Günahkâr - Pamela Clare || Kitap Yorumu

Yazar : Pamela Clare
Kitap Adı : Günahkâr
Orijinal Adı: Untamed
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Çeviren : Melike Uzun
Sayfa Sayısı : 383
Baskı Yılı: 2012
Kitaba puanım: 4
Seri Sıralaması: MacKinnon’s Rangers #2

Ya onurunu koruyacak ya da kendini sevdiği kadına adayacaktı 

Can düşmanı İngilizlerle savaşmaya mecbur bırakılan Morgan MacKinnon, kardeşlerine asla ihanet etmezdi; ancak Fransızlar tarafından esir alınarak Abenaki müttefiklerince ateşe atılma tehdidiyle mahkum edildiğinde bir seçim yapması gerekiyordu.
Öldürülsün diye bir adamı iyileştirmeye çalışmak hiç de Amalie’ye göre değildi, üstelik manastırda büyümüş bir kız olarak yüreği bu adam için deli gibi çarpıyorken. Fransızların tarafına geçen Morgan ise, yemininden vazgeçmese de hayatta kalabilmek için numara yapmak zorundadır. Artık hem kaçmak için fırsat kollayacak hem de Amalie’yi tehlikeden uzak tutmaya çalışacaktır. Ne var ki işler umduğu gibi gitmez; onu ele geçirmek isteyen başkaları da vardır ve Amalie onu bırakmaya asla niyetli değildir.
“Ödüllü yazar Clare’in kaleminden çıkmış bu kitap okuyucuların raflarında en seçkin yeri hak ediyor.”
Romantic Times Book Reviews

Pamela Clare’in kalemini sevdiğimi söylemem gerekiyor. Teslimiyet ile başlayan serüven Günahkâr ile devem ederken takıldığım yerler oldu. Evet, yazar çok iyi bir yazar ama takıldım bir kere. Seriye çok çok iyi bir çıkış ile başlayıp çıtayı tepeye koymuşken, devam kitabında bunu bir tık aşağıda yazmasından dolayı pek zevk alamadım. Bir kendini tekrarlama durumu var ilk kitapla ikinci kitaba bakılınca. Tamam kurgu enfes, yazım şahane ama o tekrar, ne bileyim kitaptan koptum ben sürekli.

İlk romanıyla kalbimi fethetmişti yazar, yazımına bayılmış karakterlerine aşık olmuştum. Zaten konunun ucu İskoçlara dayanınca hangi tarihi aşk romanı okuru sevip aşık olmazdı ki, he, sorarım size :) Bir kere onurlu ırk İskoçlar, eh savaş kurgusu, hikayede İngilizi, Fransızı var, çetin bir hayatta kalma mücadelesi, hele de Kızılderililer, oo değmeyin keyfime. O yüzden Günahkâr, ilk kitabın gölgesini üzerinde taşısa da hoşuma gideceğini biliyordum. İlkinden daha az hoşlanmış olsam da bu kitap da en az Teslimiyet kadar iyi olduğunu söyleyebilirim.

İkinci Savaşçı kardeş Morgan’nın hikayesini okumaktayız. Iain, Savaşcılardan ayrılıp tatlı karısıyla kendine yeni bir hayat kurmak için gittiğinden sebep komuta ona geçer ve Binbaşı’lığa terfi eder. Kardeş Connor ve komandolarıyla savaşa devam eder. Morgan bır baskın sırasında savaşçılarından birinin hayatını kurtarırken düşmanın - Fransızların - eline düşerek kalelerine götürülüp. Orada çeşitli işkenceleri hatta ona düşman kabileden olan yerlilerin eline verilip diri diri yakılmayı beklerken, güzeller güzeli Amelia ile karşılaşır. Amelia güzel olduğu kadar -hayır, küstan demeyeceğim, demeyeceğim :P- şefkatlidir de, düşmana bile yardım edecek kadar merhametlidir. Morgan ondan hoşlanmaya başlarken duygular karşılıklı gelişir. Amelia sayesinde defalarca kurtularak minnettar kalan Morgan casusluğa atılıyor ve enselenirken bir şekilde evlenmek zorunda kalıyorlar. Morgan durumu anlayıp adapte olana kadar kendini büyük bir tehlike ile karşı karşıya buluyor. Bu sefer de İngilizler’in hainlik ve casuslukla suçlanmasıyla neredeyse canından oluyordu.

Kitap sürükleyiciydi, soluk soluğa okuyorsunuz ama -şu amaları sevmiyorum yahu- takıldığım yer vardı; ilk kitapta Annie de kitap sonuna doğru Iain’dan koparılıp akrabasına verilecekken, kocası tarafından geri alınıyordu. İkinci kitapta da aynı durum söz konusu, Amelia da, koruması altında olan Fransız komutanına verilecekken son dakika da Morgan çıka geliyor. Tamam, az fark var ama en nihayetinde temel aynı. Ben ilk kitabı daha çok sevdim bu belli oldu. Bakalım üçüncü kardeşin yani Connor’un hikayesi nasıl olacak.
Bu arada ufak bir araştırma yaptım da bu üç kitaptan sonra yazar serideki karakterlere kitap yazıp yeni seriye başlayacakmış. Şu sürekli aklı uçkurunda olan William da varmış, bakalım, gelecek günler bize ne getirecek.


2 comments: