Haziran'da Neler Yaptım?


Mırıldanır mırıldanır nininini-
“Susmasan, enine boyuna anlasan (yapma)”

Öhhöm,
Herkese merhabalar. Bu sefer bir başka, epey zamandır aklımda olup da üşendiğim o içeriği getirdim sizlere. *şuraya bir yere alkış efekti* Bundan sonrası için her ay ne yaptım diyerek ayın özetini çıkarıp paylaşacağım. Neler okudum, neler izledim, neler dinledim nereleri gezdim şeklinde *gezme olayını biraz daha arttırmayı düşünüyorum yani inş hani*

Yine birçok kitaba başlayıp ağırdan alarak ilerlediğim, bitirdiğim kitabın başladığımdan daha az olduğu bir tablo ile çıktım karşınıza. 🤭 Bundan sonra böyle bir çizelge hazırlayıp paylaşacağım. Bayram sebebiyle fink fink gezdiğim de gözlerden kaçmasın zira ev kuşuyum, ay pardon tavşiği diyeyim bizim haydut bey paşam kızmasın 😂


OKUDUKLARIM:

Bu ay toplamda beş kitap okurken bir yeni webtoona başladım. Devam ettiğim webtoonlar haricî tabi, devam bölümlerini biriktirip toplu okuduklarım da var haliyle onları katmadan yeni okuduğum olarak sayıya ekledim. W - Two Worlds, bildiğiniz üzere unutulmaz kdramalardan biri be bir webtoon uyarlaması. Bizde çeviren ekibi bulunca hemen yapışıp bölümler geldikçe okumaya devam edeceğim.

• Benimle Cennette Buluş 5/5 ⭐
• Zan – Bir Arif’in Fantastik Romanı 4/5
• Mutluluk Sınır Tanımaz 4/5
• Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi 5/5 ⭐
• Yaz Aşkım 4/5

Bu ayın favori iki favori kitabım oldu, biri bağırta bağırta ağlatırken diğeri bol bol güldürdü.
 
Yorumlarını okumak için 👇🏻


Favorim olan kitaplardan kısaca bahsedecek olursam;

• Zorunlu bir ev arkadaşlığı yaşayan çiftimizin eğlenceli arkadaşlıktan - kadın karakterin adamdan hoşlandığı olduğu gerçeğini de atlamayalım – aşka dönüşen romantik komedi kitabı. Amarikan Ev Arkadaşı Deneyi

• Kardeşi ile birlikte bir seyahate çıkacağını sanan esas kadın karakterimizin, kardeşinin sağlığı konusunda gerçeği öğrenmesi, seyahatte tanıştığı esas erkek karakterle duygusal bir bağ kurup her şeyin üstesinden gelmeye çalışası, yer yer dram yer yer de romantik kitap. Benimle Cennette Buluş.


İZLEDİKLERİM:

Çok fazla bir şeyler izlemiş sayılmam. Biri bitmiş olan ikisi yeni başlayan kdrama izledim, bir de Türk filmi izledim. 2023’ün en yeni kdramalardan olan King the Land ve See You in my 19th Life webtoon uyarlaması dizilerden. Hayalistic ekibinin çevirisi ile See You in my 19th Life okumuştum diğerinin webtoon olduğu bir arkadaşımın bahsetmesiyle fark ettim. Ona bölümler beklerken diğer webtoonun  finallenmiş olduğunu da söyleyeyim de siteye uçup okuyun.

Webtoon yorumları ve dizi yorumları elbette gelecek, ben yorumlar  paylaşana kadar siz okuyup dizileri izlersiniz.

Gelelim filmimize. Klişe bir kurgusu olan Sen İnandır keyifli bir vakit geçirmemi sağladı. Evet tahmin edilirdi evet bildik bir kurgunun farklı versiyonuydu farklı yüzlerle ama izletti ve güzeldi.

Ben asıl favorim olana gelmek istiyorum, ona da ayrı bir yorum yazacağım elbette aklımda unutmadım.

