KGBT 18. Tur || Karanlığın Külleri - İlknur Birdal || Kitap Yorumu

Yazar: İlknur Birdal
Yayınevi: Ppostiga Yayınları
Sayfa: 424
Yıl: 2015
Kitaba Puanım: 5

Evet, kitap yorumuma geçmeden önce kitabın turunun düzenlendiği 
Kitap Gurmeleri ile Blog Turları - KGBT ekibinin bu tur etkinliğiyle konuk olarak karşınızdayım. Beni ekiplerine konuk ettikleri için bir kez daha teşekkür ediyorum :*


“Afra isminin anlamını biliyor musun?” dedi Afra durduk yere.
“Ne alakası var şimdi?”
“Eğer anlamını bilseydin senin karanlıktan aydınlığa çıkış yolunun da ben olduğumu bilirdin.” Tek kaşını alayla yukarıya kaldırdı. “Umarım bana geç kalmazsın Devrim, çünkü sonunda o karanlığa ömür boyu mahkûm kalabilirsin.”
“İddialıyım diyorsun yani?” Suratında geniş bir tebessüm peyda oldu ve gözbebeklerinin içi neşeyle parladı.

***

Bedeninin acısını hissetmiyordu. Ama kalbi... İşte o, tüm ruhunu tüketircesine acıtıyordu. Aşk... Sadece can yakıyordu.

***

“Bedenimin herhangi bir yerinde kalbime gizli bir geçit yok güzelim. O yüzden dibime dibime sokulmaktan vazgeç.”

***

“... Seni adam sanan kalbimden, kollarına muhtaç olan bedenimden nefret ediyorum. Bu odayı, yaşananları sakın unutma. Karanlığın külleri burada cehennem ateşiyle raks etti. Yanan ben oldum ama sana söz veriyorum yakan da ben olacağım.”



 Devrim Demir çok acılar çekmiş, geçmişine takılı kalarak geleceğini karartmış biri. Çektiği ve çekeceği acıları olduğunu düşünen, kaygıları olan ve en çok korkuları olan bir adam. Bir önceki ilişkisi felaketle sonuçlanmış. Sevdiği kadının intiharıyla kendini sorumlu tutuyor. Hasta oluşu ve tedavi görmesi Selin için yetersiz bir hal almış, Devrim’in tek etmesiyle de intikam almak adına ölümü seçmiş. Devrim suçu kendinde bularak uzun bir süre enkaz halinde yaşamış. En sonunda ailesinden kopuk bir hayat süren, her gece farklı kadınlarla olan bir adam haline gelmiş. Suçu kendi üzerine çekip vicdan azabıyla kavrularak karanlığa sarınmış.
Afra Acar da tam o anda çıktı ortaya. Yaklaşamamanın çaresizliğiyle sevdiği adamı uzaktan izlemeye mahkûm olan bir kadın Afra. Her ne kadar güçlü bir duruşu olduysa da, sevdiğinden duyduğu kötü bir sözle parçalara ayrılmaya oldukça müsait. Her ikisininde geçmişle hesaplaşmaları, geleceğe dair kaygıları var ve zaman her şeyin üstesinden gelebileceğini bir kez daha kanıtladı.
Afra, bir güneş olup Devrim'in hayatına doğarken Devrim gerçekleri göremedi. Korkup kaçtı ama en sonunda -onca bocalamasına ve Afra'nın kalbini kırıp kadını üzmesinin sonunda- aşkı fark etti, tattı ve gerçekliği karşısında boyun eğebildi.
Afra Acar'da taktir ettiğim yegane özelliği cesur oluşuydu. Korkmadan aşkını haykırmak her yiğidin harcı değil. Bir adamı uzun zaman sevmek ve sevdiği adamı başkalarıyla görüp de sevmeye devam etmek nasıl başarılınır benim bilmediğim bir şey. Gölge olup, attığı her adımında, gerisinden takip etmek ne denli acı verir az buçuk tahmin edebilirim sanırım.
Kitabı anlatmam gerekirse bunları söylerdim sanırım. Aslında bana hissettirdikleri çok daha derin ama detay vermemem gerek. Zira kitabı komple anlatabilirim.
Kırgınlıklar, kızgınlıklar, can yakmalar, göz yaşları, umut, neşe... Ve galip gelen aşk. Kitap biterken tadı damağımda kaldı diyebilirim.
Yazarın ikinci kitabı ve ilk kitabından ise ben Karanlığın Küllerini daha bir çok sevdim. Hem anlatımı oturmuştu hem de bir olgunluk katmıştı yazar kalemine ve damağıma yayılan tat daha bir enfesti. Kitabın edit kısmında gözden kaçan birkaç hata vardı sanırım ama telafisi olan şeyler bunlar, sonraki baskılarda düzeltilebilir. Ve kapak! Kapağı ilk gördüğüm zaman pek hoşlanmadığımı itiraf edebilirim fakat baskı hali çok farklı. Okurken arada dönüp kapağa baktığım doğru. Afra'yı anlatan bir kapak olmuş.
Karanlığın Külleri kitabının baş karakteri Devrim Demir, yazarımızın ilk kitabı Satılık'ta geçen bir karakterdi. Ve yaşadıklarının daha detayını - ipucu vermemek için baya susuyorum ;) - Satılık kitabını okuyarak derinlemesine öğrenebilirsiniz.
Satılık belki konu itibaren dikkatimi pek çekmemiştı ama Karanlığın Külleri ondan bir tık daha iyiydi. Hata baya iyiydi. Konusu işlenişi ve anlatımı ben daha çok sevdim. Karakterlerin yerlerine kendimi koyunca kitapla daha derinden özdeştim ve şu kadarını söylüyorum. Yazara da kalemine de bir şans vermeniz gerekiyor. Kendini kanıtlayan anlatımı ve gittikçe gelişen bir kalemi var. bunun takibinde olmak daha bir güzel tabi ki.


Bir adam, küllerinden yeniden doğabilir mi? Ve bir kadın, zifiri karanlık bir yüreğe ne kadar dokunabilir?

Kalbini korumak için acımasız birine dönüşen bir adam ve aşkı için savaşmayı seçen bir kadın. Afra ve Devrim'in amansız mücadelesi…

Amansız bir mücadeledir aşk; kendinle savaşırsın, duygularınla savaşırsın, sevdiğinle savaşırsın. Bir an gelir ayrılıkla savaşırsın. Acısıyla, yokluğuyla, özlemiyle savaşırsın. Amansız savaşın hiç bitmez aslında. Âşık olduğunda savaşmayı göze almalısın.

"Seninle ben olmayacak Devrim biz olacağız. Bir bütün olacağız. Hem de öyle güzel olacağız ki, bakan hayran, duyan âşık olacak."
(Tanıtım Bülteninden)










2 comments:

  1. Bu güzel yorum için çok teşekkür ederim canım 😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben teşekkür ederim :d Böylesi güzel bir serüvene ortak ettiğin için :D

      Sil