Adige Prens - Zeynep Sahra | Kitap Yorumu


Kitap Adı : Adige Prens
Yazar Adı : Zeynep Sahra
Sayfa Sayısı : 608
Yayınevi : Ren Kitap 
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
Kitap dostlarımdan öneri aldığım bir yazar Zeynep Sahra, kalemiyle ille de tanışmam gerektiğini söylediler hep. Kısmet son kitabına oldu, yazarı Adige Prens ile okumaya başlıyorum ve bu son olmayacak çok iyi biliyorum.

Bu kitabında bize bilindik bir ajan hikayesi sunuyor, farklılığı ise konunun öznesi olan Çerkez detayı. Çerkezlerin birbirlerine bağlılığını, ata topraklarının geleneklerini, göreneklerini yazarımız öyle güzel anlatmış ki kendinizi karakterlerle birlikte aynı masada aynı ortamda hissediyorsunuz.

Gelelim hikayeye, bir birlik var, bunun başında da Çerkez lideri Poyraz. Poyraz’ın yapması gereken de farklı boyları bir arada tutmak çünkü bu birlik bunun için kuruluyor. Dışarıdan görünen ise bu oluşumun kötü niyetli olmadı hatta suç unsuru var mı diyerek istihbarat tarafından araştırmak içini öğrenmek ve ne olduklarını çözmek için ajan yollanıyor. Bu da kızımız Ayça.

Babasının yürüttüğü operasyonda içlerine sızması gerekiyor. Çerkezlerle birlikte vakit geçirdikçe onlardan bilgi toplaması gerekiyor. Aralarına sızacak, onlardan olacak, güvenlerini kazanacak, Kafkasya’daki grupla bağını ispat edecek, planlarını öğrenecek ve görev yerine bildirecek. Kızımızın planı bu fakat bir Poyraz faktörü var ki tüm dikkatleri üzerinde topluyor kafa karıştırıyor ilgiyi çekiyor baş döndürüyor... Daha sayarım yani eleman için ben burada, Ayça haklı hani tutulup kalmasında. 

Kızımız evet aralarına girdi girmesine amacı planı başka vs de, kendi hayatında eksik çoğu şeyi görmeyi beklemiyordu. O sıcaklığı, sevgiyi ve bağlılığı bu aileyle birlikte bu çevrede tatması belki de kafasının karışmasına en büyük etkendir. Tabi ne kadar kapılmış olsa da yapması gerekenin farkında ve sonuna kadar ilerleyecek.

Ben hikayeyi sevdim, 600 sayfalık serüveni bölerek erkenden veda etmek istemeden uzun uzun okudum. Benim için keyifliydi ve bundan son derece memnun kaldım. Bir kaç yerinde bana göre daha güçlü olabilirdi dediğim noktalar vardır. Bunlardan biri kızımızın ajan olarak girdiği dünya hakkında bir araştırma yapmadan sudan çıkmış balık misali dolanması olur. Ön bir hazırlık ile içine gireceği dünyaya yine bilmezden gelerek aralarına sızması bence daha mantık zeminine otururdu. Bunun haricinde Poyraz için söyleyeceğim bir iki şey var. Bu adam neden çocuk diye hitap etti ki kıza, çocuk olarak görmüyorsun da hani derdin ne senin diye diye geçti gitti sayfalar. Kıza ev tahsis etmesi ve kıza sormadan rahatsız olur mu düşüncesi gütmeden eve paldır küldür girmeler vs bunlar hep bir acaba olarak kaldı kafamda ve bundan sebep bir puan kırdım kitaba. Genel olarak gerçekten tatmin edici ve keyifli bir kitaptı. Ağzım kulaklarımda okudum baya da beğendim hani.

Eklenen bilgiler çok değerli, o kültürü siz de Ayça gibi merak ederek karakterlerin arasına girmek isteyeceksiniz. Adige Prens’in her sayfası sizi içine çekerek bir sonra neler olarak diye merak ettirecek.

Tavsiye etmesi benden, okuması da sizden.
Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 💋
“Derler ki, kaderimiz yazılırken atalarımızın gölgesinin dışına taşmazmış. Geçmiş bir döngüdür, geleceğin içinden geçer ve hep aynı noktaya geri döner. Benim yazgımın bir sigara dumanının arkasında saklı olduğunu bilseydim, geri dönüp yine o ateşi yakar mıydım?”
Çerkes Lider’ini devirmek için istihbarat tarafından muhbir olarak gönderilen Ayça’nın yapması gereken çok fazla şey vardı.
İçlerine karışacak, bilgi toplayacak ve Poyraz Şahin’i teslim edecekti. Ancak Çerkeslerin cezbedici ve masalsı dünyası onu içine çekerken, daha önce tatmadığı birçok duyguyu yaşamak bütün planlarını altüst edecekti. Poyraz Şahin’le aralarındaki çekim karşı konulmaz bir hâl alırken, gerçekleri ortaya çıkarmak sandığı kadar kolay olmayacaktı.
“Bazı sırlar öldürürdü. Sevgiyi, aşkı, huzuru, güveni. Benim taşıdığım da bu tür bir sırdı. Ve bu sır, Çerkes ile aramda ne varsa öldürecekti.”

(Tanıtım Bülteninden)

Safir Kalesi’nin Lanetli Leydesi - Büşra Köprü | Kitap Yorumu

 

Kitap Adı : Safir Kalesi'nin Lanetli Leydisi
Yazar Adı : Büşra Köprü 
Sayfa Sayısı : 272
Yayınevi : Parola Yayınları 
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
Efendim, toplanın sizlere şahane bir kitap önerisi ile geldim. Otaku dostlar özellikle sizler (webtoon manhwa manga okuru evet sen sizler 🫵🏻) tam dişinize göre bir kitap Safir Kalesi'nin Lanetli Leydisi. Kitap türü Isekai Novel, seveceğinize garanti veririm.👌🏻

Bir sabah uyandınız ve kendinizi kendi dünyanız yerine son okuduğunuz webtoon'un (çizgi dizi desek oluru var) içinde o dünyada gözünüzü açsanız, üstelik kötü karakterin yerinde kendinizi bulsanız ne olurdu? Evet bir Arima değiliz o kadar şansımız yok hatta ve kitabı okuyarak neler olduğuna şahit olabilirsiniz. 🥰

Arima, yalnız yaşayan biridir. Bir gece önce okuduğu webtoon da uyanana kadar sıradan bir hayatı vardır. Bir sabah uyanır ve kendini bambaşka bir evrende bulur.

