Nisan'da Neler Yaptım?



Epeeey gecikmiş geçen ay neler yaptığım paylaşımını atıp kaçacağım.

Üç mükemmel ✨bence✨kitap okudum. Bir dizi bitirdim, birini yarım bıraktım. Ne zaman devam ederim bilmiyorum. Bir de rom com film izledim. Haklarında bir ara bahsederim fikrimi ya da siz izlersiniz ne bileyim. 🙈 Eee çanta bitmiyor, bitmeyecek galiba kaç aydır elimde süründü.

Sizler nasılsınız, ben eh işte öyleli böyleli.

Canavarımın Kanı - Rina Kent | Kitap Alıntısı



Bu kez delici bakışlarına çekilmekten başka bir seçeneğim de yoktu.

Vahşi gözlerinin acımasız sertliği beni olduğum yere mıhladığı an anladım.

Bir insan silahı gibi görünüyordu.

•••

Yeni bir Rina hatun üçlemesi ile yine bizi kendine çekecek karakterler. Canavar üçlemesinin ilk kitabı Canavarımın Kanı, beklentimi karşılayacağına eminim, henüz ortalara ulaşmış olsam da bu eleman tam benim kalemim. Türünün hakkını verir şekilde kurgular ile hayranız efendim. 😍
Neyse ben Kirill bey ile olan randevuma dönüyorum.

Siz daha önce Rina Kent kitabı okudunuz mu?
Dark romance türü kitapları seviyor musunuz?


Sable Zirvesi - Devney Perry | Kitap Yorumu


Özgün Adı : Sable Peak
Kitap Adı : Sable Zirvesi
Yazar Adı : Devney Perry
Seri Bilgisi : the Eden’s #6
Çevirmeni : Meltem Çelikten Çağlar 
Sayfa Sayısı : 368
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2025
Kitaba Puanım : 5/5 ★
(Derin bir soluk verir.)

Bu seriyi sevme nedenim, aile fertlerinin birbirine ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın sıkıca bağlanıp birbirini sonsuz güven duyması ve desteklemesidir.

Aslına bakarsanız kasaba hikayesi şeklinde ilerleyen serilerde tatmin eden en sevdiğim seriye veda etmesi de bir tık üzdü. Ve iyi bir seriyi okumuş olduğumuzu final kitabı bitiminde anlıyoruz. Edens’lara veda etmeyi istemiyordum galiba ki ayrılık fikri de hoşuma gitmedi ama seride favori kitaplarımı peşi sıra okurum onları özledikçe.

Seri genelinde ismi geçtiğinde merak ettiğim bir karakterdi Mateo ve ailede uyum sağlayamayan yabani bir çocuk gibi görünüyordu. Eh hâliyle bu da ilgi çekiyor, sıra onun kitaba gelince de heyecanla merakla soluksuz okuma isteğini içinize yayıyor.

Bir bebeği olduğunun haberi alan Mateo soluğu Alaska da alıyor. Evine, kasabaya dönerken de bekar bir baba olarak bebeğiyle dönüyor. Küçük kızı ve kendine yeni bir hayat kurmaya gerek ve bakın ki karşısına kim çıkıyor? Vera. Kızımız erkoyu ilk gördüğü andan beri seviyordu ki Mateo onun varlığından habersizdi... Eh tabi bizimkinin bir itiraf meselesi de vardı. Gelen itirafla değişen şeyler olur tabi, mesela Mateo’nun Vera’ya olan kör gözü açılır ve kızı artık görmeye de başlar.

İkisi birlikteyken mükemmel, ayrı kaldıklarında ise eksiklerdir. Yapboz parçaları misali bir arada olduklarında anca tamamlanırlar. Bakışmalar, yan yana gelelim diye uydurulan bahaneler, ufak dokunuşlar derken en sonunda harlanan kimyalarıyla yavaş ilerleyen bir yolculuktu onların aşkı.

Kitabın odak noktasının baba ve çocuk olmasını daha çok isterdim bu arada, bekar bir baba romantizmi okuyacaktık ve daha dolu dolu anlatım olmasını ya da bir tık daha uzun olmasını isterdim ben. Vera’nın geçmişi hakkında daha zemine sağlam basan bir kapanış da beklerdim yalan yok. Buna rağmen ben kitabı sevdim. Seriye şöyle bakınca daha az sevdiğim kitap da oldu, çok çok sevdiğim kitap da var. Bir sıralama yaparsam ikinci kitap Juniper Tepesi her daim serideki en favori kitabım olacak. Sable Zirvesi de üçüncü sırada yer alıyor.

Serinin bitmesine bir şey diyemiyorum,her güzel hikayenin bir sonu vardır ve bu seride de o sona ulaştık. Yolculuk güzeldi yol da güzeldi, dâhil olduğumuz hikayeler de birbirinden güzeldi ama öyle ama böyle rüya bitti. Emeği geçen herkesin emeklerine ellerine sağlık. Güzel bir serüvendi.

Siz de kasaba kurgusu seviyor aile fertlerinin hikâyesi kitapları okuyayım şöyle güvenli liman olarak da rafımda tutayım derseniz Edens serisini GÖZÜM KAPALI öneririm. Bir şans vermeli ve okumalısınız.

