Düş Gemisi - Büşra Nur | Kitap Yorumu


Yazar Adı: Büşra Nur
Kitap Adı: Düş Gemisi
Özgün Adı: ☆
Seri Sıralaması: Düş Gemisi #1
Baskı Yılı: 2022
Sayfa Sayısı: 271
Yayınevi: Ren Kitap
Kitaba Puanım: 2/5
Dünyadan çok uzaklarda, hayal edilen her dileğin bir gün gerçekleştiği Kuludokya’da büyük annesiyle birlikte yaşayan Destina kendisini olağanüstü bir olayın içerisinde bulur. İçerisine düştüğü zaman öleceğini sandığı kutsal gölün suyu, Destina’yı içerisine alarak kurur ve genç kız bir okyanusun ortasında uyanır. Tanrı kaderi genç kız için yeniden yazar. İçerisinde uyandığı gemiyle birlikte çıktığı bu yolculukta görevi Dünya ve rüya adaları arasındaki dengeyi korumaktır. Ona geveze bir gemi, huysuz bir kedi ve her durumda mantıklı olmayı bilen bir şifacının eşlik ettiği bu yolculukta ilk görevi, gördüğü rüyanın içerisine hapsedilen Barın’ı dünyaya geri göndermektir.

Olağanüstü yolculuklarında, Barın ve Destina’nın birbirlerine karşı duyduğu güçlü çekim dengelerin daha fazla bozulmasına sebep olur.

Barın ve Destina, gerçekle hayalin birbirine karıştığı bu yolculukta kendi gerçekliklerini bulabilecekler mi?
(Tanıtım Bülteninden)
Bazı kitaplar vardır, sizi içine çekmeye yetemez; Bazısı da vardır ki ilk kelimesiyle sizi büyüsüne katıp hikayesine ortak ederken içine çeker. Düş Gemisi bu bahsettiğim iki kategorinin ilkinde yer edinen kitaplardan biri oldu benim için. Bize anlatılan hikayenin içine giremedim, karakterlerle kontak kuramadım, 271 sayfa boyunca bir şeyler okudum fakat yaşananlar bana geçmediğini üzülerek söylemek zorundayım. Oysa kapak açıklandığı zaman ayıl bayıl ne güzel olmuş yaa diyerek defalarca incelemiş tanıtım yazısıyla merakım tavan yapmıştı. Zihnimde canlananlar başkaydı, daha farklı bir hikayenin beni beklediğini düşündüm. Kapaktaki yakışıklının, gemi detayının, güvertedeki çift hakkında kitap elime ulaşana kadar zihnimde fazla mesai yaptım. Yine ve yeniden anladım ki yüksek beklentilerle hiçbir kitaba başlanmaması gerekiyormuş ki sonrasında hayaller kırılıp beklentiler düşüşe geçmesin.

Kitapta masal tadında bir giriş bölümü karşılıyor bizi. Şirin narin bir köyde yaşayan küçük bir kızdan bahsediliyor. Bu kızın o köy civarında olan gölde bulduğu gemiye olan bağlanması, sonrasında yine o gölde gemisiyle birlikte kaybolması, bir daha ondan haber alınmaması anlatılıyor. Sonrasındaysa giriş bölümünün masalsı anlatımdaki bahsedilen küçük kızı esas kahramanımız olarak karşımızda buluyoruz.

17 yaşına girecek kızımız Destina, büyükannesiyle yaşıyor. Yaşadıkları yer ise Kuludokya, müzik bölümü okuyan ve piyanist olmak isteyen kızımızın hobileri arasında köylerinde bulunan göle gitmek ve yüzmek var. En yakın arkadaşı Yamaç ile didişmeyi de seviyor. Bir de gölde çocukken bulup çok sevdiği ve yanından ayırmadığı beyaz gemisi var. Yine bir gün büyükannesinin ona seslenerek uyanıp güne başlamasıyla hayatının değişeceği ana doğru, yapması gereken işleri tamamlayıp göle yüzmeye beyaz gemisiyle gidiyor. Derken gemi ve kendisi suya çekilip yok oluyor.

