Aşk Hırsızı - Sabrina Jeffries | Kitap Yorumu

 Kitap Adı: Aşk Hırsızı
Özgün Adı: In the Prince's Bed
Seri Sıralaması: Royal Brotherhood #1
Yazar Adı: Sabrina Jeffries
Çeviri: Ayşe Tunca
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Baskı Yılı: 2009
Sayfa Sayısı: 344
Kitaba Puanım: 4/5
Sabrina Jeffries’e karşı bir zaafım olduğunu bilmeyen yoktur eminim, ki bilmeyen varsa şayet de öğrenmiş oldu. Yazarın bende olan kitaplarını defalarca kez okumama rağmen sıkılmadan aynı heyecan ve aynı ilgiyle bitirebiliyorum. Baskıda ki aksaklık, yazım yanlışları ya da eksik cümleler beni durdurmuyor, çünkü seviyorum. Buradaki alt mesaj yazarı her ne şekilde çıkarırsanız çıkarın çok seven okurlar alıp okuyor. Sahafta bizi yormayın.

Okuduğum Sabrina Jeffries kitapları arasında Aşk Hırsızı kitabı benim için değeri başka olan kitap, çünkü bu kitabı en yakın arkadaşımın hediyesi. Bir nevi bu yazara olan ilgimin de kaynağı diyebilirim. Yazarın her yazdığı kitabı elbette beğenerek okurum fakat bu gördüğüm noksanlıkları da söylememe engel değildir diye düşünüyorum. Edisyon kısmında baskıdan olayı olduğunu tahmin ettiğim aksaklıklar vardı. Bazı cümleler öyle karmaşık haldeydi ki birden fazla kez okuma durumunda kaldım ama sanırım şikayet etmemem gerek. Çünkü en azından elimde baskısı var ve canım istediği zaman açıp okuyabiliyorum.

Kitabın temelinde aldatmanın varlığı, kahraman ve kahraman arasındaki yalan temasının ön planda olması bir tık hevesimi düşürmüştü. Babasının ölümüyle kalan miras, viran haldeki mülküdür ve mülkünü adam etmesi  için de bir mirasçıyla evlenmesi gerekir. Babası dediğime de bakmayın, Galler Prensi’nin üç gayrimeşru çocuklarından biridir Alec. Diğer kardeşlerini de bularak onlardan sosyeteye girmesi için yardım ister. Katıldığı ilk baloda da gözüne kestirdiği güzeller güzeli mirasçı Katharine onun evlenmeyi istediği kişi haline gelir.

Evlenirken bir servete sahip olacak Katherine çocukluk aşkı Sydney'in ona evlenme teklif etmesini bekliyordur. Kendine kalan mirasa evlilik teklifini alana kadar dokunması yasaktır. Sydney'i dinlerken gözü bir adama takılır. Adamın şeytani cazibesi onu cezbeder. Elbette ki Sydney'in de bu durum dikkatini çeker. Katherine’in isteyeceği en son şey ise pamuk ipliğine bağlı ilişkisini kötü bir üne sahip Alec'in riske sokmasıdır.

Alec ise aklına koyduğunu yapan bir karakter, öyle ki Katherine'yi evliliğe ikna etmek için epey uğraşır. Asıl amacının aşk olmadığını, evlendikleri taktirde borçlarını ödeyeceğini ve mülkünü düzeltmek için servetine sahip olmak olduğunu söyleyemez. Ve evlendiklerinde, fakir olduğunu henüz söyleyemeyecektir. İşler tabii ki düşünceleri doğrultusunda gitmez ve planında olmayan şey gerçekleşir. Alec, Katherine’ye aşık olur. Baştaki amacından ve kadına söylediği yalanlardan dolayı da suçlulukla hissederek kendini yer bitirir.

Alec’e bayıldım. Komik, eğlenceli ve sevimli olduğunu kadar da zeki bir adam. Katherine’ye paraya ihtiyacı olduğunu söyleseymiş diye beklemedim değil. Ki başta yaklaşım şekli de yanlıştı. Sadece parasını istediği bir kadınken, Katherine’yi tanıdıktan sonra olan kısım kaçınılmaz sondu, aşk en hesapsız yerde zaten insanın başına gelmez miydi? Ya Katherine? Alec’in aksine aşık olduğunu, çok geç olana kadar fark edemedi.

Alec'i gördüğü ilk andan itibaren ona tam olarak güvenmedi. Onun bir servet avcısı olduğunu düşündüğü için de değil, babasına benzediğini düşündüğü için. Sadık biri olmadığı mülkünü idare edemeyeceği ve en önemli sebebiyse Alec'in gençliğinde ki gibi hovarda biri olup olmadığını kestirmediği içindi.  Kitabın son bölümüne kadar Alec'i her türlü konuda suçladı. Aslında bu tür karakterleri pek sevmem, Katherine de bir istisna olmayacak. Onu da çok sevmedim. Mız mız, peşin hükümlü, önyargısı olan kişileri esasında sevmem. Alec'e karşı davranışlarından dolayı da ona kızdım. Bence Alec, daha  iyisini hak ediyordu. (Benim gibi birini ^_^) Sonucu nasıl mı? Onu da kendiniz kitabı bularak okuyarak öğrenmelisiniz.
Kesinlikle tavsiye ederim. Eğer ki Sabrina Jeffries'in kitaplarını okumaktan hoşlanıyorsanız, özellikle seri kitaplarını merak ediyorsanız, Aşk Hırsızı okuyun.

Katherine, Sydney’nin söylediklerini güçlükle anlamaya çalışıyordu. Sahneye bakarken birden yüzünü ateş bastı. Maalesef, Sydney bu şiiri ona daha önce okuduğundan, şimdi aklı Alec’in çıplak elinin hissettirdiği titremeye kayıyordu.

Galler Prensi’nin üç gayrimeşru oğlundan biri olan Iversley Kontu Alec, borçlarını ödeyebilmek için kendisine gizlice vâris bir eş aramaktadır. Tutkulu bir kadın olan Katherine adeta dualarının cevabı gibi ortaya çıkar ve Alec’in baştan çıkarmasına verdiği karşılık da adamın ona sahip olduğundan emin olmasını sağlar. Fakat Alec, Katherine’in bir aşk evliliği yapmak istediğini bildiğinden içini kemiren düşüncelerden kurtulamaz… Acaba Katherine, Alec’in yalanların öğrendiği zaman neler olacaktır?

0 comments:

Yorum Gönder