Tavsiye etmesi benden, okuması sizden. Şimdiden keyifli okumalar. 💋
Vera Gallagher düzen arayışındaydı. Hayatı dört yıldır normal değildi ve daha önceki yılları hatırlamak bile istemiyordu. Geçmişe dönmenin yalnızca acı vereceğini düşünüyordu. Annesi, ona hayatın kırılgan olduğunu öğretmişti ve yeni kazandığı özgürlüğünün bir saniyesini bile boşa harcamamaya kararlıydı.

Bazıları için Mateo Eden’a duyduğu aşk zaman kaybı olabilirdi. Ya da ona hiç ilgi göstermemiş bir adama olan aşkını aptallık olarak kabul edebilirlerdi. Ancak Vera için ya Mateo olacaktı ya da kimse olmayacaktı.

Mateo yakışıklıydı, çekiciydi, zekiydi ve ailesini tıpkı Vera gibi tüm kalbiyle seviyordu.

Mateo belki de onu asla görmeyecekti. Belki de Vera, hayalini kurduğu o normal hayata kavuşmak için fazla yaralı ve yıkılmış biriydi. Belki de sırları, onları her zaman ayıracaktı.

Yine de Vera onu sevecekti. Mateo fark etse de etmese de.

(Tanıtım Bülteninden)


İzledim, okudum...


Mateo ve Vera ikilisiyle Edens serisine veda ederken, buna hazır değilmişim yahu, bir burukluk üzerimde. Kitabı bitirdim, keyifli bitti ve Knox (Juniper Tepesi kitabının karakteri) hâlâ zirveyi korurken, en minnak Eden zirveyi zorlayarak serideki aşık olduğum ikinci erko olmayı başardı. Mateo, Vera’nın ışığıydı ve bizim kız bunu epey söyledi. "Parıldayarak karanlığı yok eden bir yıldızdı." Bence de öyle. Kesinlikle bulunduğu ortamda parlayan bir bey kendisi, neyse ne diyordum, tamam. Kitaba uzun bir yorum gelecek ve ben kendimi toparlar toparlamaz gevezelik ettiğim kısmı düzeltip sizinle yorumumu paylaşacağım.

Bir de uzun zamandır Türkçe altyazısını aradığım Fallen dizisi vardı. Buldum da, hatta ilk dört bölümü izlemiş ve gerisini sonraya bırakmıştım. Heh, onu da bitirdim. Biliyorsunuz ki ülkemizde çevrilen Düşüş kitabının uyarladığı dizi olur kendisi. Daha öncesinde serinin filmi olmuştu, konuyu işlemek görsel bazda efektlerin sahiciliği dersek film daha ağır basıyor, ama dizi başlı başına güzel olmuş. Oyuncular daha uymuş beğendim ben.

Benden havadisler böyle, sizden ne haber?

Şeytanla Dans - Lorraine Heath | Kitap Yorumu


Özgün Adı : In Bed with the Devil
Kitap Adı : Şeytanla Dans 
Yazar Adı : Lorraine Heath
Seri Bilgisi : Scoundrels of St. James #1
Çevirmeni : Buse Barış Katı
Sayfa Sayısı : 400
Yayınevi : Arkadya Yayınları
Baskı Yılı : 2025
Kitaba Puanım : 4/5
Historical romance türü seven okurlara müjde. Lorraine Heath'ın bizde çevrilen ama devamı gelmeyen serisi, St. James'in Alçakları sonunda tamamlanacak. Burada Arkadya Kitap'a kucak dolusu sevgilerimi sunuyorum. Teşekkür ederim, bu türün okuru olarak.

St. James'in Alçakları beş kitaptan oluşan bir seri ve ilk kitabı Şeytanla Dans, beklentimi karşılayan bir hikaye ile beğenimi kazandı. 

Catherine, arkadaşının problemli evliliğinden haberdar olsa da bu durum karşısında susar. Bir zaman sonra sınırın aşılmasıyla birlikte karşı karşıya kaldığı bu duruma sessiz kalamaz, çünkü Winnie kocası tarafından kötü davranışa maruz kalması katılanılır kısmı aşmıştır. Bizim kız ise arkadaşını bu herifin kötü davranışından kurtarmaya karar verir ve olaya müdahale etmeye atılır. Herkesin parmağını ısırarak ismini andığı ödünü kopartan Şeytan diye anılan adama meyleder.

Şöyle bir nokta da var ki elemanın gerçekte unvanın sahibi olan esas varisin olmadığını düşünürler de diyemezler. Bizimki de tam olarak o elemandan, Claybourne Kontu Lucian Langdon'dan yardım istemeye kafasına koyar. Yıllar öncesinden hayranlıkla karışık cesaretle izlediği elemanın ilgisini çekmesi de hep bir köşede beklemektedir. Eh zaman o zaman diyerek bir cesaretle adamın dikkatini çekmeyi gerçekleştirmeye kararlıdır.

Lucian, yani Luke hayatı sokaklarda geçmiş bir adamdır, geçmişte yaşadıklarından dolayı (hâlâ daha etkisini taşırken hisleri düşünceleri onda ruhunda kalan yaraları vardır.) hayatı tümden değişmiştir. Günün birinde, gecenkn de bir vaktinde kütüphanesinde bir kadın onu bekliyordur. Dük kızı olan Leydi Catherine onu şaşırtacak bir teklife sahiptir.

