Eğer Kötü Olsaydık - M. L. Rio | Kitap Yorumu


Özgün Adı : If We Were Villains
Kitap Adı : Eğer Kötü Olsaydık
Yazar Adı : M. L. Rio
Çevirmeni : Deniz Metin
Sayfa Sayısı : 464
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
Oliver Marks, işlemiş olabileceği ya da
olamayacağı bir cinayet için on yıl hapis yatmıştı. Serbest kaldığı gün, onu hapse atan dedektif tarafından karşılandı. Dedektif Colborne emekli olmak üzereydi ve on yıl önce gerçekte ne yaşandığını öğrenmek istiyordu.

Seçkin konservatuardaki genç bir aktör olarak, Oliver yetenekli sınıf arkadaşlarının sahne önünde de arkasında da aynı karakterleri oynadığını fark etmişti; kötü adam, kahraman, baştan çıkarıcı kadın. Kendisi ise hep yardımcı roldeydi. Fakat öğretmenler oyuncu seçimlerini değiştirdiklerinde, arkadaşça rekabetleri çirkinleşmiş ve oyunlar tehlikeli şekilde gerçek hayata yansımaya başlamıştı.

Trajedi baş gösterdiğinde, yedi arkadaştan biri ölü bulundu. Geriye kalanlar da hayatlarındaki en zorlu oyunculuk mücadelesiyle karşı karşıyaydı: polisi ve kendilerini suçsuz olduklarına ikna etmek…

(Tanıtım Bülteninden)

M. L. Rio, son derece bağımlılık yapacak bir kaleme sahip. Kurguyu, hikayeyi, atmosferi acayip sevdim ve bayıldım. Okurken o atmosferij bir parçası olarak heyecanla bitirdim.

Kurgu o kadar iyiydi ki karakterlerin eylemlerinin ciddiyetini ve düşüncelerinin akıl sağlığını sorgularken buluyoruz kendimizi. Ancak onların ruhlarına olan umudumuzu ve inancımızı pek kaybetmiyoruz. Ve satırlarda baskın bazı duygular vardı, nefret ile sevgi, hayal kırıklığı ile şefkat gibi..

Birbirinden yetenekli yedi karakter var, her birinin cevaplanmamış soruları var. Hikaye baştan çıkarıcıydı, "bilinmeyeni" bulma ve sonucunda tatmin etme durumu tansiyonu yükseltirken heyecanı da diri tuttu. Peki esas suçlu kimdi? Bu yedi karakterin ilişkileri nasıl tepetaklak oldu da umut verici bir gelecek sunarken her şey rayından çıktı da daha gri bir hale getirdı? Bu sona onları taşıyan, yalancı ve boş bedenler olarak resmeden tetikleyici olay neydi?


Oliver Marks, işlediği veya işlemediği bir cinayetten dolayı hapis yattıyor ve hikayenin başı da burası. Serbest kaldığı gün kendisini hapse atan adam tarafından karşılanıyor. Dedektifin emekli olmasıyla eski defterler kurcalanıyor, adam diyor ki bu olay da beni rahatsız eden bir sey vardı, gerçeği ne? Sonrası işte hikaye başlıyor, sürükleyici bir kitap okuru bekliyor.

İtiraf ediyorum, en büyük Shakespeare hayranı değilim, kitaplarını almış okumuş olsam da tutkunu olduğum söylenmez fakat Shakespeare estetiğinde derinlerde güzel nüanslar var ve okurken bu duyguları yakalamayı severim. Kitapta da tiyatrocu olmalarından sebep bolca Shakespeare atıfları alıntıları olması çok hoşuma gitti.

Eğer Kötü Olsaydık kitabı da kalbimde güzel ve özel bir yere sahip olacak karanlık akademi türünde okuduğum ve hoşuma giden bir kitap oldu. Bağımlılık yaratacağına da -ki ben de öyle oldu- son derece eminim. Çok sevecek ve kitapla bütünleşeceksiniz.

Ee ne diyorduk öyleyse?
Tavsiye etmesi benden, okuması sizden.
Sevgilerle. 💐



0 comments:

Yorum Gönder