Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig | Kitap Yorumu

Kitap Adı: Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Özgün Adı: Brief Einer Unbekannten
Seri Sıralaması: -
Yazar Adı: Stefan Zweig
Çeviri: Ahmet Cemal
Yayınevi: İş Bankası KuKült Yayınları - Modern Klasikler
Baskı Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 68
Kitaba Puanım: 5/5
İlk okuduğum zaman, nedensizce tıka basa öfkeyle dolduğum son zamanların popüler yazarı hâline gelen Stefan Zweig’in Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabını ben de okudum.
Birçok  okurun elinden düşmeyen bir kitap halini almasıyla haliyle bir beklenti içerisine girmiştim. Olumsuz yoruma rastlamamamdan sebep bir parça önyargı da oluşturmuş olabilirim. Çünkü bu kadar iyi hatta mükemmel olarak bahsedilen kitapta hiç mi bir şey olmaz düşüncesi hakimdi. İlk okuduğumda kızdığım sonrasında ise sindirerek okuduğum bu kitabın dönemine göre bir kadının böylesi bir hayatı yaşamaya cesaret etmesi ve göze aldıkları alkışlanacak bir durum. Kitap 1920’lerin Viyana'sında geçiyor. Bir kadının çocukluktan genç kızlığa sonrasında olgun bir kadına dönerken hayatını gözünü kırpmadan yoluna serdiği arama aşk mektubunu anlatırken görüyoruz.

Geçmişte ya da günümüzde böylesi bir aşk, olabilir mi? Yani düşünün, siz seviyorsunuz sadece ve adamın sizden haberi dahi yok. Böyle koşulsuz sadakatle bağlılık mümkün mü? Hele hele karşılığını alamayacağı bir aşka bu denli adanmışlık. Bunu göze alabilecek kadar cesur maşuk varsa, helal olsun der şapka çıkarırım.

Bay R. tanınmış bir yazardır. Her doğum gününde emektar masasının üzerindeki mavi vazosunu süsleyen beyaz güller alır. Ve bir gün gelir o güller yerine kalınca bir mektup eline ulaşır.

“Sana, beni asla tanımamış olan sana,”


Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, kısacık olmasına rağmen dolu dolu olan, yüzlerce sayfa anlatılacak kırık bir aşkı aktarıyor okura. Bay R. bizim gibi sadece bir okur, onun gözünden ve verdiği kısıtlı tepkilerle isimsiz o kadının duygularını okuyoruz. Kitabın sonunda kızgınlığım kırgınlığa dönüşerek boğazımda yutmaya cesaret edilmeyecek bir yumru oluşturdu. Adamın yerine kendimi koyarak böyle bir hayat hikayesinde etkisi bulunduğu için korktum. Kadının yerine kendimi koyduğumda ise sanırım yaptıklarından dolayı davranışlarına kızdım. Ama en çok yaralayan sahne ise, adamın uşağı kadını tanırken onun kim olduğunu hakkında hiçbir şey bilmemesi...

Zweig'in kalemi gerçekten usta. Bahsedildiği çok övgüler aldığı kadar var. Tek üzüntüm popüler olduktan sonra hak ettiği değeri gerçekten görebiliyor mu düşüncesi oluyor bende.
Ben sevdim, siz de tanışmak için beklemeyin ❤

Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!


Yazar Röportajı #9 Fatma Erdek - Tüm Kitapları


Güçlü kalemi, birbirinden eşsiz kitapları ile okurlarının kalbinde tahta sahip olan naif bir yazarla guzel bir röportaj yaptık. Merak ettiklerimi sordum ve sevgili Fatma Erdek büyük bir özveriyle her birini yanıtladı.
Röportaja geçmeden önce yazar hakkinda derlediğim bilgileri aşağı bıraktım.
Keyifli okumalar dilerim.

Fatma Erdek, 1969 yılında Erzurum’un Şenkaya ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise ve yüksekokul egitimini İzmir'de tamamladı ve haken İzmir'de yaşıyor.