Ondan istenen teklifle şaşkınlığa uğratan erkomuzun cevabı ne mi olur? Dahası bizim cesaret timsali olan kızın teklifi nedir? Onları bekleyen hikâyeleri nasıl ilerleyecektir? Bu ve daha pekçok sorunun cevabı da kitapta saklı. Neler oluyor neler, ben bunları size elbette söyleyemem. Sizlerin kitabı alarak okuyup kendinizin görmesini isterim.

Uçuk kaçık teklifi kabul etmeler, aristokrasiye hazırlanmasında kızın yardım etmesi, eski defterlerdeki kalp kırıkları, şeytan doye kötüdür kesin bu adam diye düşündüğü adamın nasıl iyi çıkması derken aşka düşülmesi adamın kıza içinin gitmesi derken kapılıp gideceğiniz bir kitap.

Luke ile Catherine'i biraz daha fazla okusaydık da olurmuş hani, yazar biraz daha uzatsaymış kitabı daha da güzel olurmuş. Birbirlerine olan duygularını daha da uzun uzadıya anlatıp yaşamalarını okumak keyifli olurdu. Genel olarak keyifle okuduğum bir kitap oldu, her duygusu kararında her olayı yerli yerinde bir kurgusu var. Benden iyi bir puan kaptı. Heyecanla serinin ikinci kitabını bekliyorum. Türü sevene ve bu türe şans vermek isteyene önereceğim bir kitap.

Önermesi benden okuması da sizden. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 💐
Şeytanla dans etmenin bedeli cehennemi mesken etmektir.

“Her zaman, bir aziz yerine bir şeytan ile sevişmenin bir kadını daha çok tatmin edeceğine inanmışımdır."

– Leydi Catherine Mabry

Ona Şeytan Kont diyorlardı; tehlikeli Londra sokaklarında büyümüş bir düzenbazdı ve cinayetle suçlanıyordu. Serserilere has yakışıklılığı ile bilinen Lucian Langdon ile yan yana gelmek, haysiyetine düşkün terbiyeli kadınların cesaret edebileceği bir şey değildi.

Leydi Catherine Marby uzun zaman önce kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş becerikli bir genç kadındı. Ancak arkadaşının hayatının kendi ellerinde olduğunu hissediyordu ve onu kurtarmak için şeytanla bile pazarlık etmekten çekinmezdi.

Anlaşmaları, sosyal etkinliklerde fısıltılara konu olacak, dahası ikisinin da hayatını tehlikeye atacak kadar ciddiydi. Tehlike yaklaştıkça Catherine doyumsuz tutkulara sahip bir adam, Lucian ise hayran olunası cesarete sahip bir kadın ile karşı karşıya olduğunu anlayacaktı.

“Heath kalbinizi çalıyor, sonra sizi sevinç gözyaşları dökeceğiniz bir yolculuğa çıkarıyor.”

Christina Dodd

“Lorraine Heath’in derinlikli romantik hikâyeler konusunda usta olduğuna şüphe yok.”

Washington Post

Lorraine Heath

New York Times ve USA Today çoksatan yazarı Lorraine Heath, her zaman bir yazar olmayı hayal etmişti. Teksas Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra eğitim kılavuzları, bir reklam ajansı için basın bültenleri, makaleler ve bilgisayar kodları yazdı ama onun için bir şeyler hep eksikti. Okuduğu bir aşk romanıyla birlikte sadece bu türe bağlanmakla kalmadı, aynı zamanda yazılarında neyin eksik olduğunu da hemen fark etti: asiler, alçaklar ve düzenbazlar. O zamandan beri aşk romanları kaleme alan yazar RITA da dahil birçok ödüle aday gösterildi.

(Tanıtım Bülteninden)


Düşler Krallığı - Judith McNaught | Kitap Alıntısı


“Sen delisin!” diye bağırdı Jenny; göğsü körük gibi inip kalkıyordu. ”Şeytansın!”

”Sen de bir fahişesin canım,” diye cevap verdi Royce son derece vakur bir tavırla. Sonra ödü patlamış gibi görünen rahibe dönüp acele etmeksizin:”Hanımefendi ile ben evlenmek istiyoruz,” dedi.

Dindar adamın yüzünde gülünç bir ifade belirdi; sanki duyduklarına inanamamıştı. Üstünde beyaz renkte rahip elbiseleri ile Dominik rahiplerinin giydiği siyah cüppe vardı. Şaşkınlıktan çok, nezaketten bir adım geriye çekildi, huşu içindeki manastıra girmeleri için onlara yok verdi. ”S-söylediklerinizi yanlış anladım galiba efendim,” dedi.

“Tam tersi, doğru anladınız,” dedi Royce; bir yandan içeriye doğru ilerlerken Jenny’i kolundan çekiyordu.

••

En sevdiğim kitaptan kikirdeyerek güldüğüm bir alıntıyı paylaşayım dedim. Kitabı aklıma sokan @maddoctorbet kuzucuğuma gelsin. 🥰
Siz Judith McNaught kitaplarından hangilerini okudunuz?