Okuduğu serideki yan karaktere gönlünü kaptıran kızımız hikayeye de pek odaklanmaz ama kendini kötü karakter olarak bulunca olayları hatırlamaya çalışır. Aslında bütün bunları bir rüya sanat hatta baya rüya nasılsa ya diye dolanır fakat iş ciddiye binip de Lin İzara olduğunu fark edince o şaşkınlık ve kabulleniş olaylara kendini bırakması durumunu okuması inanılmaz keyifliydi.

Herkesin korkarak andığı savaşçı olan İluna'nın lordu Aki Safir'in eşi olduğu gerçeği de var. Yolculuğu Safir Kalesi'nin yeri İluna'ya doğrudur.
Bir de nefretle anılan Lin İzara durumu var ki bizim kız bunu tersine çevirirken Aki'nin aklını alırken kendine düşürüp elemana düşerken Allah'ım nidaları ile okudum sahneleri.

Efendim dönem kurgusu fantastik kitap kitapta yok yok, serinin ilk kitabı öyle bir yerde bitti ki aciliyetinden ikinci kitabı bekliyorum. Yazarımızın kalemine sağlık o kadar keyifli ve güzel bir serüvendi ki kafamın içinde renkli çizim halleri döndü durdu. Yeni yıl temennisi dileği ya da duası diyelim ben bu seriyi webtoon halinde de okumayı isterim. Umarım bir gün bu hayal gerçekleşir ve yazarımızın mutluluğuna eşlik ederiz. 😍

Şiddetle öneririm kitabı, okuyun ille de okutun! 😍
Tavsiye etmesi bizden, okuması sizden.
Karanlık dünyası bir ışıkla aydınlandı.
Ruhlar değişti, iyi olan uyandı.
Güçlü büyücü hak ettiği yeri geri aldı.
Şimdi Safir’in çağı başlıyor.

Kendi hâlinde, sıradan bir hayat yaşamakta olan Arima bir sabah uyandığında, gözlerini son okuduğu kurgunun içinde açar. Üstelik ruhu, kitabın kötü karakteriyle yer değiştirmiştir. Bu da yetmezmiş gibi kurgunun en korku duyulan, dışlanmış savaşçısı Aki SAFİR ile evli olduğunu ve artık onunla birlikte yaşayacağını öğrenir.

Aki SAFİR katıldığı son savaşta onulmaz şekilde yaralandığı için kral tarafından kutsanmış ve krallığın en karanlık topraklarının lordu olarak görevlendirilmiştir. Yanında krallığın en güçlü savaşçısı ve en güçlü büyücüsüyle beraber İluna’ya hükmeden Lord Safir, kralın isteği üzerine evlendiği kadının kendi dünyasından olmadığını öğrenecek midir?

Artık Lin Safir olarak yaşamak zorunda olduğunu fark eden Arima, bu dünyanın büyülü gerçekleriyle baş edebilecek midir?


Çelik Prenses - Rina Kent | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Steel Princess
Kitap Adı : Çelik Prenses
Yazar Adı : Rina Kent
Seri Bilgisi : Royal Elite #2
Çevirmeni : Deniz Metin
Sayfa Sayısı : 320
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4/5
Royal Elite serisinde beyaz atlı prens yok, kırmızı pelerinli bir süper kahraman da yok. Lise cağında ve büyüme evresindeki karakterimiz kötü. Kötü olması için pekçok sebepleri var ve kötü olduğunun nazik olmadığının farkında. Bu sizi rahatsız edecekse okumamanız hereken bir seri. Onun haricinde bunun sadece bir kurgu olduğunu bilerek okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye edeceğim bir seri 👉🏻👈🏻 çünkü neden olmasın! 😏

Kahramanlarımız kendilerine has karakterler, eleman fazlaca sahiplenici ve ona karşı gelmekten korkmayan ama bunun getirilerine de göğüs gerip bundan memnun kalan esas kızımız serinin ikinci kitabında da beklentimi karşılayarak hikayelerini heyecanla takip etmemi sağladı.

Evet, fazlasıyla sahiplenme var, kıskançlık dozu zaman zaman artıyor ve Aiden'in bir sınırı yok. 👉🏻👈🏻 Ama bu ona düşmeyeceğim anlamına gelmez. Romantik romanlarda okumasını sevdiğim ne varsa Çelik Prenses bana veriyor, eh daha ne isteyeyim değil mi?

Aiden'cıgın kıskançlık dozunu abartıp Elsa'nın arkadaş veya kuzen ilişkileri konusunda müdahalede bulunduğunda kesinlikle ona haddini bildiriyor. Aiden'in onu kıskanması da hoşuna gidiyor bu arada, ilişki boyutları beyleeee. 🤭 

Aiden normal biri olmadığı aşikar biri, empati nedir bilmiyor, zorbalık yapmak onun için sıradan istediği bir şeye istediği şekilde sahip olma şımarıklığı da var kendisinde. Elsa'nın da Aiden'e çekilme sebeplerini az buçuk anlayabiliyorum. Yaşının getirisi ve boşlukta hissettiği anda böylesi birine düşüp tutulması da olası bunun farklı açıklaması da vardır mutlaka. Aiden ve Elsa arasında hissedilir çekim var, satırlardan taşan alev ateş de var. Cazibesini kullanan kötü çocuk ve ona düşmeye hazır kızımız. 🤤🤤 

İlk kitap sonunda, açığa çıkacak sırların ilk düğümünü okumuştuk. Devamında ise geçmişte neler olduğu neler yaşandığı ve neleri tetiklediği karakter üzerinde tahribatı nelere sebep olduğunu bol bol okuyoruz. Üstelik sırları olan birçok insan var. Bu sırların çoğunluğu Elsa ile doğrudan bağlantılı. Kendini koruyan bilinçaltısının ondan engellediği geçmiş hayatıyla ilgili pekçok sır var. Ailesini, evlerindeki yangını, öldürülmesinden önceki zamanı... Neler neler... Kabuslar görmeye devam eden kızımız kitap ilerledikçe geçmişine ait parçaları hatırlıyor ve hatırladıklarıyla birlikte neler olduğunu öğrenmek için çaresizce çabalaması beni biraz üzdü. Esas üzüldüğüm ise Aiden'ın başına gelenler. Yaşadıklarını anlatması zor, dahası bunları Elsa ile paylaşmıyor.

