Ya Hiç Tanışmasaydık - Rosie Curtis | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Rosie Curtis
Kitap Adı: Ya Hiç Tanışmasaydık 
Özgün Adı: We Met in December
Seri Sıralaması: ☆
Baskı Yılı: 2020
Sayfa Sayısı: 336 
Yayınevi: Nemesis Kitap
Kitaba Puanım: 4/5
Yirmi dokuz yaşındaki Jess, sonunda hayallerinin peşinden koşacak cesareti bulur ve Londra’ya taşınır. Aylardan aralıktır ve önünde umutlarla dolu, yepyeni bir yıl vardır. Dört kişiyle paylaşacağı, Notting Hill’deki biraz yıkık ama oldukça büyük bir eve yerleşir. Oradaki ilk gecesinde, aynı katı paylaştığı Alex’le tanışır. Jess’e göre geçirdikleri güzel gecenin ardından aralarında bir bağ oluştuğu aşikârdır.

Fakat Jess iki haftalık yılbaşı tatilinden döndükten sonra Alex’in kendileriyle aynı katta yaşayan güzel Emma’yla birlikte olduğunu görür. Duygularına ket vurmaya çalışan genç kadın, Alex’le sadece arkadaş olmayı kabullenir.
Jess ile Alex’in, birlikte Londra’yı gezdiği ve her yürüyüşte birbirlerini daha iyi tanıdığı bir yılın sonunda, aralarındaki arkadaşlık aşka dönüşebilecek midir?

Yirmili yaşlarında İngiliz bir kadının, Londra’daki ev arkadaşına âşık olduğu yılı anlatan Ya Hiç Tanışmasaydık zekice yazılmış, eğlenceli ve unutulmaz bir romantik komedi. Yeni yıla kendini iyi hissederek başlamak isteyen herkesin okuması gereken bir kitap.
(Tanıtım Bülteninden)

Kitap hakkında, kitabın kendisinden çok bana hissettirdiği duygularla içine yuvarlandığım çelişkiler var.

Soft bir aşk, Noel, yeni yıl ve yeni başlangıç temasını seviyorsanız kitabı beğenirsiniz ki ben de bu saydıklarımı sevdiğim için kitabı beğendiğimi söyleyerek başlayayım yorumuma. Şirin bir romantizm ve tahmin edilebilir bir şekilde biten bir kitap Ya Hiç Tanışmasaydık.

Ana karakterler aslında beni çelişkiye soktu, hani sevdim ki kızdım mı tam olarak karar veremedim ama Alex ve Jess... Aynı anda hem çok iyiler – gerçekten kalplerinde kötü herhangi bir his yok - hem de kendi iyilikleri için çok aptallar -fazlasıyla aptallar-. Ev arkadaşları olarak kontratlarında bir madde var, aynı evi paylaşan iki kişinin ilişki kurmaması kuralına, buna uyuyorlar; evet ama Emma ile kendini yakınlaşmış bulan Alex'in bu işleri karmaşıklaş hâle getirmesi de gecikmiyor.. Alex ve Jess arasında bir çekim var, su götürmez bir gerçeklikle hem de. Birbirlerinden deli gibi hoşlanıyorlar tabi bu zamanla oturan arkadaşlıktan evrilen duygular. En azından Alex için...

Jess yeni yıl için arkadaşları ile tatile giderken geriye döndüğünde hoşlandığı adamı farklı bir ilişki içinde bulunca çok üzülür. Alex'in Londra gezdirme teklifini reddetmez ve şehri beraber keşfeder her güzel köşeye giderler. Bu esnada birbirlerine olan duyguları canlanır fakat arkadaşını kaybetmemek için susma durumu ikisi için geçerlidir ve Alex'in korkusu olur, bir gün Jess erkek arkadaşı edinir.

Romantizm türündeki en büyük sorun bu, yarım yamalak kurulan iletişim... Yanlış anlamalar, kendi duygularından emin olmamalar, birbirlerinden çekinmeler derken neredeyse birbirlerine geç kalacaklardı. Neyse ki final mutlu bitti.
 
Bu kitabı göründüğünden çok fazla beklenti içine girmiştim ve daha farklı bir hikaye ilerlemesi bekliyordum. Kitaptaki -bence- tek sorun zaman atlamaları, birden tarih değişiyor olaylar ilerliyordu. Daha detay da istemiş olabilirim. Tek artısı iki karakterin de ağzından okuduk kendi bakış açıları ve hislerini. Keyifli kısa sürede okunup bitirilecek bir kitaptı. 
Jess, hayalindeki meslekte (editör olarak) bir işe başlamak için yeni bir şehre taşınan akıllı bir kadındır ve Alex'de iyi hir kariyer yaparken aslında gönlünde yatanın hemşirelik olduğunu fark ederek her şeyi değiştirmeye karar veren cesur bir adamdır. Onların hikayesine ortak olmak isterseniz kitabı satın alarak okuyabilirsiniz. Ben şahsen keyif alarak okudum, sevdim, tavsiye de ederim.
Kitabı öneririm, gerçekten sevebileceğinize eminim 🥰
Öptüm kii!


0 comments:

Yorum Gönder