Camilla Monk - Kusursuz Elmas | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Kusursuz Elmas
Kitap Adı: Camilla Monk
Özgün Adı: Spotless
Seri Sıralaması: Spotless #1
Baskı Yılı: 2017
Sayfa Sayısı: 372
Yayınevi: Dex Kitap
Kitaba Puanım: 5/5
Şimdiye kadar okumuş olduğunuz kötü adamları bir yana bırakın, eminim *bahse bile girebilirim* March gibi bir karakterle kesinlikle karşılaşmamışsınızdır. Okuyamama dönemine çakıldım diye dolanırken bitmesin diye uzata uzata ve kahkahalarla okuyup bitirdiğim hiç mi hiç ayrılmak istemediğim canım March'a veda ederken hakkında gevezelik etmeye geldim.

Bölüm başlarında olmayan kitaplardan alıntılar ekleyen yazarımız bizi ta ilk baştan kahkaha atmaya hazırlıyor. Kendime engel olamayıp yüksek sesle gülmem alışılmadık bir şey değil benim için ve bu kitap her bölümünde beni eğlendirecek güldürecek malzemeye sahipti. 

Hayal edin, işten yorgun bir şekilde eve geldiğinizi düşünün ve evinizde bir adam var. İlk etapta ev arkadaşınızın erkek arkadaşı olabileceğini tahmi ederken size ait evrakları düzenlemesi biraz şüphe uyandırır. Evet evet Island için durum aynen böyleydi. Island, okuduğu romantizm kitaplarındaki gibi aşk arayan hayatında şimdiye kadar hiçkimse olmayan ilginç kadın karakterimiz. Üşengeç ve pasaklı oluşunu dip not düşerken tetikçimiz olan kötü adamımız March'a dönmek istiyorum. Hani bildiğiniz gibi değil derken kesinlikle abartmıyorum, peşine düşüp bilgi edinmek için evine girdiği kişinin pasaklı evini hangi tetikçi temizler ki? Tabi o kişi March değilse.


Adamımız OKB hastası bir tetikçi. Fazlaca titiz ve trafik kurallarına da uyuyor! Benim şimdiye kadar okuduğum en eğlenceli karakterlerden zirvede, eh tek başına değil. Susmayıp olan biteni bütün çıplaklığı ile tüm içten duyguları ile bize ileten Island da benden tam puan aldı. Böyle bir arkadaşım olsa eminim her gün kahkaha krizine girer evi de pislik götürürdü o başka. 🤭

Kusursuz Elmas gerçek anlamda keyif alarak okuduğum bir kitap oldu. O kadar çok güldüğüm bölümler vardı ki, hangi bölümün favorim olduğunu tam olarak söyleyemem. Başlangıç ​​gülünçtü, ne oluyoruz diyerek merak ederken orta kısımda gerilimli anlara da şahitlik ediyoruz. (Çok fazla bahsedip spoiler vererek tat kaçırmak istemiyorum, serinin davamı gelmeyecek olsa da, ilk kitabı okumanızı öneririm.) Bitiş ise dinmeyen tansiyon tırmanıyor ve aksiyon eksik olmuyor, silahlar durmadan parlıyordu.

Annesinden miras kalan sırlar, yıllar sonra hayatının seyrini değiştirip ölümle burun buruna geleceğini eminim ki Island aklının ucundan dahi geçirmiyordu. Ne var ki aklımıza gelemyecek şeyler başımıza gelir düsturu bu kitapta da kader motifinde. Ehhem, kaçırılma, sorguya çekilme, kaçma teşebbüsü, kaçırılma ve başına gelen talihsizlikler, March tarafından kurtarılma (beni de kurtarsana bebişim bir şey denicem, söz rahatsız etmem seni) tekrar kaçırılma kurtarılma sırlar peşine düşme gerçeklerle yüzleşme derken bizim kız sen tut aşık ol! Uf! Aşık olunmayacak gibi de değil.

Dürüst olmam gerekirse, şimdiye kadar okumuş olduğum en keyifli kitaplardan biriydi. Fazlasıyla komikti, fazlasıyla istah açan bir kitaptı. Hemen hemen her karakterleri eğlenceliydi ve hepsine ayrı güldüm. Çılgın şapkalı adam beni tedirgin ederken Antonio ve Paulie'ye çok ama çok güldüm ve Kalahari 😍 ve Ilan 😍 çok çok tatlıydılar. Umarım Dex bir gün "ya şu seriye bir daha şans verelim yeniden çıkaralım" der de her biriyle yeniden bir araya gelebiliriz. Hiç olması beni inanılmaz üzdü.
Uzun lafın kısası, March ve Island'in bu keyifli ve macera dolu yolculuğuna eşlik etmelisiniz. Ikisi arasındaki kimya tutuşuyordu da beyfendi buz dolu su döküp durdu. Gerçi Island'a bir Stockholm Sendromu vakası yok değildi ama işin ucunda March gibi bir adam varken eminim hepimiz bu sendroma balıklama atlardık. Peki adamın kendi değer yargılarından dolayı son derece saygılı olduğundan bahsettim mi? Tamam anlatmıyorum, bu kısımdan sonrası spoiler olur. Merak eden varsa buyursun alsın okusun. Söz, pişman olmazsınız.
Romantik bir polisiye. Hem de çok komik!

Gündüzleri bilgisayar kurdu, geceleri romans bağımlısı Island Chaptal , New York ‘taki darmadağınık dairesine girdiğinde Bay Doğru ile karşılaşacağından bihaberdir.
Şey.. Aslında Bay Titiz desek daha doğru.

Hem son derece kibar ve yakışıklı hem de Obsesif Kompülsif Bozukluk hastası profesyonel bir tetikçi olan March'ın , Island'ın hayatına girdiğinde onu öldürmeye niyeti yoktur,en azından bir süre. Yalanlar kadar , dağınık çamaşır çekmecelerine de tahammül edemeyen March , Island'ın annesinin gizli bir örgütten yıllar önce çaldığı elmasın peşindedir. Başlarda Island annesinin sırlarına ışık tutmak için March'e yardım ediyor gibi yapar. Ancak ‘önce parçala sonra sorgula' mantığını benimsemiş başka bir tetikçinin önüne düşünce bir tek March'a güvenebileceğini anlar. March iyi ki vardır. ve yanında taşıdığı ipleri, silahları, bıçakları..

Kendi halinde bir hayat süren Island birdenbire Paris'ten Tokyo'ya uzanan nefes nefese bir kovalamacanın içine düşer. Annesinin vasiyetinde bıraktığı ipuçlarını takip ederek elmasın yerini bulmalıdır. Bu sırada bir erkeğe hayatında hiç olmadığı kadar yakınlaşacaktır. Ama bir tetikçiye aşık olmak kelimenin tam anlamıyla tehlikenin kendisiyle flört etmek demektir.
(Tanıtım Bülteninden)

☆☆
Mücevherler Serisi / Spotless
#1 Kusursuz Elmas / Spotless
#2 Beating Ruby
#3 Crystal Whisperer
#4 Butterfly in Amber
#4,5 Apache Strike Force



0 comments:

Yorum Gönder