Maskeli Günlükler Okuma Etkinliği #3 Lemariz Müjde Albyrak - Frezya | Kitap Yorumu


 Yazar: Lemariz Müjde Albayrak
Yayınevi: Postiga Yayınları
Sayfa: 440
Yıl: 2015
Kitaba Puanım: 5
***

Sevgili günlük, bu gün yeni sayfana içine dokunan bir kitap hakkında gevezelik edeceğim sana. Okurken beni hem güldürüp hem de ağlattığı için veryansın edeceğim. En çok da böylesi yaralı ama güçlü karakterleri okuduğum için tebrik edeceğim yazarı.
Günlük, hayat çok acımasız. Sakin bunu aklından çıkarma! Acımasız olsa da sevginin karşısında boynu kıldan ince, bunu da unutma ;)



Öyle anlar vardır ki, söyleyeceğin sözcükler saklanır senden. Sen bulsan da onları yazacak derman bulamazsın parmaklarında, kalem kıpırdamaz.
İşte şu an öyle anlardan birindeyim. Gözlerimde yaş, dudağımda duran eğreti gülümsemeyle okudum kitabı. Hikâyeyken de okumuşluğum vardır Frezya'yı. Wattpad sitesinde yayınlanırken, hadi ben de okuyayim demiş ve başlamıştım. Final kitaba saklanmışken, kitaptan yeniden okumak da ayrı bir keyif ve lezzetti. Bölüm bekleyerek geçen günler yoktu bu sefer ve tek seferde okuyabiliyoruz artık.

Yazarın kaleminin güçlü oluşu karakterlere okuru böylesi sağlam bir bağla bağlanmasından kaynaklanıyor. Hacer ile incinmişliği, hayal kırıklığını, korkuyu, hüznü, kaybolmuşluğu, çocuksu sevinci, her bir duyguyu yaşadım. Timur ile sahiplenmeyi, kimi zaman çaresizliği, kaybetme korkusunu, aşkı da hissettim. Ağladığım çok oldu mesela bu kitapta, güldüğüm de...

Bu kitap derin bir kitap ve yüreğe dokunan bir kitap.
Bu kitap kadının mücadelesini vurgulayan, umuda inancı aşılayan bir kitap.
Bu kitap sessiz çığlıklar atan çaresiz kadınların da korkusuz olabileceğini, aşk ile ruhlarını iyileştirdiklerini gösteren bir kitap.
Çok şey var aslında söylemek istediğim. Erkeklere olan kinimi öfkemi kusabilir, onlar hakkında suikast planları yapabilirim. Ama en çok da, Hacer gibi olan kadınlar için bir köşeye geçip ağlayabilirim.
Keşke bir süper kahraman olsam da, çaresiz düşen herkesi kurtarabilsem!

Cansu -yaralı yanıyla Hacer- kimsesiz bir kadın. Yetiştirme yurdunda büyümüş, tecavüze uğramış, dayak yemiş, satılmış... Pavyon bülbülü Cansu, içindeki masum çocuğu öldürmemiş hayatın tüm pisliklerine rağmen. Yaralı, kırılgan, incinmiş, en çok da yorgun Cansu. Bir gün ansızın hayatına giren bir adam ile her şey tepetaklak oluyor. Ve kendini bilmediği bir dünyada buluyor. Aşkı da öğreniyor, kardeşliği de şefkati de... Öyle içime işledi ki gözlerim dola dola şu satırları yazıyorum.
Timur, yenilmez ve muhteşem Timur, Cansu'num demesiyle Mafyatik Timur. Beste, hayalperest, uçarı cıvıl cıvıl bir kız, Beste. Yuregi koca bir aşkla dolu ama sevdiği ondan uzak durur. Falaz, aşık ve kör Falaz, dimdik duruşunu çenesine anca yetişen minik bir kadın alabora etti yüreğini. Nalan, ah Nalan, en çok sana canım yandı ha benim. Hayrullah, sen ne güzeldin be! Hikmet anne, eline bakan yetimleri tek bırakmayarak onlara bakan koca yürekli kadın, yahu sen ne güzeldin! Hayat vardı kitapta. Belki aşk romanı ama en çok yaşanmışlıklar ve hayat vardı satırlarda. İçimi çeke çeke ağlatan, gözlerimden dökülen yaşlarla kahkahalar attıran kitap. Ya ben anlatmayayim, siz en iyisi mi alın okuyun! Ve bana hak verin.


0 comments:

Yorum Gönder