Oyuncak Mezarlığı - Emre Gül | Kitap Yorumu


Kitap Adı : Oyuncak Mezarlığı 
Yazar Adı : Emre Gül
Seri Bilgisi : Oyuncak #2
Sayfa Sayısı : 432
Yayınevi : Guardian Yayınları
Baskı Yılı : 2025
Kitaba Puanım : 4/5
Serinin ilk kitabını çok beğenmiştim, biliyorsunuz. Bu kitabı da sevdim, eksiklikler olsa da keyifli bir okumayı geride bırakırken yorumu anca getirebildim.

Efendim bilindiği üzerine kitap ikili anlatımla okurun beğenisine sunulmuş, bir katilin ağzından dinliyoruz olanları bir de Noa adlı karakterimizden. Kasabaya geldiğinden beri geçmişin intikamı peşinde koşan katilin yaptıklarını ve yapacaklarına şahitlik ediyoruz. Kendince bir adaleti, günahkâr olarak gördü insanları öldürerek biletlerini kesmesi var katilin, eh bir de masum olanları da ardan çıkarıyor bu dengesiz ruh hastası.

Yazarımız nefret edilesi bir karakter ortaya koymuş ve bu konuda başarılı olduğunu da söyleyebilirim. Nefret etmek ne kelime, mide bulandıran cinsten kendini beğenen esasen bir bok olmayan bir herif kitabın içerisinde. Öyle ki her okur olarak bize sarf ettiği kelimelerde karşılık olarak baya ana avrat kulak çınlattım 👉🏻👈🏻 ve şey evet bir tık rahatsız edici bir aşağılama vardı ama nefret edilesi bir karakter olduğu için bunun kaldırılabilir olduğunu düşündüm.

Kasabada işlenen cinayetler varken alınan tedbirlerin yetersizliği inandırıcılığı bir tık düşürüyor. Polisler bu konuda zayıf kalıyor, kamera kayıtları yeterli değil, cinayetler de planlı deniyor fakat spontane gelişenler de var. Katil bize caka satarken kendini de kandırıyor belli ki. Serinin bir sonraki kitabında bu bahsettiğim kısımları daha güçlü şekilde mantığa yatan açıklamalar ile toparlanırsa serinin en iyi kitabı üç olabilir. İlkini çok sevdim, ikiyi beğendim. Üçüncü kitabı ise sabırsızlıkla bekliyorum.

Okuduğumuz seri iyi insanların olduğu bir kitap değil. Her insanın içinde kötülük olduğu ve sınırı geçince geri dönülmez şekilde karanlığa gömüldüğü anlatılıyor temelde. Türü seviyor, bu tarz kitapları okumaktan keyif alıyorsanız öneririm. Bir şans vermek istiyorsanız da seriye başlayın derim.
BAZI SIRLAR SİZİ ÖLÜME GÖTÜRÜR, BAZILARI SUÇ ORTAĞI YAPAR. BİR KATİLİN SIRRINA ŞAHİT OLMAK İSE HER İKİSİNE YOL AÇAR.

Bir insanın kıyameti, ancak ölüm vakti geldiğinde koparmış. Bir kasabanın kıyameti, içinde yaşayanların günahlarında yatarmış. İşte bu yüzden Ravebelg Kasabası’nın kıyameti ben olacaktım.

Ama siz hâlâ o aptal beyinlerinizin içinde benim kötü olduğumu söyleyen kahrolası sese kulak veriyorsunuz. Söyleyin bana. Katilsin, deyin. Suçlusun, günahkârsın, deyin. Hepiniz gerçeği biliyorsunuz. Yakın bir zamanda öğrendiniz. Geçmişimin karanlığına pusmuş gölgelerin feryatlarını işitiyorsunuz artık. Zaten bu yüzden susuyorsunuz. Beni hâlâ ifşa etmemenizin sebebi tam da bu, öyle değil mi? Suç ortağım olmaktan korkmuyorsunuz çünkü bu kasabanın geçmişine gömülü sırların açığa çıkmasını istiyorsunuz. Zira kötü kalpler, ancak sırlar gün yüzüne çıktığında aydınlanır. Peki öyleyse... Bana yardım edin.

HER ŞEY SONA ERDİĞİNDE BU KASABA YALNIZCA OYUNCAK MÜZESİ DEĞİL, KURBANLARIMIN MEZARLIĞI DA OLACAKTI. OYUNCAK MEZARLIĞI

(Tanıtım Bülteninden)


Edens Sersi - Devney Perry | Kitap Alıntısı


Benim için güvenli diyeceğim serinin sonuncu kitabına da kavuştuk. Her bir kitabında her bir hikayesinde beni kendine bağlamış ve sevgimi sonuna kadar kazanmıştı. Serinin sonunda bizleri bekleyen serüvene bir kez daha kapılıp hep birlikte hikayeyi yaşasak mı? 🥰🥰

Sizlere seriden alıntılar da paylaşayım. 😍

Bazen yanlışı ya da doğruyu seçmek diye
bir şey yoktu. Olay, yanlışın içindeki doğruyu seçmekti.

• İndigo Dağı


Tanrım, pes etmek istiyordum. Bir insan, elleri kaymadan önce ipin ucunu ne kadar tutabilirdi? Bir kadın parçalanmadan önce kendini ne kadar bir arada tutabilirdi?

•Juniper Tepesi


Yaralarım çoğunlukla iyileşmişti ama bu acıyı yeniden yaşamaya hazır olduğum anlamına gelmiyordu. Çok zordu.