Yaşadıklarının hırsını da ondan çıkarmasının ve yine ona düşüp aşık olmasındaki düğümü okuyup anlayıp hissedince kendimi tuhaf hissettim diyebilirim. Çünkü doğrudan insalar kötü olarak dünyaya gelmez, onları kötü yapan daha kötüler ya da başlarına gelen kötü durumlar vardır. Aiden için de durum bu. Neyse, detay yok spoiler olmasın. 👉🏻👈🏻

Aiden'in arkadaş grubundaki diğer elemanlarda merakımı cezbediyor ama biri var ki en çoko gözüme çarpıyor. Xander Knight, bunu okumak için şimdiden sıbırsızım ama öncesinde Çarpık Krallık kitabını okuyup cağnim çiftime deva etmem gerekiyor. Aslında onlara veda etmeye hazir da hissetmiyorum kendimi ama olsundu, onların hikayelerinin sonunu okumam gerek.

Türü seviyor ve okumakta sorun görmüyor aksine keyif alıyorsanız size önereceğim bir seri Royal Elite serisi. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 💋
Prenses kralı tahttan indirmemeliydi.

Elsa
Beni mahvedeceğini söylemiş ve bunu yapmıştı.
Bir kez kaybetmiş olsam da savaş hâlâ devam ediyordu.
Kralı tahtından indirmenin tek hamleyle başladığını söylerlerdi.
Düşerken beni de yanına çekeceğinden
kimse bahsetmemişti.

Aiden
Steellerin küçük kızı savaş istiyorsa savaşacaktık.
Tek şartım vardı: Ya benim kurallarım hâkim olacaktı
ya da tamamen kuralsız bir savaş olacaktı.
Hadi tatlım, bana neler yapabileceğini göster.
(Tanıtım Bülteninden)




Sil Baştan - Rebecca Donovan | Kitap Yorumu

 

Özgün Adı : What If
Kitap Adı : Sil Baştan 
Yazar Adı : Rebecca Donovan
Çevirmeni : Özlem Özarpacı
Sayfa Sayısı : 456
Yayınevi : Parodi Yayınları 
Baskı Yılı : 2016
Kitaba Puanım : 3/5

Nereden başlamam gerektiğini kestiremediğim bir kitabın yorumuyla geldim. Doğru zamanda okumadım diye mi yoksa beni içine çekemedi diye mi bilmem kitabı zor bitirdim. Kitap mı zordu benim kitabı zor anlamam durumu oldu inanın bilmiyorum ama beğenemedim ben kitabı. Olumsuz değilim kitaba karşı başka bir zamanda daha berrak bir zihinle yeniden okuyacağım şerhi düşeyim buraya.

Çok negatife boğmayacağım yorumumu çünkü hikaye bunu hak etmiyor, dediğim gibi yeniden okuyacağım için ortalama bir puan vererek kendime şans tanıyıp okuyacağım kitabı. Yorumumu kısa tutarak hislerimi aktaracağım.

Sil Baştan arkadaşlıklarla ilgili bir hikayeye sahip. Biri taşınır bir diğeri ise yeni bir grubun parçası olup onlarla takılır. Yolları ayrılan dört çocukluk arkadaşın hikayesi... Günümüz kısmında Cal'ın bakış açısından dinliyoruz hikayeyi, sonrasında Nicole, Richelle ve Rae'den de onların bakış açılarıyla da neler olup bitti görüyoruz. Bu anlatılar aracılığıyla da kendi paylarına düşen kısımda onlara nelerin olduğunu, neden birbirlerinden uzaklaştıklarını farklı hayatları olduğunu yavaş ilerleyerek öğreniyoruz. Odak nokta olarak dört ana karakterimiz var. Onların aralarındaki dostlukları okuyoruz, aynı zamanda ise hayatı dolu dizgin yaşamak kısmında da alt metinde bir mesaj barındırıyor. Başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmaktansa, kendi olmak istediğiniz kişi olmak hakkında sağlam mesajları var.

Çocukluk arkadaşlarının karakter üzerinde nasıl şekillendiği, hem kendi hem de sevdiği insanlara dürüst olma gerektirdiğini anlatıyor kitap. Hayaller peşinden koşarken yaşanan pişmanlıkları geride bırakmak gerektiği risk almanın nelere yol açtığını vs anlatıyor. Rebecca Donovan'den okuduğum ilk ve tek kitaptı basılan başka kitapları da var ama onları alır okur muyum bilmem.
Kırık Kanatlarla Ne Kadar Yükseğe Uçabilir Kalbin?

Acı mı çekmedim?
Yaralarını sen diye sardım kalbimin, gözyaşlarımla.
Mutlu mu olmadım ya da?
Gülmenin anlamı seninle büyümekti,
küçülmeyen elbiseler gibiyken zaman.
Dikenli yollar, yok olan umutlar ve yitirdiklerimiz ardımızda.
Ama bana, yine yürür müsün o yolları diye sorsan küllerinden doğar gibi...
Her şeye rağmen, seninle bir daha yanarım derim.

