Büşra Şahin - Göldeki Ev | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Büşra Şahin 
Kitap Adı: Göldeki Ev
Özgün Adı: *
Seri Sıralaması: *
Baskı Yılı: 2021
Sayfa Sayısı: 392
Yayınevi: Otantik Kitap
Kitaba Puanım: 5/5
Kırmızı, pembe değil!

Normal şartlar altında korku ile benim yan yana gelemeyeceğimi, beni tanıyanlar biliyor. Arada çeşitlilik olsun diye okuduğum birkac kitap elbette var fakat fazla tercih etmem. Tercihim ise konunun hakkını veren, esaslı yazılan kitaplar olur genelde. Göldeki Ev kitabı ise kesinlikle onlardan biri. Büşra Şahin'i Wattpad'de ismen duyduğum ama cesaret edip okuyamadığım biriydi, keşke daha öncesinde de okumuş olsaydım dediğim bir kalem şu anda.
Kitap her anlamda zengin içeriğe sahipti. Temelinde olan korkusuyla, kendini unutturmayan gerilimiyle, gizemli olayların çözümü esnasında ortaya çıkan macerasiyla, kıyısından bucağından tadımlık olarak yer alan aşkıyla doyurucu bir kitaptı. Ve benim en takdir ettiğim nokta ise içeriğinde işlenen Türk mitolojisiydi. Mitolojiye merakı olanlar bilirler aslında Türk mitolojisinde de ilgi çeken karakterler vardır. İsmini ele vermek istemediğim bir karakter var ki tüyler ürpertiyor. Bundan söz etmeyeceğim elbette, spoiler olur zira. Sadece nereden geldiğini bilmek ve kitabın önemli yerinin olduğunu ve bunun işlenmiş olmasını sevdiğimi dile getirmek istedim.

İzlenimi iyi olan şeylerin gerisinde mutlaka bir şeyler dönüyordur, görünürde olmasa da arka planda kalan bir şeyler mutlaka vardır. Esas kızımız Baria, bir avukattır. Geçmişinde kalan ve üzerinde travma bırakan büyük bir olayla yaşamaya çalışıyordur. Hayatında değişikliğe ve yeni bir başlangıca ihtiyacı vardır. Taşındığı yer sakin ve evinin göle bakan güzel bir manzarası vardır. Göl Evleri'ne adapte olup yerleşmesi sırasında kedisi Foxi soluk pembe renginde bir tasma bulur ve her şeyi tetikleyen anda o andır. Baria ve arkadaşlarının gördüğü şekilsiz gölgelerle başlayan macera onları bilinmezliğe mi sürükleyecektir? Hepsi ve daha fazlası kitapta!
Kızların dostluklarını çok sevdim ben. Her ne olursa olsun yan yana olmaları , her şeyin üstesinden gelecek cesaretleri kendilerinde bulmaları koşulsuz güvenleri çok güzel ve özeldi. Kitapta favorim budur diyeceğim bir karakter yok ama nefret ettiğim tek bir karakter (belki iki) var. Damla, bencil ve kötücül Damla. Kitabı okuyanlar anlar neden nefret ediyor oluşumu. Empati kurayım diyorum ama olmuyor, yaşadığı akran zorbalığı hayata karşı negatif bakışı herkese olan nefreti onu kötülüğün kucağına er geç atacaktı. Yaşadığı son beni tatmin etmedi, bin beter bir sonu hak ediyordu. Ona karşı öfkem çok fazla, çok. Baria, Rüzgar, Kayla, Deniz, Rüya, Ömer her biri için duygularım yüksekte ama en çok Rüya beni içine çekti, canım Rüya...

Karakterler abartılarak önümüze sunulmamıştı kitapta,  her birinin kendine göre bir kusuru vardı. Zaten olayların ilerleyişi birbirleri ile bağlantısı bu kusurlardan geçiyordu. Gölgeler, değişen kişilikler, var olmaması gereken kötücül karanlık... Bir yap-bozun parçaları gibi bir araya gelerek bütünlük oluşturuyor resmin genelini veriyordu. Göldeki Ev dinamik kurgusu bitmeyen heyecanı ve akıcı anlatımı ile elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Türk yazarlarımızın korku türünde hakkını vererek iyi eserler ortaya çıkarıyor olması büyük gurur kaynağı ve bunun için canım Büşra'ya teşekkür ediyorum.

Eğer ki korku türüne aşina ve seviyorsanız, Göldeki Ev'e bir şans vermelisiniz!

"Bizi izliyorlardı. Çarpık, orantısız ve şekilsiz gölgeler... İzliyor ve çoğalıyorlardı." 

Geçmişinde ciddi travmalar yaşayan Baria, yeni başlangıçlar için göl kenarında bir eve taşınır. Başta her şey yolunda ve sıradandır; hayatında kolilerden taşan eşyalar, sık sık ziyaret eden dostlar ve yoğun iş saatleri vardır. Derken gölgeler bir bir görünmeye başlar. Oyun hamurunu andıran biçimsiz bedenler, birbirine bağlanan eşyalar, geçmişle alay eden melodiler ve gittikçe güçlenen uğursuz bir karanlığın çemberinde Baria gün geçtikçe bocalar.

Tik tak tik tak.

Çember daralıyordur ve Baria'nın, gölün dipsiz sularından kendisini koruması hiç bu kadar zor olmamıştır. “Sana zannettiğinden de yakınım. Ben her yerdeyim. Küvetteki izlerde, donmuş anlarda, yuvarlak yüzeylerde, her yerdeyim.

Her yerde, her yerde, her yerde…
(Tanıtım Bülteninden)


0 comments:

Yorum Gönder