Çarpık Saray - Erin Watt | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Erin Watt
Kitap Adı:  Çarpık Saray 
Özgün Adı: Twisted Palace
Seri Sıralaması: The Royals #3
Baskı Yılı: 2021
Sayfa Sayısı: 344
Yayınevi: Yabancı Yayınları 
Kitaba Puanım: 3/5
Milyon dolarlık sorunun cevabını nihayet alıyoruz: malum suçu kim işledi?

Çarpık Saray birçok gizemi içinde barındıran bir kitaptı. Okurken, kendimi ipuçları toplarken ve bazı açıklamaları bir araya getirirken buldum. Elbette ki tahminim vardı ve ortada duran gerçek ise kaçınılmaz sondu. Belki de benim bu seriyi keyifle okumamın tek sebebi de buydu, kolay tahmin ediliyor ve çabuk bulunuyor olmasıydı.

Reed ve Ella'nın romantik ilişkileri ve karakter gelişimi olumlu yönde, her ikisinin de olgunlaşmasını okumak keyifliydi. Önlerindeki zorlu yolu, aşılması gereken tümsekleri geçtiler. Birbirlerine sahip oldukları sürece ikisi birlikte çok güçlüler ve bunun da farkındalar. Birbirlerine duydukları sevgiyi gerçekten hissettim bu kitapta.

Ella'nın aldığı kararlarda sert kalmasına ve yaşadıkları zorluk karşısında Reed'e inanması ve onun yanında kalmayı seçmesi mükemmeldi. Tüm Royaller'e olan bağlılığı ve sevgisini gerçekten hissettim. Ve Reed... Ah Reed, seni sersem 🤦🏻‍♀️ Baştan beri çizmiş olduğu o kötü çocuk imajı bir anda yok olmuştu.  Kendini beğenmiş şımarık bir Reed ile karşılaşmayı umarken nazik, düşünceli ve güvenilir Reed'i bulmak beklenmedikti. Bu kitapta nihayet öfke sorunlarını kesinlikle kontrol edebilen farklı bir Reed görüyoruz.

Arada sırada bazı gereksiz dramalar olabilir (geçmişte kalması gereken bir dangoz var, zaten o dengesiz geldi geleli neler neler oldu) ancak çok geçmeden nedenleri ve sonuçları anlaşılıyor. Yine de abartılan bir iki şey ve benim sinirden gözümün döndüğü yer vardı. Şimdi diyeceksiniz tüm seri de mantıkla bakınca çok delirmelik yer vardı bu ne ki, doğru haklısınız ama kudurdum işte, benim de derdim bu napim 🤪 Çözülmesi gereken olaylar, aralara sıkışan sırlar, gelecekte bizi ne bekliyor endişesi ve ben sensiz mutlu olamam diyen iki genç ile serinin ilk üç kitabına veda ettik.

Bir de ek parantez ile belirtmek istediğim şey var. İnsanı en çok sevgisizlik yıkıyor ve hasta ediyor. Kendini suçlamak bu psikoloji ile gerek kendine gerek etrafına bok gibi davranıp kırmak sevgisizlikten güvensizlikten kaynaklı. Burayı kırmızı oda'ya çevirme niyetim yok fakat sevginin tek çözüm olduğu, konuşularak iletişimi sağlamak gerektiğini içte saklanan neyse ortaya dökülmesi gerektiğini kitabın kapağını kapatırken düşünüyorsunuz.

Sonuç olarak, serinin sonu beni tatmin ederek son derece memnun kaldım. Bir parça ayrılık kaygısını yaşıyor olsam da gelecek üç kitaba bel bağlamış durumdayım. Evet Ella Harper ve Reed Royal aşkına bir nokta koysak da Royal oğlanlarına tamamen -şimdilik- veda etmiş değilim. Bence, Çarpık Saray destansı bir şekilde ortaya çıktı ve noktayı koydu. Seride en beğendiğim kitap olduğunu ifade edeyim.
Sıra geldi, iç dökmeye bu kısım spoiler olacağı için dilerseniz okumaya da bilirsiniz.

Serinin başlangıç kitabı olan Kağıt Prenses finalinde patlayan ilk bomba Broke cadısının hamile kalışıydı. Paramparça Prens kitabında ise bombalar ardı ardına patlamaya devam etti. Bu bombalardan biri Reed'in yediği haltlardan biri. Babasına olan öfkesi onu birçok yanlışa sürükledi ve o yanlışlardan biri de Broke ile birlikte olmasıydı. Ki Reed bebeğin babası olamayacağını söylerken son derece kendinden emindi, altı ay kadar önce yaşanan bir hadiseden hamile kalsa karnı şimdiye kocaman olurdu. Tabi kitapta patlayan önemli bir bomba ise finalde Broke'un ölüyor oluşu ve baş şüpheli olan kişi de Reed. Beklenmedik hatta öldü olarak bilinen Steve'in de geri dönüşü ile üçüncü kitabın seyri epey değişiyor.

