Nisan'da Neler Yaptım?



Epeeey gecikmiş geçen ay neler yaptığım paylaşımını atıp kaçacağım.

Üç mükemmel ✨bence✨kitap okudum. Bir dizi bitirdim, birini yarım bıraktım. Ne zaman devam ederim bilmiyorum. Bir de rom com film izledim. Haklarında bir ara bahsederim fikrimi ya da siz izlersiniz ne bileyim. 🙈 Eee çanta bitmiyor, bitmeyecek galiba kaç aydır elimde süründü.

Sizler nasılsınız, ben eh işte öyleli böyleli.

Canavarımın Kanı - Rina Kent | Kitap Alıntısı



Bu kez delici bakışlarına çekilmekten başka bir seçeneğim de yoktu.

Vahşi gözlerinin acımasız sertliği beni olduğum yere mıhladığı an anladım.

Bir insan silahı gibi görünüyordu.

•••

Yeni bir Rina hatun üçlemesi ile yine bizi kendine çekecek karakterler. Canavar üçlemesinin ilk kitabı Canavarımın Kanı, beklentimi karşılayacağına eminim, henüz ortalara ulaşmış olsam da bu eleman tam benim kalemim. Türünün hakkını verir şekilde kurgular ile hayranız efendim. 😍
Neyse ben Kirill bey ile olan randevuma dönüyorum.

Siz daha önce Rina Kent kitabı okudunuz mu?
Dark romance türü kitapları seviyor musunuz?


Sable Zirvesi - Devney Perry | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Sable Peak
Kitap Adı : Sable Zirvesi
Yazar Adı : Devney Perry
Seri Bilgisi : the Eden’s #6
Çevirmeni : Meltem Çelikten Çağlar 
Sayfa Sayısı : 368
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2025
Kitaba Puanım : 5/5 ★
(Derin bir soluk verir.)

Bu seriyi sevme nedenim, aile fertlerinin birbirine ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın sıkıca bağlanıp birbirini sonsuz güven duyması ve desteklemesidir.

Aslına bakarsanız kasaba hikayesi şeklinde ilerleyen serilerde tatmin eden en sevdiğim seriye veda etmesi de bir tık üzdü. Ve iyi bir seriyi okumuş olduğumuzu final kitabı bitiminde anlıyoruz. Edens’lara veda etmeyi istemiyordum galiba ki ayrılık fikri de hoşuma gitmedi ama seride favori kitaplarımı peşi sıra okurum onları özledikçe.

Seri genelinde ismi geçtiğinde merak ettiğim bir karakterdi Mateo ve ailede uyum sağlayamayan yabani bir çocuk gibi görünüyordu. Eh hâliyle bu da ilgi çekiyor, sıra onun kitaba gelince de heyecanla merakla soluksuz okuma isteğini içinize yayıyor.

Bir bebeği olduğunun haberi alan Mateo soluğu Alaska da alıyor. Evine, kasabaya dönerken de bekar bir baba olarak bebeğiyle dönüyor. Küçük kızı ve kendine yeni bir hayat kurmaya gerek ve bakın ki karşısına kim çıkıyor? Vera. Kızımız erkoyu ilk gördüğü andan beri seviyordu ki Mateo onun varlığından habersizdi... Eh tabi bizimkinin bir itiraf meselesi de vardı. Gelen itirafla değişen şeyler olur tabi, mesela Mateo’nun Vera’ya olan kör gözü açılır ve kızı artık görmeye de başlar.

İkisi birlikteyken mükemmel, ayrı kaldıklarında ise eksiklerdir. Yapboz parçaları misali bir arada olduklarında anca tamamlanırlar. Bakışmalar, yan yana gelelim diye uydurulan bahaneler, ufak dokunuşlar derken en sonunda harlanan kimyalarıyla yavaş ilerleyen bir yolculuktu onların aşkı.