• Start Up; itiraf ediyorum, başrol oyunculardan bir çocuğa tutuk olduğum için taraflı seyretmiş olabilirim ama eleman aşırı iyi bir oyuncu. Kim mi? Tabi ki Nam Joo-hyuk. Elemanda farklı bir aura var ve inanılmaz çekiyor ekrana kilitliyor. Bir de gerçekçi oynuyor ki diğer oyunculara konsantre olamıyorum mesela bundan sebep. Yüzü çok ilgi çekici ve gülüşü güzel ağlayışı güzel. Neyse ben dizinin konusundan bir kuple bahsedeyim gerçi çoğu kişi izlemiştir ve haberdardır ama olsun, yine de söz edeyim.
Anne babasının ayrılığı *kadın resmen bunu dayattı ve basıp gitti* ile her şeyini kaybeden kızımız Seo Dal-mi yapayalnız kalır ve büyükannesi ona bir hayali arkadaşlık başlatarak yalnız hissetmesini önler. Yıllar geçer ve bir gün Nam Do-san'ı kafaya takar bizimki ve böylece benim elemanın hayatı değişir. Mektuplardaki tanıdık Do-san ile karşı karşıya olduğu genç adamın farklı oluşuyla taşlar yerine oturur. Bu arada benimki girişimcidir ve inanılmaz zekidir bilgisayar üzerine bir deha ama şansı yaver gitmez derken hayatın aşkını işini bulur ama başına neler neler gelir.

Şahane bir diziydi, çok sevdim daha detaylı bir yorumda daha detaylı duygularımı ifade edeceğim.


DİNLEDİKLERİM:

Murat Boz aşığı *gençken* olduğumu bilen var mı? Yoksa öğrenin, adama hayranım. En çok neler dinledin derseniz, görüyorsunuz anlatmaya gerek yok.


GEZMELERİM:

Bizim ailede kız kardeşim plan yaparsa anca toplu böyle geziyoruz. Yoksa evde pineklemek en sevdiğimiz aktivite. Bu bayram Akçakoca’ya gidelim dedi, tabi beni bir heyecan aldı ki sormayın. Keyif ki ne keyif, deniz havası alacağız diye neşeliyim. Hazırlandık bayram boncuğu olarak mavilere bürünüp ben de eşlik ettim. Yol için de yanıma sıkılırım iki kitap okurum diyerek Birbirimiz İçin Yaratılmadık kitabını aldım. İlk iki bölüm okumuş da olabilirim o yolculukta. 🤭

Gittiğimiz yerde kale var, Ceneviz’lerden kalma. Hatta girişte bir zırhlı asker karşıladı. Yanına yaklaşıp fısıltıyla konuştum açılan bir portal ne bileyim geçmişe açılan bir kapı varsa desin de 14. Yy gideyim hava alıp geleyim. Tabi bir prens olur ne bileyim şövalye olur tutar kolundan getiririm gerisin geri dedim de oralı olmadı. Peki dedim yoluma döndüm. Sonrasında mini bir piknik yaptık orada havası manzarası çok güzeldi. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Sonrasında oradan ayrılıp biraz gezelim dedik. Sosyal medyada çok konuşulan camisi ünlüymüş. Ben görmedim, kardeşim de ballandıra ballandıra anlatıyor diyor çok güzel. Başlangıçta tarihi bir cami sandım ben de heveslendim görmek için, sonucu hüsran oldu. Yani o camiyi yaparken *uzay mekiğine benzeyenden bahsediyorum* hiç mi biz ne yaptık demediler, meraktayım.

Sonra plaj arayışına koyulduk, denize en azından ayağımızı sokmak için. Gittik plaja, kız kardeşimle indik tabi biraz yürüdük iki güldük resim çektik ama telefon kaydetmemiş ama ölümsüz anı hafızalarda. Bir de şey, izlediğim filmde adam kız için gittiği yerlerden topladığı deniz kabuğu ya da çakıl taşı koleksiyonu vardı. Benim de fark etmeden mini bir koleksiyonum vardı * Yalova, Arhavi, Amasra, Nevşehir gittiğimde topladığım deniz kabukları ve taşlar* ama ben aldığım taşı geri dönerim bir daha görürüm diye yanıma aldım. 

Sonra bindik araçlara, bir de mağara varmış oraya da gidip gördük. Yalnız şunu demezsem olmaz, yamyam insanların duyduğu saçma aşkı milyon yıllık mağaranın duvarına kazımaları ne çeşit bir şuursuzluk?

Sonrası Ankara dönüşü, kürkçü dükkanı misali.

Neyse, Murat'ım ne diyordu; "Derin bu mevzulaaaaar"

0 comments:

Yorum Gönder