Birçok soru birikiyor seri boyunca ve Çarpık Saray'da tüm cevaplara ulaşabiliyoruz.
Tabi kitap atmosferine yayılan olumsuz hava hakimken daha fazla drama, daha fazla sır ve en nihayetinde yaşanan ifşalar.

Ben seriyi okurken hep mantığı devre dışı bırakarak daha kayif alınabilir şekilde okumaya koyuldum, bundan dolayı da film izliyor gibi severek bitirdim. Mantıklı taraftan baksam birçok suç unsuru ile hop oturup hop kalkmam gerekirdi. Mesela akran zorbalığı, uyuşturucu, tacizler, şiddet, çarpık ilişkiler, usulsüzlükler, rüşvete varıncaya kadar birçok olay okuduk. Jordan'ın erkek arkadaşına baktı diye bir kızı okul duvarına yarı çıplak bantlamış olması, Daniel'in takıldığı kızlara uyuşturucu verip onlardan faydalanması, bir kızı aynı anda idare eden Sawyer&Sebastian ikilisi ve kızın bu durumu yanlış bulmaması, abisinin eski sevgilisi ile sevişmeyi yanlış bulmayan kumara alkole batan Eaeton... Karısına benziyor diye bir kadını öldüren Steve ve suçu gencecik bir çocuğun üzerine atması, Dinah'in şantaj ederek Gideon ile birlikte olması... Annesine türlü hakaret ederken ve Ella'yı orospu yerine koyanlarla hatta taciz (sözlü olarak) edenlerle sonradan iyi olması biz aileyiz demesi... Sıkıntılı bir durum ve paikolojik açıdan da tedavi edilmesi gereken bir şey. Daha nicesi var, ah unuttum, Daniel'in intikam almak için Reed'i bıçaklaması da vardı. Kısaca mantık olarak seri boyunca epey falso veren olay vardı. Tipik Amerikan film ya da dizilerinde bu tarz şeyler olduğu ve onları da seyredip geçtiğim için seriye saymak ya da sövmek istemedim. Yine temelde eksik olan SEVGİSİZLİĞİN nelere sebep olduğunu görmüş oldum. Melek olarak atfettikleri anneleri Maria'nın yediği bok da sonunda belli oluyor ve Royaller yüzünden değil kendi ahlaksızlığını kaldıramadığı için intihar edişi ortaya çıkıyor. Ve onun yediği boktan sebep koca bir aile bir arada olsa da kopuk kopuk yaşarken boğazlarına kadar boka batıyor. Yazarlar bundan sonraki kitapta neler yazacak ve bizi neler bekleyecek merak etmiyor değilim.

Ve Steve, sen nasıl bir şeref yoksunu bencil bir pisliksin! Hayatta en nefret edilen profil bu adamdı. Ella'ya söylediği aşağılayıcı sözler bir yana baba rolüne girip kısıtlaması kendi pis sırları ortaya dökülmesin diye ona zarar vermeye kadar gitmesi... Neyse ki tutuklanıp ceza aldı da hak yerini buldu. Üçüncü kitapta seri boyunca nefrer ettiğim Jordan'ın bile insani yönünü göstermiş yazarlar, keşke yaptıkları aşırı davranışları yazmamış olsalardı da üçüncü kitaptaki gibi biri olarak okusaydık. Ve Dinah, Gideon konusunda hâlâ öfkeliyim bu pisliğe. İğrenç bir insan olsa da Ella'yı kurtarıp gerçek suçulunun teslim edilmesi yönündeki önemli tutumundan dolayı bir aferin alsa da hâlâ nefrer ediyorum ondan.
Royal Ailesi Kaçmaz, Savaşır

Ella Harper, hayatta karşısına çıkan her zorluğu atlatabilecek kadar güçlü ve sevdiklerini korumak için kendini feda edebilecek kadar gözü karaydı. Öfkesiyle tanınan Reed Royal’ın ise her sorunu şiddet kullanarak çözmeye çalışması sonunda ayağına dolanmıştı. Fakat o gece malikânede yaşananlar ikisi için de fazlaydı.

Lekeli geçmişleri onları asla rahat bırakmazken, birbirlerine zarar vereceklerini haykıran seslerin arasında yollarını bulmaya çalışıyorlardı.

Çarpık Saray’ın çoktan unutulmuş sırlarını açığa çıkarmak ve kendilerine yeni bir hayat şansı tanımaktan başka seçenekleri kalmamıştı.

“Bu neslin Cruel Intentions’ı.” —Jennifer L. Armentrout

“Çarpık Saray, Ella ile Reed’in hikâyesi için mükemmel bir son.” —Samantha Towle

“Bırakın Royal ailesi sizi de mahvetsin.” —Meghan March

“Aşk, ihanet ve manipülasyonlara dair kusursuz bir hikâyenin sonuna hazır olun.” —S.L. Jennings


The Royals Serisi;
#3 Twisted Palace / Çarpık Saray
#3.5 Tarnished Crown
#4 Fallen Heir
#5 Cracked Kingdom

0 comments:

Yorum Gönder