Sonrasında hızlı bir anlatımla koştur koştur olayların içine dahil oluyor. Gözünü açtığı yer bir güverte ve kendinden başka kimse yok. Daha sonrasında geldiği yerin bir araf olduğunu öğreniyor, onun için çizilmiş kaderinde ise önemli bir görevi olduğunu öğreniyor. Fakat görevini Destina'nın bulacağı söyleniyor. Sonrasında insanların rüyalarına dahil oluyor, böylece Barın ile tanışıyor. Ve maceraya daha sonra eklenen karakterler de oluyor...


Açıkçası kitapta baştan sona anlatım bazda eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Bir kere okurken zihnimde hiçbir yeri canlandıramadığım gibi ne hisleri hissettim ne de maceranın heyecanını yaşadım. Tasvirler eksikti, olaylar hızlı anlatılıyordu ve bir yere bağlanmıyordu. Bir konu dönüyordu ama konuyla alakasız çok şey oluyordu. Üstelik replikler günlük hayatta sosyal medyada denk gelip belki gülüp belki de gülmediğimiz cümlelerdi. Fantastik olduğu için yükselmiştim ama fantastik içine alabileceğim bir kurgu değildi, aşk desen yoktu, komiklik zorlamaydı gülmedim. Ben yaşadığı yer hakkında, çevresi hakkında daha fazla detay görmek isterdim. Keza Araf denilen yer hakkında nasıl bir yerde olduğu neden olduğu daha fazla detay olmalıydı. Karakter ağzından anlatabiliyorken aralarda tanrısal bakış ile yazılmış kimi zaman cümleler kimi zaman da paragraflar vardı ve bu da benim gözümü tırmaladı. Madem verilmek istenen önemli yerler ve şeyler tanrısal bakışla okuyorduk en baştan öyle yazılmış olsaydı da kadın karakterin düşüncelerini cümleler halinde konuşmalar harici italikle okusaydık.
Bunları söylüyorum diye asla kitabı kötülüyor değilim, çünkü benim kötü kriterim içine girmiyor. Kötü diyebileceğim olumsuz mesaj barındıran ya da kötü bir şeyi normalleştiren tek bir satır yok. Kitapta sadece benim için eksiklikler var, onlardan da zaten söz ettim.

Konusu ve kurgusu özgündü fakat yazımı bana göre fazla eksikti. Yazarın sanırım yazdığı ilk kitap, daha başka kitaplar yazmış mı diye bir bakacağım. Sonraki kitaplara Wattpad hesabında inceleyeceğim ama serinin devamı olacaksa okumam diye düşünüyorum. Özellikle başta bize verilen verilerle uyumsuz o sonla. Yaşça büyük olduğum için mi sevemedim diye düşünmüyor değilim fakat bizim lise zamanı okuduğumuz fantastik seriler de bu kadar basit bir anlatım ve yazımla değildi diye sonradan aklıma geliyor. Bir de kapakla kitabın uyumunu okuduktan sonra sorgulamadım değil. Tabi bunlar bu fikirler tamamen BENCE YAZILMIŞ fikirler.

Yorumuma son verirken her zaman yinelediğim bir fikrimi de tekrar etmek istiyorum. Yeni yazarlara bir şans verip yeni kalemler keşfetmekten yana olduğumu savunurum daima. Bunun yanında okunacak yazarın ne yazacağına ve ne yazmış olduğuna dair fikir edinmek için araştırma da yapılması taraftarıyımdır. Ne zaman yazmış ne düşünerek yazmış ne yazmış kıstasını öne alarak okunmak istenen yazarı okurun okuması gerektiğini düşünüyorumdur. Bundan da çoğu zaman bahsederim. Verilen emeğe saygı sonsuzdur, bana uymasa da hak teslimi ederim. Yapılan eleştirilere de kulak kesilmek gerektiğini düşünürüm.

Yazarımıza cesareti dolayısı ile tebrik ederim. Yolu açık olur ve umarım kalemini geliştirerek çok iyi çok sürükleyici ve hayran kalacağımız kitaplara imzasını atar.

0 comments:

Yorum Gönder