Tek kelimeyle enfes. Bu nefis hikâye, ikinci bir şansın daima olabileceğini gösteriyor bizlere. Her bir kelime titizlikle seçilmiş. Her bir cümle sizi hiç beklemediğiniz bir yolculuğa çıkarıyor.
- Chicks Controlled by Books

Bu kitap, kaybetmenin ve acı çekmenin ne demek olduğunu anlatıyor. Gerçek aşkı anlatıyor.
- Random Book Muses

Bu uçsuz bucaksız edebiyat dünyasında, beni hem kurgusuyla hem de karakterleriyle böylesine içine çeken bir kitapla tanışmak büyük bir zevkti. Aldığınıza kesinlikle pişman olmayacaksınız!
- Books and Banter Babes



Bir Adım Kadar Yakın - Nurhayat Turna | Kitap Alıntısı

 

Yeni kitabımdan sizlere bir alıntı getirdim, yakın zamanda yayınlamaya da başlayacağım. Umarım siz de benim kadar seversiniz. 🥰

••

Acı dayanılmazdı.
Dayanması gerekirdi, dayanmalıydı. Hayallerine kavuşmaya bir adım kalmışken pes edemezdi. Ama hissettiği o acı, dayanılacak gibi değildi. Sanki bacağını saran bir ateş vardı ve yanıyordu. Sendeledi. Gelen hamleden kaçarken sol bacağına daha fazla yüklendi.
"Kahretsin."
Uğultular kulaklarını doldurdu, onda bir terslik olduğunu sezmiş gibi tribünleri dolduran seyircinin gözlerinde gördüğü artık heyecan değildi, hayal kırıklığıyla kaplanmış gözler üzerindeydi. Lanet etti.
Rakibi kazandı.


Ankara Kitap Fuar Gezisi

 

Bir fuarı daha geride bırakırken gülerek hatırlayacağım çok anım oldu. Ankara kitap fuarı aşırı eğlendiğim bir fuar oldu. Hava güzeldi, fuar alanı tıklım tıklım doluydu ve inanılmaz kalabalıktı. Alana gidip dışarıdaki kuyruğu görene kadar iyi yetiştim diye düşündüm ama o kuyruk az biraz tedirgin etmedi değil. İmzasını almak için koşa koşa geldiğim yazarlarıma yetişmem gerekirdi demi. Bu arada her birinize bayılıyorum çok güzelsiniz! 🧿

Böyle ender anlarda şansımın döndüğü nadir olaylar oluyor. Bir baktım ablam orada yapıştım hemen cağnim çilek ablam Yasemin @birtutamcilek 'ın yanına, biraz hal hatır sormalar hasret gidermeler.

Fuarda kitap fiyatları internet fiyatlarından bir tık daha pahalıydı. Kitap almaktan ziyade dostları ziyarete geldim ben. Tanıştığım birbirinden değerli yazarlar her birinin samimiyetle yaklaşıp sıkıca sarılması çok güzeldi. Her birine tekrar teşekkürler.

En unutulmaz anım tabisi Esra @hayallerin.kitapligi ile olanlar. Birbirimizi kaybetmediğimiz an yok, 2 dakika ya bir bıraktığım yerde durmaz mı insan ki benim için de geçerli bir, aniden puf kayboluyoruz. Tabi daha tanıdık sima var mı diye etrafa bakmakla da zaman geçirdim hiç karşılaşmayı ummayacağım kişileri karşımda buldum.

Sona doğru keyif kaçıran ufak tefrek şey de oldu hani ama umursanacak şeyler asla değildi. Finalde eve dönüşte yolda bana çarpan ve yüzüğümün düşmesini sağlayan eleman, senin de ödünü kopardım sorry, yüzüğüm diye bağırmam herkesi durdurdu, sanki tam tur altın yüzük alt tarafı teneke ama refleks 🤭 Sonra metroda benim binememem birbirimize Esra ile dramatik bakışımız kahkaha atmalarım. Çok keyifliydi çok güzeldi. İyi ki gittim, ne iyi geldi. 😍

Kasım'da Neler Yaptım?


Sevgili okurdaşlarım, sene bitiyor sene. Koca bir seneyi de yedik hadi hayırlısı olsun. 🥰

Bir Ayın Özeti seçkisi ile daha buluştuk. Kasım inanılmaz hızlı geçi, bie göz açıp kapayana kadar aha da Aralık oldu. Yeni heyecanlar da yaşandı tabi öncesinde burada bahsetmedim ama Instagramda bulunmamın yıl dönümünü de geride bıraktım. (12 kasım gibi dahil olmuşum buraya ve yine unuttum paylaşmayı.) Neyse efenim izlemesi minimum olup okuması çok olan bir ay oldu. Ben verimimden memnun kaldım, iyi oldu elleşmedim. 😄


OKUDUKLARIM;

Altı kitap bitirdim ve okuduğum devam edern seriler harici birinin ikinci sezonu bitirdim diğer iki manhwaya başladım.

• Oyunbozan 2,5-3/5
• Vahşi Topraklar 4/5
• Kuralsız Oyun 3/5
• Aşk Meleği'nin Belirtileri 5/5⭐
• Bir Parça Sonsuzluk 3/5
• Crimson Nehri 4,5-5/5

Ayın favori kitabım kuşkusuz Aşk Meleği'nin Belirtileri, o kadar eğlendim o kadar güldüm ki anlatamam. Bu kitabı yazar iyi ki yazmış çok güzeldi. Cisimsiz bir aşk meleğin başına açtığı dertleri okuyoruz kitapta, kendini peri diyarında bulup aşk dağıtacakken ufak bir aksilik yaşıyor ve kaçmak durumunda kalıyor derken adaya ilk gelip de gördüğü üç yakışıklı perinin tutsağı oluveriyor. Kadere baaaak kimleeer kimlerle beraber, vay be. Neyse alın okuyun. Ha bu arada kitap ters harem yani bence okuyup seversiniz zaten serinin giriş kitabı olduğu için ne oldu ne olacak onu görüyoruz. Ben bayıldım.

• Just Twilight, seri devam ediyor ve heyecan dorukta. Final olduğunda bu seriye uzun ve detaylı yorum yazacağım.
• Childhood Friends Complex, ilk sezonu bitti. Yeni sezon gelsin diye yolunu gözlüyorum. Çocukluk arkadaşlığı üniversite yılına ulaşınca işler değişip birbirlerine aşık olmaları yok mu? Geçmişte saklanan sırlar varmış, bir şeyler olmuş çok güzel gidiyor seri. Yetişkin okura hitap ettiğini de söyleyeyim.
• I'm Dating a Psychopath, bu seri de yetişkin okura hitap ediyor. Tetikleyen pekçok unsur var, detaylar can sıkcı ama paikolojik olarak karakrerlerin ruhsal durumunun iyi olmadığını söyleyeyim. Buna da yorum gireceğim.