•Garnet Ovası


Biz bir fırtınaydık. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda kaybolmuş iki ruhtan ibarettik.

•Jasper Vadisi


Lyla’nın eli benimkine kaydı.
Tek bir dokunuş.Baş döndürücü düşünceler durdu. Hayal kırıklığı azaldı. O göz kamaştırıcı mavi gözlere baktım ve dengeyi buldum.Lyla elimi tuttu, ben de onunkini.Cormac geçmişi çirkin renklerle yeniden boyamaya devam ederken onu dinledik.

•Crimson Nehri
 

Mart'ta Neler Yaptım?


Mart ayı kabus gibi geçti. Direkt anlamı bu, başlangıcı güzeldi keyifliydi ama sonu, raydan çıktı. İki basılı kitap, bir Wattpad kitabı ve üç devam bölümleri bekleyip okuduğum manhwa serileri ile ayı geride bırakırken kabus bitmiyordu. Nisan da bir o kadar korkunçlu geçiyordu. Bir uğursuzluk bir negatiflik bir basiretsizlik bir uyuşmazlık var ama hayrolsun.

Oyuncak Mezarlığı çok beğendiğim bir kitap oldu, yorumu hafta içi paylaşacağım spoilersiz şekilde. 🙏🏻 Asosyaller Gezegeninde Aşk benlik değilmiş beni rs'ye soktu kötü oldu. Cordelia Bir Aşk İksiri Trajedisi sevgili @maddoctorbet bebişimin kalemi. Aşırı eğlenceli aşırı keyifli fantastik mük bir kitap. Arada kızı yiyorum neler olacak diye spoiler de yoluyorum güzel oluyor 😍 mahwa kısmında Üçü de bebeklerim, serilerden bir ara detaylı size bilgiler veririm.

Mafyanın Dadısı olan sezon finali verdi, ek bölümler de gelmiş ille de okuyun derim güzel bir seri 😍



Elveda Deme Bana - Nurhayat Turna | Öneri


Elveda Deme Bana düzenlemeye devam ederken ufak bir alıntı paylaşayım dedim. Okumak isteyeni Wattpad/sonsayfasihayat profilime beklerim. 🥰

•••

Tanrım! Ensesinin karıncalanmasından izlendiğini biliyordu. Kızarmanın yanında bedenindeki karıncalanma ve uyuşmayla şaşırırken bir yandan da verdiği tepkiye sinirlendi. Kaşlarını çatarak ters ters bakmak için yeniden Gökay’a döndü. Ama sonrasında neden kızacağını unuttu. Masum masum bakan, dudak büken adama ne diyecekti. Hem kalbine ne oluyordu, neşeyle cıvıldadığı bu şarkı da neyin nesiydi? Daphne, hayalinde canlandırdığı kendini azarladı.

“Sabahları bir melek değil de cadı oluyoruz demek ki.” Mırıl mırıl konuşuyordu Gökay ve Daphne ne dediğini biraz geç anladı.

“İyi ya, yakışır işte!” Diye düşünmeden cevap verdi. Ardından pişman oldu ama asla belli edecek değildi.

“Neye yakışır?” Gökay’ın şaşkınca sorduğu soruya güldü.

“Şeytanın yanına.”


Aşkın Sihirli Formülü - Melissa Keil | Kitap Yorumu


Özgün Adı : The Secret Science of Magic
Kitap Adı : Aşkın Sihirli Formülü
Yazar Adı : Melissa Keil
Çevirmeni : Gizem Başaran
Sayfa Sayısı : 304
Yayınevi : Dex Yayınevi
Baskı Yılı : 2018
Kitaba Puanım : 3/5
Dahi olan kızımız ile sihir numaralarına meraklı elemanın hikayesini merak eder miydiniz?

Karakterlerimizin, lise bitirdikten sonrası için bir planları yoktur. Ne yapmak istediklerine dair de bir fikre sahip değildir.

Sophia zeki olmasına, araştırma makaleleri okumasına, akranlarından çok önde olmasına rağmen, hayatında yaşadığı bir sorunu vardır. Kızımız zekasıyla ne yapmak istediğine dair henüz bir fikri sahip değildir. Bu kadar bilgili ve zeki biriyken elini attığı işlerde başarısız olmaktan, yeteneğinin boşa gitmesinden de ödü kopar, en büyük korkusu da budur.

Joshua ise Sophia'ya karşı içinde yıllardır biriktirdiği büyük bir hayranlık vardır. Onunla nasıl tanışıp iletişim kurmakla alakalı sürekli bir planlar yapar. Hatta bunu hırs hâline getirerek (dikkatini çekmek idi esas niyeti ki tanışıp kızı kendine karşı hisleri beslemesine sebebiyet versin) video oyunları oynar, gelecekte pek bir işe yarayacağını bilse de sihirbazlık üzerine yoğunlaşır, numaralar yapar.

Üniversite için kaygıları korkuları acaba bana ne olacak düşünceleri içerisinde olan Josh için Sophia'ya olan aşkına tutunmak onun için en kolay kaçış olur. (Erkomuz sorulardan kaçmak için bahane bularak kıza tutunması ile başlayan iletişim ilişkiye dönüp ilerlemesini durumundan hoşnut kaldım.)