Yazım hayatına 2005'de başlayan Fatma Erdek,kitapları basılmadan önceyazdıklarını Lodoslar Kenti adıyla internet üzerinden paylaşmıştır. Ocak 2012 tarihinde raflardaki yerini alan Melekler Zamanı (Papillon Yayınları) kitabı okurların beğenisine sunulmuştur.

Aralık 2012 tarihinde Ephesus Yayınları’yla anlaşan yazar, birbirinden güzel kitaplarını bizlerle buluşturmaya devam ediyor.

Yazarın şimdiye kadar basılan kitapları:

•  Melekler Zamanı
• Kara Kış Beyaz Düş
• Erken Rüya Zamanlar
• Gece İle Şafak
• Ben O Degilim
• Emanet

#1 Gerek yazar kimliği gerekse naif kişiliği ile hayran olduğum  Fatma Erdek, bize kendinizden söz eder misiniz?

❤️ Samimi duygularınıza teşekkür ederek başlamak isterim. İnsanın kendini anlatması bir hayli zor. Fatma Erdek, çalışma hayatından emekli, tam zamanlı anne, fırsat buldukça yazar, kendi halinde, duygusal ve sevgi dolu bir kadın olarak özetlenebilir.


#2 Kitaplarınız ile birçok okurun gönlünde taht kurmayı başardınız. Her bir kitap farklı bir dünyaya açılan kapı ve o dünyanın efsunlu havasıyla okuyanı sarıp sarmalıyor. Bu güzel eserlerin ortaya çıkış hikâyesi nedir? Kısaca yazma serüveniniz nasıl ve nerede başladı.

❤️ Yazmaya sadece kendimi mutlu etmek için başladım. Şöyle ki, yıllar yılı zihnimde dönüp duran karakterler ve  kurgularla yaşadım. Nihayetinde onları ortaya saçıp, kurtulmak istedim. Fakat umduğum gibi olmadı. Karakterler ve kurgular mayalı hamur gibi... Bitmek yerine, çoğaldılar. Yazıp, kendim sakladığım hikayeleri takma bir isimle forum sayfalarında paylaşmaya başladım. Bu süreçte de yazarlıkla ilgili en küçük bir hayalim ya da hedefim yoktu. Ortaya koyduğum romanlarla hem kendime hem de okurlarıma keyifli zamanlar yaşatıyordum ve bu beni son derece mutlu ediyordu. Böyle yıllar geçti. Sanırım 7. romanım olan Melekler Zamanı'nı paylaşırken, birden onu yayınevlerine yollamayı düşündüm. O zamanlar sistem şimdiki gibi değildi. Eski usul, diyebiliriz. Melekler Zamanı'nın ilk 100 sayfasının çıktılarını alıp, 10 kopya yapıp, 10 yayınevine postaladım. Sonrasını da biliyorsunuz zaten.

#3 Kaleminizle yeni tanışan okurların bir kısmı, sizi Wattpad'de yazarak kitabınızın basıldığını biliyor. Özellikle de Wattpad platformunun popülerlik kazanması sonucunda birçok birbirinden renkli kaleme sahip yazarların kitapları ile tanışan okurlar, yazarların öncesini araştırmadıkları için öyle biliyor. Sizin Wattpad öncesinde yazdığınızı bilen bir okur olarak, bu konu hakkında fikriniz nedir?

❤️ Wattpad'le hiç bağım olmadı. Ne yazar ne de okur olarak... Orası benim bazı romanlarım basıldıktan sonra popüler oldu. Şimdi çok sevdiğim ve değer verdiğim pekçok kardeşim orada keşfedildi ama maalesef ben nimetlerinden faydalanamadım. 


#4 Kitaplarınızı yazarken konu bakımından sıkıntı çektiniz mi? Ve yazarken en zorlandığınız kitap hangisi.

❤️ Konu bakımından hiç sıkıntı çekmiyorum. Zira dünyada üzerine yazılacak, size ilham olacak yığınla olay var. Yazarken zorlandığım bir kitap yok. Sadece Emanet romanımı tamamlamakta zorlandım, romanın Yazar Notu kısmında nedenini açıkladım zaten.