Kitabın odak noktasının baba ve çocuk olmasını daha çok isterdim bu arada, bekar bir baba romantizmi okuyacaktık ve daha dolu dolu anlatım olmasını ya da bir tık daha uzun olmasını isterdim ben. Vera’nın geçmişi hakkında daha zemine sağlam basan bir kapanış da beklerdim yalan yok. Buna rağmen ben kitabı sevdim. Seriye şöyle bakınca daha az sevdiğim kitap da oldu, çok çok sevdiğim kitap da var. Bir sıralama yaparsam ikinci kitap Juniper Tepesi her daim serideki en favori kitabım olacak. Sable Zirvesi de üçüncü sırada yer alıyor.

Serinin bitmesine bir şey diyemiyorum,her güzel hikayenin bir sonu vardır ve bu seride de o sona ulaştık. Yolculuk güzeldi yol da güzeldi, dâhil olduğumuz hikayeler de birbirinden güzeldi ama öyle ama böyle rüya bitti. Emeği geçen herkesin emeklerine ellerine sağlık. Güzel bir serüvendi.

Siz de kasaba kurgusu seviyor aile fertlerinin hikâyesi kitapları okuyayım şöyle güvenli liman olarak da rafımda tutayım derseniz Edens serisini GÖZÜM KAPALI öneririm. Bir şans vermeli ve okumalısınız.

Tavsiye etmesi benden, okuması sizden. Şimdiden keyifli okumalar. 💋
Vera Gallagher düzen arayışındaydı. Hayatı dört yıldır normal değildi ve daha önceki yılları hatırlamak bile istemiyordu. Geçmişe dönmenin yalnızca acı vereceğini düşünüyordu. Annesi, ona hayatın kırılgan olduğunu öğretmişti ve yeni kazandığı özgürlüğünün bir saniyesini bile boşa harcamamaya kararlıydı.

Bazıları için Mateo Eden’a duyduğu aşk zaman kaybı olabilirdi. Ya da ona hiç ilgi göstermemiş bir adama olan aşkını aptallık olarak kabul edebilirlerdi. Ancak Vera için ya Mateo olacaktı ya da kimse olmayacaktı.

Mateo yakışıklıydı, çekiciydi, zekiydi ve ailesini tıpkı Vera gibi tüm kalbiyle seviyordu.

Mateo belki de onu asla görmeyecekti. Belki de Vera, hayalini kurduğu o normal hayata kavuşmak için fazla yaralı ve yıkılmış biriydi. Belki de sırları, onları her zaman ayıracaktı.

Yine de Vera onu sevecekti. Mateo fark etse de etmese de.

(Tanıtım Bülteninden)


İzledim, okudum...


Mateo ve Vera ikilisiyle Edens serisine veda ederken, buna hazır değilmişim yahu, bir burukluk üzerimde. Kitabı bitirdim, keyifli bitti ve Knox (Juniper Tepesi kitabının karakteri) hâlâ zirveyi korurken, en minnak Eden zirveyi zorlayarak serideki aşık olduğum ikinci erko olmayı başardı. Mateo, Vera’nın ışığıydı ve bizim kız bunu epey söyledi. "Parıldayarak karanlığı yok eden bir yıldızdı." Bence de öyle. Kesinlikle bulunduğu ortamda parlayan bir bey kendisi, neyse ne diyordum, tamam. Kitaba uzun bir yorum gelecek ve ben kendimi toparlar toparlamaz gevezelik ettiğim kısmı düzeltip sizinle yorumumu paylaşacağım.

Bir de uzun zamandır Türkçe altyazısını aradığım Fallen dizisi vardı. Buldum da, hatta ilk dört bölümü izlemiş ve gerisini sonraya bırakmıştım. Heh, onu da bitirdim. Biliyorsunuz ki ülkemizde çevrilen Düşüş kitabının uyarladığı dizi olur kendisi. Daha öncesinde serinin filmi olmuştu, konuyu işlemek görsel bazda efektlerin sahiciliği dersek film daha ağır basıyor, ama dizi başlı başına güzel olmuş. Oyuncular daha uymuş beğendim ben.

Benden havadisler böyle, sizden ne haber?