Yeni bir heyecana da soyundum, hızlı bir giriş olmadı öncesinde araştırma yapıp iskeletini kurarken detaylara ihtiyacım vardı. Evvelden beri zihnimde bir yer edinen o kurguyu sonunda yazmaya atıldım. Mafya kurgusu benden de okunur ama dimi. 👉🏻👈🏻 Aslan beyciğim karanlık bir adam ama adı mavi olan birine tutulacak. Gökçin tekvando da ülkemizi en iyi şekilde temsil ederken talihsiz bir sakatlık yaşayacak sonrasında da karşısına çıkacak adamla hayatı değişecek. Eee beklerim efendim Bir Adım Kadar Yakın okumaya sizi. 💙


DİNLEDİM;

Ay boyunca hatta Bir Adım Kadar Yakın yazmaya başladığımdan beri full bu şarkıyı dinliyorum. Tam olarak Aslan ve Gökçin'i anlatan bir şarkı.





Crimson Nehri - Devney Perry | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Crimson River
Kitap Adı : Crimson Nehri
Yazar Adı : Devney Perry
Seri Bilgisi : The Edens #5
Çevirmeni : Meryem Çelikten Çağlar
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4,5-5/5

Böyle kendinizi güvende hissettiğiniz kitaplar seriler vardır, benim için de Edens Serisi öyle. Beşinci kitapla okuyanları mest edeceğini peşinen size diyeyim. 🥰

Kardeşlerden Lyla Eden de sıra, onun hikâyesi de diğer kardeşlerin hikayeleri kadar sürükleyici ve karakterlere aşık edecek türde. Kızımız tüm hayatını Quincy'nin küçük bir kasabasında geçiriyor, üniversite bitiminden beri kendine ait kahve dükkanını işletiyor. Fazlasıyla işkolik ve kafesini seviyor, işletmeyi kendi başına idare edebildiği için gurur duyuyor ve ailesinin dışındaki her türlü sosyal hayatından feragat ederek tüm zamanını burada geçiriyor. Ablası darbe yapıyor sakin ilerleyen hayatında ve uzun zamandır kendini kafeye kapatmasına bir son vererek kendine zaman ayırmasını sağlıyor. Lyla kabul ediyor ve ormanda yürüyüş yapıyor . Derken her şeyin başlangıcı o saldırı gerçekleşiyor. Kim olduğu belirsiz tanınmayan bir adam karşısına çıkıyor ve bu yabancı saldırıyor. Yaşadıkları karşısında sarsılıyor, yaralı ve duygusal olarak çökmüş bir şekilde, yine sığınağı olan yere, kafesine çekiliyor.

Vance Sutter yıllardır peşinde olduğu adamın yaptıkları ve işlediği suçu öğrenmek ve yakalamak için yakaladığı ipuçlarına tutunarak Quincy'ye geliyor. Eden Kafenin eşiğinden içeri girdiğinde hayatının değişeceğini elbette bilmiyor. Peşinde olduğu kişiye de ulaşma yolundaki anahtarın Lyla olacağını da bilmiyor. Görür görmez ilk dikkatini çeken yer, mavi gözleri oluyor, sonrasında boynundaki izler. Elemanımızın bir polis memuru olduğunu da söyleyeyim. Başına açtığı işler sebebiyle görevden uzakta sözde tatilde ama başka işler peşinde. Geçiçi olaram geldiği yerde kalıcı olacağından habersiz Vance'in Lyla'ya âşık oluşunu okumak isterseniz kitabı size tavsiye ederim. 😍


Karakterler arasındaki kıvılcım ilk karşılaştıkları andan itibaren yoğundu. Güçlü, her ikisinin de dünyasını sarsan bir tutkuyu paylaşırlar, tabi o esnada da birbirlerine aşık da olurlar. Vance'in gizlediği çok şey vardır Lyla bunu bir süreye kadar göz yumar sonra gidip yengesine öter ki bence ilk anda demesi gerekirdi ama olsun erik gibi kütür kütür eleman bulmuş sessiz kalması bir şey olmaz. 👉🏻👈🏻 Okumayı istediğim bir iki sahne daha vardı, Eden ailesiyle tanışan Vance, Sutter ailesinim haberimin olmadığı Lyla. Yani elemanın ailesiyle arası açık ok sebepleri mantıklı vs de ana babasın oğlun evleniyor falan bir insan merak etmez mi? Neyse.

Düğümler çözülüp Vance'in kendi hayatına dönme zamanı geldiğinde Lyla'nin söz istemeyip onun gitmesine izin verme erdemjne bayıldım. Lyla benim en sevdiğim kadın karakterlerden biri. Efenim, karakterlerimiz arasında cereyan eden duygular ilişkiye dönüp gelişmesi, saldıran kişinin kimliği hakkındaki gizem hikayesiyle harika bir kitaptı. Hikayeyi sevdim, gerçeklerin ortaya çıkışı, duyguların gerçekçi oluşunu sevdim ve bana hissettirdiklerini de sevdim. Kasım ayının son okuması Crimson Nehri keyif alarak severek okuduğum bir kitap oldu.

Unutmadan, serideki diğer çiftleri yeniden mutlu şekilde kocaman bir masanın etrafında çocuklarıyla aile yemeğinde okumak çok güzel bir histi. Eski arkadaşlarla karşılaşmak gibi bir şeydi. Sıradaki kital Mateo'nun, deli gibi merak ediyorum. Ufak bir kalp kırıklığı var bizimkinde vee uff hikayesine bakış için ufak bir kesit okuyoruz. En erken ne zamansa kitabı okumamız gerek.

Kitapta emeği geçen herkesin ellerine sağlık takılmadan hızlı bir şekilde soluksuz bir okuma oldu. Teşekkürler. 💐

Gözüm kapalı seriyi öneririm ben size. 🥰
Tavsiye etmesi benden, okuması da sizden. 💋
Sevgilerle.