Sophia'nın hissettiği kaygıları ve etrafındaki insanlardan kopuk olması, Josh'ın kıza olan hislerinin uçsuz bucaksız olmasıyla hareket etmesi kitapta okunur kılan yerdi. Pek çok değinilmeyen yerler vardı, aileler kısmındaki eksikliklerdi mesela gözüme çarpan onun haricinde fizik konusunda bilginin yoğunluğu da bir yerden sonra boğdu ve okurken hikayeden kopmama sebep oldu. Bazen de tahammül etmekte zorluk çektiğim Sophia'nın "diğer kızlara benzemiyor" havası vardı, gözlerimi devirdim durdum. Hani buna gerek yoktu, kendi kendine yeterli kafar farklılıklara sahip bir karakterdi, keşke yazar bunda biraz dengeli olsaydı. Bir de sonu aceleye getirilmemis olsaydı daha iyi olurdu sanki. Öyleli böyleli bitti işte kitap. 🥰
Sophia

Beyni hesap makinesi kadar hızlı çalışan gerçek bir dâhi. Ama dâhi olmak, hayatın sıradan sorunlarıyla başa çıkmasına yetmiyor. Nasıl yapıldığını çözdüğü ama kim tarafından yapıldığını çözemediği tatlı sürprizler, kafasındaki tüm formülleri işe yaramaz hale getiriyor.

Joshua

Bütün zamanını sihirbazlık numaralarıyla ve Sophia’nın kalbini nasıl kazanacağına dair planlar
yaparak geçiriyor. En büyük numarası felaketle sonuçlanınca, bir dâhiyi kendine nasıl aşık
edeceğinin formülünü aramaya başlıyor.

Sihirbazlıkta Olduğu Gibi, Aşkta Da Zamanlama Her Şeydir.

“Bu İki Dışlanmış Dâhinin Dayanılmaz Çekimleri Çok Zekice, Komik Ve Sihirli.”

Lawrence Leung

“Sophia Ve Joshua’nın Hikâyesi Beyninize Ve Kalbinize Kazınacak.”

Will Kostakis

(Tanıtım Bülteninden)

Oyuncak Mezarlığı - Emre Gül | Kitap Alıntısı



Noa’nın bazı hislerinin olduğunu biliyordum ancak geçmişte kaldığına, artık beni sevdiğine inancım tamdı.
Aptalmışım meğer. Beni kandırmaktan başka bir şey yapmamış.
Yalancı. Yalancı!

•••

Serinin ikinci kitabını da soluk almadan okuyorum. O kadar sürükleyici ve heyecan dorukta ki bu kadar seveceğim ne yalan söyleyeyim beklemiyordum. Serinin üçüncü kitabı için şimdiden merak doluyorum. 

Siz Oyuncak Müzesi serisini okudunuz mu? Yazardan en sevdiğiniz kitap hangisi?

Selfish Romance - Gyogyo Park | Öneri Manhwa


Bu seriyi seviyorum, okuması ayrı keyifli eğlenceli.

Efenimm bugün size şükela bir manhwa serisi ile geldim. İki karakterimiz de eski sevgililerinden muzdaripler ve onları unutmuş da değiller. Dümenden bu ikili bir araya gelmişken hadi miş gibi yapalım da onlar görürse ayyy be yaptık desinler diye bir aradalar. Ama işte evdeki hesap çarşıya uymayınca kalplerde kıpırdanma olur.

O kadar tatlı bir seri ki gerçekten çok keyif alıyorum. 45 bölüme kadar ilerledi ve seriyi sunsetmangaaa sitesinden okuyorum. Güncelde olduğunun da haberini vereyim, romantik bir seri. Okumanızı da tavsiye ederim. Seri final verince de detayıyla yeniden yorumu paylaşırım. 🥰🥰

Şimdiden keyifli okumalar dilerim. 🥰


Şubat’ta Neler Yaptım?


Şubat da bitti iyi mi? Ve Ankara'ya kar yağmadı! Yağmıyor arkadaş hava buz ama kar yok, güneş geliyor soğuk ama kar yok 😔 neyse.

Efendim, Şubat ayı bilançom beylleeeee 🤗
Bence bu performansım güzel, iyi idare ettim ben. 👉🏻👈🏻

5 kitap okuyup bitirdim, yorumunu sizlerle paylaştım. Devam eden serileri bölüm biriktirip kaldığım yerden devam ettiğim 4 manhwa da görsellerde gördüğünüz. Final olmalarını bekliyorum sizlerle yorumumu paylaşmak için. 👉🏻👈🏻

• Yangın ★
• Yoksa Hâlâ Bekar mısın?
• Güneşin Dokunuşu
• Ateşin Vaadi
• Oyuncak Müzesi


Efendim, Elveda Deme Bana kitabımı düzenlemeye devam ediyorum. Bu sefer hataları azaltarak bölümleri uzatatak ilerliyorum. Bu hâlini daha bir sevdim, serinin devam kitapları da var. Kitaplarımın isimlerini sonunda hatırladım 👉🏻👈🏻 KBS ve SYB ilk kitap bitimiyle birlikte hız kesmeden devam edeceğim kitaplar. Not etmiş olayım buraya da.

