Teslimiyet - Pamela Clare || Kitap Yorumu

Yazar : Pamela Clare
Kitap Adı : Teslimiyet
Orijinal Adı: Surrender
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Çeviren : Melike Uzun
Sayfa Sayısı : 392
Baskı Yılı: 2011
Kitaba puanım: 5
Seri Sıralaması: MacKinnon’s Rangers #1

“Dolu dolu bir aşk hikayesi… Gerçekçi karakterler, yakıcı kimyası ve olağanüstü olay örgüsüyle kaçırılmaması gereken bir kitap.”
Publishers Weekly

İtinayla seçilmiş bir grup savaşçı… İskoç atalarının cesaretine ve vahşi doğada onlarla yaşayan Kızılderililerin gizliliğine ve kurnazlığına sahiplerdi. Sınırların, yasakların olmadığı savaşta Fransızlarla dövüşürken yeni bir onur nişanı aldılar, yeni bir nesli başlattılar…

Iain MacKinnon İngiliz kraliyetine hizmet etmek zorunda bırakıldı ama vicdanı onu Abenakilerin elinde kaçınılmaz bir ölümle karşı karşıya kalmış güzel bir kadını kurtarmak için harekete geçirdi. Emirlere karşı çıktı; kardeşlerini, adamlarını ve görevini tehlikeye attı… Bir kadın için. Ama Annie’nin tatlı vücudunu kollarıyla sararken hiç pişmanlık duyamıyordu. Kadının ondan bir şey sakladığını hissetse de kalbine engel olabilmek için çok geçti. Aşkta ve savaşta öyle anlar olur ki yapılabilecek tek şey . . . Teslimiyet’tir.





Üç kitaptan oluşan MacKinnon’s Rangers serisinin ilk kitabıdır Teslimiyet.
MacKinnon kardeşlerden büyük olan Ian'ın hikayesine tanık oluyorsunuz. 

Su gibi akan, yormayan anlatımıyla harika bir roman. Kitap konusu öyle içine çekiyor ki okuyanı, birçok duyguyu peş peşe yaşatıyor. Anlatımı ve konusu ne kadar iyiyse kapağı o kadar uyumsuz ve kötüydü. Daha farklı ve uyumlu bir kapak olsaymış çok daha iyi olurdu.

Bir İskoç Kont’unun kızıdır, Leydi Annie. İngiltere’ye saygı sunmayan, vatana ihanetle suçlanan ‘diğer’ İskoçların katledildiği Culloden-Moor Savaş’ında babasını kaybetmiştir. Savaştan sağ kurtulan, babasına çok benzediği için sevdiği Bain amcasının evine, annesiyle yerleşip orada yaşamaya başlarlar.

Annie babasının kaybıyla üzülürken yeni evlerinde güvende olduğunu düşünüyordu. Bu hissi ne yazık ki uzun sürmeyerek, annesinin bir gün ona amcasına güvenmemesi gerektiğini söylemiştir. Kısa bir süre sonrasında annesinin tuhaf ölümüyle gerçekleri fark eder. Annesinden kalan mücevherleri almıştır ve kaçar. Çok uzağa gidemeden yakalanır. Bain amcasının iftirasıyla hırsız suçuyla hapse atılır. Annie için kapatıldığı delikte geçen o üç hafta kabus gibidir ama asıl kabus amcası onunla gelmesini istemesiyle yaşanır. Teklifi reddeden Annie, amcası tarafından kasığına “Hırsız” damgasıyla damgalanır. Sonrasında sürgünle Amerika’ya gönderilir. Orada on dört yıllığına hizmetçi olarak satılır.


Üç ay kadar bir zaman geçmiş ve yaşadıklarını hazmetmeye başlamışken satıldığı sahipleri Bay ve Bayan Hawes, Kızılderililer tarafından katledilir. Annie çığlıkları duymasıyla, canını kurtarmak için ardına bakmadan kaçar. Kaçan kadını fark eden kızılderililer peşini düşer ve sonunda yakalanır. Karşı koyup direnmesi maruz kalacağı çirkinliklere yaklaşmasını önlemez. Tam da o anda,  Iain McKinnon ortaya çıkar ve onu kurtarır.

Iain McKinnon, atalarının kaderini yaşayan bir İskoç olarak, İngiltere’ye ihanetten dolayı Amerika’ya sürülmüştür. Bir akşam üzeri dayak yiyen bir fahişeye yardım etmesi ile büyük bir tuzağın içinde bulur kendini. Bir İngiliz Lordu William Wentworth’nun, dövüş yeteneğini beğenmiş olması yüzünden İngiltere için savaş bitene kadar savaşmaya zorlanır. Aksi takdirde kardeşleriyle beraber üzerlerine atılan iftirayla asılacaktık. Bunu göze alamaz ve mecburen kabul eder. Komando birliğinin binbaşısı her görevi sorunsuz yerine getirmiştir. Ta ki Annie ile karşılaşıp onu kurtarana kadar emirlere hiç karşı gelmemiştir. Yaptığı bu karşı gelme cezasız bırakılmaz ve yüz kırbaçla sonlanır.

Wentworth’un göz diktiği Annie çoktan gönlünü onu kurtaran binbaşına kaptırmışken ve Iain’nin onun için çekeceği acılara gönüllüyken bu aşk kolay kolay harcanmaz. Büyük sınavlara tabi tutulduysalarda kazanarak, mutluluğa kavuştular.

Ben kitabı çok sevdim, bu kadar zaman neden beklediğimi düşünüyorum da, boşa beklemişim. Okumayanlara şiddetle öneririm. Bu kitap, seri kaçmaz!


0 comments:

Yorum Gönder