LYLA EDEN son birkaç yılını kardeşlerinin âşık olmalarını izleyerek ve kendini işine adayarak geçirmişti. Art arda yüzüncü iş gününde kız kardeşi bir darbe düzenleyerek onu kendi kafesinden kovduğunda, başka bir alternatifi olmadığı için Lyla en sevdiği yürüyüş parkurunda koşmaya karar verdi.

Ormanlık alandaki derede bir adamın ellerindeki kanı yıkadığını gördü. Bir an adamın yüzüne bakarken, bir sonraki an adamın elleri boğazına sarılmıştı. Ancak mucizevi bir şekilde adam onu serbest bıraktı.

Derinden sarsılan Lyla, olayı yerel polise bildirdikten iki gün sonra Vance Sutter, elinde sayısız soru ve lekelenmiş bir rozetle kasabaya geldi.

Vance, sert ve yakışıklı olsa da peşine düştüğü adam kadar gizemliydi. Üstelik Quincy’den çok kısa süre içinde gidecekti. Yine de bu durum, Lyla’nın ona ilgiyi durdurmasına yetmiyordu.
Vance ne kadar kaçınmaya çalışsa da aralarındaki çekim göz ardı edilemezdi. Lyla’dan uzak durması seçenekler arasında dahi değildi. Yıllarca bir çıkmazın peşinde koştuktan sonra Lyla, onun kariyerini karartan davayı çözmesi için elindeki tek ipucuydu.
Bu yüzden Lyla’nın adımlarını yeniden ve birlikte takip edeceklerdi. Yaralı adamı, Lyla’nın kanlı bir nehir kenarında karşılaştığı adamı bulmak için..
(Tanıtım Bülteninden)

Bir Parça Sonsuzluk - Harriet Reuter Hapgood | Kitap Yorumu

 

Özgün Adı : The Square Root of Summer
Kitap Adı : Bir Parça Sonsuzluk
Yazar Adı : Harriet Reuter Hapgood
Çevirmeni : Belgin Selen Haktanır
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Baskı Yılı : 2017
Kitaba Puanım : 3/5
Keyifli ama beni bir tık zorlayan bir kitabın yorumuyla geldim.

Farklı bir konusu var, ilgi çeken karakterleri ve hikayesi var. Okuma sürem uzun bir zamana yayılsa da keyif aldım.
 
Gottie, hayatı karmakarışık genç bir kadındır. Büyükbabasının ölümüyle başa çıkması, sakladığı erkek arkadaşıyla ilişkisini toparlaması, kardeşiyle olan iletişimini düzeltmesi gerekiyor. Bunca hengamede de nefes almaya çalışması da gerekiyor. Bir de üzerine büyükbabasına ait olan odaya taşınan çocukluk arkadaşının dönüşü var. Başıni döndüren bir döngünün parçası haline gelmiş. Elbette ki değişimlerin değişikliklerin de farkında. Kendi dünyasında kendi alanında işlerin garipleştiğini fark ediyor. Solucan delikleri görüyor kızımız, zaman alanında alternatif gerçekliklere seyahat edebiliyor.

Kitapta beni en çok etkimeyen şey Gottie'nin yas süreciydi. O kısmın anlatımının güzel şekilde aktarıldığı gerçekçi hissettirdiğini söylemek isterim. Biraz da üzüp gözlerim doldu da diyebilirim. Büyükbabasının ve hayatındaki diğer insanların kaybıyla başa çıkması, olaylar karşısındaki eylemleri veya durup bir şey yapmayarak eylemsizlikleri tarafından kurulan, bozulan kişisel ilişkileri, Gottie'nin yaptığı her şeyi benim için gerçekçiydi.

Dürüst olmam gerekirse, kitaba başlarken böylesi bir kurguyla karşılaşmayı beklemiyordum. Yani kalp kırıklığı plan genç yetişkin, keder ve romantik bir hikayeyi okumayı beklerken bambaşma bir hikaye karşıma çıktı. Hani sevmedim değil ama başımı döndürdü.

Spekülatif kurgu, fizik ve bilimle harmanlanan bir kitap. Zaman yolculuğu ve bilimsel teori kısmı heyecanlandı. Farklı bir zamanda yeniden okuyacağım bir kitap olarak not düşüyorum kitaba. Siz bu tür tarz kitapları seviyorsanız kaçırmayın derim ben.
İşte birini sevmek tam da böyleydi.

Birinin yasını tutmak.

Karadeliğe benziyordu.

Biraz da sonsuzluğa.

Matematik dehası Gottie H. Oppenheimer zaman kaybetmektedir. Hem de ciddi anlamda.

Sıkıcı sahil kasabasında hayat iyice zorlaşınca, bir anda oluşan tuhaf boşluklarla zaman akışı kaybolur ve Gottie solucan delikleriyle geçmişe gider:

Büyükbabası Grey’in öldüğü yaza.

Grey’in cenazesinde elini bile tutmayan Jason’a âşık olduğu öğleden sonraya.

Çocukluk arkadaşı Thomas’ın taşınıp gittiği, onu elinde bir yara ve hafızasında boşlukla bıraktığı güne.

Bu yaz Grey hayatta olmasa da Jason ile Thomas geri dönmüştür ve Gottie’nin geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği iç içe geçip sonsuza dek değişmek üzeredir.

