Bronz - Özge Naz | Kitap Yorumu


Kitap Adı : Bronz 
Yazar Adı : Özge Naz
Seri Bilgisi : Bronz #1
Sayfa Sayısı : 448
Yayınevi : Ren Kitap
Baskı Yılı : 2023
Kitaba Puanım : 4/5
Bronz Kartlar Yeniden Dağıtıldı. 
Kartlar Kaderimizdi. 
Kimse Kaderinin Dışına Çıkamadı. 

Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değil; el bebek öl bebekti.

“Ben yalnızca hislerin katiliydim.”
••

Epey zamandır namını duyduğum bir kitaptı Bronz. Hatta çekincem bile vardı okurken, adapte olma konusunda... Başlangıç olarak epey zorlandığımı itiraf edebilirim. Kitabın dünyasına tam giremedim fakat girdikten sonra okurken de sanki bir arkadaş ortamına sonradan dahil olmuşum da yadırgamayayım diye beni aralarına almışlar da yalnız bırakmayarak koluma girmişler gibi hissettim satırlar boyu. 🤗

Her şeyin başladığı bir yer vardı; o da ihanetle noktalandi. O ilk yer, ihanet sonrasında değişim rüzgarına kapılan düzen, yıkılmaması hele ki zerresi bile oynatılmaması gereken yere çeviriyoruz gözlerimizi. Arkana isimli bir örgüt var, kurulu düzende en tepede bir kral ve kraliçe var(dı). Fakat kraliçenin ihaneti her şeyi değiştirdi. Kartlar yeniden dağıtıldı, ihanet zemini yerinden sarsınca düzenin yeniden kurulması gerekti. Arkana yöneticilerinin tarot kartlarından ilham alınmış kartları vardır. Yönetenlerin kartları kendilerinden sonra yerlerini alacak varislerinindir. Kraliçe kartının yok olmasıyla yeri dolduracak kıyamet olacak varis ise daha doğmadan kaderi belirlenmiştir. 

Düzenin kıyameti olacak kişi ise kimlikte yazdığı gibi Hisar Atalav'dır. Hayır sil. Onun adı His. His Atalav.
Düzene baş kaldıran kişi ise kimliği belirsiz hayalet olarak bilinen biridir. Ona da Bronz derler.

Gel zaman git zaman, His büyür dünyaca tanınan piyanist olur, eni sonu yolu İstanbul'a düşer. Aradığı onun için önemli olan bir şey vardır. Peşine düştüğü şey aslında bir günlükten ibaret değildir, içinde kaleme alınmış duygulardır. Okumayı arzu ettiği satırlarda kendi ile alakalı bir parça var olup olmamasını merak eder. Günlüğü ararken yolu Bronz ile kesişir. Bir efsane olan, hatta hayalet olduğuna inanılan, karşısına çıkan kişinin son gördüğü yüz olan Bronz onu dinlemeye gelmiştir. Ve o andan itibaren birbirlerinin kaderi olurlar. 🖤

Hisar'ın dünyaya geliş amacı, ailesinden görmediği sevgi hatta maruz kaldığı nefret beni öyle yordu ki His ile birlikte öfke ile dolup taşarken hissizleştik. Yani elle tutulur bir sebep yokken dünyaya getirdiğin çocuktan neden nefret edersin derler ama adama. Bundan sebep anne ve babasını asla affetmeyeceğim. Çünkü kızın yaşadıkları kolay ya da hafife alır şeyler değildi. Rus mafyası yanında bizdekiler de el ediyor yani merhamete dair nokta olmamalı belki doğrusu bu, yine de kendi evladın be, kendi kanın. Ölüm makinası yetiştirme hayalleri ne bileyim, sevgisiz soğuk kendiyle başbaşa bırakıp zulm de etmek... vicdansızlar!

Giriş kitabı olmasıyla birlikte birçok önemli detaylar bilgiler var ve kurgu dünyasına dahil olurken karakterlerle harmanlanıyoruz. Yazar öyle vir kurgu oluşturmuş ki puzzle gibi, her bir parça olması gerektiği yerde, milim oynatınca tüm her şey birbirine girmeye müsait. O yüzden tüm dikkatle okunması gerekiyor. Ben asıl bu serüvenin esas finalini merak ediyorum. Çünkü bizi bekleyecek asıl son çok başka olacak gibi, şoklar yaşatacak baştan belli. Efendim çok bir ipucu vermedim diye düşünüyorum, epey eleyerek üstten üstten anlattım kitabı sizlere. Merak etmişseniz *ki ettiniz bence* adres bariz belli, kitabın ta kendisi. 😎

Karakterlere alıştım onlara pozitif *kızın aile fertleri hariç* hisler besliyorum. Yazarın yazım dilini de sevdim, kullandığı metaforlar, betimlemeler tasvirler güzeldi. Çok betimleme okumayı seven bir tip olmasam da bu kitapta olan her şeyi olması gerektiği şekilde beğendim, sevdim. Tek sıkıntı kıza yaşatılanlar *ulan bak gene sinirlendim*, sebepsiz bir nefretin kıza pompalanması. Yine ölüm makinesi yetiştir emmi yine robotik biri olsun ama yok sayma nefret etme da ay şiştim resmen anasına da babasına da. Kurgunun ilerleyişi güzeldi ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olması hoşuma gitti. Sevdiğiniz tarzsa ve bu tarz kitapları okumaktan keyif alıyorsanız tavsiye edebilirim. Siz de okuyun His'ciğimle bir tanışın kahve çay falan için derim. *kimse sevmesin seni, ben severim bebeğim. ❤*



0 comments:

Yorum Gönder