Ateş ve Buz - Aslı Karabulut || Kitap Yorumu

Yazar: Aslı Karabulut
Kitap Adı: Ateş ve Buz
Yayınevi: Müptela Yayınları
Sayfa Sayısı: 440
Baskı Yılı: 2014
Kitaba Puanım: 3 - 3.5

Lâl, Pelin ve Miray… Düz yolda yürürken birdenbire uçurumun kenarına gelip uçmaya hazırlanan üç kadın… Bu yola çıktıklarında ne içinde yanacakları ateşten ne de buz tutacakları kar fırtınasından haberdardılar. Mert'in acımasızlığı, Kenan'ın sertliği ve Akın'ın can yakan çekiciliğiyle karşılaştıklarında akıllarında sadece aşk vardı ve tek dertleri kalplerini korumaktı. 
İnat ettiler, can acıttılar, tutkuyla seviştiler… Birbirinden farklı hayatlar yaşayan üç çift, dünyanın en eski hikâyesinde buluştular. Cennetin ve cehennemin tam ortasında olsa da nihayetinde sadece âşıktılar. Alev alev, cüretkâr ve şehvetli bir hikâye…
(Tanıtım Bülteninden)



Aslı Karabulut'un okuduğum ilk kitabı Ateş ve Buz oldu ve hissettiklerimi nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bir kere anlatım tarzını beğendiğimi söylemeliyim. Akıcı bir anlatıma sahip. Kitapla yıldızımız fazla barışmamış olmasına rağmen bir gün gibi kısa bir sürede bitirebildim. Üstelik okuyamama dönemine denk gelmiştim :/
Konu olarak ve karakterleri sevdim. Böyle sinir bozucu haller ve hareketler yok değildi. Hanı elinize alın tüfek, düşün peşine öyle sinir bozucu karakterler vardı. Mert mesela, sonra Kenan Bey! -_-
Kitapta üç çift vardı ve ben en çok Miray&Akın'ı çok sevdim. Bir arada ne tatliş ne şekerimsi karamel idiler -buraya bolca kalp- aslında teker teker ayrı kitaplarda daha uzun olarak okumak isterdim açıkçası. Diğer çiftler de iyiydi şimdi ama ısınamadım -_- 
Mert'in geçmişi pek iyi değil. Annesinin ihaneti ile bütün kadınları aynı kefeye koyuyor, ve böylece çok can yakıyor. En sonunda da kalbini çaldırıp kendi canını yakıyor. Çapkın, acımasız, kendinden emin ve kararlı... Kenan da işinde başarılı bir adam, o da sertlikten hoşlanıyor, ağır efendi duruşuna bakmayın az değil hanii, Akın ise fangirli olduğum adam, gece kulübü işletmecisi, kendini beğenmiş züppe, en sevdiğim odunlardan tam yontulmalık. Bir kez daha dile getiriyor ve yazara sitem ediyorum. Keşke çiftlerin hayatını daha uzun şekilde ele alıp teker teker işleseymiş, öyle daha dolu dolu ve daha hoşlanacağım kitap serisi olurdu. Kitabın arka kapağında +18 ibaresi var. Aslında cinsellik beni hiç rahatsız etmez,  çoğu aşk romanlarında rastlanacak sahneler vardı. Ama bu kitapta bir şey eksikti ve ben hissedemedim. Belki de Mert karakterinin pişkinliğiyle yaptıkları o kadar sinirimi bozdu ki ona odaklandığımdan kaçırdım. Ama eksik şeyler vardı, diye hissettim ben. Tutku vardı, şehvet de vardı ki bir ara "Yalnız alev aldı buralar" moduna girdim. Aşkı bir tek Miray ve Akın çiftinde hissettim. Belki de dediğim gibi, çok çift olunca ve bir kitaba sığdırınca kalabalık oluşundan dolayı karşı tarafa geçmesi zaman alıyor. Tabi gözden kaçıyor olabilirim.


Çiftlerimizin konularına şöyle bir göz atarsak, ilk çift en sinirimi bozan çifte yer veriyorum; Mert ve Lal.
Lal, Finance Diary dergisinde editör olarak çalışmaktadır. Başarılı is adamı Mert ile röportaj yapması gerekir ve randevu almayı başarır. Aralarında yaşanan zıtlaşma ile Mert iptal eder ve Lal işinden olmamak için adamı ikna etmesi gerekmektedir. Mert ise farklı planlar gütmektedir. Kadına tuhaf bir teklifte bulunur. Bir hafta boyunca yemek yiyerek ona eşlik etmesini ister tabi bu, bu kadar masumane bir teklif değil. Bolca aşağılama, bolca kibir... İçimdeki canavarı tetikler cinsten kan akıtmak için can attıracak bir adam. Şöyle sağlı sollu iki üç tane yumruk atılası kin güdülesi bir adam. Sevemedim arkadaş. Lal hele, koca kadını dizime yatırıp dövesim geldi. Çok çabuk çözüldü adamın karşısında, çabuk pes etti hemen kendini teslim etti.

Kenan ve Pelin; en sakin ama en çetrefilli çift idi bana göre. Pelin yurt dışından dönüyor ve kendi şirketlerinde çalışmak istemiyor. Amcasının referansı üzerine Kenan'ın bürosunda işe başlıyor. Tabi bizim adam huysuz, sinire buz kütlesi ilk karşılaşma tersliği ile iz bırakıyor bizim kızın üzerinde. Adam ondan uzak durmak için kendini zorlar ama Pelin inat eder gibi kendini gözüne sokup duruyor. Aralarındaki elektrik çıtırdayarak kendini belli ederken en geç vuslata erenler idi.

Akın ve Miray; kitaptaki tek sevdiğim çift! Akın'ın satışının tekini tavlamak adına aldığı tenis kursunda Miray ile tanışır. İlk karşılaşmaları iyi olmasa da ders başlar başlamaz aralarındaki hoşnutsuzluk ile birbirlerine laf sokarlar. Miray gittiği Rain In The Desert adlı gece kulübün Akın'a ait olduğunu, dahası gece klubüne gittiğinda adamla karşılaştıklarında siniri bozulur. Yine aralarında bir atışma yaşanır ve ne olduysa o zaman olur. Akın arkadaşları ile bir iddaaya girer ve Miray'ı bir hafta gibi sürede yatağa atması gerekmektedir. Eh bu kısım bildik aslında ve aralarındaki olanları belki de bu yüzden sevdim, bilmiyorum ama bu çift benim en bir sevdiğim çiftim sanırım :)

Kızdığım, şaşırdığım hatta üzüldüğüm de oldu. Eksiği nedir tam olarak çözmesemde yazımını beğendim yazarın. Kapak ta tam kurguya gore olmuş. Ve yineliyorum, keşke her çifte özel bir kitap yazılmış olsaydı, daha uzun olarak okumayı isterdim. Yaşananları daha derin olarak inceledim böylece.
Kitabı, okumanızı öneririm. Yani cinsellikten rahatsız olmayan kişilerin rahatlıkla okuyabileceği bir kitap. Çok çabuk bitiyor. Yazarın eline sağlık.


0 comments:

Yorum Gönder