“Acı, aşk ve büyümeye dair bir roman.”
-Kirkus Reviews-

“Aşk hikâyesi ile geçmişin, bugünün ve geleceğin bir araya geldiği, okunmaya değer bir öykü.”
-The New York Times-

“Kayıpla şekillenen hayatlara dair akıllardan çıkmayacak bir hikâye.”
-NPR-

“Aşk, ölüm ve yas sürecini anlatan, heyecan verici bir çıkış romanı.”
-USA Today-

“Aile ilişkileri ve kalp kırıklıklarını okurlara bir gencin gözünden sunan, dillerden düşmeyecek bir öykü.”
-The Bookseller-

“Harriet Reuter Hapgood’un romanı zamanın tüm yaraları iyileştireceğinin kanıtı niteliğinde.”
-Buzzfeed-

“Zamanda yolculuğun aşkın vazgeçilmez bir parçası olduğunu kanıtlayan bir roman.”
-Mashable-

“Kalp atışlarınızı hızlandıracak şaşırtmacalarla örülü destansı bir aşk hikâyesi.”
-Kami Garcia, The New York Times çoksatan yazarı-

“Okurların kalplerine dokunacak bir hikâye.”
-Booklist-

“Hem akla hem de duygulara hitap eden bir gençlik romanı.”
-Bulletin of the Center for Children’s Books-

“Sıradışı karakterlerin bir araya geldiği, romantik, merak uyandırıcı ve harika bir üslupla yazılmış bir roman.”
-Leila Sales-

(Tanıtım Bülteninden)

Aşk Meleği'nin Belirtileri - Raven Kennedy | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Signs of Cupidity
Kitap Adı : Aşk Meleği'nin Belirtileri
Yazar Adı : Raven Kennedy
Seri Bilgisi : Heart Hassle, #1
Çevirmeni : Zeynep Yurt
Sayfa Sayısı : 272
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 5/5
İnanılmaz komik ana karakterimiz var.
Birbirinden baş döndüren erkolarımız var.
Aşk tanrısı erosun elemanı karakterimiz.
Entrikaya ucundan dokunan, cinsel gerilimi tavan olan o kitap.
Ve kitabımız ters harem (kitap bu türün en hafif olanı diyebilirim). Fantastik.

Aşk Meleği'nin Belirtileri kitabına kadar ben harem türüne mensup olan kitaplardan hiç okumadım. Birini severim öbüründe kalır aklım diyerek aşk üçgeni de okumamışımdır şimdiye kadar. Ben, bu seriden devam, ben aşık oldum dostlarım. Bakın, bu kitap o kadar eğlenceli o kadar çok güldüm ki yüzüm gülmekten acıdı.

Raven bu sefer karşımıza bambaska bir hikaye ve konuyla geldi. Bizim hatun seviyor böyle masallardan uyarlayayım kitap aşk tanrısı vs vs. Midas'dan sonra bir aşk meleğini kaleminden onun anlatımıyla okumak o kadar eğlenceli ki aklıma geldikçe gülüyorum. Çok eğlendim.

Olayın aşk meleği olan güzel kızımızın başına gelecekler, çenesini ve kendisini tutup ondan belleneni yapsa başına iş açmayacak ama işte ille de doğrusunu diyecek! Çiftlere aşk, flört dokunuşları ve şehvet hediye ediyor bizim ki, tabi günümüz koşullarında aşk onun aşina olduğu aşktan çok uzak ve bu kızımız sinirlendiriyor. Derken birden geri çekilip hizaya getirilmek için ona ceza/görev veriliyor. Bu sefer de bir falso vermemesi gerek yapması gerekeni yapacak ve peri prensini birine aşık edecek. Ama o şerefsiz nasıl şerefsiz! Kızımızın hamlelerini fark edip kendi sihir gücüyle karşılık veriyor. O da nesi? Bizim kırmızı kanatla afeti devran meleğimiz artık gözle de görülüyor. İmdat!

Adaya ilk geldiğinde gördüğü 3 seksi erkek Genfin (bir peri ırkı) tarafından esir tutuluyor. Üzerine bir de casus olduğunu düşünüp iple bağlamazlar mı? İmdat! 3 birbirinden farklı mizaçta erko, 3 afeti öhhööö. Ne diyordum, iyi beyler kendileri. Bizim kızı casus şeytan demezler mi? Bizimkinin cismi varken ismi de bu 3 erkomuzdan geliyor, Emelle. Siz Emelle ve onunkilerinin hikayesini okumak ister misiniz? Bence okuyun, çok güleceksiniz.


Emelle'in tanıştığı üç erkek ilk başta ona kaba dabranan Ronak (en dikkatimi çeken) cilveleşmelerini sırıtarak okuduğum Evert (buna düştüm fena pat küte!) nazik, şefkatli kişiliğiyle en sakini ve en ufak cinsel imada yüzü kızaran Sylred okumak fazla fazla keyifti. Ronak'ın başının altından çıkan bu üçünü alaka eden bir hikayeleri var o ıssız adada olmalarını sağlayan ve o kısımları okurmen hiiii bencillll diyorsunuz ama erko gibi erko. Düşülür buna da, merak etim ben buna veririm. Sey kalbimi 😏 heyaaatımi veririm istesin yeter!

Emelle'nin hayalleri gerçek olup birine dokunmanın ne demek olduğunu anlarken aşık olmaya da hevesli. Uzuuuun bir süre bunu beklemiş, verdiği tepkiler her şeyi ilk defa denerken hissettikleri çok samimiydi. Beni inanılmaz eglendirdi. Fazla hazir cevap fazla cesur fazla cazip bir de başını belaya sokmasa fazla kışkırtıcı. 🤤 Tabi bu kendini muhafaza ettiği kılıfları. Uzun bir süre yalnız olan ve kendi kendine konuşan birinin bir anda cisme bürünüp birileriyke iletişimde olması yalnızlığını paylaşması temelde düşününce insanı üzüyor hele o sona doğru olan birkaç sahne var bir hüzünlenmedim desem yalan olur.

Serinin ilk kitapi olduğu için karakterlerk tanıdık olayları gördük ve de kim kimdir ne olmuş hikayeye hakim olduk. Bundan sebep önemli bir karakter gelişimi ilk kitapta yok, serinin diğer kitaplarında bunu muhtemelen okuyacağız. Yalnız benim aklım birini seçersem öbürüne kalacak. Ne yapacağız şimdi 👉🏻👈🏻
Genele bakarsam çok keyifli bir kitaptı. Hızlı okudum çok güldüm fazla eğlendim, komik, hafif bir kitap. Eğleneyim güleyim kapam dağılsın derseniz aradığınız kitap bu. Tabi türü seviyorsanız okuyun!

Tavsiye etmesi benden, okuması sizden. 💋
Keyifli okumalar 💐

Beni öldürse bile kendi gerçek aşkımı bulacağım.