Parça motifli ördüğüm çanta içime sinmeyince söküp baştan lale çanta ördüm ve bitirdim. Yana kaydırarak da ördüğüm çantalara bakabilirsiniz. Bir taneye de yeni başladım yuvarlak yukarı çıkıp sonradan süsleyeceğim. 🥰

Oyuncak Müzesi - Emre Gül | Kitap Yorumu


Kitap Adı : Oyuncak Müzesi
Yazar Adı : Emre Gül
Seri Bilgisi : Oyuncak #1
Sayfa Sayısı : 480
Yayınevi : Guardian Yayınları 
Baskı Yılı : 2024
Kitaba Puanım : 4/5
Yazardan okuyacağım ilk kitap değildi Oyuncak Müzesi ve son olmayacağını da biliyorum. Kalemindeki gelişim ve her kitabında bir öncekinden ileriye gitmesini izlemek de başka bir keyif.

Oyuncak Müzesi ile beklentiye girdim. Okuduğum yorumlarla birlikte epey bir beklenti oldu bende ve son sayfayı çevirip kitap bitince o beklentiyi karşıladığını söyleyebilirim. Gerilimi güzel vermişti, gizemi ilgi çekici katili merak uyandırıcıydı.

Huzurlu ve küçük bir kasaba olan Ravebelg kasabasında, kasabaya gelen ve yerleşen kurbanlarını seçen ve seri cinayetler işleyerek huzuru yok edilen bir hikayeyi okuyoruz kitapta. Bir katilin bir de kasabada yaşayan bir kadının ağzından anlatılıyor hikaye. Katil olan kişi, ruhsal açıdan ciddi sorunu olan biri ile karşı karşıyayız. Kendini beğenmiş bir kişilik ve son derece de manipülatif biri. İlk kurbanında kıza yaklaşması kızın anne problemi ile yalnız kalması ile beynine girmesi onu hayatının sonuna götürmesi kısmında bu manipülasyonu görüyoruz. Her yaptığı için kendini doğru görüyor, her şeyi o biliyor mükemmel biri yaptığı işi de hak ettiklerini kasabanın huzurunun kaçması gerektiğini savunarak yapıyor. Tehlikeli biri. Okurken rahatsız eden pek çok sahne vardi ve kurbanları ile olan iletişiminde ağına düşürürken müdahale edebilmeyi gerçekten istedim. İşlediği cinayetleri kendi imzası olsun diye geride bıraktığı noktalar belirgin detaylar insanı tedirgin edecek cinstendi. Kısaca katil için oluşturulan karakter çok rahatsız edici bir karakterdi ve psikolojik sorunlar güzel yansıtılmıştı.

Bir diğer anlatıcı olan karakterimiz, Noa. Geçmişte kalan büyük bir kaybın ağırlığı altında eziliyor. Bu kaybın sorumluluğunu da kendinde buluyor, bundan sebep de ölmek istiyor ve katilin radarına giriyor. İlişkileri ne şekle evriliyor ve ne oluyor onu kitapta görüyoruz.

Eleştiri olarak gördüğüm bir iki nokta haricindeki gerçekten hisler olarak kurgu olarak karakter olarak beklentimi karşılayan bir kitaptı. Kasabadaki güvenlik açıkları, kameraların olmaması bence bir eksiklikti, her ne kadar ufak bir kasaba da, az da olsa bir kamera bir şey olurdu. Bu ufak görünen ama önemli olduğunu düşündüğüm detaylar işlenmiş olsaydı kitap on numara olurdu. Genele bakıp bütün olarak düşünürsek kitabı eksik yönleriyle birlikte sevdim. Ben serinin nasıl bir yerde noktalanacağı kısmını merak ederken ikincisini okumak için çoktan kolları sıvadım.

Tetikleyici unsurlar var, belli bir yaş altı okura hitap etmeyeceği detayını da iliştirerek gizem gerilim katil kitapları sevenlere okuyabilecekleri bir kitap olarak Oyuncak Müzesi'ni öneririm 
BUGÜNE KADAR TÜM CİNAYET HİKÂYELERİ KURBANIN AĞZINDAN ANLATILDI. BU KEZ HİKÂYEYİ KATİLDEN DİNLEMEYE NE DERSİNİZ?

Bir ölümle başladı her şey. Bir başka ölüm onu izledi. Ve bir diğeri...

İnsan ne dilediğine dikkat etmeli, zira kalbinden geçen hiçbir dilek gerçekleşmeden peşini bırakmaz, derler. Ben ölüm diledim. Ravebelg Kasabası ve içinde yaşayanlar için. Bu kasaba, benim oyun evim ve içinde yaşayanlar da koleksiyonuma saklayacağım oyuncaklarım olacak. Tüm bunlara şahit olmak isterseniz bunun geri dönüşü olmayacak.

İnsanın şahit olduğu her şeyden sorumlu olduğu söylenir. Sizler de benim hikâyemin tamamına şahit olmak üzeresiniz. Eğer neler olduğunu öğrenmek istiyorsanız sırrıma ortak olacaksınız. Bu da sizi suç ortağım yapacak. İstediğiniz şeyin bu olduğunu sanmıyorum.

GİDİN BURADAN, SADECE GİDİN.

BUNDAN SONRA YALNIZCA SIRRIM DEĞİL... HİÇBİRİNİZ GÜVENDE OLMAYACAKSINIZ. HİÇBİRİNİZ.

