarak, çifti ve arasındaki uyumu ateşi alevi güzeldi de, hikaye bazı yerlerde tıkandı. Üçüncü kitaptan pek bir ümidim yok, beklentisiz sırf okumak için okuyacağım.
Gavin Riley ünlü, yakışıklı ve çapkın bir beyzbol oyuncusudur. 

Birbirinden güzel birçok kadın ona sahip olabilmek için neredeyse sıraya girmiştir. Kadınlar, pahalı yemekler, içkiler, eğlence, ateşli birliktelikler... Gavin, gününü gün etmektedir.

Elizabeth Darnell, Gavin'in menajeridir ve onun hayatındaki en önemli şey kariyeridir. Erkekler, aşk, ateşli birliktelikler... Onun hayatında bunlara yer yoktur.

Bir gece, Elizabeth ve Gavin, birlikte çok eğlenebileceklerini fark ederler. Kurallar konulur ve oyun başlar. Fakat bu, ikisi için de tehlikeli bir oyundur ve çok geçmeden işler değişmeye, oyun bozulmaya başlar.

(Tanıtım Bülteninden)

Ekim'de Neler Yaptım?

 

Sevgili okurdaşlarım (yeni kelime türetildi 👌) Ekim ayınız nasıl geçti?

Bir ayın özeti seçkisi ile geldim karşınıza. Bu ay okuma yine geriden gelirken kendime nazar ettim, çünkü bunun başka açıklaması yok.

OKUDUKLARIM;

Dört şükela kitap ve üç manhwa ile okumayı finalledik.

• Ölene Dek Beraberiz, ben bu kadına fantastiği daha çok yakıştırıyorum. Eve kitapları iyi güzel ama fantastikte kadın devleşiyor. Ha bu kitabı da beğendim tabi onu da ekleyeyim.
• Özgür, Altın Tutsak Serisinin üçüncü kitabı. Seri üzerine katarak çağlayan misali yolunda ilerliyor ve inanılmaz seviyorum bu seriyi ben.
• Kusursuz Oyun, spor romantizm bir örneği ama yani ben bununla pek bağdaşamadım. Öyle yâni.
• Kumdan Hayaller, evet yazar iyi yazmış etmiş. Ki seri 13 kitaptan oluşuyor birbirinden bağımsızlar diye umuyorum ki sevgili Pagesus abeyim seriye mensup olan kitabı 6'dan girmiş. Yazarın vefat etmiş olması da ayrı üzücü.

• Betrayal of Dignity, tarihi romantizm. Kendi çıkarı doğrultusunda masum bir kadını kendine aşık eden bir dük var hikayede ve elemana kızmakla sevmek arasında çok kalıyorsunuz. Bu seri beni oradan oraya sürükleyip duvardan duvara vuruyor, yeni sezon başlamışken şidderle öneririm.

• Manual for Using Fierce Beast, sekreter kız ile eski bir askerin zorunlu birlikteliğini konu alan bir seri. Holding varislerinden biri epey de zengin ama elemanda bir öfke kontrol problemi var, kızımız onun dur tuşu oluyor.

• Sami Plays The Game, henüz yeni başlayan bir seri. Hakkında pek bir düşüncem olmadi ilerleyen bölümlere göre paylaşım yapacağım.


İZLEDİM;

Ve dostlar bacınız fangirl oldu!

Geç başladım ama erken bir finalle hayatımızdan giden bir dizi...

Deli dehşet Kirli Sepeti izledim ya bu ay ben. Tam dedim çok iyi dizi buldum dişime göre keyifle izlerim bunu bir de ne olsun, şak finallendi iyi mi? Ama hak etmedi. Neyse ben buna ayrı bir post girerek dizi yorumu paylaşacağım.
Şey 👉🏻👈🏻
Tan sevgim oradan anlaşılıyor demi?