#5 Farklı türlerde kitap yazmak aklınızda var mı? Mesela önümüzdeki yıllarda bir fantastik kitaba imzanız olur mu?

❤️ Neden olmasın? Belki deneyebilirim. 

#6 Her yazarın hayalleri arasında kitaplarının beyaz perdeye taşınması da vardır, kuşkusuz. Olaki bir gün, kitaplarınızdan biri için film teklifi alsanız, cevabınız ne olurdu?

❤️ Bu durum hayal olmaktan çıktı. Ciddi anlamda iki kitabım için iki teklif aldım. İlkini, senaryo aşamasında hikayem özünden saptırıldığı için geri çektim. İkincisinin görüşmeleri ve çalışmaları halen devam ediyor.



#7 Merak ediyorum da, hiç “acaba” ile başlayan düşüncelere kapıldınız mı?

❤️ Hayır, belki çok gençken.

#8 Peki hiç korktuğunuz anlar yaşadınız mı? Yani kitabınızın beğenilmeyeceğiyle alakalı endişeleriniz oldu mu?

❤️ Bütün samimiyetimle söylüyorum, olmadı. Çünkü benim içime sinmeyeni okurun önüne koymam. 

#9 Elinize fırsat verilse, kitaplarınız içerieinde sonunu değiştirmek istediğiniz ya da “bunu eklemesem daha iyi olurdu” dediğiniz oldu mu?

❤️ Konuda ya da sonlarında değişiklik yapmak istediğim bir romanım yok. Fakat "şimdiki aklım olsaydı, şurayı şöyle yazardım" diyerek kendimi eleştirdiğim yerler var. 


#10 Yazmanın sizin hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?

❤️Yazmak hiçbir zaman öncelik olmadı hayatımda. Gerçekten sevdalandığım bir kurgu olduğunda oturup, yazıyorum. Sırf bir kitap daha çıksın diye bir hırsım yok. Zevk aldığım sürece yazarım, sonrasını kim bilebilir?

#11 Her insanın hayatında iz bırakan filmler, etkilendiği kitaplar vardır. Bıkmadan hep okurum ya da izlerim diyebileceğiniz kitap&film var mı?

❤️ Elbette benim de var. Fakat şu ya da bu diyerek sınırlayabileceğim kadar az değil.

#12 Yazarların da kendilerine örnek aldıkları, hayranı olduğu kalemler vardır. Sizinde “evet o benim idolüm” diyebileceğiniz bir yazar vardı?

❤️ Örnek almak değil de hayran olduğum yazarlar var. Örnek almak doğru değil. Sonuçta bu zihniniz ve yüreğinizle şekillendirebileceğiniz bir yol. Herkesin ortaya koyacakları da birbirinden farklı olur. 

#13 Peki yeni kitap hakkında ufak tiyolar almadan önce, son çıkan kitabınız, Emanet hakkında bir şeyler duymak isteriz. Nasıl ortaya çıktı, nelerden ilham aldınız?

❤️ Emanet, çok sevdiğim ve teknik anlamda kendimi çok beğendiğim bir roman oldu. Okurdan da tam not aldı, çok şükür. Daha önceki bir yanıtta da söylediğim gibi, gerçekçi kurgular yapmak ve onları yazmak isteyen bir yazar için ülkemizde maalesef konudan bol bir şey yok. Emanet, töre ve doğu gerçeğinin ufacık bir kesitini içeriyordu sadece.


#14 Son soruma geçiyorum; Uzun yıllardır yazmakla uğraşan, başarı dolu tecrübe edinen bir yazar olarak, yazmak için kolları sıvayan amatör yazan arkadaşlara vereceğiniz öneri ve uyarılar var mı? Varsa bunlar nelerdir?

❤️ Kalplerinden geçeni, korkmadan yazsınlar, paylaşsınlar. İlle de yazar olmak için değil, bu onları mutlu ettiği için... Çünkü her şeyde olduğu gibi gerçekten seviyorsanız ve elbette yeteneğiniz de varsa, su akar ve yolunu bulur.

Bana vakit ayırıp sorularima cevap verdiği için yazarımıza bir kez daha teşekkür ederim ❤