(Tanıtım Bülteninden)

Ateşin Vaadi - Amanda Bouchet | Kitap Yorumu


Özgün Adı : A Promise of Fire
Kitap Adı : Ateşin Vaadi
Yazar Adı : Amanda Bouchet
Seri Bilgisi : Kralseçen Günlükleri #1
Çevirmeni : Tuba Özkat
Sayfa Sayısı : 416
Yayınevi : Yabancı Yayınları 
Baskı Yılı : 2016
Kitaba Puanım : 4/5
Ateşin Vaadi her yönden dolu dolu bir kitap, fantastik arayana fantastiği veriyor romantizm arayana romantizm... Hâl böyle olunca da okuması keyifli hızlı biten bir kitap oldu. Aslında yıllar önce çıktığı gibi okuma planım vardı ama bekledim. Neyse geç oldu güç olmadı. 👉🏻👈🏻

Ateşin Vaadi, yöneticiler tarafından kendi çıkarları için kullanılmak istenen bir kadın kahramanımız var. Cat'in Kralseçen olması ile başına türlü işler açılır, aldıkları emirleri savaşçılara yakalanır. Sonrasında Kraliçenin huzuruna çıkarılır. Onu güç için mevki için kullanmak isteyenler de vardır. Griffin onlardandır. Cat'i barış sağlamak kendi çıkarına göre kullanmak ister, ancak hesaplandığı gelişmeler olur. Bir ömür süren zorluklar karşısında Cat'i ikna etmek de Griffin'e kalır. 

Okuduğum yorumlarda Cat için bir tık sinir bozucu olduğundan bahsedilmişti. Şey zaman zaman bu fikre katıldım ama genel olarak değil dedim. Hayat koşulları ona asla doğru yaşama biçimini öğretmemiş, kendi kendine öğrenmek zorunda kalmış bir karakter için karşılaştığı olaylar karşısında verdiği tepkiler karakter için en olur olanıydı.

Griffin için diyeceğim tek şey, kitabın içine ışınlanma işini gerçek kılmanın zamanı geldiği olur. Benim bu adamı tanımam gereken konular var. 👉🏻👈🏻 Griffin, her romantik okurunu tatmin edecek bir karakterdi. Cat'e kur yapması fazlasıyla eğlenceliydi, bayıldım.

Karakterleri sevdim. Her ne kadar Cat'in her fırsatta Griffin'e "senden nefret ediyorum" diye dolanıp, onunla savaşıyor olsa da ona karşı hisleri, hissettiklerine karşı gösterdiği direnci okuması da güzeldi. Yani kısmen diyebilirim. Griffin'i sevdim zaten, o bir başka boyuttu epey güzel yazılmış bir karakterdi. Tek eleştirim ilk kitap için gizem unsurunu bir tık daha fazla işlense olur. Bunu isterdim açıkçası. Her şeyde erkenden tahmin edilebilirdi ve hani biraz gizemli olunsaydı kitap daha keyifli olurdu. Cat'in yolculuğu iyi verilmiş bir kitaptı. Tahmin edilebilir bir yolculuk olsa da, onun hakkında okumak eğlenceli, bu yüzden aldırış etmiyorum.

BİRİNİN KADERİNDE YIKMAK VAR,

DİĞERİNİNKİNDE İSE İNŞA ETMEK.

Cat Fisa işkence dolu geçmişini ardında bırakmıştı ve bir sirkte kâhinlik yaparak gözler önünde saklanıyordu. Tanrıların ona biçtiği kaderden ve tehlikelerden uzakta son derece mutluydu. Ta ki büyüden yoksun güneyden gelen savaş lordu Griffin ortaya çıkıp da bildiği tek aileden onu zorla koparana kadar.

Beta Sinta olan Griffin, Cat’in bir kralseçen olduğunun farkındaydı. Yalanları doğrulardan ayırabilen bu kadını yeni fethettiği ülkesi için güçlü bir silah olarak yanında istiyordu. Ama çok geçmeden, onu istemesinin tek nedeninin büyüsü olmadığını fark edecekti. Güç, mevki, sadakat ve bağlılık vaatlerinin Cat’i ikna etmesini ise sadece umabilirdi.

Cat kimsenin oyununda piyon olmamaya kararlıydı, Griffin ise krallığını korumaya. Anlaşmazlıkları arkalarında bırakıp ufukta görünen savaşta sırt sırta verebilmeleri ise tüm diyarın kaderini belirleyecekti.

“Üst düzey bir romantik fantastik! Bu kitapta her şey var: cesaretli ve ateşli bir kadın, gizemli ve güçlü bir erkek, kumpas ve aksiyon dolu epik bir hikâye... Bu şahane karakterlere âşık olacaksınız. Bu kitap kesinlikle nefes kesici!” —Darynda Jones

“AMAN TANRIM! Epeydir bu kadar heyecanlanmamıştım… Ateşin Vaadi’ne bir şans verin. Söz veriyorum sonrasında bana teşekkür edecek, her yerde bu muazzam seriyi övüp duracaksınız. Tebrikler, Bayan Bouchet. Tebrikler.” —Romance Junkies

“Bouchet, Cat’in saygısız, utangaç ama her nasılsa neşeli bakış açısıyla macera dolu bir hikâye anlatıyor. Yunan mitolojisi üzerine ustaca inşa edilmiş bir dünyada geçen mükemmel bir fantastik romans.” —Kirkus

(Tanıtım Bülteninden)