Romantika - Turgut Özakman | Kitap Yorumu

 Kitap Adı: Romantika
Yazar Adı: Turgut Özakman 
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Baskı Yılı: 2000
Sayfa Sayısı: 163
Kitaba Puanım: 5/5
Aşk, sizce nedir?

Bu soruyu sormamın sebebi verilecek binlerce cevaptan sizce ne olduğunu merak etmemdi. Ve bu merakı tetikleyen etken de Romantika kitabı oldu. Çünkü bu kitapta aşk bambaşka bir halde okurun karşısına çıkıyor.  Bıçak sırtı bir durumu bile incelterek kırılgan bir hâle büründürerek anlatmış yazar. Yasak bir aşkın anlatıldığı bir kurguyu olabildiğince naif şekilde nasıl anlatılır derseniz, size bu kitabı gösterebilirim.  

Aşkın tensellikten de öte duygularla yaşandığını gösteriyor apaçık bir şekilde ve dokunmadan sevmeyi uzaktan görmenin bile yeterli gelmesini anlatıyor. Samimiyetle yaklaşmak, gerçek duygularla derinden sevmek, değer vermek bunları bütün olarak iliklere kadar hissettiriyor. Günümüzde bu düşünce yapısında insanların maalesef kalmaması sevmenin ne demek olduğunu unutan insanların bir arada kalmak için bir şeyler yaptığını görünce aslında gerçek duyguların ya eskilerde ya da kitaplarda kaldığını görebiliyoruz.

Konu itibariyle yalnızca yasak aşk teması da yok kitapta. Dönem kitabı da denilebilir. Kuşakların geçiş dönemine atıfta bulunmasını göz önüne alırsam inceleme olarak da değerlendirebilirim. 60'lı 70'li 80'li ve de 90'lı yıllar var satırlarında, kısa kısa o dönemleri götürüyor, okurken o anları yaşatıyor ve eskiye gidiyoruz. 

Babasının rahatsızlığı ile her şey başlıyor. Şirin kendi ile ilgili düşünceleri yaşamına yon vermek için uğraşırken bile isteye uzaklaştığı ailesinde tek başına bıraktığı babasının sırrını keşfediyor.  Çalışma odasında bulduğu defterle o saklamak için emek sarf edilen aşk ortaya dökülüyor. Tabi bu kolay olmuyor, defter baştan sona şifrelerle dolu ve bunu çözmek de Şirin'e kalıyor. 
Kitapta hoşuma giden detaylardan biri Şirin’in sorgusuz sualsiz babasının yanında oluşu ve asla yargılanmaması. Çoğu kişi bu davranışı eminim sergilemezdi, hatta babasına cephe bile alabilirdi ama ailesindeki mutsuzluk kaynağının annesinden doğduğunu bilerek babasına kısa mutluluğu yaşaması için destek olması Şirin için yapılması gerekendi. Çok iki duygu arasında kaldığım ama okuduğum aşka yüreğimin burkulduğu bir kitap oldu Romantika. Aslında çok şey söylemek istiyorum fakat ipuçları vererek tat kaçırmak da istemem. Bir de eski Ankara'yı anlatmış olması beni bam telimden yakaladı. O eski güzelliklere maalesef yetişemedim, göremeden yok olmasının üzüntüsü vardır da, zaman hiçbir şeye acımıyor bir tek onu biliyorum. *Aslında zaman değil de yönetim şekillerinin çevre düzenleme kararlarının bir şeye acımadığını bal gibi de biliyorum ama konumuz o olmasın.*

Yorumuma nokta koymadan önce son bir ekleme daha yapmak istiyorum. Öyle bir aşk mümkün olur mu? Düşünün yirmiyi aşan sene birbirini doğru düzgün göremeden, oturup iki kelime edemeden, dokunamadan ve ayrı hayatları yaşarken böylesi bir aşk mümkün mü?
'Romantika', Turgut Özakman'ın 'Korkma İnsancık Korkma'dan sonra, ikinci romanı.
Yine şaşırtıcı bir aşkın öyküsü. Bir aşk güzellemesi. 1960-1987 dönemine özgü çalkantılar. Sürprizler, oyunlar, dönüşümlerle dolu, gizemli bir ilişkinin gizli tarihi. Kuşaklar arası çatışmalar. Renkli, ilginç, şaşırtıcı karakterler. Kıvrak, akıcı, neşeli bir dil, yalın bir üslup.
Çok açılı bir anlatım tekniği, usta işi bir kurgu.
Konusu, kişileri, tekniği, kurgusu ile farklı bir roman.
...
Aşk keyifli bir işemedir! Metabolizma hastalığıdır! Afyondur! Köleliktir! Yanılsamadır!, Doğanın aldatmacasıdır! Aşk havuzunda kazlar yüzer. Yaşasın seks!"
...
"Kendinden başkasını sevmeyen, bedenini kutsayan, kafası yerine bilmemnesi ile düşünen birinin aşkı anlamasını, övmesini beklemenin, bir kurbağadan arya söylemesini istemek kadar gülünç olduğunu bilirim."
...
"Sevene yılan bile dokunmaz. Bu büyük ve önemli sözü daha duymamış olabilirsin. Çünkü az önce uydurdum. Ama bir gün kalbi olan herkesin, bu sözü benimseyeceğine inanıyorum."
...
"Olayları özel bir yöntemle not ettim. Aklını çalıştırırsan kolayca çözebilirsin."
..
"Her şey şu basit, çocukça, sefil işaretlerin içindeydi ve çözemiyorduk. Hani kolaydı baba?"
...
"Bir gün 'aşk ihtilaldir' demiştiniz. Bu sözün anlamını şimdi anlıyorum. Aşk gelince, gerçekten yeni bir dünya kuruluyormuş. İçimde, varlığından haberli bile olmadığım yeni duygular keşfediyorum. Eskiden göl balığıydım. Şimdi akıntıya karşı yüzen bir sazanım."
...
bin yıllık özlemle sarılmak istiyorum
rüyalarını bile kucaklamak için.

2 comments:

  1. Ben de bayilarak okumustum. Siz de cok guzel anlatmissiniz. Ellerinize saglik. :)

    YanıtlaSil