Aşktan sorumlu olmanın epik bir iş olacağını düşünürsünüz değil mi? Yanlış. Tamam, ben bir Aşk Meleğiyim. Bu yüzden insanların yüzlerine Şehvet üfleyebilir, gösteriyi izleyebilir ama gerçek anlamda katılamazdım. Zamanla sıkıcı oluyor, bana güvenin.

Aynı şey aşk için de geçerliydi. Dişçide şekersiz lolipop dağıtır gibi aşk dağıtabilirdim ama kendim için birazcık bile alamazdım. Görünmez, yalnız ve acı içinde olduğum bu hiç bitmeyen öbür dünyada sıkışık kalmıştım.

Evet, muhtemelen dışarıdaki berbat çöpçatanlıktan ben sorumluydum ama bir kızı suçlayabilir miydiniz?

Görünüşe göre Aşk Tanrısı patronlarım suçlayabilirdi çünkü Peri Diyarına sürgün edildim. Üstelik buradayken, yanlışlıkla bir peri prensine Aşk Okları ile saldırdım. Ancak durun, o bunu hak etmişti.

Beklemediğim şey, prensin misilleme yapması ve beni fiziksel boyuta taşımasıydı. Evet, doğru. Bu Aşk Meleği, gerçek bir bedene sahip oldu ve bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Şimdi biraz almak için benim sıramdı. Aşktan bahsediyorum. Anladınız siz...

(Tanıtım Bülteninden)

Kuralsız Oyun - Jaci Burton | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Taking a Shot
Kitap Adı : Kuralsız Oyun
Yazar Adı : Jaci Burton
Seri Bilgisi : Play by Play #3
Çevirmeni : Gizem Muştu
Sayfa Sayısı : 336
Yayınevi : Nemesis Kitap
Baskı Yılı : 2015
Kitaba Puanım : 3/5
Sonunda keyif aldığım kitaba denk geldik dostlarım, seriye veda ederken ben sevebildim sonunda birini. Serideki en iyisiydi bence bu kitap.

Jenna'ya kızdığım oldu yalan yok ama genele vurunca sevdim ben ikiliyi. Jenna, hayatın ona sunduğuna boyun eğerek yapması gerektiği, hissettiği her şeyi yapmak için elinden gelenin fazlasını ortaya koymaya çalıştı. Aile işinin sorumluluğu omuzlarına düştüğünde kendi hayatını geri plana almaya zorladı kendini. Kardeşleri hayallerinin peşinden giderken onda sorumluluklar vardı. Kendini akışına bırakıp yaşaması gerekeni yaşadı.

Ty'a gelelim şimdi. Hokey pistinin yıldızı kendisi... Tyler Anderson *çığlıklar çığlıklar* Onu sevdim, gerçekten durdurulamaz sekilde elemana düştüm ben. Şey akıllı bir bey kendisi, tatlı, tutkulu, düşünceli, anlayışlı. Bir de seksi 👉🏻👈🏻 Kayarken altındaki buzun erimemesine şaşırdım! Alev alır diye beklemedm değil *şaka* Jenna'yi düşürmek icin baya dil döktü esasen dil dökmesine gerek yoktu ama ona varmış işte. Ağzı fena laf yapıyor elemanın.


Jaci Burton kurguyu iyi kuruyor fakat yazarken okuruna yansıtırken  bir yerde çuvallıyor. Ama şu var seri ilerledikçe kalemi oturuyor hani, daha da iyi olmuştur muhtemelen ve biz bunu bilemeycez. Çünkü altı tane kita olan seriyi biz üçle veda etmişiz. Ya hak vermiyor da değilim iki kötü kitap ile başlayıp üçüncüde diğerlerine göre daha iyi bir kitap olsa da elbette ki devamı gelmez. Şans işte. Bir de yazar bence hokey hayranı, detaylar fazlaca gerçekçiydi, oyun olsun taraftarlarla alakalı olan yazı kısmı olsun gerçekti.

Ben kitabın genel havasını sevdim. Ailenin bir araya gelmesi Jenna, Tara ve Liz'in haftalık birlikte yedikleri öğle yemekleri, arsız ve komik şakalaşmalar eğlenceliydi okurken keyif aldım. Şaşırtıcı! Sadece Ty ve Jenna'nın ilişkisinin gelişmesini görmedik bu kitapta, önceki kitaplardaki karakterlerle de birlikte vakit geçirdik, daha iyi şekilde hissettirilerek yazılmıştı bu kısımları. Ve onların hayatlarına kısa bir bakış atmak da iyiydi.

Sonu için de olması gereken bir final ile kitaba ve seriye veda etmiş olduk. Yapımda ve yayımda emegi geçene selam olsun. Ve size ben de sonsuza kadar veda ediyorum, umarım okuyacak birini bulur ve size verebilirim.
Bir oyunu kazanmak istiyorsan, önce onu oynamayı göze almalısın!

İki erkek kardeşi sporcu olan Jenna Riley, ailesine ait, sporculara yönelik çalışan barı işletmektedir. Spora bu denli bulanmış hayatında en son ihtiyacı olan şeyse sporcu bir sevgilidir. Hayatını adeta esir alan maçlar, kazanma hırsı, disiplin ve rekabet gibi kavramlar onda kaçma isteği uyandırmaktadır. Yine de bunu hiçbir zaman yapamaz. Aile işletmesinin ona ihtiyacı vardır. Onun oyunu da budur. Kuralları bellidir. Kendisinden çok ailesi için yaşamak zorundadır.

Hokey pistlerinin yıldızı Tyler Anderson, Jenna'yla tanıştıktan kısa bir süre sonra, onun aslında istediği hayatı yaşamadığını anlar. Ona yakınlaşıp zamanla güvenini kazanır ve yapması gereken şeyin ne olduğunu Jenna'ya gösterir. Jenna artık cesaretlidir. Tyler'dan aldığı güç sayesinde kendi yoluna gidecektir.

Gidecektir. Ama gidemez. Bir şeyler değişmiştir artık. Onca zaman içinde taşıdığı arzularının yerini tamamen başka beklentiler almıştır. Oyunun kuralları değişmiştir artık. Hem de sonsuza dek.
(Tanıtım Bülteninden)