Maskeli Günlükler Okuma Etkinliği #2 Hatice Kurtaran -Seni İstemiyorum | Kitap Yorumu



 Yazar: Hatice Kurtaran
Yayınevi: Mendirek Yayınları
Sayfa: 397
Yıl: 2015
Kitaba Puanım: 3


Bu evlilik ailesini kurtaran fakat kendisini öldüren bir anlaşmaydı!

İki aile arasındaki kan davasını durdurmanın tek bir yolu vardı ve artık kimsenin bir kaybı daha kaldıramayacağı o gün karar çoktan verilmişti: Sıraç ve Derin ne olduğunu anlamadan, kendilerini zoraki bir evlilik arifesinde bulduklarında itiraz etmeye bile hakları kalmamıştı.


Bu, mutlu bir aşk evliliği değildi. Mecburiyetler tarafından dört bir yanı sarılmış, nefretle kabullendikleri hayatı yaşamak zorunda bırakılmış bir çiftin hikâyesiydi.

Her 'Seni istemiyorum!' dediklerinde daha fazla birbirine bağlanan, aşk ve nefret arasındaki ince çizgide boğulan iki yabancı… Aklın ve kalbin farklı işlediği,galibi olmayan bir aşk hikâyesi.
(Tanıtım Bülteninden)




Sevgili günlük!
Ben iyiyim, sen nasılsın?
Elimde pembe kalemin ve ben hazırım beyaz saylararina kargacık burgacık yazılarıyla doldurmaya 😉😉

...

Yazarın kalemini daha önceden okuma fırsatını bulamamıştım. Şimdiye nasip oldu. Güzel oldu esasen.
Anlatımını beğendim. Yazımı güzeldi. Ben normalde 'töre' konulu bir şeyler okumaz ya da izlemem. Nedeni yok, beni sıkıyor ve genelde sinirlerimi bozuyor. Pek sevmem esasen.

Kitabın konusu gelirsem, Derin ve Sıraç kan davasını durdurmak için evlenmek zorunda kalırlar. Birbirlerine tahammülü olmayan çiftçimizin bir arada olması sıkıntılı anları beraberinde getirir. Üstelik Derin, kaynanasının hışmına çoğu zaman uğrar. İstenmeyen gelin konumundadır ki aileler arasında bir husumet vardır.

Zorunlu bir evlilik sonrasında fırtınalı bir aşka dönüşecektir de. Abartılmadan anlatılan töre kısmı dozundaydı. Belki eksiği vardı fakat fazlası yoktu. Derin ile Sıraç'ın aşkı çok çabuk alevlendi. Bir baktım nefret kusarken bir baktım ki birbirlerinin ağzından gözlerini çekemiyorlardı. Çok hızlı olup bitti o kısım. Aslında kitabın geleni hızlı bir tempoda ilerliyor. Gönül isterdi ki biraz daha ağırdan ilerleyip derine inerek öyle anlatılmış olsaydı, daha iyi olurdu.
Uzun uzadıya bir betimleme beklentisi içerisinde olmam hiç bir zaman ama kitapta detaylı anlatım severim. Çünkü öyle olduğunda hayal etmem daha kolay oluyor. Kitap okumuyor da film izliyormuş gibi kareler gözlerimin önünde geçer. Bu kitapta maalesef bu bende olmadı.

Birde geçmiş zaman ekinde yazılması beni biraz sıktı. Yapmıştı, gelmişti, gitmişti, bakmıştı... Bir yerden sonra bunaldığımı hissettim. Geçmiş zaman anlatımını sevmiyorum, tavsiyen geniş zaman ekiyle yazması 😀

Gelelim karakterlere. Derin esmer güzeli bir kız. Dik kafalı ama uyum sağlayan bir yapıda. Kırgınlıkları ve kızgınlıkları bir dolu.
Sıraç, gazmeli yakışıklı. Aşırı kıskanç, dinlemekten anlamayip peşin hüküm veren bir adam. Hıı, bir de annesi, pek bir söz dinler. Bu beni sınır etmişti ve Sıraç ağzıyla kuş tutsa sevemem.

Fazla detaylandırmadan ve ipucu vermeden kısa keseyim yorumumu.  Bir bütün olarak kitabı incelediğimde, kitap güzeldi. Yazarın ilk kitap denemesi olduğunu göze alırsak, fena bir başlangıç sayılmaz. Ha daha iyisini olur muydu? Kesinlikle! Ve umuyorum ki yazdıkça daha iyi kitaplara imza atacak.

Kitabı okumak isteyenlere öneriyorum. En azından kitaba bir şans verebilirler.


0 comments:

Yorum Gönder